'Dünya'da Bu Rekoru İlk Deneyen Kadın Olacağım'
Dünya dalış rekortmeni milli sporcu Şahika Ercümen, kadınlar tatlı su (göl) serbest dalışında dünya rekoru 55 metre olarak belirlenen, ancak henüz kırılamayan rekoru kırarak dünyada bu rekora ulaşan ilk kadın olmayı istiyor Şahika Ercümen:'Erkeklerde tatlı su (göl) serbest dalışında dünya rekoru 75 metre, kadınlarda ise 55 metre olarak belirlenmiş, ama daha önce bu rekoru kıran olmamış. Dünya'da bu rekoru ilk deneyen kadın olacağım' 'Salda Gölü'ne geldiğim ilk günden beri dalışlarım devam etti. Çok iyi derecelere ulaştık. Metre olarak şu anda açıklamayacağım ama rekoru antrenmanlarda kırdım'
BİLAL ALTIOK - Dünya dalış rekortmeni Şahika Ercümen, kadınlar tatlı su (göl) serbest dalışında dünya rekoru 55 metre olarak belirlenen, ancak henüz kırılamayan rekoru kırarak dünyada bu rekora ulaşan ilk kadın olmayı istiyor.
Milli sporcu Şahika Ercümen, Burdur'un Yeşilova ilçesindeki, 184 metreye varan derinliğiyle Türkiye'nin en derin göllü olarak bilinen ve beyaz kumsalı, suyunun berraklığıyla Maldiv Adaları'na benzetilen Salda Gölü'nde, kadınlar paletsiz kategorisinde dünya rekoru kırmaya çalışacak.
Daha önce tek nefeste dalış yapılmayan ve derinliklerine 20-30 metreden fazla inilmemiş olan Salda Gölü'nü tercih eden milli sporcu, gerçekleştirmeyi hedeflediği rekor denemesiyle gölün doğasının korunmasına da dikkati çekmeyi hedefliyor.
Şahika Ercümen, yurt içinde ve dışında elde ettiği birçok başarılı dalışın ardından kadınlar tatlı su (göl) serbest dalışında 55 metre olarak belirlenen dünya rekorunu deneyecek.
Su altı sporunda 20'inci yılını dolduran 33 yaşındaki milli sporcu Şahika Ercümen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğunda ciddi seviyede alerjik astım hastası olduğunu söyledi.
Hastalığından dolayı çocukluğunda spor yapanlara ve yüzenlere imrenerek baktığını aktaran Ercümen, "Su sporlarıyla tanıştıktan sonra hayatım değişti. Çünkü astım hastalarına en çok önerilen spor yüzme. Bu spor sayesinde bağışıklık sistemim çok kuvvetlendi ve bir anda bambaşka bir hayata kavuştum." dedi.
Ercümen, 11-12 yaşlarında lisede katıldığı bir okul gezisindeki su altı sporu dersini seçerek ailesinden gizli spor hayatına adım attığını belirtti.
İlk defa Balıkesir'de katıldığı bir havuz yarışmasında derece elde etmesinden sonra iki yıl içinde milli sporcu olduğunu dile getiren Ercümen, şöyle konuştu:
"Ben spora başladıktan sonra ailem de derslerimdeki ve sağlığımdaki ilerlemeyi görünce bana destek olmaya başladı. Bazı konularda ısrarcı olmak lazım. Aileme milli sporcu olmak istediğimi söyledim. Bunun bana üniversitede burs kazandırabileceğini anlattım ve onlardan bunu deneme şansı istedim. Dolayısıyla gençlere, çocuklara şunu söylemek isterim. Bir hayalleri varsa, bundan vazgeçmesinler ve bunun için biraz çaba göstersinler."
Okulla sporu hep bir arada götürdüğünü belirten Ercümen, üniversite ve yüksek lisans eğitiminin diyetisyenlik üzerine olduğunu anlattı.
