Zaruret Hâlinde Orucu Bozmak

İlahiyatçı yazar Osman Ünlü, kullanılmaması insanın helakine-zayine sebep olan yasak şeyin kullanılmasının zaruret olduğunu belirtti. Türkiye Gazetesi yazarı Osman Ünlü kendisine yöneltilen; "Açlık veya susuzluk gibi böyle zaruri durumlarda başlanmış oruç bozulabilir mi" şeklindeki bir suali şöyle cevaplandırdı: Konu ile alakalı olarak Uyûn-ül-besâir isimli kitapta deniyor ki:

“İnsanın kullandığı şeyler beşe ayrılır. Bunlar; zaruret, ihtiyaç, menfaat, ziynet ve fudüldür. Kullanılmadığı zaman insanın helakine sebep olan yasak şeyi kullanmak zaruret olur. Kullanılmaması sıkıntıya, meşakkate sebep olursa, buna ihtiyaç denir. Faydası, menfaati olmayıp, yalnız gösteriş için kullanılan şeye, ziynet denir. İhtiyaç olunca, orucu bozmak caiz olur. Bahr-ür-râık isimli kitapda diyor ki; “Bir ibadete başlayınca, bunu özür olmadan bozmak haramdır. Farz olan orucu bozmak için sekiz özür vardır: Hastalık, sefere, yolculuğa çıkmak, ikrah yani zalimin zorlaması, kadının hamile olması, çocuk emzirmek, açlık, susuzluk ve ihtiyarlık.” Uyûn-ül-besâir kitabında bildirilen ihtiyaç, bu sekiz özürden biri demektir.

Buğday ekmeği, koyun eti, yağlı yemek, menfaattir. Tatlı yemek, ziynettir. Mubahları kullanmakta taşkınlık, fudüldür. Zaruret olunca, yalan yere yemin etmek caiz olmaz. Tariz söylemek, yani iki manalı kelime söyleyip yemin edilir. Aç kalanın ölmeyecek kadar leş yemesi, zaruret olur. Abdest alırken elbiseye su sıçraması, hayvan idrar yaparken, hayvanın üstündekinin elbisesine sıçraması zarurettir.”

Sual: Zengin bir kimse, niyet etmeden para, mal dağıtsa, bu verdiği para ve mallar zekât yerine geçer mi?

Cevap: Her ibadete mahsus olan farzların yerine getirilmesi şarttır. Zekâtın da farzı yerine getirilmezse, zekât verilmiş olmaz. Zekâtın farzı birdir, bu da, niyet etmektir. Niyet kalp ile olur. Malın zekâtını ayırırken veya Müslüman fakire verirken; “Allah rızası için, zekât vereceğim” diye niyet edip de fakire veya zekâtını fakirlere vermek için vekil ettiği kimseye verirken hediye veriyorum dese, caiz olur, söze bakılmaz. Zekât ve sadaka diye birlikte niyet ederse, İmâm-ı Ebû Yûsüf’e göre, zekât olur. İmâm-ı Muhammed’e göre, sadaka olur, zekâtını vermemiş olur.

Sual: Zekâtını vermeden ölen kimsenin zekât borçlarını, mirasçıları ödeyecek midir?

Cevap: Vasiyet etmemiş meyyitin, bıraktığı maldan zekât borcu verilmez. Çünkü niyet etmesi lazım idi. Vârisleri, kendi mallarından ödeyebilirler. Bu takdirde, zekâtın iskatı yapılmış olur.
Kaynak: İHA