2018 Notre-Dame De Sion Edebiyat Ödülü Verildi
Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Buchwalter: 'Okumaktan yoksun kaldığımızda belki de ortaya çıkaramayacağımız saklı duygulanımlara doğru yol almamızı sağlayan bir trendir edebiyat. İlginçtir ki dost ülkeye yapılan bu dalış, bir çevirinin okunuşu yoluyla gerçekleştiğinde bazen çok daha etkilidir' 'Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Aslı Erdoğan, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar ve isimleri anılmaya değer daha pek çok yazarın şaheserlerini, genellikle olağanüstü çevirileriyle her okuyuşumda, Türkiye'nin derinliklerine dalıyorum'
"6.27 Treni" adlı romanıyla "2018 Notre Dame de Sion Edebiyat Ödülü"nü kazanan Jean-Paul Didierlaurent'a törenle ödülü takdim edildi.
Notre Dame de Sion Fransız Lisesi ile Notre Dame de Sionlular Derneği tarafından Fransız Sarayı'nda gerçekleştirilen etkinliğe katılan Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, ödülün dönüşümlü olarak bir yıl Türk bir yazarın eserine, sonraki yıl ise Fransız bir yazarın Türkçe'ye çevrilmiş eserine verildiğini ifade etti.
Buchwalter, ödülün 10. yılının kutlandığının altını çizerek, "On yıldan beri, Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü, Fransız-Türk diyaloğunun en etkili araçlarından biridir. Bu ödül ve ona eşlik eden akşam, kültürlerimizin kaynaşmasının ve aramızdaki etkileşimin işaretleri, Fransızlar ve Türkler arasındaki düşünsel ve sanatsal bağların durmaksızın güçlendiğinin kanıtıdır. Notre Dame de Sion'un böyle bir Fransız-Türk başarısına imza atan kurum olması çok doğal. İstanbul'un kültürel enerjisini her zaman varlığıyla besleyen bu prestijli kurum, bizi bu akşam bir araya getiren Fransız-Türk dostluğuna tutku ve dinamizmle hizmet etmeye devam ediyor." ifadelerine yer verdi.
Edebiyatın, bir ülke ve kültürüyle yakınlaşmak için var olan araçlar içinde en etkilisi olduğunun altını çizen Buchwalter, şunları kaydetti:
"Okumaktan yoksun kaldığımızda belki de ortaya çıkaramayacağımız saklı duygulanımlara doğru yol almamızı sağlayan bir trendir edebiyat. İlginçtir ki dost ülkeye yapılan bu dalış, bir çevirinin okunuşu yoluyla gerçekleştiğinde bazen çok daha etkilidir. Çoğu zaman, çevirinin ele vermek olduğu söylenir. Tam tersine, Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü'nün çevirinin hizmet etmek olduğunu gösterdiğini düşünüyorum. Çevirmek, diyaloğa, karşılıklı anlayışa, duyguların paylaşımına hizmet etmek veya sadece köprüler inşa etmek demektir. Ayrıca bazen endişelerin katlandığı bu zor zamanlarda, köprüler çok değerlidir. Onları inşa etmemiz ve önceden var olduklarında onları daha da kuvvetlendirmemiz gerekiyor."
Başkonsolos Bertrand Buchwalter, Türkiye'ye ve edebiyatına aşık olduğuna vurgu yaparak, "Özellikle de Türk edebiyatının klasik veya daha az klasik yapıtlarının yayımlanmasını teşvik eden Fransız yayınevlerinin muhteşem faaliyeti sayesinde, Fransızca'ya çevrilmiş pek çok eser okuma fırsatım oldu. Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Aslı Erdoğan, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar ve isimleri anılmaya değer daha pek çok yazarın şaheserlerini, genellikle olağanüstü çevirileriyle her okuyuşumda, Türkiye'nin derinliklerine dalıyorum. İtiraf etmeliyim ki genellikle onları doğrudan Türkçe okumayı seviyorum. Bu aynı zamanda iyi bir alıştırmadır." değerlendirmesinde bulundu.
Buchwalter, Jean-Paul Didierlaurent'ın da romanıyla Fransız-Türk yakınlaşmasını zenginleştirdiğini kaydetti.
Yazar Didierlaurent ise ödülü almaktan dolayı memnuniyetini dile getirerek, "Bu önemsiz RER treninin bir gün Orient-Express'e dönüşeceğini ve beni İstanbul'un kalbine götürmek için Seine-et-Marne son durağının çok ötesinde rotasına devam edeceğini nasıl hayal edebilirdim? Hikayelerin dilden başka sınırları yoktur. Bu bağlamda, dünyanın dört bir yanındaki çevirmenlere, yetenekleriyle dilin engellerini ortadan kaldırarak sınırları yıkan bu gölge insanlarına içtenlikle teşekkür ederim." diye konuştu.