Ercümen, diyetisyenlikle bağlantılı proje bazlı çalışmalar ve nefes eğitmenliği de yaptığını vurgulayarak antrenmanlardan kalan zamanını bu şekilde değerlendirdiğini söyledi.
Bir dönem su altı belgeselleri de yaptığını dile getiren Ercümen, şöyle devam etti:
"Rekorların dışında açıkçası çok keyifli bir dönemdi. Su altındaki keşfedilmemiş yerleri ve karşılaştıklarımızı insanlarla paylaşmak istiyoruz. Geçtiğimiz yıl sevgili Ayşegül Dinçkök'le 'Yanılgı' diye köpek balıklarıyla daldığımız bir sergi açtık. Bunun gibi projelere yer vermeye devam edeceğiz."
- "Özellikle sebze ağırlıklı besleniyorum"
Ercümen, gündelik hayatında beslenmesine dikkat ettiğini ve diyetisyen olduğu için nasıl beslenmesi gerektiğini çok iyi bildiğini aktararak "Karbonhidrat, protein, yağ oranlarına dikkat ederek bir beslenme tarzı oluşturmaya çalışıyorum. Özellikle sebze ağırlıklı besleniyorum." dedi.
Survivor adlı televizyon programına katıldığını anımsatan Ercümen, yarışmadan sonra eski formunu yakalamasının zaman aldığını, vücudunun yıprandığı için bir yıl güç topladıktan sonra rekor denemesini yapmaya karar verdiğini söyledi.
- "Rekora hazırım"
Ercümen, rekora hazır olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Çok enteresan bir spor branşım var. Örneğin, hedef dalışıma yakın zamanlarım, genellikle askeri bir kamp gibi geçiyor. Dalış bölgesinde antrenman yapıyorum, sağlıklı besleniyorum. Özel yaşantımda spordan hiçbir şekilde vazgeçemiyorum, sporun her branşını çok seviyorum. Bir yerlere seyahat etmek benim için çok büyük keyif. Gittiğim yerlerde illa ki bir spor dalıyla ilgileniyorum. Bunun yanında müzik dinlemeyi çok seviyorum, geçtiğimiz sene de piyano çalmaya başladım. Bu da çocukluk hayalimdi onu da gerçekleştirdim."
- ''Sen bizim deniz kızımızsın' diyorlar"
Çevresindeki insanların kendisine "Deniz kızı Şahika" dediğini ifade eden Ercümen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu benim için çok güzel bir iltifat. İnsanlar beni denizde kuyruk şeklinde bir paletle görüyorlar ve ilk akıllarına gelen şey deniz kızı. 'Sen bizim deniz kızımızsın.' diyorlar. Beni tanımayanlar 'Deniz kızı' olmanın benim çocukluk tutkum olduğunu bilmiyorlar. İnsanların bana bunu yakıştırdığını ilk duyduğumda çok etkilendim ve onure oldum. 'Deniz kızı' benim için çok özel bir kelime. Dalış sporunda suya daldığınızda suyun bir parçası olarak belki bir deniz kızı, belki bir yunus veya bir balina gibi hissediyorsunuz. Suyla bir bütün oluyorsunuz. O yüzden kendimi de suda motive etmek adına 'Sen denize aitsin, sen bir deniz kızısın ve bunu yaparsın.' diye kendimi motive ediyorum."
Ercümen, spor, müzik, sanat ve bilimin yaşamın önemli unsurları olduğuna işaret ederek her dalışından önce mutlaka daha iyi odaklanmak için müzik dinlediğini söyledi.
Bugüne kadar yükseklikle ilgili herhangi bir spor faaliyeti yapmadığını belirten Ercümen, "Kara sporlarından bir çoğunu denedim ancak yüksekte yapılanları hiç denemedim. Özellikle yükseklerde yapılan o ekstrem spor branşlarını denemek istiyorum." ifadelerini kullandı.
