ERÜ'de 'Avrasya'da Türkiye'nin Yeni Konumu' Konferansı
Sabah Gazetesi Yazarı Prof. Dr. Kerem Alkin, Erciyes Üniversitesinde (ERÜ) "2071'e Küresel Ekonomi-Politik ve Yükselen Avrasya'da Türkiye'nin Yeni Konumu" konulu konferans verdi.
ERÜ'den yapılan yazılı açıklamaya göre, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesinin konferans salonunda gerçekleştirilen konferansa, Rektör Prof. Dr. Muhammet Güven, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Murat Doğan ve Prof. Dr. Karamehmet Yıldız ile çok sayıda öğretim üyesi ve öğrenci katıldı.
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Güven, ülkelerin gelişmişliğinin, büyüklüğünün, sahip olduğu yüzölçümü veya sınırla değil, sahip olduğu ekonomi ile ölçüldüğünü belirtti. Ekonominin büyüklüğünün ise mevcut yeraltı kaynakları ve rezervler ile ölçüldüğünü aktaran Güven, "Paranızın uluslararası değeri, üretim, üretimden elde edilen katma değer, işgücü piyasası, teknolojik olanaklar ve ekonomi politikaları gibi etkenler ekonominin gücünü belirlemektedir." dedi.
Türkiye'nin mevcut üretimi, istihdamı ve üretimden sağladığı katma değerle dünyada sayılı ekonomiler arasında bulunduğunu belirten Güven, şöyle devam etti:
"718 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla ile dünyada ekonomik büyüklük bakımından 18. sırada yer almaktayız. Ülkemizde son dönemde mevcut ekonomi politikaları ve bu yönde kararlılık ve hedeflerle, dünyada iyi bir konuma doğru gittiğimizi söyleyebilirim. Özellikle Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yıl dönümünde, 2023 vizyonumuzda hedef olarak konulan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz, hiçbir zaman küçümsenmeyecek, hatta ulaşılmasında herkesin üzerine düşeni yapması gereken bir hedef olarak önümüzde durmaktadır.
- Bilgi ve teknoloji şart
Fakat şu da bir gerçek ki dünyada ekonomik anlamda güçlü ve zengin bir ülke olmak için, nitelikli üretime, bilgiye, teknolojiye daha fazla önem vermek, çok çalışmak, katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yönelmek gerekiyor. Bunun yanında pazar olanaklarını geliştirme ve yeni pazar alanları oluşturmak gerekiyor."
Konferansa konuşmacı olarak katılan Alkin ise dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin değiştiğini ve gelecekte Asya ve Afrika olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
2016 yılında 830 milyar dolar milli gelirle dünyada ekonomik büyüklük bakımından 13. sırada yer alan Türkiye'nin, 2050 yılına kadar ortalama yüzde 3 büyümesinin hedeflendiğini belirten Alkin, "Bu öngörü ile Türkiye ekonomisinin 2030 yılında 1 trilyon 705 milyar dolar ile 12. sıraya, 2050 yılında ise 4 trilyon 87 milyar dolarla 11. sıraya yükselmesi hedeflenmektedir.
- Asya ve Afrikada nüfus artışı
2060 yılında en yüksek nüfus düzeyine yükselecek olan Asya, 5,3 milyar nüfusu gördükten sonra, yaşlanan nüfusu ile 2 bin 100'de 4,9 milyar gerileyecek; ancak hala en yüksek nüfusa sahip kıta olacak. Afrika ise hiç ara vermeden nüfusunu arttırarak, 2100'de 4,4 milyara ulaşacak. İki kıta dünya nüfusunun yüzde 83’ünü oluşturacak ve tüketim ve üretim merkezi olmayı sürdürecek." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de 2005 ile 2016 yılları arasındaki tüketici güven indeksini değerlendirirken Alkin, bu tarihler arasında Türkiye'de yaşanan ve ülkeyi olumsuz yönde etkileyen tüm önemli olayların hiçbirinin tesadüfi olmadığını ve hepsinin dış odaklı ve altında yatan nedenin ise Türkiye'yi ekonomik ve siyasi yönden zayıflatma gayretlerinin olduğunu kaydetti.
