'Bazı Bilgisayar Oyunları Çocukları Şiddete Sevk Eder'
Prof. Dr. Bulut: 'Çocuğun hem çevresi hem de oynadığı oyunlar, okuduğu kitaplar, izlediği filmler de onu şiddete değil şefkat ve merhamete yönlendirmelidir. Maalesef çocukların oynadıkları bazı bilgisayar oyunları ya da izledikleri bazı filmler, onları şiddete ve merhametsizliğe sevk edebilmektedir. Bu sebeple bu konuda son derece seçici olmak gerekir' 'Çocuklarımıza, onları şefkat ve merhamete teşvik edecek hikaye ve masallar okumalıyız. Şiddet içeren neşriyattan uzak durmalıyız'
Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi (FSMVÜ) İslami İlimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ali Bulut, çocuğun hem çevresi hem de oynadığı oyunlar, okuduğu kitaplar ve izlediği filmlerin şiddete değil şefkat ve merhamete yönlendirmesi gerektiğini belirterek, "Maalesef çocukların oynadıkları bazı bilgisayar oyunları ya da izledikleri bazı filmler, onları şiddete ve merhametsizliğe sevk edebilmektedir. Bu sebeple bu konuda son derece seçici olmak gerekir." dedi.
Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde sosyal medya ve basında yer alan özellikle çocuk ve gençler tarafından sergilenen şiddet ve hayvanlara eziyet görüntülerinin temel sebebinin şefkat ve vicdan duygularının yeteri kadar gelişmemesi olduğunu söyledi.
Merhamet, vicdan gibi duyguların çocuklarda yaratılıştan bulunduğunu ifade eden Bulut, "Ancak çevre ve eğitimsizlik gibi faktörler, bu duyguların gelişmesini engellemekte hatta gerilemesine yol açmaktadır. Bu duygular zayıflayınca da görmek istemediğimiz üzücü olaylar meydana gelmektedir." dedi.
Çocuğun merhamet ve şefkat eğitiminin ailede başladığına işaret eden Bulut, sevgi ve merhamet dolu bir ailede büyüyen çocukta bu duyguların sağlam olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Bulut, şöyle devam etti:
"Anne, baba olarak çocuğumuza iyi bir rol model olmalıyız. Bizim birbirimize, çocuklarımıza, çevremizdeki insanlara hatta diğer canlılara göstereceğimiz şefkat ve merhamet, çocuğumuzda, bu duygunun gelişmesini sağlar. Tabii, anne babanın iyi bir rol model olması, tek başına yeterli değildir. Çocuğun hem çevresi hem de oynadığı oyunlar, okuduğu kitaplar, izlediği filmler de onu şiddete değil şefkat ve merhamete yönlendirmelidir. Maalesef çocukların oynadıkları bazı bilgisayar oyunları ya da izledikleri bazı filmler, onları şiddete ve merhametsizliğe sevk edebilmektedir. Bu sebeple bu konuda son derece seçici olmak gerekir. Hatta şiddet içeren televizyon programları ve haberler de çocuklara izlettirilmemelidir. Çocuğumuza oyuncaklarına karşı da şefkatli olmasını öğretmeliyiz. Oynadığı oyuncağa karşı merhametli olan çocuğumuz, bu yolla merhameti öğrenir. Oynadığı bebeği, tavşanı seven çocuk, insanlara ve diğer canlılara karşı da sevgi ve merhametle dolar. Oyuncak bebeğine ya da tavşanına daima zarar veren çocukta merhamet duygusu zayıf demektir. Bu sebeple bir an önce bu durumun düzeltilmesi gerekir. Yoksa böyle bir çocuk, ileride aynı şiddeti gerçeklerine de gösterebilir."
- "Yardıma çocukları da katın"
Çocuklara empati kurmayı öğretmenin önemine vurgu yapan Bulut, bir ikram yaparken ya da ihtiyaç sahibi bir insana yardım ederken bunu çocuğun eliyle yapmanın çocuğun iyilik yapma ve merhamet duygusunun gelişmesine yardımcı olacağını dile getirdi.