Can Yayınları tarafından yayınlanan kitabın Türkçe'ye çevirisini yapan Aysel Bora'ya da etkinlikte "Başarılı Çevirmen" ödülü verildi.
Kaynak: AA
Notre Dame de Sion Fransız Lisesi ile Notre Dame de Sionlular Derneği tarafından Fransız Sarayı'nda gerçekleştirilen etkinliğe katılan Fransa'nın İstanbul Başkonsolosu Bertrand Buchwalter, ödülün dönüşümlü olarak bir yıl Türk bir yazarın eserine, sonraki yıl ise Fransız bir yazarın Türkçe'ye çevrilmiş eserine verildiğini ifade etti.
Buchwalter, ödülün 10. yılının kutlandığının altını çizerek, "On yıldan beri, Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü, Fransız-Türk diyaloğunun en etkili araçlarından biridir. Bu ödül ve ona eşlik eden akşam, kültürlerimizin kaynaşmasının ve aramızdaki etkileşimin işaretleri, Fransızlar ve Türkler arasındaki düşünsel ve sanatsal bağların durmaksızın güçlendiğinin kanıtıdır. Notre Dame de Sion'un böyle bir Fransız-Türk başarısına imza atan kurum olması çok doğal. İstanbul'un kültürel enerjisini her zaman varlığıyla besleyen bu prestijli kurum, bizi bu akşam bir araya getiren Fransız-Türk dostluğuna tutku ve dinamizmle hizmet etmeye devam ediyor." ifadelerine yer verdi.
Edebiyatın, bir ülke ve kültürüyle yakınlaşmak için var olan araçlar içinde en etkilisi olduğunun altını çizen Buchwalter, şunları kaydetti:
"Okumaktan yoksun kaldığımızda belki de ortaya çıkaramayacağımız saklı duygulanımlara doğru yol almamızı sağlayan bir trendir edebiyat. İlginçtir ki dost ülkeye yapılan bu dalış, bir çevirinin okunuşu yoluyla gerçekleştiğinde bazen çok daha etkilidir. Çoğu zaman, çevirinin ele vermek olduğu söylenir. Tam tersine, Notre-Dame de Sion Edebiyat Ödülü'nün çevirinin hizmet etmek olduğunu gösterdiğini düşünüyorum. Çevirmek, diyaloğa, karşılıklı anlayışa, duyguların paylaşımına hizmet etmek veya sadece köprüler inşa etmek demektir. Ayrıca bazen endişelerin katlandığı bu zor zamanlarda, köprüler çok değerlidir. Onları inşa etmemiz ve önceden var olduklarında onları daha da kuvvetlendirmemiz gerekiyor."
Başkonsolos Bertrand Buchwalter, Türkiye'ye ve edebiyatına aşık olduğuna vurgu yaparak, "Özellikle de Türk edebiyatının klasik veya daha az klasik yapıtlarının yayımlanmasını teşvik eden Fransız yayınevlerinin muhteşem faaliyeti sayesinde, Fransızca'ya çevrilmiş pek çok eser okuma fırsatım oldu. Nazım Hikmet, Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Aslı Erdoğan, Orhan Pamuk, İhsan Oktay Anar ve isimleri anılmaya değer daha pek çok yazarın şaheserlerini, genellikle olağanüstü çevirileriyle her okuyuşumda, Türkiye'nin derinliklerine dalıyorum. İtiraf etmeliyim ki genellikle onları doğrudan Türkçe okumayı seviyorum. Bu aynı zamanda iyi bir alıştırmadır." değerlendirmesinde bulundu.
Buchwalter, Jean-Paul Didierlaurent'ın da romanıyla Fransız-Türk yakınlaşmasını zenginleştirdiğini kaydetti.
Yazar Didierlaurent ise ödülü almaktan dolayı memnuniyetini dile getirerek, "Bu önemsiz RER treninin bir gün Orient-Express'e dönüşeceğini ve beni İstanbul'un kalbine götürmek için Seine-et-Marne son durağının çok ötesinde rotasına devam edeceğini nasıl hayal edebilirdim? Hikayelerin dilden başka sınırları yoktur. Bu bağlamda, dünyanın dört bir yanındaki çevirmenlere, yetenekleriyle dilin engellerini ortadan kaldırarak sınırları yıkan bu gölge insanlarına içtenlikle teşekkür ederim." diye konuştu.
Can Yayınları tarafından yayınlanan kitabın Türkçe'ye çevirisini yapan Aysel Bora'ya da etkinlikte "Başarılı Çevirmen" ödülü verildi.