'Orgeneral Dündar Tuğgeneralin Gözaltına Alınması İstedi'
FETÖ'nün darbe girişiminde Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki eylemlere ilişkin davada tanık beyanı alındı Tanık Genç: 'Orgeneral Dündar, albay Özkoçak'a, sanık tuğgeneral Adem Boduroğlu'nun gözaltına alınması emrini verdi. Özkoçak, Boduroğlu'nun odasına giderek 'Sizi gözaltına alıyorum' dedi. Bunun üzerine Boduroğlu, 'Yukarıda silahlı adamlar var, görüşmeler devam ediyor, aşağıya inerlerse kan dökülür' dedi'
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişiminde Kara Kuvvetleri Komutanlığındaki (KKK) eylemlere ilişkin 142 kişinin yargılandığı davada tanık beyanı alındı.
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşmada, Binbaşı Mehmet Genç tanık olarak dinledi.
KKK Harekat Başkanlığında vardiya amirliğinde görev yaptığını ve darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da karargahta olmadığını belirten Genç, 16 Temmuz sabah saatlerinde vardiyayı telsim almak için görev yerine gittiğini ifade etti.
Genç, sanık eski Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu'nun kendilerinden normal mesaiye devam etmelerini istediğini aktardı.
Bunun üzerine Özkoçak'ın dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ı arayarak gelişmeler hakkında bilgi verdiğini bildiren Genç, "Orgeneral Dündar, Albay Özkoçak'a, sanık tuğgeneral Adem Boduroğlu'nun gözaltına alınması emrini verdi. Özkoçak, Adem Boduroğlu'nun odasına giderek 'Sizi gözaltına alıyorum' dedi. Boduroğlu, telefon etmek istedi. Ali albay izin vermedi. Bunun üzerine Boduroğlu 'Yukarıda silahlı adamlar var, görüşmeler devam ediyor, aşağıya inerlerse kan dökülür' dedi." ifadelerini kullandı.
Dışarı çıktığında sanık eski tuğgeneral Erhan Caha'yı gördüğünü, bu sırada 7-8 kişilik bir gurubun ise "Polis geliyor." diye bağırarak nizamiyeye koştuklarını ifade eden Genç, daha sonra Harekat Merkezindeki görevine döndüğünü kaydetti.
- "Hangi Genelkurmay Başkanından bahsediyorsunuz"
Tanık Yüzbaşı Çağrı Akçalı da 16 Temmuz'da vardiya görevi için karargaha gittiğini, ilk başta nizamiyeden alınmadıklarını ifade etti.
Nizamiyede çok sayıdaki kamuflajlı personelin dikkatini çektiğini belirten Akçalı, bir zaman sonra içeri girmelerine izin verilmesi üzerine görev yeri Harekat Merkezine gittiğini anlattı.
Karargahtaki gelişmelerin kaydedildiği cerideyi incelendiğinde 15 Temmuz'da Harekat Merkezinden diğer birliklere sözde sıkıyönetim emri ile ekindeki mesajların çekildiğini fark ettiğini kaydeden Akçalı, "Bu sırada Albay Ali Özkoçak'a telefon geldi, nereden aradıklarını tam olarak bilmiyorum ancak Özkoçak, telefondaki kişinin 'Siz hala teslim olmadınız mı oraya operasyon yapılacak' dediğini aktardı. Deniz binbaşı ile ben sivillerimizi giyerek Harekat Merkezinden ayrıldık ancak bir süre sonra tekrar buraya döndük." dedi.
Albay Özkoçak'ın Boduroğlu'na "Sizi Genelkurmay Başkanımız adına gözaltına alıyorum." dediğini, Boduroğlu'nun ise "Şaka mı yapıyorsun Ali?" karşılığını verdiğini bildiren Akçalı, Boduroğlu'nun bir yerleri aramak istediğini ancak buna izin vermediklerini ifade etti.