Anne ve babaların yapacakları yardımlara çocukları da katması gerektiğini ifade eden Bulut, "Mesela büyüklere, yaşlılara ve hastalara yapacağımız küçük bir yardımın çocuğumuzda bu duyguların gelişmesinde büyük bir etkisi olacaktır. Aynı şekilde yaralı ya da aç bir hayvana çocuğumuzla birlikte yardım etmek de hem onlara iyi bir örnek olma açısından hem de onlardaki şefkat ve merhamet duygusunu geliştirmek için son derece önemlidir. Çocuklarımıza, onları şefkat ve merhamete teşvik edecek hikaye ve masallar okumalıyız. Şiddet içeren neşriyattan uzak durmalıyız. Yine anne, baba olarak çocuklarımız arasında ayrım yapmamalıyız. Eğer bir çocuğumuza aşırı ilgi ve sevgi gösterip diğerini ihmal edersek bu çocuğumuzdaki şefkat ve merhamet duygusunun yara almasına sebep oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "İslam, hayvana eziyeti yasaklar"
İslam’ın hem insanlara hem de diğer canlılara merhameti emrettiğini belirten Bulut, İslam’ın insanların hakkına girmeyi yasakladığı gibi hayvanlara da eziyet ve işkence etmeyi yasakladığını söyledi.
Hayvanlara gücünün üzerinde yük yüklenilmesinin, aç bırakılmasının, bir hayvanın hedefe konularak atış talimi yapılmasının da haram kılındığını bildiren Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek ne yiyecek vermiş ne de su. Yerin haşeratından yemesi için de dışarı salmamıştı. Bir gün Peygamber Efendimiz, Medine'de ensardan birisinin bahçesine girer. Orada bir deve görür. Deve, Efendimizi görünce, hüzünlü hüzünlü inler ve gözlerinden yaşlar akmaya başlar. Bunun üzerine Efendimiz onun sırtını ve başını okşar. Bu büyük merhamet neticesinde deve sakinleşir. Hazreti Muhammed, 'Bu devenin sahibi kim, bu deve kimindir?' diye sorar. Ensardan bir gencin gelip 'Benim ey Allah'ın Resulü' diye cevap vermesi üzerine Peygamber Efendimiz, 'Allah'ın sana mülk olarak verdiği bu hayvan hakkında Allah'tan korkmaz mısın? Çünkü bu hayvan bana, onu aç bıraktığını ve çok yorduğunu söyleyerek senden şikayetçi oldu' diye buyurur. İslam medeniyetinin güzelliklerinden birisi de yaşlı ve hasta hayvanların bakımı için tarih boyunca birçok vakıflar kurulmuş olmasıdır. Yine Peygamber Efendimiz şöyle bir olay anlatmışlardır: 'Bir adam yolda yürürken susadı ve susuzluğu arttı, derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: 'Bu köpek de benim gibi susamış' deyip tekrar kuyuya inerek mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.' Sahabeden bazıları Peygamber Efendimiz'e 'Ey Allah'ın Resulü! Yani bize hayvanlara yaptığımız iyilikler için de ecir mi var?' diye sorunca Efendimiz de 'Evet! Her canlı için bir sevap vardır.' buyurdu."
Bulut, öz evlatlarını öldüren babaların ya da ebeveynlerin, çocuklarına fiziki ve psikolojik şiddet uygulamasının temel sebebinin ahlak ve maneviyat eğitiminin noksanlığı olduğuna işaret ederek, insanlara çocukluktan itibaren güzel ahlak ve maneviyat inşa edilmesi gerektiğini kaydetti.
Maneviyat inşasının iki temel kaynağının Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif olduğuna vurgu yapan Bulut, Kur’an-ı Kerim'in Hazreti Muhammed'in örnek alınmasını emrettiğini dile getirdi.
- "Eğitimsiz bir öğretim, insanı bilgi hamalına çevirir"
"İslam Medeniyetinden Örneklerle Kişiliği İnşa Etme Sanatı" ile "Ayet ve Hadisler Işığında Gönül Sohbetleri" kitaplarının da yazarı olan Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Peygamber Efendimiz'in yanı sıra Sahabe-i Kiram başta olmak üzere, örnek şahsiyetlerin hayatını okumalı, onları kendimize rol model almalıyız. Bu öncü şahsiyetleri okumak, bizlere merhamet, şefkat, adalet, hayırseverlik, cömertlik, sadakat, vefakarlık gibi manevi değerleri kazandıracaktır. Burada yeri gelmişken şunu da ifade etmeliyiz; günümüzde eğitim-öğretim ikilisinde maalesef öğretim ön plana çıkmış, eğitim hep ihmal edilir olmuştur. Oysa öğretimin de temel amacı insan eğitimine katkı sağlamasıdır. Eğitim ve onunla gelecek olan manevi değerler hayattan çekilmiş ve onun da yerini öğretim doldurmaya başlamıştır. Oysa eğitimsiz bir öğretim, insanı sadece bir bilgi hamalına çevirmekte ve bu da insanı erdemli davranışlardan uzak tutmaktadır."
