Kapadokya Üniversitesi'nde Ekonomi Detayları Konuşuldu
Üniversite-endüstri iş birliğinin geliştirilmesi amacıyla düzenlenecek “Mustafapaşa Ekonomi Toplantıları”nın ilki ekonomi uzmanlarının katılımıyla Kapadokya Üniversitesinde gerçekleştirildi.
Ekonomide yaşanan uluslararası kırılganlıklar, Türkiye dış ticaret firmalarının açık döviz pozisyonları ve bunlara karşı alınabilecek önlemleri konuşmak üzere gerçekleştirilen ilk toplantıya konuşmacı olarak Kapadokya Üniversitesi İİBF Dekanı Rıfat Yıldız, Yıldız Teknik Üniversitesinden Prof. Dr. Güler Aras, Abdullah Gül Üniversitesinden Prof. Dr. Er Hacihasanoğlu, Nuh Naci Yazgan Üniversitesinden Doç. Dr. Onur Gözbaşı, Ankara Yeminli Mali Müşavirler Odasından Ahmet Şahin Avcı ve Petkim/Socar eski CEO’su Kenan Yavuz katılırken, Nevşehir, Kayseri, Aksaray ve Niğde’den iş adamları, sanayiciler, akademisyen ve öğrenciler de dinleyici olarak salonda yer aldı.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından toplantının açılış konuşmasını yapan Kapadokya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vesile Şenol, “Hepimizin de bildiği gibi ekonomi her şeyin içinde. Toplumsal sağlığın ve huzurun korunması, sürdürülebilirliği hatta manevi değerlerin korunması adına ekonominin dengeli ve sürdürülebilir götürülmesi çok önemli. Eğer bir ülkede finansal sıkıntılar varsa biz biliyoruz ki öncelikle akıl sağlığı, daha sonra beden sağlığı, daha sonra toplumsal sağlığı tehdit eden olaylar sırasıyla arka arkaya geliyor. Ülkemizin şu anda içinde bulunduğu ekonomik darboğaz sıkıntısını aşmak adına çeşitli hedefleri ve uygulamaya başladığı planları var. Biz de Kapadokya Üniversitesi olarak üniversite- sanayi iş birliği kapsamında son derece aktüel konuları ele alan bu etkinliği düzenledik. Hedefimiz, bölgesel kalkınmayı temel alan üniversite- sanayi iş birliğini sağlamaktır. Bu nedenle çalıştayımızın hepimiz için verimli geçmesini diliyorum” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Vesile Şenol’un açılış konuşmasından sonra ilk oturumu yönetmek üzere kürsüye gelen Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güler Aras, “Dünya’da kırılgan beşli diye tanımlamam beş ülke var. Bunlar Brezilya, Hindistan, Güney Afrika, Endonezya ve Türkiye. Bu ülkelerdeki hareketlerin birbirini etkilediği, tetiklediği ya da birbirinize benzer faaliyetler gösterdiği varsayılıyor. Kırılgan beşliden biri olan Türkiye’yi ele alacak olursak ocak ayından bu yana yüzde 40 gibi Türk Lirasının yabancı paralar cinsinde değer kaydı olduğunu ifade edebiliriz. Diğer bir tabloyu incelediğimizde ise ülkemizdeki cari açığın diğer ülkelere göre daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır” şeklinde bir konuşma yaparak ilk oturumu başlattı.
Prof. Dr. Güler Aras’ın açılış konuşmasının ardından ilk oturumun konuşmacılarından Kapadokya Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, “1970’lerde esnek kur sistemine geçiş ve 1980 yılında Türk ekonomisindeki liberalleşme politikaları başlatılmıştır. Bu süreçte Türkiye’de müdahaleli esnek kur sistemi uygulanmaya başladı.
Bunun devamında ise yine Ağustos 1989’da Türkiye kısmi konvertibiliteye geçti yani paranın diğer paralar karşısında serbestçe kullanılabilirliği ve değiştirilebilirliği. Tüm bunların sonucunda ise bugün itibariyle ülkemizin dış ticaret oranları yüzde 10’dan yüzde 40’a çıktı ve dolayısıyla ülkemizde kurs riski daha da büyümeye devam etti” şeklinde temel bilgileri aktardıktan sonra ithalat ihracat hakkında detaylı bilgiler vererek istatistikler bağlamında karşılaştırmalar yaptı.