- "Köpek balığıyla bile birlikte yüzüyorum"
"Salda Gölü'nde en derine dalacak insan olma fikri, beni çok heyecanlandırıyor." diyen Ercümen, ancak işi yaparken de aldığı oksijeni dikkatli kullanmak için en düşük heyecanla bunu yapması gerektiğini anlattı.
Ercümen, Salda Gölü'nde bugüne kadar bu denli derine hiç dalınmadığı için temkinli davrandığını vurgulayarak, "Beni korkutacak olan şey sadece bilinmezlik. Köpek balığıyla bile birlikte yüzüyorum, zaman zaman burun buruna geliyoruz. Neden köpek balığından korkmuyorum çünkü biz onların besin kaynağı değiliz. Her yıl yüz binlerce köpek balığını insanlar öldürürken onlar sadece yılda iki insana saldırıyor. Ana besin kaynaklarının insanlar olmadığını bilince böyle bir korkum yok ancak Salda Gölü'yle ilgili çok büyük bilinmezlik var. Hiç dalış yapılmamış yeterince su altı bilinmiyor. O yüzden çok tedbirli davranıyorum. Buna korku diyemeyeceğim ama bilinmezlik beni her zaman ürpertir. Bundan dolayı Salda Gölü'nde çok temkinli ilerliyorum." diye konuştu.
Yılın 350 günü antrenman ve egzersiz yaptığını, hedeflediği rekorun son günlerini ise dinlenmeyle geçirdiğini dile getiren Ercümen, "Salda Gölü'ne geldiğim ilk günden beri dalışlarım devam etti. Çok iyi derecelere ulaştık. Metre olarak şu anda açıklamayacağım ama rekoru antrenmanlarda kırdım." şeklinde konuştu.
- "Dünya'da bu rekoru ilk deneyen kadın olacağım"
Ercümen, geçen yıl ilk defa Salda Gölü'nde dalış fırsatı yakaladığını anımsatarak şunları kaydetti:
"Salda Gölü'nde su biraz serin ve dünyanın en temiz beş gölünden biri. Çok özel bir yer, özellikle son yıllarda popülerleşmeye başladı. Burasının bilinirliği artarken aynı zamanda korunması gerekiyor. Bundan dolayı burada dünya rekorunu denemeye karar verdim. Bunu yaparken de gölün korunmasına da dikkat çekmek istedik. Bunun yanında birkaç gün sonra Cumhuriyetimizin 95. yılı, Cumhuriyet'e ithafen ülkemize yeni bir dünya rekoru kazandırmak istedik. Şu anda erkeklerde tatlı su (göl) serbest dalışında dünya rekoru 75 metre, kadınlarda ise 55 metre olarak belirlenmiş ama daha önce bu rekoru kıran olmamış. Dünya'da bu rekoru ilk deneyen kadın olacağım."
Salda Gölü'nün derinliklerine inilmediğini vurgulayan Ercümen, "İnşallah Salda Gölü'nün derinliklerine inen ilk insan olarak bir dünya rekoru kırmış olacağım. Güzel hazırlandık, kendime güveniyorum, 55 metreyi geçebileceğimi ve en az 10 metre üzerine çıkabileceğimi düşünüyorum. Dalışımın, yaklaşık 2 dakika 15 saniye sürmesini bekliyorum." ifadelerini kullandı.
Ercümen, tatlı suyun kaldırma kuvvetinin tuzlu suya göre daha az olması ve derin göllerin bir çoğunun denizlerden daha soğuk olmasından dolayı göl dalışlarının, 2 kat daha zorlayıcı olduğuna işaret etti.
Bu rekorları kırarken ilk olmayı ve yenilikleri keşfetmeyi sevdiğini aktaran Ercümen, "Tatlı su gölünde dalış şimdiye kadar yapılmamışken ben buna öncülük etmek istiyorum. Eminim ki bu rekordan sonra dünyadaki birçok gölde dalış sayısı artacaktır. Hedefim tabii ki rekorlarda kendimi geliştirmek ancak bunun yanında yaptığımız işlerle iz bırakabilmek ve başka yaşamlara dokunabilmek benim önceliğim. " değerlendirmesinde bulundu.