Kaynak: AA
Bulut, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son dönemde sosyal medya ve basında yer alan özellikle çocuk ve gençler tarafından sergilenen şiddet ve hayvanlara eziyet görüntülerinin temel sebebinin şefkat ve vicdan duygularının yeteri kadar gelişmemesi olduğunu söyledi.
Merhamet, vicdan gibi duyguların çocuklarda yaratılıştan bulunduğunu ifade eden Bulut, "Ancak çevre ve eğitimsizlik gibi faktörler, bu duyguların gelişmesini engellemekte hatta gerilemesine yol açmaktadır. Bu duygular zayıflayınca da görmek istemediğimiz üzücü olaylar meydana gelmektedir." dedi.
Çocuğun merhamet ve şefkat eğitiminin ailede başladığına işaret eden Bulut, sevgi ve merhamet dolu bir ailede büyüyen çocukta bu duyguların sağlam olacağını kaydetti.
Prof. Dr. Bulut, şöyle devam etti:
"Anne, baba olarak çocuğumuza iyi bir rol model olmalıyız. Bizim birbirimize, çocuklarımıza, çevremizdeki insanlara hatta diğer canlılara göstereceğimiz şefkat ve merhamet, çocuğumuzda, bu duygunun gelişmesini sağlar. Tabii, anne babanın iyi bir rol model olması, tek başına yeterli değildir. Çocuğun hem çevresi hem de oynadığı oyunlar, okuduğu kitaplar, izlediği filmler de onu şiddete değil şefkat ve merhamete yönlendirmelidir. Maalesef çocukların oynadıkları bazı bilgisayar oyunları ya da izledikleri bazı filmler, onları şiddete ve merhametsizliğe sevk edebilmektedir. Bu sebeple bu konuda son derece seçici olmak gerekir. Hatta şiddet içeren televizyon programları ve haberler de çocuklara izlettirilmemelidir. Çocuğumuza oyuncaklarına karşı da şefkatli olmasını öğretmeliyiz. Oynadığı oyuncağa karşı merhametli olan çocuğumuz, bu yolla merhameti öğrenir. Oynadığı bebeği, tavşanı seven çocuk, insanlara ve diğer canlılara karşı da sevgi ve merhametle dolar. Oyuncak bebeğine ya da tavşanına daima zarar veren çocukta merhamet duygusu zayıf demektir. Bu sebeple bir an önce bu durumun düzeltilmesi gerekir. Yoksa böyle bir çocuk, ileride aynı şiddeti gerçeklerine de gösterebilir."
- "Yardıma çocukları da katın"
Çocuklara empati kurmayı öğretmenin önemine vurgu yapan Bulut, bir ikram yaparken ya da ihtiyaç sahibi bir insana yardım ederken bunu çocuğun eliyle yapmanın çocuğun iyilik yapma ve merhamet duygusunun gelişmesine yardımcı olacağını dile getirdi.
Anne ve babaların yapacakları yardımlara çocukları da katması gerektiğini ifade eden Bulut, "Mesela büyüklere, yaşlılara ve hastalara yapacağımız küçük bir yardımın çocuğumuzda bu duyguların gelişmesinde büyük bir etkisi olacaktır. Aynı şekilde yaralı ya da aç bir hayvana çocuğumuzla birlikte yardım etmek de hem onlara iyi bir örnek olma açısından hem de onlardaki şefkat ve merhamet duygusunu geliştirmek için son derece önemlidir. Çocuklarımıza, onları şefkat ve merhamete teşvik edecek hikaye ve masallar okumalıyız. Şiddet içeren neşriyattan uzak durmalıyız. Yine anne, baba olarak çocuklarımız arasında ayrım yapmamalıyız. Eğer bir çocuğumuza aşırı ilgi ve sevgi gösterip diğerini ihmal edersek bu çocuğumuzdaki şefkat ve merhamet duygusunun yara almasına sebep oluruz." değerlendirmesinde bulundu.
- "İslam, hayvana eziyeti yasaklar"
İslam’ın hem insanlara hem de diğer canlılara merhameti emrettiğini belirten Bulut, İslam’ın insanların hakkına girmeyi yasakladığı gibi hayvanlara da eziyet ve işkence etmeyi yasakladığını söyledi.