Kaynak: AA
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan Rektör Güven, ülkelerin gelişmişliğinin, büyüklüğünün, sahip olduğu yüzölçümü veya sınırla değil, sahip olduğu ekonomi ile ölçüldüğünü belirtti. Ekonominin büyüklüğünün ise mevcut yeraltı kaynakları ve rezervler ile ölçüldüğünü aktaran Güven, "Paranızın uluslararası değeri, üretim, üretimden elde edilen katma değer, işgücü piyasası, teknolojik olanaklar ve ekonomi politikaları gibi etkenler ekonominin gücünü belirlemektedir." dedi.
Türkiye'nin mevcut üretimi, istihdamı ve üretimden sağladığı katma değerle dünyada sayılı ekonomiler arasında bulunduğunu belirten Güven, şöyle devam etti:
"718 milyar dolar Gayri Safi Milli Hasıla ile dünyada ekonomik büyüklük bakımından 18. sırada yer almaktayız. Ülkemizde son dönemde mevcut ekonomi politikaları ve bu yönde kararlılık ve hedeflerle, dünyada iyi bir konuma doğru gittiğimizi söyleyebilirim. Özellikle Türkiye Cumhuriyetinin 100. kuruluş yıl dönümünde, 2023 vizyonumuzda hedef olarak konulan dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına girme hedefimiz, hiçbir zaman küçümsenmeyecek, hatta ulaşılmasında herkesin üzerine düşeni yapması gereken bir hedef olarak önümüzde durmaktadır.
- Bilgi ve teknoloji şart
Fakat şu da bir gerçek ki dünyada ekonomik anlamda güçlü ve zengin bir ülke olmak için, nitelikli üretime, bilgiye, teknolojiye daha fazla önem vermek, çok çalışmak, katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yönelmek gerekiyor. Bunun yanında pazar olanaklarını geliştirme ve yeni pazar alanları oluşturmak gerekiyor."
Konferansa konuşmacı olarak katılan Alkin ise dünyanın ekonomik ağırlık merkezinin değiştiğini ve gelecekte Asya ve Afrika olma yolunda ilerlediğini kaydetti.
2016 yılında 830 milyar dolar milli gelirle dünyada ekonomik büyüklük bakımından 13. sırada yer alan Türkiye'nin, 2050 yılına kadar ortalama yüzde 3 büyümesinin hedeflendiğini belirten Alkin, "Bu öngörü ile Türkiye ekonomisinin 2030 yılında 1 trilyon 705 milyar dolar ile 12. sıraya, 2050 yılında ise 4 trilyon 87 milyar dolarla 11. sıraya yükselmesi hedeflenmektedir.
- Asya ve Afrikada nüfus artışı
2060 yılında en yüksek nüfus düzeyine yükselecek olan Asya, 5,3 milyar nüfusu gördükten sonra, yaşlanan nüfusu ile 2 bin 100'de 4,9 milyar gerileyecek; ancak hala en yüksek nüfusa sahip kıta olacak. Afrika ise hiç ara vermeden nüfusunu arttırarak, 2100'de 4,4 milyara ulaşacak. İki kıta dünya nüfusunun yüzde 83’ünü oluşturacak ve tüketim ve üretim merkezi olmayı sürdürecek." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de 2005 ile 2016 yılları arasındaki tüketici güven indeksini değerlendirirken Alkin, bu tarihler arasında Türkiye'de yaşanan ve ülkeyi olumsuz yönde etkileyen tüm önemli olayların hiçbirinin tesadüfi olmadığını ve hepsinin dış odaklı ve altında yatan nedenin ise Türkiye'yi ekonomik ve siyasi yönden zayıflatma gayretlerinin olduğunu kaydetti.