İl Göç İdaresi Müdürleri Toplantısı

İçişleri Bakanı Soylu: (1) '2017’de yakalanan düzensiz göçmen sayısı 172 bin 745 olarak gerçekleşmiştir. 2018 için bu sayı halen 75 bin 284’tür. 2017’de yakalanan göçmen kaçakçısı ise 4 bin 641’dir, 2018 yılı için nisan ayı başına kadar bu sayı 1328 olmuştur' 'Son aylarda özellikle Afganistan kökenli yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız. 2018 yılındaki kaçak göçmenlerin içinde 29 bin 899 kişi Afganistan kökenlidir. 2017’nin tamamında Afgan kaçak göçmen sayısı 45 bin 259 kişidir' 'AğrıIğdır sınırına, sınır duvarı ve duvarın hemen yanında güvenlik yolu ı̇nşa ediyoruz. Bunun sebebi kaçakçılık, terör ve düzensiz göç. Toplam 144 kilometrelik projenin 76,5 kilometresinin montajı tamamlandı'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, 2017’de 4 bin 641, 2018'de ise nisan ayı başına kadar 1328 göçmen kaçakçısı yakalandığını bildirdi.

Soylu, kentteki bir otelde düzenlenen İl Göç İdaresi Müdürleri Toplantısında yaptığı konuşmada, Adana'da bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

Dün bir gazetede "Diri Diri Yakın" şeklinde bir haber yer aldığını, haberde ise Yunanistan'da aşırı sağ parti üyesi bir grubun, Afgan mülteci grubuna saldırmasının aktarıldığını ifade eden Soylu, saldırıda bulunanların "Diri diri yakın" diye sloganlar attığını anlattı.

Soylu, gazetenin aynı sayfasının bir başka köşesinde, "Yalnız Göçmen Çocuklar, Avrupa'da Kayboluyor" başlığıyla bir haber bulunduğunu belirterek, "Bu haberde de Belçika’da geçen yıl refakatçisi olmayan 618 mülteci çocuğun kaybolduğu, özellikle onlara musallat olan organ mafyasının veya çocuk tacizcilerinin kurbanı olduğundan endişe edildiği yazıyor." dedi.

Avrupa'daki kayıp çocuklar hakkında bilgi vererek, Ortadoğu'daki terör ve şiddet kaynaklı göç meselesinin, 21. yüzyıla yakışmayan bir hal aldığını aktaran Soylu, şöyle devam etti:

"Fotoğrafı bizim açımızdan biraz özetlersek, göç güzergahında ı̇ki ayrı bölge ve tavır var. Birincisi Türkiye, ı̇kincisi de Türkiye'nin batısı. Türkiye, göçün kaynaklandığı yere doğrudan sınır komşusu. Hem göçe sebebiyet veren terör ve şiddet ortamıyla komşuyuz, hem de bu bölgeyle tarihsel ve ı̇nsani bağlarımız var. Orayla akrabalık ı̇lişkileri kuruyoruz, soydaşlık ı̇lişkilerimiz var, dindaşlık ı̇lişkilerimiz var. Yani bu meselede, esas itibariyle sapla samanı birbirinden ayırmak zorundayız. Göçün hem hedef ülkesiyiz, aynı zamanda da geçiş ülkesiyiz. Sınır geçişlerimizi, kara ulaşımımızı ve deniz ulaşımımızı kontrol altında tutmakla mükellefiz. Bunu yaparken de ı̇nsanların zarar görmemesini sağlayacağız, aynı zamanda da terörü de dışarıda tutacağız. İkinci bölge ı̇se bizim batımız. Avrupa Birliği ülkelerinin sınırındayız. Bizi geçerlerse AB ülkelerine ulaşmış olacaklar. O ülkeler ı̇se az önce saydığım sorumluluk alanlarından hiçbirisine sahip değil. Sınır komşusu değiller, olayın olduğu yerlerden binlerce kilometre uzaktalar, akrabalık bağları yok, tarihsel bağları yok, dini bağları yok, hiçbir bağları yok. Yani en kibar ı̇fadesiyle tuzları kuru."

- "Geçmişten gelen uzun bir göç yönetimi tecrübemiz var"

Geçen haftalarda Ukrayna'da uluslararası bir toplantıda, "Türkiye, göçü yönetmeyi, Batı ı̇se göçü önlemeyi tercih etmiştir." ifadesini kullandığını aktaran Soylu, "İkisi arasındaki fark, ı̇şte az önce okuduğum ı̇ki gazete haberinde açıkça görülmektedir." dedi.

Bakan Soylu, göçmenler konusunda Avrupa'nın izlediği politikaları eleştirerek, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Akdeniz'de kurşunlanarak batırılan mülteci botları, bunları biliyoruz. Sınırlara çekilen elektrikli teller ve daha birçok mülteci dramı hikayesi, ciğerimize oturan Aylan bebek hadisesi ı̇şte biraz önce bahsettiğim göçü önleme politikasının ürünüdür. Ülke olarak göçü yönetme tercihini kullandıktan sonra, buna yönelik olarak, birçoğunuzun da şahitlik ettiği, görev aldığı çok önemli adımlar attık. Tabi bu adımların temel çizgisi çağdaş ama bütüncül bir göç politikası ve etkin bir göç sistemi oluşturabilmekti. Bu sistemi kurarken de dikkat ettiğimiz asıl husus, ı̇nsan haklarının gözetilmesinin yanında güvenliğinin de doğru şekilde tesis edilebilmesini sağlamaktı. Elbette ki ülke olarak geçmişten gelen, uzun bir göç yönetimi tecrübemiz mevcuttur."