Uzun süredir hayalini kurduğu iki dalış yerinden birinin Salda Gölü olduğunu belirten Ercümen, "Aslında hayalimde olan bir yer daha var ancak bunu şu an söylemiyorum. Biraz daha netleştiğinde ve o imkana ulaştığımızda bunu açıklayacağım." ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Milli sporcu Şahika Ercümen, Burdur'un Yeşilova ilçesindeki, 184 metreye varan derinliğiyle Türkiye'nin en derin göllü olarak bilinen ve beyaz kumsalı, suyunun berraklığıyla Maldiv Adaları'na benzetilen Salda Gölü'nde, kadınlar paletsiz kategorisinde dünya rekoru kırmaya çalışacak.
Daha önce tek nefeste dalış yapılmayan ve derinliklerine 20-30 metreden fazla inilmemiş olan Salda Gölü'nü tercih eden milli sporcu, gerçekleştirmeyi hedeflediği rekor denemesiyle gölün doğasının korunmasına da dikkati çekmeyi hedefliyor.
Şahika Ercümen, yurt içinde ve dışında elde ettiği birçok başarılı dalışın ardından kadınlar tatlı su (göl) serbest dalışında 55 metre olarak belirlenen dünya rekorunu deneyecek.
Su altı sporunda 20'inci yılını dolduran 33 yaşındaki milli sporcu Şahika Ercümen, AA muhabirine yaptığı açıklamada, çocukluğunda ciddi seviyede alerjik astım hastası olduğunu söyledi.
Hastalığından dolayı çocukluğunda spor yapanlara ve yüzenlere imrenerek baktığını aktaran Ercümen, "Su sporlarıyla tanıştıktan sonra hayatım değişti. Çünkü astım hastalarına en çok önerilen spor yüzme. Bu spor sayesinde bağışıklık sistemim çok kuvvetlendi ve bir anda bambaşka bir hayata kavuştum." dedi.
Ercümen, 11-12 yaşlarında lisede katıldığı bir okul gezisindeki su altı sporu dersini seçerek ailesinden gizli spor hayatına adım attığını belirtti.
İlk defa Balıkesir'de katıldığı bir havuz yarışmasında derece elde etmesinden sonra iki yıl içinde milli sporcu olduğunu dile getiren Ercümen, şöyle konuştu:
"Ben spora başladıktan sonra ailem de derslerimdeki ve sağlığımdaki ilerlemeyi görünce bana destek olmaya başladı. Bazı konularda ısrarcı olmak lazım. Aileme milli sporcu olmak istediğimi söyledim. Bunun bana üniversitede burs kazandırabileceğini anlattım ve onlardan bunu deneme şansı istedim. Dolayısıyla gençlere, çocuklara şunu söylemek isterim. Bir hayalleri varsa, bundan vazgeçmesinler ve bunun için biraz çaba göstersinler."
Okulla sporu hep bir arada götürdüğünü belirten Ercümen, üniversite ve yüksek lisans eğitiminin diyetisyenlik üzerine olduğunu anlattı.
Ercümen, diyetisyenlikle bağlantılı proje bazlı çalışmalar ve nefes eğitmenliği de yaptığını vurgulayarak antrenmanlardan kalan zamanını bu şekilde değerlendirdiğini söyledi.
Bir dönem su altı belgeselleri de yaptığını dile getiren Ercümen, şöyle devam etti:
"Rekorların dışında açıkçası çok keyifli bir dönemdi. Su altındaki keşfedilmemiş yerleri ve karşılaştıklarımızı insanlarla paylaşmak istiyoruz. Geçtiğimiz yıl sevgili Ayşegül Dinçkök'le 'Yanılgı' diye köpek balıklarıyla daldığımız bir sergi açtık. Bunun gibi projelere yer vermeye devam edeceğiz."
