'Fethin Sembolü' Olan Cami Restore Edilecek
Antalya'nın tek 'şehzade camisi' Kesik Minare, aslına uygun restore edilerek, yarım olan minaresi tamamlanacak Vakıflar Genel Müdürü Ertem: 'Örneklerinden farklı olarak burada bir restorasyon yürüteceğiz. Edirne Enez'deki Ayasofya Cami, yine aynı şekilde buna çok uyan bir örnek'
AYŞE YILDIZ - Kayıtlara göre Antalya'nın ilk camisi olan ve 1890 yılında çıkan yangından sonra kullanılmayan Kesik Minare (Korkut) Camisi'nde zorlu restorasyon süreci başlatılarak, minaresi de tamamlanacak.
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şehzade Korkut Camisi'ne cami fonksiyonu verilmesi sürecini 2011'de başlattıklarını belirterek, öncesinde açık müze olarak değerlendirildiğini söyledi.
Yaptıkları girişimler sonucunda cami fonksiyonu yönünde karar verildiğini aktaran Ertem, "Burada faklı bir uygulamaya geçerek, proje ve restorasyon ihalesini birlikte gerçekleştirdik. Restorasyonu alan firma uygulanacak projeleri de üstlenecek. Onları yapacak, kuruldan kararlarını onaylatacak. Akabinde restorasyona devam edecek." dedi.
Şehzade Korkut Camisi'nin çok eski bir eser olduğunu aktaran Ertem, "Öncesi kilise, sonrası cami olan bir mekan. Buradaki yapacağımız restorasyon süreci zor bir iş. O nedenle sürekli kurulla, işin uzmanlarıyla, bilim heyetiyle yürütülmesi gereken bir iş. İnşallah 2020'de restorasyonu bitirerek hizmete açmayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
Restorasyon süresinin uzayabileceğini söyleyen Ertem, restorasyon konusunda tecrübeli olduklarını ifade etti. Ertem, "Tarihi esere, 120 senedir yangından sonra bir türlü cami fonksiyonu verilemedi. O haliyle hala kentin ortasında harap vaziyette duran bu eseri, vakfedenin iradesine uygun bir şekilde cami olarak ayağa kaldıracağız." diye konuştu.
Eserde birçok dönemin örneklerinin olduğunu vurgulayan Ertem, uygulamalarda bilim heyetinin ve kurulun alacağı kararların kendilerine yol göstereceğini anlattı.
Ertem, şunları kaydetti:
"Müdürlük olarak bu mahiyette birçok vakfın restorasyonunu yaptık, yapıyoruz. Örneklerinden farklı olarak burada bir restorasyon yürüteceğiz. Edirne Enez'deki Ayasofya Cami, yine aynı şekilde bu örneğe çok uyan bir örnek. Orada restorasyon devam ediyor. İkincisi İstanbul'da İmrahor İlyas Bey Cami, o da kiliseden cami olarak fonksiyon verilmiş bir cami. O da buna uyan bir örnek, orada da restorasyonu başlatıyoruz."
- "Kesik minareyi tamamlayacağız"
Yangında hasar gören kesik minareyi de tamamlayarak, aslına uygun hale getireceklerini anlatan Ertem, yapının, Şehzade Korkut Cami'si olarak hizmete devam edeceğini ifade etti.
Faaliyetlere, kurulun onayının ardından başlayacaklarını vurgulayan Ertem, "Restorasyon için numuneler alındı, taş ve malzeme analizleri yapılıyor, tamamlananlar var." dedi.
Eserin cami fonksiyonuna dönüşmesi için çok mücadele verdiklerini söyleyen Ertem, "Kesik Minare Antalya'nın tek şehzade camisi. Padişahların, sultanların camisi yok. Tek bir tane burası Şehzade Korkut tarafından vakfedilmiş. Antalyalının buraya cami fonksiyonu olarak sahip çıkması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Zorlu bir süreç geçirildiğini aktaran Ertem, "Mahkemeleşmeler, kurul kararlarının iptal edilmeleri, itirazlar, kurula baskılar, bütün bunlar yaşandı. Ama geldiğimiz iyi bir nokta, inşallah bu noktadan devam edeceğiz. Antalya bununla gurur duymalı. Şehirde Osmanlı'dan kalan tek şehzade cami." dedi.
- Fethin sembolü
Kaleiçi Hesapçı Sokak'ta bulunan ve Milattan Sonra 6. yüzyılda Roma tapınağı olarak inşa edilen yapı, Bizanslılar döneminde bazilikaya (Hristiyanlığın ilk dönemlerinde ibadethane olarak kullanılan yapı) çevrildi. Selçukluların Antalya'yı fethi ile yapıya Cami Cedid (Yeni Cami) adı verilerek "fethin sembolü" oldu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 2. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un Teke Sancak Beyliği'ne atanması sonrasında tamir ettirilen cami, "Korkut Camisi" adını aldı. Şehzade Korkut, camiye bir de minare ekletti.
Cami, 1890'da çıkan yangında büyük hasar gördü. Minaresinin ahşap külahının yanması üzerine cami, halk arasında "kesik minare" olarak anılmaya başladı. 1974 yılında kısmi restorasyon yapılan ve yıkılmaya yüz tutan bazı alanları çökmesi engellenen caminin çevresi, aynı dönemde demir parmaklıklarla çevrildi.