Hayvanlara gücünün üzerinde yük yüklenilmesinin, aç bırakılmasının, bir hayvanın hedefe konularak atış talimi yapılmasının da haram kılındığını bildiren Bulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir kadın, eve hapsettiği bir kedi yüzünden cehenneme gitti. Kediyi hapsederek ne yiyecek vermiş ne de su. Yerin haşeratından yemesi için de dışarı salmamıştı. Bir gün Peygamber Efendimiz, Medine'de ensardan birisinin bahçesine girer. Orada bir deve görür. Deve, Efendimizi görünce, hüzünlü hüzünlü inler ve gözlerinden yaşlar akmaya başlar. Bunun üzerine Efendimiz onun sırtını ve başını okşar. Bu büyük merhamet neticesinde deve sakinleşir. Hazreti Muhammed, 'Bu devenin sahibi kim, bu deve kimindir?' diye sorar. Ensardan bir gencin gelip 'Benim ey Allah'ın Resulü' diye cevap vermesi üzerine Peygamber Efendimiz, 'Allah'ın sana mülk olarak verdiği bu hayvan hakkında Allah'tan korkmaz mısın? Çünkü bu hayvan bana, onu aç bıraktığını ve çok yorduğunu söyleyerek senden şikayetçi oldu' diye buyurur. İslam medeniyetinin güzelliklerinden birisi de yaşlı ve hasta hayvanların bakımı için tarih boyunca birçok vakıflar kurulmuş olmasıdır. Yine Peygamber Efendimiz şöyle bir olay anlatmışlardır: 'Bir adam yolda yürürken susadı ve susuzluğu arttı, derken bir kuyuya rastladı. İçine inip susuzluğunu giderdi. Çıkınca susuzluktan soluyup toprağı yemekte olan bir köpek gördü. Adam kendi kendine: 'Bu köpek de benim gibi susamış' deyip tekrar kuyuya inerek mestini su ile doldurup ağzıyla tutarak dışarı çıktı ve köpeği suladı. Allah onun bu davranışından memnun kaldı ve günahlarını affetti.' Sahabeden bazıları Peygamber Efendimiz'e 'Ey Allah'ın Resulü! Yani bize hayvanlara yaptığımız iyilikler için de ecir mi var?' diye sorunca Efendimiz de 'Evet! Her canlı için bir sevap vardır.' buyurdu."
Bulut, öz evlatlarını öldüren babaların ya da ebeveynlerin, çocuklarına fiziki ve psikolojik şiddet uygulamasının temel sebebinin ahlak ve maneviyat eğitiminin noksanlığı olduğuna işaret ederek, insanlara çocukluktan itibaren güzel ahlak ve maneviyat inşa edilmesi gerektiğini kaydetti.
Maneviyat inşasının iki temel kaynağının Kur’an-ı Kerim ve Hadis-i Şerif olduğuna vurgu yapan Bulut, Kur’an-ı Kerim'in Hazreti Muhammed'in örnek alınmasını emrettiğini dile getirdi.
- "Eğitimsiz bir öğretim, insanı bilgi hamalına çevirir"
"İslam Medeniyetinden Örneklerle Kişiliği İnşa Etme Sanatı" ile "Ayet ve Hadisler Işığında Gönül Sohbetleri" kitaplarının da yazarı olan Bulut, sözlerini şöyle tamamladı:
"Peygamber Efendimiz'in yanı sıra Sahabe-i Kiram başta olmak üzere, örnek şahsiyetlerin hayatını okumalı, onları kendimize rol model almalıyız. Bu öncü şahsiyetleri okumak, bizlere merhamet, şefkat, adalet, hayırseverlik, cömertlik, sadakat, vefakarlık gibi manevi değerleri kazandıracaktır. Burada yeri gelmişken şunu da ifade etmeliyiz; günümüzde eğitim-öğretim ikilisinde maalesef öğretim ön plana çıkmış, eğitim hep ihmal edilir olmuştur. Oysa öğretimin de temel amacı insan eğitimine katkı sağlamasıdır. Eğitim ve onunla gelecek olan manevi değerler hayattan çekilmiş ve onun da yerini öğretim doldurmaya başlamıştır. Oysa eğitimsiz bir öğretim, insanı sadece bir bilgi hamalına çevirmekte ve bu da insanı erdemli davranışlardan uzak tutmaktadır."