Boduroğlu'nun "Ben bu telefonu açmazsam yukarıda silahlı kişiler var, kan dökülür." ifadesini kullandığını, bu esnada televizyonda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın görüntülerinin verildiğini belirten Akçalı, Boduroğlu'nun televizyonu göstererek "Hangi Genelkurmay Başkanından bahsediyorsunuz, bu mu? Ortalığı velveleye vermeyin, sabah Kuvvet Karargahını Ali Doğan İnce'ye teslim edeceğim." dediğini aktardı.
Mehmet Genç'in bulundukları yere gelerek sanık Erhan Caha'nın sivillerini giyerek kaçtığını, polisin karargaha operasyon yapacağını söylediğini belirten Akçalı, "Bunun üzerine polise derdimizi anlatamayacağımızı, bizi de darbeci zannedebileceklerini ifade ettim. Ali albay da Orgeneral Ümit Dündar ile görüştüğünü, kendisine Boduroğlu'nun gözaltına alınması emrini verdiğini söyleyerek sorumluluğu aldığını söyledi. Dışarıya çıkmamızın uygun olduğunu ifade etti, hep birlikte kışladan ayrıldık." diye konuştu.
- "Darbeci olup olmadığını sordum"
Tanık Binbaşı İsmail Gözütok ise olay gecesi Hatay'da bulunduğunu, kendisini arayan Üsteğmen Süleyman Kaya'nın karargahta garip şeyler olduğunu, daha sonra yeniden arayacağını belirterek telefonu kapattığını söyledi.
Söz konusu kişinin ilerleyen saatlerde bir kez daha arayarak bir albayın Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu söylediğini anlatan Gözütok, "Süleyman üsteğmen, Halil Ekiztaş'ın araç sevk amirliğine geldiğini söyleyince telefona istedim. Bir albayın kendisini araç sevk amirliğine gönderdiğini söyledi. İlerleyen saatlerde Süleyman üsteğmen, tekrar aradı ve Ekiztaş'ın da darbecilerden olduğunu aktardı. Bunun üzerine görüştüğüm Ekiztaş'a darbeci olup olmadığını sordum. Darbeci olmadığını söyledi." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, 150 kişinin yargılandığı davada, 8 kişinin dosyasının ayrılması nedeniyle sanık sayısı 142'ye düştü.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.
Kaynak: AA
Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Ceza İnfaz Kurumları Kampüsü'ndeki duruşmada, Binbaşı Mehmet Genç tanık olarak dinledi.
KKK Harekat Başkanlığında vardiya amirliğinde görev yaptığını ve darbe girişiminin yaşandığı 15 Temmuz'da karargahta olmadığını belirten Genç, 16 Temmuz sabah saatlerinde vardiyayı telsim almak için görev yerine gittiğini ifade etti.
Genç, sanık eski Cari Harekat ve Komuta Kontrol Daire Başkanı Tuğgeneral Adem Boduroğlu'nun kendilerinden normal mesaiye devam etmelerini istediğini aktardı.
Bunun üzerine Özkoçak'ın dönemin 1. Ordu Komutanı Orgeneral Ümit Dündar'ı arayarak gelişmeler hakkında bilgi verdiğini bildiren Genç, "Orgeneral Dündar, Albay Özkoçak'a, sanık tuğgeneral Adem Boduroğlu'nun gözaltına alınması emrini verdi. Özkoçak, Adem Boduroğlu'nun odasına giderek 'Sizi gözaltına alıyorum' dedi. Boduroğlu, telefon etmek istedi. Ali albay izin vermedi. Bunun üzerine Boduroğlu 'Yukarıda silahlı adamlar var, görüşmeler devam ediyor, aşağıya inerlerse kan dökülür' dedi." ifadelerini kullandı.
Dışarı çıktığında sanık eski tuğgeneral Erhan Caha'yı gördüğünü, bu sırada 7-8 kişilik bir gurubun ise "Polis geliyor." diye bağırarak nizamiyeye koştuklarını ifade eden Genç, daha sonra Harekat Merkezindeki görevine döndüğünü kaydetti.
