Uluslararası Otomotiv Teknolojileri Kongresi
OİB Yönetim Kurulu Başkanı Çelik: 'Otomotiv endüstrisinin geleceği sürücüsüz, otonom, yazılım ağırlıklı, elektrikli ve hibrit araçlardadır. Tüm otomotiv endüstrisi bu doğrultuda yeniden şekillenmektedir. Ülkemiz otomotiv endüstrisinin de bu gelişmelerden bağımsız kalması mümkün değildir' BUSİAD Başkanı Türkay: 'Araba pazarı global olarak 2 trilyon dolar olmasına karşın kişisel seyahatler 10 trilyon dolar civarındadır. Tüm bu gelişmelerin sonucu sadece araba üreticileri değişmeyecek, araba şekilleri de değişecektir'
Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, otomotiv endüstrisinin geleceğinin sürücüsüz, otonom, yazılım ağırlıklı, elektrikli ve hibrit araçlarda olduğunu belirterek, "Tüm otomotiv endüstrisi bu doğrultuda yeniden şekillenmektedir. Ülkemiz otomotiv endüstrisinin de bu gelişmelerden bağımsız kalması mümkün değildir." dedi.
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümünce bir otelde düzenlenen "Uluslararası Otomotiv Teknolojileri Kongresi'nin (OTEKON 2018)" açılışında konuşan Çelik, otomotiv endüstrisinin son 12 yıldır sektörel bazda ihracat şampiyonu olduğunu söyledi.
Çelik, Türkiye'deki otomotiv ana ve yan sanayisinin, yüksek üretim kalitesiyle başta gelişmiş Batı ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya ihracat yapabilecek seviyede bulunduğunun altını çizerek, "Günümüzde Hindistan, Çin ve Güneydoğu Asya ülkelerinden daha ucuza üretebilmek bizim açımızdan şu anda mümkün değildir. Bu nedenle katma değeri yüksek teknolojilere geçiş yapmamız, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yaparak tüm sektörler açısından öncülük sağlamamız gerekmektedir." ifadesini kullandı.
Dünya otomotiv endüstrinin büyük bir dönüşümden geçtiğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Ülkemizin geleceği. Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarıma yatırım yaparak ihracatı orta ileri ve ileri teknoloji ürünler içeren bir yapıya kavuşturmaktan geçmektedir. Otomotiv sanayisinin geleceği yenilenebilir enerji ile çalışan araçlardadır. Hibrit, elektrikli hatta hidrojen ile çalışan araçların özellikle çevre duyarlılığı yüksek ülkelerde hızla artması kaçınılmaz gözükmektedir. Konvansiyonel motorla çalışan araçlarda ise yakıt tüketimi düşük, motor hacmi küçük ve ağırlığı hafifletilmiş araçlara doğru bir geçiş gerçekleşmektedir."
Çelik, 5-10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji ile çalışan araçlar konusunda yaşanan dönüşümün daha da hızlanmasını beklediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Otomotiv endüstrisinin geleceği sürücüsüz, otonom, yazılım ağırlıklı, elektrikli ve hibrit araçlardadır. Tüm otomotiv endüstrisi bu doğrultuda yeniden şekillenmektedir. Ülkemiz otomotiv endüstrisinin de bu gelişmelerden bağımsız kalması mümkün değildir. Geleneksel üretim yapan, dönüşüme ayak uyduramayan ülkelerin önemi azalacak. Yeni alanlara yatırım yapan, yüksek katma değerli araçlar, aksam ve parçalar üreten ülkelerin önemi ise artacaktır."
- "Sadece araba üreticileri değişmeyecek araba şekilleri de değişecektir"
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Başkanı Ergün Türkay ise otomotiv sektöründe 2030'a kadar ekosistemin yıkıcı olarak değişeceğini anlattı.
Bu durumun araba üreticilerine, tedarikçilerine, teknoloji ve taşıma şirketlerine yeni karlı fırsatlar yaratacağını ifade eden Türkay, şöyle konuştu:
"Araba üreticileri kendilerini geleceğe hazırlamalı. Üreticiler araba değil, seyahat satmaya yönelecektir. Araba pazarı global olarak 2 trilyon dolar olmasına karşın kişisel seyahatler 10 trilyon dolar civarındadır. Tüm bu gelişmelerin sonucu sadece araba üreticileri değişmeyecek, araba şekilleri de değişecektir. At arabasından motorlu taşıtlarla geçildiğinde ilk olarak atlarla motor yer değiştirmiş fakat arka taraf zaman içinde evrilmiştir. Bu durum otonom araçlar için de aynı olacaktır. Direksiyonu, pedalları, koltukları evrilecektir. Hatta daha az kaza olacağı tahmin edildiğinden sigortacılar, tamirciler, yedek parçacılar bu durumdan etkilenecektir."
