2 Yıldır Kayan Mahalle, 350 Fore Kazıkla Kurtarılacak
Trabzon’un Arsin ilçesinde yaklaşık 2 yıl önce 70 dönümlük alanda etkili olan heyelanlı bölge 350 fore kazıkla kurtarılacak.
Trabzon’un Arsin ilçesi Yeşilyalı mahallesinde yaklaşık 2 yıl önce 70 dönüm alanda etkili olan heyelan sonrası 2 ev yıkılıp 12 ev oturulamaz hale geldi. Bölgedeki yeraltı sularından kaynaklanan kaymalara yaklaşık 2 yıldır önlem alınamazken, mahallede heyelanların önüne geçmek için yaklaşık 6 milyon TL maliyetli 350 fore kazık çakılacak. Her yağışın ardından toprak zeminin hareketliği bölgede bulunan cami ve mezarlıkta heyelan riskiyle karşı karşıya geldi. Trabzon Büyükşehir Belediyesi tarafından heyelan sorunun çözümü için hazırlatılan projenin ödeneğinin gönderilmesiyle Yeşilyalı mahallesindeki heyelanın önüne geçilecek.
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Şadoğlu, heyelanlı bölgenin yüksek eğime sahip bol yağış alan ve kil zeminlerden oluştuğunu belirterek, “Bu tür zeminler yüksek heyelan riski taşıyan bölgelerdir. O bölgede daha önce bir heyelan oluşmuş ama bu heyelan bir süreçtir. Dolayısıyla bu heyelan devam edecektir. Belirli önlemlerinin alınması gerekiyor. Mahallede bazı binalar hasar gördü. O binaların tahliye edilmesine karar verildi” dedi.
Yüzeysel drenaj önlemlerinin alınarak riskin azaltılmasının mümkün olduğunu kaydeden Şadoğlu, “Her türlü önlemlerinin alınması mümkündür. Daha güvenli hale getirilebilir ama bunları biraz da fizibilite açısından değerlendirmek lazım. Ekonomik olarak kaynaklarımızın buna yeterli olup olmadığını değerlendirilmesi gerekiyor. Bu aşamada yüzeysel drenaj önlemleri alınarak, buranın riskinin azaltılması mümkündür. Tabi güçlü destek sistemleri oluşturulabilir. Buradaki zemin ve heyelanlı bölgeler kazıklarla desteklenebilir. Tabi bunlar yüksek ekonomik maliyetleri de beraberinde getirir. Bunu yerel idarelerin değerlendirmesi gerekir” şeklinde konuştu.
“Bölgede heyelanlar jeolojik bir süreç”
Arazide görülebilecek çatlakların bir heyelan belirtisi olduğunu vurgulayan Şadoğlu, “Yüksek eğim ve yüksek yağış miktarı zeminin yağışlarla birlikte aşırı yumuşamasına sebep oluyor. Bazen ise yapılan bazı imalatlar boru, isale hatları gibi işlemler yine arazinin yüksek bir su almasına sebep oluyor. Bunların neticesinde heyelan ortaya çıkıyor. Bölgemizde normal bir jeolojik bir süreçtir. Dik yamaçlar heyelanlarla birlikte yatıklaşacak ve bu şekilde doğa bir denge konumuna gelecektir. Bizim burada vatandaş olarak dikkat etmemiz gereken bir husus var. Heyelandan ve heyelanlı bölgelerden uzak durmak, inşaat yapmamak ve heyelanlı bölgeleri takip ederek gerekli önlemleri almaktır. Özellikle heyelanlar bazı belirtilerini ortaya koyarlar mesela özellikle arazide göreceğimiz çatlaklar bir heyelan belirtisidir. Bu çatlaklar aynı zamanda yeraltı suyunu besleyerek te heyelanları tetikleyici bir etki ortaya koyar. Çatlaklara dikkat etmemiz lazım. Binalarda gözlemleyeceğim bazı hareketler olabilir, binaların girişlerinde, merdivenlerinde ayrılmalar söz konusu olabilir. Binaların kapılarında, pencerelerinde çıkışma gibi problemler gözlenebilir. Bunlar heyelanların belirtileridir. Bu belirtiler ortaya çıktığı zaman öncelikle buranın bir heyelan riski taşıyıp, taşımadığı tespit edilmeli ve gerekiyorsa buradaki yapılar boşaltılıp gerekli önlemler alınmalıdır” ifadelerini kullandı.