- "Özellikle sebze ağırlıklı besleniyorum"
Ercümen, gündelik hayatında beslenmesine dikkat ettiğini ve diyetisyen olduğu için nasıl beslenmesi gerektiğini çok iyi bildiğini aktararak "Karbonhidrat, protein, yağ oranlarına dikkat ederek bir beslenme tarzı oluşturmaya çalışıyorum. Özellikle sebze ağırlıklı besleniyorum." dedi.
Survivor adlı televizyon programına katıldığını anımsatan Ercümen, yarışmadan sonra eski formunu yakalamasının zaman aldığını, vücudunun yıprandığı için bir yıl güç topladıktan sonra rekor denemesini yapmaya karar verdiğini söyledi.
- "Rekora hazırım"
Ercümen, rekora hazır olduğunu belirterek, şunları kaydetti:
"Çok enteresan bir spor branşım var. Örneğin, hedef dalışıma yakın zamanlarım, genellikle askeri bir kamp gibi geçiyor. Dalış bölgesinde antrenman yapıyorum, sağlıklı besleniyorum. Özel yaşantımda spordan hiçbir şekilde vazgeçemiyorum, sporun her branşını çok seviyorum. Bir yerlere seyahat etmek benim için çok büyük keyif. Gittiğim yerlerde illa ki bir spor dalıyla ilgileniyorum. Bunun yanında müzik dinlemeyi çok seviyorum, geçtiğimiz sene de piyano çalmaya başladım. Bu da çocukluk hayalimdi onu da gerçekleştirdim."
- ''Sen bizim deniz kızımızsın' diyorlar"
Çevresindeki insanların kendisine "Deniz kızı Şahika" dediğini ifade eden Ercümen, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu benim için çok güzel bir iltifat. İnsanlar beni denizde kuyruk şeklinde bir paletle görüyorlar ve ilk akıllarına gelen şey deniz kızı. 'Sen bizim deniz kızımızsın.' diyorlar. Beni tanımayanlar 'Deniz kızı' olmanın benim çocukluk tutkum olduğunu bilmiyorlar. İnsanların bana bunu yakıştırdığını ilk duyduğumda çok etkilendim ve onure oldum. 'Deniz kızı' benim için çok özel bir kelime. Dalış sporunda suya daldığınızda suyun bir parçası olarak belki bir deniz kızı, belki bir yunus veya bir balina gibi hissediyorsunuz. Suyla bir bütün oluyorsunuz. O yüzden kendimi de suda motive etmek adına 'Sen denize aitsin, sen bir deniz kızısın ve bunu yaparsın.' diye kendimi motive ediyorum."
Ercümen, spor, müzik, sanat ve bilimin yaşamın önemli unsurları olduğuna işaret ederek her dalışından önce mutlaka daha iyi odaklanmak için müzik dinlediğini söyledi.
Bugüne kadar yükseklikle ilgili herhangi bir spor faaliyeti yapmadığını belirten Ercümen, "Kara sporlarından bir çoğunu denedim ancak yüksekte yapılanları hiç denemedim. Özellikle yükseklerde yapılan o ekstrem spor branşlarını denemek istiyorum." ifadelerini kullandı.
- "Köpek balığıyla bile birlikte yüzüyorum"
"Salda Gölü'nde en derine dalacak insan olma fikri, beni çok heyecanlandırıyor." diyen Ercümen, ancak işi yaparken de aldığı oksijeni dikkatli kullanmak için en düşük heyecanla bunu yapması gerektiğini anlattı.