- "Türkiye'de 4,5 milyon göçmen var"

Bakan Soylu, yeni dönemde daha uzun vadeli bir projeksiyon ortaya koyabilmek ı̇çin 2013'te Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanunu'nu çıkarttıklarını, aynı yıl Göç İdaresi Genel Müdürlüğünü kurduklarını, göç alanında faaliyet gösteren kurumlar arasındaki koordinasyonu sağlamak üzere Göç Politikaları Genel Kurulu oluşturduklarını bildirdi.

Değişik noktalardan göç konusuna temas eden Uluslararası İşgücü Kanunu gibi yasal düzenlemeler de yaptıklarını vurgulayan Soylu, şu ifadeleri kullandı:

"Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüz, halihazırda 81 ı̇l teşkilatının yanı sıra göç konusunda önem arz eden 36 ı̇lçemizde de teşkilatlanmasını tamamlamıştır. Son olarak 16 Mart 2018'de geçici koruma yönetmeliğinde yapılan değişiklikle geçici barınma merkezlerimiz de AFAD'dan, Göç İdaresi Genel Müdürlüğümüze devredilmiştir. Bu toplantının daha önceki ı̇ki toplantımızdan farkı da bu geçici barınma merkezlerinin yöneticisi arkadaşlarımızın da aramızda bulunmasıdır. Bu vesileyle kendilerine bu büyük aileye 'hoş geldiniz' diyoruz. Bu bir ı̇nsanlık hizmetidir, bir devlet hizmetidir. Dolayısıyla kurumlar değişir ama maksat baki kalır. İnanıyorum ki bu çatı altında da arkadaşlarımız güzel hizmetlerine devam edeceklerdir. Bütün bu adımların neticesinde, bugün elimizde olan tablo şudur, ülkemizde yaklaşık 3,5 milyon Suriyeli, 1 milyon civarında da değişik ülke ve yasal statülerden göçmen bulunmaktadır. Göç İdaresi Genel Müdürlüğünün 81 ı̇l teşkilatı, 36 ı̇lçe teşkilatı halihazırda faaliyettedir ve AFAD'dan devraldığımız arkadaşlarımızla birlikte yaklaşık 10 bin kişilik bir personel kapasitemiz mevcuttur. 228 bin Suriyelinin kaldığı 19 geçici barınma merkezi, 2 kabul barınma merkezi, 18 geri gönderme merkezi, 1 geçici geri gönderme merkezi halen aktif olarak faaliyettedir."

- Göçmen kaçakçılarıyla mücadele

Bakan Soylu, en büyük avantajlarından birisinin, düzensiz göçle mücadele eden kolluk birimlerinin de Göç İdaresi Genel Müdürlüğüyle aynı bakanlık çatısı altında bulunması olduğunu aktardı.

Göç idaresi, emniyet, jandarma ve sahil güvenlik ile Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğünün, etkin bir faaliyet ı̇çinde bulunduğunu, dünya üzerinde bu konudaki en ı̇nsani ve en büyük mücadeleyi verdiğinin altını çizen Soylu, şunları kaydetti:

"2017’de yakalanan düzensiz göçmen sayısı 172 bin 745 olarak gerçekleşmiştir. 2018 için bu sayı halen 75 bin 284'tür. 2017'de yakalanan göçmen kaçakçısı ise 4 bin 641'dir, 2018 yılı için nisan ayı başına kadar bu sayı 1328 olmuştur. Son aylarda özellikle Afganistan kökenli yeni bir göç dalgasıyla karşı karşıyayız. 2018 yılındaki kaçak göçmenlerin içinde 29 bin 899 kişi Afganistan kökenlidir, bu sadece yakaladıklarımız. Bu noktada gerek Afgan yetkililerle gerekse Pakistanlı yetkililerle üst düzeyde görüşmelerimiz devam etmektedir ve göçmenlerin ı̇adesi noktasında karşılıklı mutabakatımız söz konusudur. Ayrıca, Ağrı-Iğdır sınırına, sınır duvarı ve duvarın hemen yanında güvenlik yolu ı̇nşa ediyoruz. Bunun sebebi kaçakçılık, terör ve düzensiz göç. Toplam 144 kilometrelik projenin 76,5 kilometresinin montajı tamamlandı. Iğdır kısmında fiziki gerçekleşmemiz yüzde 95'leri aştı, Ağrı tarafında ı̇se yüzde 50 civarında. Ayrıca yine sınır güvenliği noktasında Suriye sınırımızda halihazırda valiliklerimiz tarafından 90 kilometre, TOKİ ve Milli Savunma Bakanlığımız tarafından 778 kilometre modüler beton duvar tamamlanmıştır."

(Sürecek)
Kaynak: AA