İsrail'e 1948'Den Bu Yana 3 Milyonu Aşkın Yahudi Göç Etti
İsrail Merkezi İstatistik Dairesi verilerine göre, 1948 yılından bu yana 3 milyon 200 bin Yahudi ülkeye göç ederken, 726 bin Yahudi ise 19482016 yılları arasında ülkeden geri dönmemek üzere ayrıldı.
İsrail'e 1948'den bu yana 3 milyon 200 bin Yahudi'nin göç ettiği açıklandı.
İsrail Merkezi İstatistik Dairesi tarafından "18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü" dolayısıyla yayımlanan raporda, 1948 yılından bu yana dünyanın değişik bölgelerinden İsrail'e 3,2 milyon Yahudi'nin göç ettiği belirtildi.
Raporda, 3,2 milyon Yahudi göçmenin yüzde 43'ünün Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) yıkıldığı 1990'dan sonra ülkeye geldiğine işaret edildi.
Yahudilerin SSCB'nin yıkılmasından önce de kitleler halinde ülkeye geldiğine vurgu yapılan raporda, 1989 ile 2006 yılları arasında 1,6 milyon Yahudi'nin de Yahudi olmayan eşleri ve çocuklarıyla İsrail'e göç ettiği kaydedildi.
Raporda ayrıca, 2017 yılında İsrail'e göç eden Yahudi sayısının da 38 bin olduğu, 1948-2016 yılları arasında 726 bin Yahudi'nin ise ülkeyi dönmemek üzere terk ettiği vurgulanarak, bunların 130 ila 167 bininin ülke dışında hayatını kaybettiği açıklandı.
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan bir Yahudi'ye ülkeye göç etme hakkı sağlayan İsrail, BM'nin 194 numaralı kararının uygulanmasına karşı çıkarak, 1948'de zorunlu göçe tabi tutulan Filistinlilerin ülkelerine dönmelerine ise engel oluyor.
İsrail dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail'e yerleşmeye de teşvik ediyor.
Raporda, ülke nüfusunun 8,9 milyona ulaştığı, nüfusun yaklaşık 2 milyonunun "İsrailli Araplar" olarak tanımlanan İsrail vatandaşı Filistinlilerden oluştuğu belirtildi.
İsrail vatandaşı Filistinliler ülke nüfusunun yüzde 20'sine tekabül ediyor. Tel Aviv rejiminin "İsrailli Araplar" olarak tanımladığı vatandaşlar, 1948'deki savaş ve sonrasında yaşanan işgale rağmen yurtlarında kalarak İsrail vatandaşı olan Filistinlilerden oluşuyor.
- Yahudi Ulus Devlet Yasası
İsrail Meclisinde 19 Temmuz'da çok az bir oy farkıyla kabul edilen Yahudi Ulus Devlet Yasası, iki farklı vatandaş modeli öngörüyor.
Buna göre, 8 milyonu aşkın nüfuslu ülkenin yüzde 20'den fazlasını oluşturan Arapların ikinci sınıf vatandaş konumuna düşeceği kaydediliyor.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları hükme bağladığı eleştirileri yöneltilen yasayla Arapça resmi dil olmaktan çıktı ve ülkenin tek resmi dili İbranice oldu. Bununla birlikte yasanın en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında ise şu hükümler yer alıyor:
"Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir. İsrail, dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır. Dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır. Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır. İsrail'in başkenti Kudüs'tür."
Yasada, "İsrail, dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır" ifadesine yer verilerek, Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve haklarının da görmezden gelindiği vurgulanıyor.
Kaynak: AA
İsrail Merkezi İstatistik Dairesi tarafından "18 Aralık Uluslararası Göçmenler Günü" dolayısıyla yayımlanan raporda, 1948 yılından bu yana dünyanın değişik bölgelerinden İsrail'e 3,2 milyon Yahudi'nin göç ettiği belirtildi.
Raporda, 3,2 milyon Yahudi göçmenin yüzde 43'ünün Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği'nin (SSCB) yıkıldığı 1990'dan sonra ülkeye geldiğine işaret edildi.
Yahudilerin SSCB'nin yıkılmasından önce de kitleler halinde ülkeye geldiğine vurgu yapılan raporda, 1989 ile 2006 yılları arasında 1,6 milyon Yahudi'nin de Yahudi olmayan eşleri ve çocuklarıyla İsrail'e göç ettiği kaydedildi.
Raporda ayrıca, 2017 yılında İsrail'e göç eden Yahudi sayısının da 38 bin olduğu, 1948-2016 yılları arasında 726 bin Yahudi'nin ise ülkeyi dönmemek üzere terk ettiği vurgulanarak, bunların 130 ila 167 bininin ülke dışında hayatını kaybettiği açıklandı.
Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayan bir Yahudi'ye ülkeye göç etme hakkı sağlayan İsrail, BM'nin 194 numaralı kararının uygulanmasına karşı çıkarak, 1948'de zorunlu göçe tabi tutulan Filistinlilerin ülkelerine dönmelerine ise engel oluyor.
İsrail dünyanın değişik bölgelerinde bulunan Yahudileri İsrail'e yerleşmeye de teşvik ediyor.
Raporda, ülke nüfusunun 8,9 milyona ulaştığı, nüfusun yaklaşık 2 milyonunun "İsrailli Araplar" olarak tanımlanan İsrail vatandaşı Filistinlilerden oluştuğu belirtildi.
İsrail vatandaşı Filistinliler ülke nüfusunun yüzde 20'sine tekabül ediyor. Tel Aviv rejiminin "İsrailli Araplar" olarak tanımladığı vatandaşlar, 1948'deki savaş ve sonrasında yaşanan işgale rağmen yurtlarında kalarak İsrail vatandaşı olan Filistinlilerden oluşuyor.
- Yahudi Ulus Devlet Yasası
İsrail Meclisinde 19 Temmuz'da çok az bir oy farkıyla kabul edilen Yahudi Ulus Devlet Yasası, iki farklı vatandaş modeli öngörüyor.
Buna göre, 8 milyonu aşkın nüfuslu ülkenin yüzde 20'den fazlasını oluşturan Arapların ikinci sınıf vatandaş konumuna düşeceği kaydediliyor.
Halihazırda uygulamada var olduğu belirtilen ayrımcı politikaları hükme bağladığı eleştirileri yöneltilen yasayla Arapça resmi dil olmaktan çıktı ve ülkenin tek resmi dili İbranice oldu. Bununla birlikte yasanın en çok tepki çeken diğer maddeleri arasında ise şu hükümler yer alıyor:
"Ülkede kendi kaderini tayin etme hakkı sadece Yahudilere aittir. İsrail, dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır. Dünyadaki tüm Yahudilerin İsrail'e dönme hakkı vardır. Yahudilerin dini günleri resmi tatil sayılacaktır. İsrail'in başkenti Kudüs'tür."
Yasada, "İsrail, dünyadaki tüm Yahudilerin tarihi ana vatanıdır" ifadesine yer verilerek, Filistinlilerin bu topraklar üzerindeki tarihi varlığı ve haklarının da görmezden gelindiği vurgulanıyor.