AK Parti Sözcüsü Ünal'dan 'Kılıçdaroğlu'nun Atletli Fotoğrafına' İlişkin Açıklama
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mahir Ünal, Kılıçdaroğlu’nun atletle fotoğrafına ilişkin, “Vatandaştan biri olmak demek, öncelikli olarak halkın yer sofrasına diz kırıp oturabilmektir, ayakkabı ile eve girmek değildir. Yoksa, atletle otururken haberim yokmuş gibi çek kıvamında poz vermenin bir tasarım olduğudur. Bu tartışmanın da fazla uzatılmasından yana değiliz” dedi.
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mahir Ünal, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. AK Parti 142. MKYK toplantısı sonrası paylaşılacak hususlara değinen Ünal, iç ve dış gelişmelere bağlı olarak siyasi ve ekonomik konuların ele alındığına işaret etti. Cumhurbaşkanlığının himayelerinde 26 Ağustos’ta Malazgirt kutlamalarının gerçekleştirileceğini belirten Ünal, “Malazgirt bu toprakların bize vatan olmasında çok büyük bir öneme haiz. Cumhurbaşkanlığımızın himayelerinde 26 Ağustos’ta bütün sivil toplum kuruluşları, siyasi partilerin, kuvvet komutanlarımızın, herkesin katılımıyla Malazgirt kutlamalarını gerçekleştireceğiz. 16 Nisan halk oylaması üzerine siyasi ve hukuki işler, Ar-Ge başkanlığımızın yürüttüğü çalışmanın MKYK’ya sunulması söz konusudu 16 Nisan halk oylaması sonuçları, bundan sonraki süreçte yapacaklarımızı paylaşmıştık. 80 milyonu kucaklayan parti olarak, yüzde 48.6’yı anlamak adına çalışma yürütüyoruz. Bu konuda sunumlar oldu. Kongre sürecimiz de devam ediyor. Siyasi partilerin kongre sürecinde yaşadığı normal değişiklikler bu süreçte de devam ediyor. İstifa eden il başkanlarımız oldu, istişare yoluyla istifa ettiler. Bu arkadaşlarımızın hepsi onurlu şekilde görevlerini yapmış, kararları kendileri almışlardır. Bu istifalar normal 15 yıl içinde AK Parti’nin yenilenme ve bayrak değişiminin bir parçasıdır. Son 2 yıl içerisinde 200’e yakın ilçe başkanı değişmiştir” ifadelerini kullandı.
Açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Ünal, AK Parti teşkilatlarındaki istifalara ilişkin soru üzerine “İstişareler devam ediyor. Bu bir teşkilatlarla nöbet değişimi ve yenileme sürecinin parçası. Siyasi partiler yenilenme sürecinde bunları yaşarlar. Bir disiplin suçu ya da bir itham asla söz konusu değil, bunlar bir nöbet değişliğidir, önümüzdeki günlerde de bu süreç devam edecek” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun atletle fotoğraf çektirmesi
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik olarak yaptığı ‘ben adalet diyorum o atlet diyor’ açıklamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Ünal, “Dikkat çekici halkla ilişkiler faaliyeti olarak değerlendiriyorum. Daha önceki yürüyüşle bağlantı kurulup önümüzdeki kurultaya dönük bir algı düzenlemesi. Dikkat çekici halkla ilişkiler faaliyeti ama başarılı bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak görmüyorum. Adalet kurultayını bundan sonraki süreçte atlet kurultayı ile özleştirmek de başarılı olmayan bir halkla ilişkiler faaliyetidir. Sayın Genel Başkanın atletle oturmasında herhangi bir sakınca söz konusu değil. Burada sakınca olarak gördüğümüz şey şudur, bir siyasetçinin atletle fotoğraf çektirmesi başka bir şeydir, bu vatandaştan, halktan birisi olmak değildir. Vatandaştan biri olmak demek, öncelikli olarak halkın yer sofrasına diz kırıp oturabilmektir, ayakkabı ile eve girmek değildir. Yoksa, atletle otururken haberim yokmuş gibi çek kıvamında poz vermenin bir tasarım olduğudur. Bu tartışmanın da fazla uzatılmasından yana değiliz” dedi.
Dün akşam Kılıçdaroğlu’nun programını izlediğini belirten Ünal, “Ama maalesef biz her seferinde Sayın Kılıçdaroğlunun kullandığı dil ve Türkiye’ye dönük ifadeleri bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Eğer siz devletin bir hukuki tasarrufunu rehin almak olarak değerlendiriyorsanız ve HDP’nin PKK’nın diliyle konuşuyorsanız burada bir sorun var demektir” diye konuştu.
Merkel’in ‘Interpol’ açıklamasının sorulması üzerine Ünal, “Kırmızı bültenle aranan şahıs 2017’de İspanya’da gözaltına alıyor. Merkel’in açıklamasıyla Interpol serbest bırakıyor. Türkiye’nin bir adi suçlu ile ilgili interpole talepte bulunması son derece normal. Burada anormal olan Merkel’in açıklamasından sonra ilgili şahsı Interpolün serbest bırakmasıdır. Biz, Almanya ile bir sorun yaşamıyoruz, yani Alman halkıyla bir sorunumuz yok. Bizim 200 yıllık tarihi derinliği olan ilişkilerimiz var” dedi.