Prof. Dr. Rıfat Yıldız’ın konuşmasından sonra kürsüye çıkan Abdullah Gül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erk Hacihasanoğlu ise, “Uluslararası Finansal Sistemdeki Kırılganlıklar ve Bunların Döviz Kuru Üzerinden Türkiye Ekonomisine Yansımaları” başlıklı konuşmasında, “Ben döviz kuru riskini sadece bir aktarımın sonucu olduğuna inanan biriyim. Bizim öncelikle sorunun neden olduğunu anlamamız gerekiyor. Üç tip risk vardır birincisi makro ekonomik riskler önümüzdeki dönem büyümenizi etkileyecek risklerdir. İkincisi stratejik risklerdir ve ortaya koyduğunuz stratejinin geçerliliğini sorgulatacak risklerdir. Üçüncüsü ise operasyonel risklerdir ve hedefleri uygularken başına gelebilecek riskler nelerdir bunlara cevap arar” dedikten sonra yapılmış uluslararası bir anketin ışığında dünyadaki firmaların dokuz beklentisini açıklayarak makro ekonomik riskler ve döviz kuru riskleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Gözbaşı’nın ikinci oturumun açılış konuşmasını yapmasının ardından ilk konuşmacı olarak kürsüye davet ettiği Yeminli Mali Müşavirler Odası Üyesi Ahmet Şahin Savcı ise döviz riskine karşı devletin almış olduğu başta 32 sayılı karar ve bu karar ışığında çıkan tebliğler ile alınan önlemleri, dövizli kredilerle ile ilgili sınırlandırmaları, ilgili sınırlandırmalara rağmen bazı istisnaları, döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak imzalanabilecek sözleşmelerin ödeme yükümlülüklerini ve bunların sınırlandırılmaları ile ilgili tüm bilgileri mevzuat ışığında katılımcılara sunum eşliğinde anlattı.
Etkinliğin son konuşmacısı olarak kürsüye davet edilen Petkim ve Socar eski CEO’su, İş adamı Kenan YAVUZ, diğer konuşmacıların teknik ve akademik bilgiler aktardığını, kendisinin ise uygulamacı olarak bakış açısını aktaracağını ifade ederek, “Tüm konuşulan problemlerin tek bir izahı var o da ‘cari açık’ ve biz cari açık sorununu çözemediğimiz için elli yıldır bu konuları tartışıyoruz ve bir elli yıl daha tartışacağız. Kısaca hayat bir dengeden ibarettir ve bu dengeyi sağlayamadığımızda sorunlar baş gösteriyor. Faiz artışı, döviz yükselişi, döviz düşüşü, enflasyon, finansal problemler, çözümler hepsi bundan oluyor özetle döviz ihtiyacımızı mal üreterek değil finansal mekanizmalarla temin etmek zorunda olan bir ülkeyiz. Ayrıca sermaye birikiminin yetersizliği nedeniyle yatırım yaparken borçlanmak mecburiyetindeyiz ve bu borçlanmayı TL cinsinden mi döviz cinsinden mi yapacağımız tercihi ise ülkenin içinde bulunduğu finansal atmosferden etkilemekte” dedi ve daha sonra sektörde yaşadığı olayları finansal pencereden değerlendirerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından gerçekleştirilen soru cevap kısmında katılımcıların soruları konunun uzmanları tarafından cevaplanırken, katılımcılar arasında yer alan Türk Eximbank Kayseri Şube Müdürü Ali Can, Kayseri Lüks Kadife AŞ eski genel müdürü Akın Bayrak konuyla ilgili görüşlerini dile getirerek katkıda bulundular.
Kaynak: İHA
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından toplantının açılış konuşmasını yapan Kapadokya Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Vesile Şenol, “Hepimizin de bildiği gibi ekonomi her şeyin içinde. Toplumsal sağlığın ve huzurun korunması, sürdürülebilirliği hatta manevi değerlerin korunması adına ekonominin dengeli ve sürdürülebilir götürülmesi çok önemli. Eğer bir ülkede finansal sıkıntılar varsa biz biliyoruz ki öncelikle akıl sağlığı, daha sonra beden sağlığı, daha sonra toplumsal sağlığı tehdit eden olaylar sırasıyla arka arkaya geliyor. Ülkemizin şu anda içinde bulunduğu ekonomik darboğaz sıkıntısını aşmak adına çeşitli hedefleri ve uygulamaya başladığı planları var. Biz de Kapadokya Üniversitesi olarak üniversite- sanayi iş birliği kapsamında son derece aktüel konuları ele alan bu etkinliği düzenledik. Hedefimiz, bölgesel kalkınmayı temel alan üniversite- sanayi iş birliğini sağlamaktır. Bu nedenle çalıştayımızın hepimiz için verimli geçmesini diliyorum” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Vesile Şenol’un açılış konuşmasından sonra ilk oturumu yönetmek üzere kürsüye gelen Yıldız Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Güler Aras, “Dünya’da kırılgan beşli diye tanımlamam beş ülke var. Bunlar Brezilya, Hindistan, Güney Afrika, Endonezya ve Türkiye. Bu ülkelerdeki hareketlerin birbirini etkilediği, tetiklediği ya da birbirinize benzer faaliyetler gösterdiği varsayılıyor. Kırılgan beşliden biri olan Türkiye’yi ele alacak olursak ocak ayından bu yana yüzde 40 gibi Türk Lirasının yabancı paralar cinsinde değer kaydı olduğunu ifade edebiliriz. Diğer bir tabloyu incelediğimizde ise ülkemizdeki cari açığın diğer ülkelere göre daha yüksek olduğu göze çarpmaktadır” şeklinde bir konuşma yaparak ilk oturumu başlattı.
