Antalya Mevlevihanesi Törenle Açıldı
Restorasyonu uzun süredir devam eden Antalya Mevlevihanesi, törenle açıldı.
Restorasyonu uzun süredir devam eden Antalya Mevlevihanesi, Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke, İl Kültür ve Turizm Müdürü İbrahim Acar, İl Milli Eğitim Müdürü Yüksel Arslan, Vakıflar Bölge Müdürü Hüseyin Coşar, Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Abdullah Çalışkan, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Birol Ekici, öğretim üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri ve geniş bir halk kitlesinin katıldığı törenle açıldı.
Hafız Süleyman Aykut’un okuduğu Kur’an-ı Kerim ve Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Yasin Pişgin’in okuduğu dua ile başlayan törenin açılış konuşmasını yapan Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya’nın bir İslam şehri olmasının sembolü konumundaki bu mekanlara Antalyalıların sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Karaloğlu, “Antalya Valiliği görevine başladığında tarihi Kaleiçi’ndeki Mevlevîhane, Yivli Minare Camii, Karatay Medresesi ve Zincirkıran Mehmet Bey Medresesi civarının yıkık dökük, bakımsız ve adeta mezbelelik halinde olduğunu ve amacına uygun kullanılmadığını gördüm. Yaptıkları çalışmalarla bu mekanların restore edilerek yeniden asli işlevlerine geri döndürülmeye başlanacak” diye konuştu.
Şehrin ve ülkemizin sahip olduğu entelektüel birikimini ‘Antalya Mevlevîhânesi İrfan Meclisi’ adı altında Antalyalılarla buluşturmayı hedeflediklerini belirten Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke, “İlim ve mârifet sahibi insanlarla, buradaki mekanın rûhunu yeniden canlandıracak ve yaşatacak sohbetler, dersler, musiki fasılları, hat, tezhip, Osmanlı Türkçesi kursları gibi çeşitli etkinliklerin gerçekleştirileceğini ve böylece kadim geleneğimizin ruhuna uygun bir çizgide şehrin kimliğini oluşturmada ve tarih bilincinin gelişmesinde önemli katkılar sağlayacak” dedi.
“Mevlevihanenin atıl kalmasına gönlümüz razı olmadı”
Bu mekânların, kümbetlerin, türbelerin ve mezar taşlarının, ülkenin adeta tapu senedi konumunda olduğuna dikkat çeken Karaloğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bu değerlerine sahip çıkmayan bir millet, topraklarına da sahip çıkamaz. Bu akşam Mevlevîhane’nin açılışıyla adeta Antalya’nın müslüman kimliğiyle buluşmasının sıfır noktasını, yani Antalya’nın ecdadımız tarafından ilk fethedildiği 1200’lü yılları yeniden yaşıyoruz. Mevlevihane’nin cansız ve atıl bir müze olarak kalmasına gönlümüz razı olmadı. Buranın 7 gün 24 saat insanların gelip manevî havasını teneffüs edebildiği, içinde yaşadığı, lise ve üniversite öğrencilerinin gelip sohbet ettiği, kitap okuduğu, çeşitli kültürel ve sanatsal etkinliklerin icra edilip sergilendiği “yaşayan bir kültür ve sanat merkezi” olmasını arzu ediyoruz. Ahmet Ögke hocanın sözünü ettiği kurumlar arasındaki işbirliği protokolünü de bu amaçla imzaladık.”
Program, Akdeniz Üniversitesi Camii İmam-Hatibi Mehmet Koşuk yönetimindeki Sinan-ı Ümmî Tasavvuf Musikisi Korosu’nun seslendirdiği ilahilerle son buldu.
Kaynak: İHA
Hafız Süleyman Aykut’un okuduğu Kur’an-ı Kerim ve Akdeniz Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Yasin Pişgin’in okuduğu dua ile başlayan törenin açılış konuşmasını yapan Antalya Valisi Münir Karaloğlu, Antalya’nın bir İslam şehri olmasının sembolü konumundaki bu mekanlara Antalyalıların sahip çıkması gerektiğini belirtti.
Karaloğlu, “Antalya Valiliği görevine başladığında tarihi Kaleiçi’ndeki Mevlevîhane, Yivli Minare Camii, Karatay Medresesi ve Zincirkıran Mehmet Bey Medresesi civarının yıkık dökük, bakımsız ve adeta mezbelelik halinde olduğunu ve amacına uygun kullanılmadığını gördüm. Yaptıkları çalışmalarla bu mekanların restore edilerek yeniden asli işlevlerine geri döndürülmeye başlanacak” diye konuştu.
Şehrin ve ülkemizin sahip olduğu entelektüel birikimini ‘Antalya Mevlevîhânesi İrfan Meclisi’ adı altında Antalyalılarla buluşturmayı hedeflediklerini belirten Akdeniz Üniversitesi Rektör Yardımcısı ve İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Ögke, “İlim ve mârifet sahibi insanlarla, buradaki mekanın rûhunu yeniden canlandıracak ve yaşatacak sohbetler, dersler, musiki fasılları, hat, tezhip, Osmanlı Türkçesi kursları gibi çeşitli etkinliklerin gerçekleştirileceğini ve böylece kadim geleneğimizin ruhuna uygun bir çizgide şehrin kimliğini oluşturmada ve tarih bilincinin gelişmesinde önemli katkılar sağlayacak” dedi.
“Mevlevihanenin atıl kalmasına gönlümüz razı olmadı”
Bu mekânların, kümbetlerin, türbelerin ve mezar taşlarının, ülkenin adeta tapu senedi konumunda olduğuna dikkat çeken Karaloğlu sözlerine şöyle devam etti:
“Bu değerlerine sahip çıkmayan bir millet, topraklarına da sahip çıkamaz. Bu akşam Mevlevîhane’nin açılışıyla adeta Antalya’nın müslüman kimliğiyle buluşmasının sıfır noktasını, yani Antalya’nın ecdadımız tarafından ilk fethedildiği 1200’lü yılları yeniden yaşıyoruz. Mevlevihane’nin cansız ve atıl bir müze olarak kalmasına gönlümüz razı olmadı. Buranın 7 gün 24 saat insanların gelip manevî havasını teneffüs edebildiği, içinde yaşadığı, lise ve üniversite öğrencilerinin gelip sohbet ettiği, kitap okuduğu, çeşitli kültürel ve sanatsal etkinliklerin icra edilip sergilendiği “yaşayan bir kültür ve sanat merkezi” olmasını arzu ediyoruz. Ahmet Ögke hocanın sözünü ettiği kurumlar arasındaki işbirliği protokolünü de bu amaçla imzaladık.”
Program, Akdeniz Üniversitesi Camii İmam-Hatibi Mehmet Koşuk yönetimindeki Sinan-ı Ümmî Tasavvuf Musikisi Korosu’nun seslendirdiği ilahilerle son buldu.