'Bu Yüzyılda Sıcaklık Artışı 5 Dereceyi Bulabilir'

İTÜ Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen: 'İklim Anlaşması ile bu yüzyılda sıcaklık artışının 2 dereceyi aşmaması, 1,5 derecede tutulması hedefleniyor. Halbuki mevcut emisyon düzeyinde sıcaklık artışının bu yüzyılda 5 santigrat derece artacağı tahmin ediliyor' 'Dünya sera gazları emisyonlarının azaltılması konusunda gürlüyor ama yağmıyor. Bu gürlemesinin de göstermelik olduğunu zannediyorum. Anlaşma her ne kadar umut verici gözükse de bu konuda dünyanın şimdiye kadar yaptığı anlaşmaların uygulanmasında zorlandığını hatırlayınca umudumuz azalıyor'

GÜÇ GÖNEL SAĞIROĞLU - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Uçak ve Uzay Bilimleri Fakültesi Meteoroloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Şen, Paris'te 200 ülke tarafından imzalanan İklim Anlaşması'nın bu yüzyılda sıcaklık artışının 2 dereceyi aşmaması, 1,5 derecede tutulmasını hedeflediğini belirterek, "Halbuki mevcut emisyon düzeyinde sıcaklık artışının bu yüzyılda 5 santigrat derece artacağı tahmin ediliyor." dedi.

Prof. Dr. Şen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sera gazlarının atmosferdeki miktarı arttıkça dünyanın ortalama sıcaklığının da artacağını söyledi. Sera gazlarının Dünya'dan yayılan ve atmosferi ısıtan uzun dalga boylu radyasyonun uzaya kaçmasını engellediğini anlatan Şen, bunun sonucu olarak atmosferde en çok bulunan sera gazının, karbondioksit miktarının son 400 bin yılın en yüksek değerine ulaştığının altını çizdi.

Bu nedenle dünyanın ortalama sıcaklığının da 1,5 santigrat derece arttığını vurgulayan Şen, "Sera gazlarının artışı durdurulmaz ise bu ısınma 4,5-5 derecelere ulaşacaktır." diye konuştu.

Paris'te Aralık 2015'te, 200 ülke tarafından imzalanan İklim Anlaşması'nın kısmi bağlayıcılık taşıdığına değinen Prof. Dr. Şen, anlaşmanın küresel ısınmayı 2 derecenin altına çekerek 1,5 dereceyle sınırlamayı öngördüğünü ifade etti. Ayrıca gelişmekte olan ülkelerin alınacak tedbirlerden olumsuz etkilenmemesi için de 100 milyar dolar kaynak ayrıldığını belirten Şen, anlaşmanın 2020 yılında yürürlüğe girmesinin planlandığını kaydetti.

Anlaşmadaki sera gazı emisyonlarının düşürülmesiyle ilgili hedeflerin yeterli olmadığının altını çizen Şen, "İklim Anlaşması ile bu yüzyılda sıcaklık artışının 2 dereceyi aşmaması, 1,5 derecede tutulması hedefleniyor. Halbuki mevcut emisyon düzeyinde sıcaklık artışının bu yüzyılda 5 santigrat derece artacağı tahmin ediliyor. Sera gazlarının en önemli kaynağı olan fosil yakıtların miktarını azaltıcı bir önlem görünmüyor." ifadelerini kullandı.

- "Dünya sera gazları konusunda gürlüyor ama yağmıyor"

Şen, anlaşmaya göre ulusal planların her 5 yılda bir gözden geçirilmesinin 2023 yılından itibaren başlayacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Güvenli limit olan 2 derece ve altında kalabilmek için 2030'a kadar düşük karbonlu elektrik ve enerji verimliliğine yönelmek gerek. Bence bu anlaşma Dünya'yı küresel ısınmadan kurtaracak bir anlaşmadan uzak. Dünya sera gazları emisyonlarının azaltılması konusunda gürlüyor ama yağmıyor. Bu gürlemesinin de göstermelik olduğunu zannediyorum. Anlaşma her ne kadar umut verici gözükse de bu konuda dünyanın şimdiye kadar yaptığı anlaşmaların uygulanmasında zorlandığını hatırlayınca umudumuz azalıyor."

Prof. Dr. Orhan Şen, sera gazlarının artışa devam etmesiyle ileri ki yıllarda emisyon ticaretinin kaçınılmaz hale geleceğini de belirterek, "Emisyon ticareti, küresel ısınma ve iklim değişiminin önüne geçilmesinde en önemli çözüm yollarından biri olacaktır. 'Büyüyen ekonomiyi yavaşlatmadan karbon emisyonunu nasıl azaltabiliriz?' sorusuna çözüm arayışları devam edecektir." dedi.

- "Emisyon ticareti ve karbon vergisi konusunda çalışılmalı"

Prof. Dr. Orhan Şen, Türkiye'de, çevresel ve sosyal sorumluluk ilkesi çerçevesinde kurulan Gönüllü Karbon Piyasası'na yönelik projelerin ise 2005 yılından beri uygulandığını kaydetti.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın 2010 yılında yayımladığı, "Sera Gazı Emisyon Azaltımı Sağlayan Projelere İlişkin Sicil İşlemleri Tebliği"nin sera gazı emisyonlarının azaltılmasını ve geri dönüşümün artırılmasını hedeflediğini vurgulayan Şen, geri dönüşümden kastın ise ormanların korunması ve artırılması olduğuna işaret etti.

Türkiye'nin emisyon ticareti ve karbon vergisi konularındaki çalışmalara da hız vermesinin önemine değinen Şen, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Türkiye iklim değişiminden en fazla etkilenen ülkeler arasında yer almaktadır. Yenilenebilir enerji kaynakları verimliliğinde bunun göz önüne alınması gerekir. Bu yatırımlarda özellikle hidroelektrik santrallerinde ve rüzgar santrallerinde ileri yıllar için yağış ve sıcaklık projeksiyonları mutlaka hesaba katılmalıdır. Bu, Türkiye'de kurulan ve kurulacak santrallerde hedefleri tutturamama durumlarıyla yatırımcıyı zor durumda bırakabilir."
Kaynak: AA