Prof. Dr. Güler Aras’ın açılış konuşmasının ardından ilk oturumun konuşmacılarından Kapadokya Üniversitesi İktisadi İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rıfat Yıldız, “1970’lerde esnek kur sistemine geçiş ve 1980 yılında Türk ekonomisindeki liberalleşme politikaları başlatılmıştır. Bu süreçte Türkiye’de müdahaleli esnek kur sistemi uygulanmaya başladı.
Bunun devamında ise yine Ağustos 1989’da Türkiye kısmi konvertibiliteye geçti yani paranın diğer paralar karşısında serbestçe kullanılabilirliği ve değiştirilebilirliği. Tüm bunların sonucunda ise bugün itibariyle ülkemizin dış ticaret oranları yüzde 10’dan yüzde 40’a çıktı ve dolayısıyla ülkemizde kurs riski daha da büyümeye devam etti” şeklinde temel bilgileri aktardıktan sonra ithalat ihracat hakkında detaylı bilgiler vererek istatistikler bağlamında karşılaştırmalar yaptı.
Prof. Dr. Rıfat Yıldız’ın konuşmasından sonra kürsüye çıkan Abdullah Gül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Erk Hacihasanoğlu ise, “Uluslararası Finansal Sistemdeki Kırılganlıklar ve Bunların Döviz Kuru Üzerinden Türkiye Ekonomisine Yansımaları” başlıklı konuşmasında, “Ben döviz kuru riskini sadece bir aktarımın sonucu olduğuna inanan biriyim. Bizim öncelikle sorunun neden olduğunu anlamamız gerekiyor. Üç tip risk vardır birincisi makro ekonomik riskler önümüzdeki dönem büyümenizi etkileyecek risklerdir. İkincisi stratejik risklerdir ve ortaya koyduğunuz stratejinin geçerliliğini sorgulatacak risklerdir. Üçüncüsü ise operasyonel risklerdir ve hedefleri uygularken başına gelebilecek riskler nelerdir bunlara cevap arar” dedikten sonra yapılmış uluslararası bir anketin ışığında dünyadaki firmaların dokuz beklentisini açıklayarak makro ekonomik riskler ve döviz kuru riskleri hakkında katılımcıları bilgilendirdi.
Nuh Naci Yazgan Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Onur Gözbaşı’nın ikinci oturumun açılış konuşmasını yapmasının ardından ilk konuşmacı olarak kürsüye davet ettiği Yeminli Mali Müşavirler Odası Üyesi Ahmet Şahin Savcı ise döviz riskine karşı devletin almış olduğu başta 32 sayılı karar ve bu karar ışığında çıkan tebliğler ile alınan önlemleri, dövizli kredilerle ile ilgili sınırlandırmaları, ilgili sınırlandırmalara rağmen bazı istisnaları, döviz cinsinden ve dövize endeksli olarak imzalanabilecek sözleşmelerin ödeme yükümlülüklerini ve bunların sınırlandırılmaları ile ilgili tüm bilgileri mevzuat ışığında katılımcılara sunum eşliğinde anlattı.
Etkinliğin son konuşmacısı olarak kürsüye davet edilen Petkim ve Socar eski CEO’su, İş adamı Kenan YAVUZ, diğer konuşmacıların teknik ve akademik bilgiler aktardığını, kendisinin ise uygulamacı olarak bakış açısını aktaracağını ifade ederek, “Tüm konuşulan problemlerin tek bir izahı var o da ‘cari açık’ ve biz cari açık sorununu çözemediğimiz için elli yıldır bu konuları tartışıyoruz ve bir elli yıl daha tartışacağız. Kısaca hayat bir dengeden ibarettir ve bu dengeyi sağlayamadığımızda sorunlar baş gösteriyor. Faiz artışı, döviz yükselişi, döviz düşüşü, enflasyon, finansal problemler, çözümler hepsi bundan oluyor özetle döviz ihtiyacımızı mal üreterek değil finansal mekanizmalarla temin etmek zorunda olan bir ülkeyiz. Ayrıca sermaye birikiminin yetersizliği nedeniyle yatırım yaparken borçlanmak mecburiyetindeyiz ve bu borçlanmayı TL cinsinden mi döviz cinsinden mi yapacağımız tercihi ise ülkenin içinde bulunduğu finansal atmosferden etkilemekte” dedi ve daha sonra sektörde yaşadığı olayları finansal pencereden değerlendirerek konuşmasını tamamladı.
Konuşmaların tamamlanmasının ardından gerçekleştirilen soru cevap kısmında katılımcıların soruları konunun uzmanları tarafından cevaplanırken, katılımcılar arasında yer alan Türk Eximbank Kayseri Şube Müdürü Ali Can, Kayseri Lüks Kadife AŞ eski genel müdürü Akın Bayrak konuyla ilgili görüşlerini dile getirerek katkıda bulundular.