'Enerji Güvenliğimizin Güçlendirilmesi Ve Çeşitlendirilmesi Şart'
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu: (1) 'Enerji güvenliğimizin de güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi şarttır. Bununla ilgili adımlarımızı atmaya devam etmemiz lazım' 'Biz de çok taraflılığa inanıyoruz ama etkin çok taraflılığı savunuyoruz. Ama bir taraftan da ABD'nin özellikle başlattığı tek taraflı kararlar ve sadece küreselleşmeyi değil kendisini düşünen bir akım ve bunu ticaret ve kur savaşlarına döndürerek kendi politikalarına uymayan ülkeleri cezalandırma yaklaşımı var' 'Tüm dünya insanlığı esasen bu terör belasıyla karşı karşıyadır, büyük bir testtir, sınavdır. Çifte standartları, ikiyüzlülükleri görüyoruz. Sadece ideolojisi kendisine yakın diye terör örgütlerini destekleyen siyasi partiler, hatta ülkeler ve hükümetler, uluslararası örgütler görmeye başladık' 'Sadece dağda teröristle mücadele yetmez, teröristin ideolojisiyle de mücadele etmeyi hep birlikte başarmamız lazım'
Tunceli'deki Munzur Üniversitesinin akademik yıl açılış töreninde konuşan Bakan Çavuşoğlu, ancak insani merkezli politikalarla başarılı olunabileceğini söyledi.
Türkiye'nin dış politikasında "girişimci ve insani" bir yaklaşım uygulamaya çalıştığını vurgulayan Çavuşoğlu, bu yaklaşımın Cumhuriyet'in kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Yurtta barış, cihanda barış" ilkesinin şu ana uyarlanması olduğunu vurguladı.
"Yerli ve milli" girişimci ve insani dış politikanın Türkiye'nin coğrafyası, tarihi ve güçlü devlet geleneğinin doğal sonucu olduğuna ve Türk halkının özünü yansıttığına dikkati çeken Çavuşoğlu, bu dış politikanın aynı zamanda uluslararası sistem içinde bulunulan koşulların iyi ve gerçekçi bir analizine dayandığını aktardı.
Dünyada bir tarafta fırsatların diğer tarafta ise zorlu koşulların bulunduğuna işaret eden Çavuşoğlu, terörizm ve terörle mücadelenin tüm dünyanın karşı karşıya kaldığı sınamalardan olduğunun altını çizdi. Çavuşoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Tunceli'de terörden arındırıldıktan sonra hayatın ne kadar normale döndüğünü ve Tunceli halkının da günlük hayatını ailesiyle birlikte daha mutlu nasıl geçirdiğini, akşamları gece birlere kadar dışarıya çıkabildiğini görmek ne kadar büyük bir mutluluk. Ama tüm dünya insanlığı esasen bu terör belasıyla karşı karşıyadır, büyük bir testtir, büyük bir sınavdır. Çifte standartları, ikiyüzlülükleri görüyoruz. Sadece ideolojisi kendisine yakın diye terör örgütlerini destekleyen siyasi partiler, hatta ülkeler ve hükümetler, uluslararası örgütler görmeye başladık."
Radikallik, aşırı sol, aşırı sağ, ırkçılık, yabancı düşmanlığı, İslam düşmanlığı gibi kendisinden olmayan herkese karşı hoşgörüsüzlüğün had safhada olduğu bir dünyayla karşı karşıya olunduğunu belirten Çavuşoğlu, bu durumun sadece Avrupa'da değil dünyanın farklı yerlerinde, örneğin Latin Amerika'da da görüldüğünü bildirdi.
Aşırıcılığın günlük hayatı, ülkelerin demokratik kurumlarını, dünya savaşlarını önlemek için kurulan uluslararası örgütlerin değerlerini ve yapısını sarstığına dikkati çeken Çavuşoğlu, kendisinin 2010-2012'de başkanlığını yaptığı Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisinin aşırı akımlar yüzünden demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğünü savunamaz hale geldiğini belirtti.
- "ABD'nin ticaret ve kur savaşlarıyla politikalarına uymayanları cezalandırma yaklaşımı var"
Ekonomik politikalarda "başarısız" olan Avrupa Birliği'nin (AB) dışında ülkelerin ekonomik büyümelerine bakıldığında bölgesel bir dengesizliğin söz konusu olduğunu aktaran Çavuşoğlu, ekonomik gücün coğrafi olarak batıdan doğuya, kuzeyden güneye kaydığını anlattı.