Kaleiçi Kentsel SİT (korunmasında kamu yararı bulunan kentsel ve kırsal çevre) ve 3. derece arkeolojik SİT alanı içinde yer alan cami önceki yıllarda restorasyon için ihaleye çıkarılmış, ancak bazı sivil toplum kuruluşlarının itirazı nedeniyle gerçekleştirilememişti.
Kaynak: AA
Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Şehzade Korkut Camisi'ne cami fonksiyonu verilmesi sürecini 2011'de başlattıklarını belirterek, öncesinde açık müze olarak değerlendirildiğini söyledi.
Yaptıkları girişimler sonucunda cami fonksiyonu yönünde karar verildiğini aktaran Ertem, "Burada faklı bir uygulamaya geçerek, proje ve restorasyon ihalesini birlikte gerçekleştirdik. Restorasyonu alan firma uygulanacak projeleri de üstlenecek. Onları yapacak, kuruldan kararlarını onaylatacak. Akabinde restorasyona devam edecek." dedi.
Şehzade Korkut Camisi'nin çok eski bir eser olduğunu aktaran Ertem, "Öncesi kilise, sonrası cami olan bir mekan. Buradaki yapacağımız restorasyon süreci zor bir iş. O nedenle sürekli kurulla, işin uzmanlarıyla, bilim heyetiyle yürütülmesi gereken bir iş. İnşallah 2020'de restorasyonu bitirerek hizmete açmayı hedefliyoruz." şeklinde konuştu.
Restorasyon süresinin uzayabileceğini söyleyen Ertem, restorasyon konusunda tecrübeli olduklarını ifade etti. Ertem, "Tarihi esere, 120 senedir yangından sonra bir türlü cami fonksiyonu verilemedi. O haliyle hala kentin ortasında harap vaziyette duran bu eseri, vakfedenin iradesine uygun bir şekilde cami olarak ayağa kaldıracağız." diye konuştu.
Eserde birçok dönemin örneklerinin olduğunu vurgulayan Ertem, uygulamalarda bilim heyetinin ve kurulun alacağı kararların kendilerine yol göstereceğini anlattı.
Ertem, şunları kaydetti:
"Müdürlük olarak bu mahiyette birçok vakfın restorasyonunu yaptık, yapıyoruz. Örneklerinden farklı olarak burada bir restorasyon yürüteceğiz. Edirne Enez'deki Ayasofya Cami, yine aynı şekilde bu örneğe çok uyan bir örnek. Orada restorasyon devam ediyor. İkincisi İstanbul'da İmrahor İlyas Bey Cami, o da kiliseden cami olarak fonksiyon verilmiş bir cami. O da buna uyan bir örnek, orada da restorasyonu başlatıyoruz."
- "Kesik minareyi tamamlayacağız"
Yangında hasar gören kesik minareyi de tamamlayarak, aslına uygun hale getireceklerini anlatan Ertem, yapının, Şehzade Korkut Cami'si olarak hizmete devam edeceğini ifade etti.
Faaliyetlere, kurulun onayının ardından başlayacaklarını vurgulayan Ertem, "Restorasyon için numuneler alındı, taş ve malzeme analizleri yapılıyor, tamamlananlar var." dedi.
Eserin cami fonksiyonuna dönüşmesi için çok mücadele verdiklerini söyleyen Ertem, "Kesik Minare Antalya'nın tek şehzade camisi. Padişahların, sultanların camisi yok. Tek bir tane burası Şehzade Korkut tarafından vakfedilmiş. Antalyalının buraya cami fonksiyonu olarak sahip çıkması gerekiyor." şeklinde konuştu.
Zorlu bir süreç geçirildiğini aktaran Ertem, "Mahkemeleşmeler, kurul kararlarının iptal edilmeleri, itirazlar, kurula baskılar, bütün bunlar yaşandı. Ama geldiğimiz iyi bir nokta, inşallah bu noktadan devam edeceğiz. Antalya bununla gurur duymalı. Şehirde Osmanlı'dan kalan tek şehzade cami." dedi.
- Fethin sembolü
Kaleiçi Hesapçı Sokak'ta bulunan ve Milattan Sonra 6. yüzyılda Roma tapınağı olarak inşa edilen yapı, Bizanslılar döneminde bazilikaya (Hristiyanlığın ilk dönemlerinde ibadethane olarak kullanılan yapı) çevrildi. Selçukluların Antalya'yı fethi ile yapıya Cami Cedid (Yeni Cami) adı verilerek "fethin sembolü" oldu. Osmanlı İmparatorluğu döneminde 2. Bayezid'in oğlu Şehzade Korkut'un Teke Sancak Beyliği'ne atanması sonrasında tamir ettirilen cami, "Korkut Camisi" adını aldı. Şehzade Korkut, camiye bir de minare ekletti.
Cami, 1890'da çıkan yangında büyük hasar gördü. Minaresinin ahşap külahının yanması üzerine cami, halk arasında "kesik minare" olarak anılmaya başladı. 1974 yılında kısmi restorasyon yapılan ve yıkılmaya yüz tutan bazı alanları çökmesi engellenen caminin çevresi, aynı dönemde demir parmaklıklarla çevrildi.
Kaleiçi Kentsel SİT (korunmasında kamu yararı bulunan kentsel ve kırsal çevre) ve 3. derece arkeolojik SİT alanı içinde yer alan cami önceki yıllarda restorasyon için ihaleye çıkarılmış, ancak bazı sivil toplum kuruluşlarının itirazı nedeniyle gerçekleştirilememişti.