- "Hangi Genelkurmay Başkanından bahsediyorsunuz"
Tanık Yüzbaşı Çağrı Akçalı da 16 Temmuz'da vardiya görevi için karargaha gittiğini, ilk başta nizamiyeden alınmadıklarını ifade etti.
Nizamiyede çok sayıdaki kamuflajlı personelin dikkatini çektiğini belirten Akçalı, bir zaman sonra içeri girmelerine izin verilmesi üzerine görev yeri Harekat Merkezine gittiğini anlattı.
Karargahtaki gelişmelerin kaydedildiği cerideyi incelendiğinde 15 Temmuz'da Harekat Merkezinden diğer birliklere sözde sıkıyönetim emri ile ekindeki mesajların çekildiğini fark ettiğini kaydeden Akçalı, "Bu sırada Albay Ali Özkoçak'a telefon geldi, nereden aradıklarını tam olarak bilmiyorum ancak Özkoçak, telefondaki kişinin 'Siz hala teslim olmadınız mı oraya operasyon yapılacak' dediğini aktardı. Deniz binbaşı ile ben sivillerimizi giyerek Harekat Merkezinden ayrıldık ancak bir süre sonra tekrar buraya döndük." dedi.
Albay Özkoçak'ın Boduroğlu'na "Sizi Genelkurmay Başkanımız adına gözaltına alıyorum." dediğini, Boduroğlu'nun ise "Şaka mı yapıyorsun Ali?" karşılığını verdiğini bildiren Akçalı, Boduroğlu'nun bir yerleri aramak istediğini ancak buna izin vermediklerini ifade etti.
Boduroğlu'nun "Ben bu telefonu açmazsam yukarıda silahlı kişiler var, kan dökülür." ifadesini kullandığını, bu esnada televizyonda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar'ın görüntülerinin verildiğini belirten Akçalı, Boduroğlu'nun televizyonu göstererek "Hangi Genelkurmay Başkanından bahsediyorsunuz, bu mu? Ortalığı velveleye vermeyin, sabah Kuvvet Karargahını Ali Doğan İnce'ye teslim edeceğim." dediğini aktardı.
Mehmet Genç'in bulundukları yere gelerek sanık Erhan Caha'nın sivillerini giyerek kaçtığını, polisin karargaha operasyon yapacağını söylediğini belirten Akçalı, "Bunun üzerine polise derdimizi anlatamayacağımızı, bizi de darbeci zannedebileceklerini ifade ettim. Ali albay da Orgeneral Ümit Dündar ile görüştüğünü, kendisine Boduroğlu'nun gözaltına alınması emrini verdiğini söyleyerek sorumluluğu aldığını söyledi. Dışarıya çıkmamızın uygun olduğunu ifade etti, hep birlikte kışladan ayrıldık." diye konuştu.
- "Darbeci olup olmadığını sordum"
Tanık Binbaşı İsmail Gözütok ise olay gecesi Hatay'da bulunduğunu, kendisini arayan Üsteğmen Süleyman Kaya'nın karargahta garip şeyler olduğunu, daha sonra yeniden arayacağını belirterek telefonu kapattığını söyledi.
Söz konusu kişinin ilerleyen saatlerde bir kez daha arayarak bir albayın Türk Silahlı Kuvvetlerinin yönetime el koyduğunu söylediğini anlatan Gözütok, "Süleyman üsteğmen, Halil Ekiztaş'ın araç sevk amirliğine geldiğini söyleyince telefona istedim. Bir albayın kendisini araç sevk amirliğine gönderdiğini söyledi. İlerleyen saatlerde Süleyman üsteğmen, tekrar aradı ve Ekiztaş'ın da darbecilerden olduğunu aktardı. Bunun üzerine görüştüğüm Ekiztaş'a darbeci olup olmadığını sordum. Darbeci olmadığını söyledi." ifadelerini kullandı.
Öte yandan, 150 kişinin yargılandığı davada, 8 kişinin dosyasının ayrılması nedeniyle sanık sayısı 142'ye düştü.
Duruşmaya yarın devam edilmek üzere ara verildi.