Kazak Ören Erkekler Alzaymıra Meydan Okuyor
Akdeniz Üniversitesi bünyesinde geçen yıl kurulan 'Tazelenme Üniversitesi'nde sınıfı geçebilmek için kazak ören 60 ila 92 yaşındaki erkek öğrenciler, bu sayede unutkanlıklarının azalmasının ve hareket kabiliyetlerinin artırmasının mutluluğunu yaşıyor Üniversite yerleşkesindeki çimlere oturan 'ihtiyar delikanlılar'ın ellerinde tığlarla kazak, kaşkol örmeleri renkli görüntüler oluşturuyor Emekli bankacı 64 yaşındaki Özmetin:'Kazak örerek alzaymıra meydan okuyoruz. Hakikaten kazak örmek unutkanlığa iyi geliyor, zihnimizi dinçleştiriyor' 65 yaşındaki Akbaş:'Kazak ördüğümüzü görenler gülüyor. İlk başlarda dalga geçiyorlardı, zamanla alıştılar'
AYŞE YILDIZ - Antalya'da, Akdeniz Üniversitesi bünyesindeki "Tazelenme Üniversitesi"nde sınıflarını geçebilmek için kazak ören 60 ila 92 yaşındaki erkek öğrenciler alzaymıra adeta meydan okurken, renkli görüntüler de oluşturuyor.
Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan'ın, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle 81 ilde yürütülen "GeroAtlas" çalışması kapsamında Türkiye'de ilk kez geçen yıl Akdeniz Üniversitesi bünyesinde kurulan GeroAtlas 60+Tazelenme Üniversitesi'ne (Yaşlı Üniversitesi) ilgi her geçen gün artıyor.
Yaşları 60 ile 92 arasında değişen 2 bin 572 kayıtlı öğrencisi olan üniversitede 866 öğrenci derslerine düzenli devam ediyor.
Başta anatomi, tarih, arkeoloji, tıp, psikoloji, hukuk, fizik tedavi, işaret ve yabancı dil eğitimi olmak üzere farklı dersleri gören erkek öğrencilere, bir üst sınıfa geçebilmeleri için kazak örme şartı getirilmiş.
Bu nedenle kazak, yelek, kaşkol, bere ve lif örmeyi öğrenen erkek öğrencilerin fakülte bahçesinde ders saatini beklerken ellerindeki renkli ipleri, şiş ve tığlarla örmesi renkli görüntüler oluşturuyor.
İlk başlarda kazak örmeye tepki gösteren erkek öğrenciler, buna başladıktan sonra beyin fonksiyonlarının iyi çalıştığını ve unutkanlıklarının azaldığını gözlemlediklerini söylüyor.
Çevredekilerin eleştirilerine aldırmayan amca ve dedeler, ders saatlerinin dışında akraba ve komşu ziyaretlerinde de örgü örmeyi sürdürüyor.
Öğrencilerden 76 yaşındaki Yaşar Kaylı, kazak örmekte biraz zorlandığını ancak öğrendikçe isteğinin arttığını ve artık severek yaptığını söyledi.
Bere ve kaşkol ördüğünü belirten Kaylı, "Komşulara, akrabalara giderken örgümü götürüyorum. Örgü sayesinde zihnim dinçleşti, unutkanlıklarım azaldı." dedi.
- "Alzaymıra meydan okuyoruz"
Emekli bankacı 64 yaşındaki Adnan Özmetin ise tıp doktorlarının alzaymır ile mücadele etmek için örgüyü önerdiğini belirterek, "Kazak örerek alzaymıra meydan okuyoruz. Hakikaten kazak örmek unutkanlığa iyi geliyor, zihnimizi dinçleştiriyor. Üniversitede hayatımızın ikinci baharını yaşıyoruz." diye konuştu.
Bekir Kırpık da "Eşim evde kazak ördüğü zaman kızıyordum. Kazak örmesini öğrenince şimdi eşim bana kızıyor. Bütün arkadaşlarım, komşularım 'bize kazak ör' diyor." ifadesini kullandı.
Metin Haksever ise 70 yaşında olduğunu ve isimler konusunda problem yaşadığını ancak kazak örmeye başladıktan sonra unutkanlığının azaldığını dile getirdi.
Ahmet Bulduk, yaşlı üniversitesine başladıktan sonra hayatının renklendiğini, pastanede toplanıp kadınların da katılımıyla kazak ördüklerini aktardı.