Kaynak: İHA
Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) İnşaat Mühendisliği Geoteknik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Erol Şadoğlu, heyelanlı bölgenin yüksek eğime sahip bol yağış alan ve kil zeminlerden oluştuğunu belirterek, “Bu tür zeminler yüksek heyelan riski taşıyan bölgelerdir. O bölgede daha önce bir heyelan oluşmuş ama bu heyelan bir süreçtir. Dolayısıyla bu heyelan devam edecektir. Belirli önlemlerinin alınması gerekiyor. Mahallede bazı binalar hasar gördü. O binaların tahliye edilmesine karar verildi” dedi.
Yüzeysel drenaj önlemlerinin alınarak riskin azaltılmasının mümkün olduğunu kaydeden Şadoğlu, “Her türlü önlemlerinin alınması mümkündür. Daha güvenli hale getirilebilir ama bunları biraz da fizibilite açısından değerlendirmek lazım. Ekonomik olarak kaynaklarımızın buna yeterli olup olmadığını değerlendirilmesi gerekiyor. Bu aşamada yüzeysel drenaj önlemleri alınarak, buranın riskinin azaltılması mümkündür. Tabi güçlü destek sistemleri oluşturulabilir. Buradaki zemin ve heyelanlı bölgeler kazıklarla desteklenebilir. Tabi bunlar yüksek ekonomik maliyetleri de beraberinde getirir. Bunu yerel idarelerin değerlendirmesi gerekir” şeklinde konuştu.
“Bölgede heyelanlar jeolojik bir süreç”
Arazide görülebilecek çatlakların bir heyelan belirtisi olduğunu vurgulayan Şadoğlu, “Yüksek eğim ve yüksek yağış miktarı zeminin yağışlarla birlikte aşırı yumuşamasına sebep oluyor. Bazen ise yapılan bazı imalatlar boru, isale hatları gibi işlemler yine arazinin yüksek bir su almasına sebep oluyor. Bunların neticesinde heyelan ortaya çıkıyor. Bölgemizde normal bir jeolojik bir süreçtir. Dik yamaçlar heyelanlarla birlikte yatıklaşacak ve bu şekilde doğa bir denge konumuna gelecektir. Bizim burada vatandaş olarak dikkat etmemiz gereken bir husus var. Heyelandan ve heyelanlı bölgelerden uzak durmak, inşaat yapmamak ve heyelanlı bölgeleri takip ederek gerekli önlemleri almaktır. Özellikle heyelanlar bazı belirtilerini ortaya koyarlar mesela özellikle arazide göreceğimiz çatlaklar bir heyelan belirtisidir. Bu çatlaklar aynı zamanda yeraltı suyunu besleyerek te heyelanları tetikleyici bir etki ortaya koyar. Çatlaklara dikkat etmemiz lazım. Binalarda gözlemleyeceğim bazı hareketler olabilir, binaların girişlerinde, merdivenlerinde ayrılmalar söz konusu olabilir. Binaların kapılarında, pencerelerinde çıkışma gibi problemler gözlenebilir. Bunlar heyelanların belirtileridir. Bu belirtiler ortaya çıktığı zaman öncelikle buranın bir heyelan riski taşıyıp, taşımadığı tespit edilmeli ve gerekiyorsa buradaki yapılar boşaltılıp gerekli önlemler alınmalıdır” ifadelerini kullandı.