Oturumlarla devam eden kongre, yarın sona erecek.
Kaynak: AA
Uludağ Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Otomotiv Mühendisliği Bölümünce bir otelde düzenlenen "Uluslararası Otomotiv Teknolojileri Kongresi'nin (OTEKON 2018)" açılışında konuşan Çelik, otomotiv endüstrisinin son 12 yıldır sektörel bazda ihracat şampiyonu olduğunu söyledi.
Çelik, Türkiye'deki otomotiv ana ve yan sanayisinin, yüksek üretim kalitesiyle başta gelişmiş Batı ülkeleri olmak üzere tüm dünyaya ihracat yapabilecek seviyede bulunduğunun altını çizerek, "Günümüzde Hindistan, Çin ve Güneydoğu Asya ülkelerinden daha ucuza üretebilmek bizim açımızdan şu anda mümkün değildir. Bu nedenle katma değeri yüksek teknolojilere geçiş yapmamız, Ar-Ge ve inovasyona yatırım yaparak tüm sektörler açısından öncülük sağlamamız gerekmektedir." ifadesini kullandı.
Dünya otomotiv endüstrinin büyük bir dönüşümden geçtiğini vurgulayan Çelik, şunları kaydetti:
"Ülkemizin geleceği. Ar-Ge, inovasyon, marka ve tasarıma yatırım yaparak ihracatı orta ileri ve ileri teknoloji ürünler içeren bir yapıya kavuşturmaktan geçmektedir. Otomotiv sanayisinin geleceği yenilenebilir enerji ile çalışan araçlardadır. Hibrit, elektrikli hatta hidrojen ile çalışan araçların özellikle çevre duyarlılığı yüksek ülkelerde hızla artması kaçınılmaz gözükmektedir. Konvansiyonel motorla çalışan araçlarda ise yakıt tüketimi düşük, motor hacmi küçük ve ağırlığı hafifletilmiş araçlara doğru bir geçiş gerçekleşmektedir."
Çelik, 5-10 yıllık süreçte yenilenebilir enerji ile çalışan araçlar konusunda yaşanan dönüşümün daha da hızlanmasını beklediklerini dile getirerek, şöyle devam etti:
"Otomotiv endüstrisinin geleceği sürücüsüz, otonom, yazılım ağırlıklı, elektrikli ve hibrit araçlardadır. Tüm otomotiv endüstrisi bu doğrultuda yeniden şekillenmektedir. Ülkemiz otomotiv endüstrisinin de bu gelişmelerden bağımsız kalması mümkün değildir. Geleneksel üretim yapan, dönüşüme ayak uyduramayan ülkelerin önemi azalacak. Yeni alanlara yatırım yapan, yüksek katma değerli araçlar, aksam ve parçalar üreten ülkelerin önemi ise artacaktır."
- "Sadece araba üreticileri değişmeyecek araba şekilleri de değişecektir"
Bursa Sanayicileri ve İşadamları Derneği (BUSİAD) Başkanı Ergün Türkay ise otomotiv sektöründe 2030'a kadar ekosistemin yıkıcı olarak değişeceğini anlattı.
Bu durumun araba üreticilerine, tedarikçilerine, teknoloji ve taşıma şirketlerine yeni karlı fırsatlar yaratacağını ifade eden Türkay, şöyle konuştu:
"Araba üreticileri kendilerini geleceğe hazırlamalı. Üreticiler araba değil, seyahat satmaya yönelecektir. Araba pazarı global olarak 2 trilyon dolar olmasına karşın kişisel seyahatler 10 trilyon dolar civarındadır. Tüm bu gelişmelerin sonucu sadece araba üreticileri değişmeyecek, araba şekilleri de değişecektir. At arabasından motorlu taşıtlarla geçildiğinde ilk olarak atlarla motor yer değiştirmiş fakat arka taraf zaman içinde evrilmiştir. Bu durum otonom araçlar için de aynı olacaktır. Direksiyonu, pedalları, koltukları evrilecektir. Hatta daha az kaza olacağı tahmin edildiğinden sigortacılar, tamirciler, yedek parçacılar bu durumdan etkilenecektir."
Oturumlarla devam eden kongre, yarın sona erecek.