- "Kazak ördüğümüzü görenler gülüyor"
Yusuf Özkara ise kazak örmenin beynin her iki tarafını da çalıştırdığı belirterek, "Başta 'Erkek kazak örer mi' diye kızmıştım. Artık her gün örüyorum. Kazak örünce demans ve alzaymıra yakalanmıyorsunuz." şeklinde konuştu.
Ali Akbaş da 2 yıldır kazak ördüğünü belirterek, "Demansta, alzaymırda çok etkili örgü örmek. Babam 85 yaşında, alzaymır. Babam bunu bilseydi bugün hasta olmazdı. Bu hastalıklara yakalanma riskine karşı her gün biraz örgü örüyorum. El becerilerim de gelişti." dedi.
Üniversite sayesinde 23 yıllık şeker hastalığını da yendiğini söyleyen Akbaş, doğru beslenmeyi öğrendiğini, spor yaptığını, ekmek tüketmediğini, artık ilaç da kullanmadığını söyleyerek, "Kazak ördüğümüzü görenler gülüyor. Başlarda dalga geçiyorlardı, zamanla alıştılar." diye konuştu.
- "Koca koca adamlar elinde tığla geziyorlar"
Lisans öğrencilerinden Bilge Balcı ise "Tazelenme Üniversitesi" öğrencileriyle bazen ortak derslerinin olduğunu belirterek, "Kazak örüyorlar, gösteriler yapıyorlar. Koca adamların kazak ördüklerini görünce şaşırdık, hepsi elinde tığla geziyorlar." ifadesini kullandı.
- Yaşam biçimlerini daha anlamlı hale getiriyorlar
Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, öğrencilerin farklı disiplinlerden aldıkları eğitimle yaşam biçimlerini daha anlamlı hale getirdiklerini vurgulayarak, öğrenmenin her yaş evresinde mümkün olduğuna dikkati çekti.
Tufan, şunları söyledi:
"Cambridge Üniversitesinde yapılan araştırmada, 60 yaş üstü eğitime devam eden insanların cinsiyet farkı gözetilmeksizin alzaymıra yakalanma riskleri, programlara katılmayanlara oranla yüzde 11 daha olumlu. Bu açıdan 'Tazelenme Üniversitesi' öğrencileri, kendi yaşamları ve yaşam kaliteleri için çok anlamlı iş yapıyor. Daha az hastalanıyorlar, doktora az gidiyorlar, kendilerini daha iyi hissediyorlar."
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal da Türkiye'nin ilk "GeroAtlas 60+ Tazelenme Üniversitesi"nin önemli bir proje olduğunu, Antalya dışından da programa yoğun talep olduğunu belirtti.
Kaynak: AA
Akdeniz Üniversitesi Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan'ın, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumunun (TÜBİTAK) desteğiyle 81 ilde yürütülen "GeroAtlas" çalışması kapsamında Türkiye'de ilk kez geçen yıl Akdeniz Üniversitesi bünyesinde kurulan GeroAtlas 60+Tazelenme Üniversitesi'ne (Yaşlı Üniversitesi) ilgi her geçen gün artıyor.
Yaşları 60 ile 92 arasında değişen 2 bin 572 kayıtlı öğrencisi olan üniversitede 866 öğrenci derslerine düzenli devam ediyor.
Başta anatomi, tarih, arkeoloji, tıp, psikoloji, hukuk, fizik tedavi, işaret ve yabancı dil eğitimi olmak üzere farklı dersleri gören erkek öğrencilere, bir üst sınıfa geçebilmeleri için kazak örme şartı getirilmiş.
Bu nedenle kazak, yelek, kaşkol, bere ve lif örmeyi öğrenen erkek öğrencilerin fakülte bahçesinde ders saatini beklerken ellerindeki renkli ipleri, şiş ve tığlarla örmesi renkli görüntüler oluşturuyor.
İlk başlarda kazak örmeye tepki gösteren erkek öğrenciler, buna başladıktan sonra beyin fonksiyonlarının iyi çalıştığını ve unutkanlıklarının azaldığını gözlemlediklerini söylüyor.
Çevredekilerin eleştirilerine aldırmayan amca ve dedeler, ders saatlerinin dışında akraba ve komşu ziyaretlerinde de örgü örmeyi sürdürüyor.