Hafta sonunda Birinci Dünya Savaşı'nın 100'üncü yılının anıldığını anımsatan Çavuşoğlu, ama halihazırda dünyada İkinci Dünya Savaşı döneminden bile daha fazla sayıda, 70 milyon kişinin yönetilemeyen ülkeler, çevre sorunları, işsizlik, ekonomik sıkıntılar, kıtlık veya terör gibi çeşitli sebepler yüzünden evini terk etmek zorunda kaldığını anımsattı.
Öte yandan dünyada geleneksel jeopolitik ve jeoekonomik mücadelelere geri dönüş eğilimlerinin görülmeye başladığını anlatan Çavuşoğlu, bir yandan küreselleşmenin nimetlerinden bahsedilirken diğer yandan korumacılık, ticaret ve kur savaşları gibi eğilimlerin bulunduğuna dikkati çekti.
Bu sorunlarla mücadele etmek için ülkelerin güçlerini birleştirmesi gerektiğini kaydeden Çavuşoğlu, şu ifadeleri kullandı:
"Esas, politikada çok taraflılık. Biz de çok taraflılığa inanıyoruz ama etkin çok taraflılığı savunuyoruz. Ama bir taraftan da ABD'nin özellikle başlattığı tek taraflı kararlar ve sadece küreselleşmeyi değil kendisini düşünen bir akım ve bunu ticaret ve kur savaşlarına döndürerek kendi politikalarına uymayan ülkeleri de cezalandırma yaklaşımı var. Bakın bu geçiş sürecidir. Önümüzdeki yıllarda hangisi hakim olacak, yine tek merkezli bir dünyaya gideceğiz, bu tek merkezli dünya mücadelesinde soğuk savaş dönemi gibi kutuplaşma mı olacak ya da etkin çok taraflılık kazanacak mı? Bu konuda bizim politikamız son derece nettir."
Afrika'nın 2050 yılında dünya ekonomisine katkı potansiyelinin 50 katrilyon dolar olduğunu belirten Çavuşoğlu, bunun kimin yararına kullanılacağını, yine sömürgecilerin mi yoksa Afrika halklarının mı kazanacağı sorusunu sordu.
Türkiye'nin Afrika'ya yönelik ortaklık politikasının "sömürgecilerden" farkının kazan-kazan anlayışı ve insani yaklaşımı olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, dış politikanın en önemli unsuru olan ekonomi bakımından Türkiye'nin çok daha güçlü olması gerektiğini söyledi.
- "Teröristle mücadele yetmez, ideolojisiyle de mücadele etmeliyiz"
Türkiye'nin terörizmle mücadelesi çerçevesinde hem teröristlerle hem de DEAŞ, PKK gibi terör örgütlerinin ideolojileriyle mücadele ettiğini anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"PKK, bugün 'Kürt kardeşlerimizin haklarını savunuyorum' diye ortaya çıkıyor. Yine aşırı terör örgütlerine bakın, ideolojiyle beraber hak ve özgürlük mücadelesi diye başlıyor. Ama hak ve özgürlük mücadelesi dediği şey de esasen elinde bir silah ve kendisine uymayan herkese zulmediyor, kendisine biat etmeyen herkesi öldürüyor, yakıyor yıkıyor. İşte bu ideoloji çok sakıncalı bir ideolojidir. Sadece dağda teröristle mücadele yetmez, teröristin ideolojisiyle de mücadele etmeyi hep birlikte başarmamız lazım."
- "Enerji güvenliğimizin güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi şart"
Bölgesel kriz yönetimi ve istikrarın güçlendirilmesi konusunda vizyonun yanı sıra somut adımların atılması gerektiğini bildiren Çavuşoğlu, stratejik bağların ve komşu ülkelerle ilişkilerin daha da güçlendirilmesi gerektiğini ifade etti.
Çavuşoğlu, "Ekonomik ve ticari ilişkilerimizin, hele işte yaptırımları görüyorsunuz, İran yaptırımı, enerji güvenliğimizin de güçlendirilmesi ve çeşitlendirilmesi şarttır. Bununla ilgili adımlarımızı atmaya devam etmemiz lazım." dedi.
(Sürecek)