Ercümen, Salda Gölü'nde bugüne kadar bu denli derine hiç dalınmadığı için temkinli davrandığını vurgulayarak, "Beni korkutacak olan şey sadece bilinmezlik. Köpek balığıyla bile birlikte yüzüyorum, zaman zaman burun buruna geliyoruz. Neden köpek balığından korkmuyorum çünkü biz onların besin kaynağı değiliz. Her yıl yüz binlerce köpek balığını insanlar öldürürken onlar sadece yılda iki insana saldırıyor. Ana besin kaynaklarının insanlar olmadığını bilince böyle bir korkum yok ancak Salda Gölü'yle ilgili çok büyük bilinmezlik var. Hiç dalış yapılmamış yeterince su altı bilinmiyor. O yüzden çok tedbirli davranıyorum. Buna korku diyemeyeceğim ama bilinmezlik beni her zaman ürpertir. Bundan dolayı Salda Gölü'nde çok temkinli ilerliyorum." diye konuştu.
Yılın 350 günü antrenman ve egzersiz yaptığını, hedeflediği rekorun son günlerini ise dinlenmeyle geçirdiğini dile getiren Ercümen, "Salda Gölü'ne geldiğim ilk günden beri dalışlarım devam etti. Çok iyi derecelere ulaştık. Metre olarak şu anda açıklamayacağım ama rekoru antrenmanlarda kırdım." şeklinde konuştu.
- "Dünya'da bu rekoru ilk deneyen kadın olacağım"
Ercümen, geçen yıl ilk defa Salda Gölü'nde dalış fırsatı yakaladığını anımsatarak şunları kaydetti:
"Salda Gölü'nde su biraz serin ve dünyanın en temiz beş gölünden biri. Çok özel bir yer, özellikle son yıllarda popülerleşmeye başladı. Burasının bilinirliği artarken aynı zamanda korunması gerekiyor. Bundan dolayı burada dünya rekorunu denemeye karar verdim. Bunu yaparken de gölün korunmasına da dikkat çekmek istedik. Bunun yanında birkaç gün sonra Cumhuriyetimizin 95. yılı, Cumhuriyet'e ithafen ülkemize yeni bir dünya rekoru kazandırmak istedik. Şu anda erkeklerde tatlı su (göl) serbest dalışında dünya rekoru 75 metre, kadınlarda ise 55 metre olarak belirlenmiş ama daha önce bu rekoru kıran olmamış. Dünya'da bu rekoru ilk deneyen kadın olacağım."
Salda Gölü'nün derinliklerine inilmediğini vurgulayan Ercümen, "İnşallah Salda Gölü'nün derinliklerine inen ilk insan olarak bir dünya rekoru kırmış olacağım. Güzel hazırlandık, kendime güveniyorum, 55 metreyi geçebileceğimi ve en az 10 metre üzerine çıkabileceğimi düşünüyorum. Dalışımın, yaklaşık 2 dakika 15 saniye sürmesini bekliyorum." ifadelerini kullandı.
Ercümen, tatlı suyun kaldırma kuvvetinin tuzlu suya göre daha az olması ve derin göllerin bir çoğunun denizlerden daha soğuk olmasından dolayı göl dalışlarının, 2 kat daha zorlayıcı olduğuna işaret etti.
Bu rekorları kırarken ilk olmayı ve yenilikleri keşfetmeyi sevdiğini aktaran Ercümen, "Tatlı su gölünde dalış şimdiye kadar yapılmamışken ben buna öncülük etmek istiyorum. Eminim ki bu rekordan sonra dünyadaki birçok gölde dalış sayısı artacaktır. Hedefim tabii ki rekorlarda kendimi geliştirmek ancak bunun yanında yaptığımız işlerle iz bırakabilmek ve başka yaşamlara dokunabilmek benim önceliğim. " değerlendirmesinde bulundu.
Uzun süredir hayalini kurduğu iki dalış yerinden birinin Salda Gölü olduğunu belirten Ercümen, "Aslında hayalimde olan bir yer daha var ancak bunu şu an söylemiyorum. Biraz daha netleştiğinde ve o imkana ulaştığımızda bunu açıklayacağım." ifadelerini kullandı.