Öğrencilerden 76 yaşındaki Yaşar Kaylı, kazak örmekte biraz zorlandığını ancak öğrendikçe isteğinin arttığını ve artık severek yaptığını söyledi.
Bere ve kaşkol ördüğünü belirten Kaylı, "Komşulara, akrabalara giderken örgümü götürüyorum. Örgü sayesinde zihnim dinçleşti, unutkanlıklarım azaldı." dedi.
- "Alzaymıra meydan okuyoruz"
Emekli bankacı 64 yaşındaki Adnan Özmetin ise tıp doktorlarının alzaymır ile mücadele etmek için örgüyü önerdiğini belirterek, "Kazak örerek alzaymıra meydan okuyoruz. Hakikaten kazak örmek unutkanlığa iyi geliyor, zihnimizi dinçleştiriyor. Üniversitede hayatımızın ikinci baharını yaşıyoruz." diye konuştu.
Bekir Kırpık da "Eşim evde kazak ördüğü zaman kızıyordum. Kazak örmesini öğrenince şimdi eşim bana kızıyor. Bütün arkadaşlarım, komşularım 'bize kazak ör' diyor." ifadesini kullandı.
Metin Haksever ise 70 yaşında olduğunu ve isimler konusunda problem yaşadığını ancak kazak örmeye başladıktan sonra unutkanlığının azaldığını dile getirdi.
Ahmet Bulduk, yaşlı üniversitesine başladıktan sonra hayatının renklendiğini, pastanede toplanıp kadınların da katılımıyla kazak ördüklerini aktardı.
- "Kazak ördüğümüzü görenler gülüyor"
Yusuf Özkara ise kazak örmenin beynin her iki tarafını da çalıştırdığı belirterek, "Başta 'Erkek kazak örer mi' diye kızmıştım. Artık her gün örüyorum. Kazak örünce demans ve alzaymıra yakalanmıyorsunuz." şeklinde konuştu.
Ali Akbaş da 2 yıldır kazak ördüğünü belirterek, "Demansta, alzaymırda çok etkili örgü örmek. Babam 85 yaşında, alzaymır. Babam bunu bilseydi bugün hasta olmazdı. Bu hastalıklara yakalanma riskine karşı her gün biraz örgü örüyorum. El becerilerim de gelişti." dedi.
Üniversite sayesinde 23 yıllık şeker hastalığını da yendiğini söyleyen Akbaş, doğru beslenmeyi öğrendiğini, spor yaptığını, ekmek tüketmediğini, artık ilaç da kullanmadığını söyleyerek, "Kazak ördüğümüzü görenler gülüyor. Başlarda dalga geçiyorlardı, zamanla alıştılar." diye konuştu.
- "Koca koca adamlar elinde tığla geziyorlar"
Lisans öğrencilerinden Bilge Balcı ise "Tazelenme Üniversitesi" öğrencileriyle bazen ortak derslerinin olduğunu belirterek, "Kazak örüyorlar, gösteriler yapıyorlar. Koca adamların kazak ördüklerini görünce şaşırdık, hepsi elinde tığla geziyorlar." ifadesini kullandı.
- Yaşam biçimlerini daha anlamlı hale getiriyorlar
Gerontoloji Bölümü Başkanı Prof. Dr. İsmail Tufan, öğrencilerin farklı disiplinlerden aldıkları eğitimle yaşam biçimlerini daha anlamlı hale getirdiklerini vurgulayarak, öğrenmenin her yaş evresinde mümkün olduğuna dikkati çekti.
Tufan, şunları söyledi:
"Cambridge Üniversitesinde yapılan araştırmada, 60 yaş üstü eğitime devam eden insanların cinsiyet farkı gözetilmeksizin alzaymıra yakalanma riskleri, programlara katılmayanlara oranla yüzde 11 daha olumlu. Bu açıdan 'Tazelenme Üniversitesi' öğrencileri, kendi yaşamları ve yaşam kaliteleri için çok anlamlı iş yapıyor. Daha az hastalanıyorlar, doktora az gidiyorlar, kendilerini daha iyi hissediyorlar."
Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Ünal da Türkiye'nin ilk "GeroAtlas 60+ Tazelenme Üniversitesi"nin önemli bir proje olduğunu, Antalya dışından da programa yoğun talep olduğunu belirtti.