"Gerçek darbeciler yargılanıyor, dolayısıyla hiçbir şekilde kimse kimsenin kafasını karıştırmaya çalışmasın"
CHP Sözcülerinin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili açıklamalarına ilişkin soru üzerine Ünal, “15 Temmuz’dan hemen sonra tiyatro, kontrollü darbe gibi söylemler CHP’nin dilinde evriliyor. CHP’de gelişme var, bunun bir darbe olduğunu kabullendi. O açıdan bakıldığında bir gelişme bu. Buradan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye şunu söylemek istiyorum. 17 Aralık’tan sonra devlet FETÖ ile ciddi bir mücadeleye girişmiştir. Devlet bu yapıyla mücadele ederken kimler kalkan oluyordu. Kimler bu yapının siyasi dilini kullanıyordu, paralel devlet yapısının mensubu olanların davalarına müdahil avukat olarak giriyordu? 15 Temmuz’dan sonra bu girişimi bertaraf etmek için ciddi bir mesai harcıyor, bu ülkenin hakimleri savcıları bu süreçte büyük bir özveriyle bu ülkenin evlatları olarak, Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda her şey teferruattır diyerek bir davayı adil bir şekilde sürdürmenin mücadelesini verirken anamuhalefet partisi hakim ve savcılarla uğraşıyor. Burada asıl olan Türk yargısının 15 Temmuz’la hesaplaşmasıdır ve FETÖ’cüleri yargılamasıdır. Gerçek darbeciler yargılanıyor, dolayısıyla hiçbir şekilde kimse kimsenin kafasını karıştırmaya çalışmasın. Devlet bu yapıyla mücadele etmeye başladıktan sonra tuhaf bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si bu yapıya kalkan olmuştur” diye konuştu.
2019 seçimleri ve Meral Akşener’in bu seçimlerde aday olacağına dönük tartışmalara ilişkin soruya Ünal, “Öncelikli olarak siyasetin gündemi kıymetlidir. O yüzden bir şeyin siyasetin gündemine geldiğinde o şeyin niteliğine ciddi anlamda bakmak gerekir. Bunlar düne kadar en iyi ülkücü biziz diyorlardı, bugün en iyi merkez sağ biziz diyorlar, yarın ne diyeceklerini, kimin yanında duracaklarını bilmiyoruz. Bunlar bir parti olsunlar, parti olduktan sonra muhatap alacak birileri bizim karşımızda olacak. Doğsunlar, emeklemeye başlasınlar, yürüsünler. Siyasette engel aşmak, kriz yönetmek, değişimi yönetmek kıymetlidir. Bizim bu hareketle ilgili değerlendirmeler yapmamız henüz daha çok erken. Sözünü ettiğiniz katılımın öncesinde Koray Aydın’ın açıklamaları vardı, şimdi şunu da açıklaması gerekiyor, madem daha önce FETÖ tarafından himayesine alındığını açıkladığın bir yapıya dahil olduysan, bir şey değişti ki o yapıya dahil oldun. O değişen şey nedir, bu konuda kamuoyunu da bilgilendirmesi gerekir. Şu anda bizim henüz daha gündemimizde olmayan bir konu” karşılığını verdi.
Ünal, Konyaspor Başkanı’nın bylock’tan gözaltına alınmasına ilişkin soru üzerine, “Öncelikli olarak bunu ilgili merciye sormak ve bu konuda da önyargılarla konuşmamak gerektiğini, ilgili mahkemenin bu konudaki kararını bir dinlemek gerektiğini düşünüyorum. Yargılama süreçleri ile ilgili oluşturulan kafa karışıklığı Türkiye’ye zarar verecek süreci başlatır” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Açıklamaları sonrası gazetecilerin sorularını cevaplayan Ünal, AK Parti teşkilatlarındaki istifalara ilişkin soru üzerine “İstişareler devam ediyor. Bu bir teşkilatlarla nöbet değişimi ve yenileme sürecinin parçası. Siyasi partiler yenilenme sürecinde bunları yaşarlar. Bir disiplin suçu ya da bir itham asla söz konusu değil, bunlar bir nöbet değişliğidir, önümüzdeki günlerde de bu süreç devam edecek” dedi.
Kılıçdaroğlu’nun atletle fotoğraf çektirmesi
Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik olarak yaptığı ‘ben adalet diyorum o atlet diyor’ açıklamasına ilişkin değerlendirmede bulunan Ünal, “Dikkat çekici halkla ilişkiler faaliyeti olarak değerlendiriyorum. Daha önceki yürüyüşle bağlantı kurulup önümüzdeki kurultaya dönük bir algı düzenlemesi. Dikkat çekici halkla ilişkiler faaliyeti ama başarılı bir halkla ilişkiler faaliyeti olarak görmüyorum. Adalet kurultayını bundan sonraki süreçte atlet kurultayı ile özleştirmek de başarılı olmayan bir halkla ilişkiler faaliyetidir. Sayın Genel Başkanın atletle oturmasında herhangi bir sakınca söz konusu değil. Burada sakınca olarak gördüğümüz şey şudur, bir siyasetçinin atletle fotoğraf çektirmesi başka bir şeydir, bu vatandaştan, halktan birisi olmak değildir. Vatandaştan biri olmak demek, öncelikli olarak halkın yer sofrasına diz kırıp oturabilmektir, ayakkabı ile eve girmek değildir. Yoksa, atletle otururken haberim yokmuş gibi çek kıvamında poz vermenin bir tasarım olduğudur. Bu tartışmanın da fazla uzatılmasından yana değiliz” dedi.
Dün akşam Kılıçdaroğlu’nun programını izlediğini belirten Ünal, “Ama maalesef biz her seferinde Sayın Kılıçdaroğlunun kullandığı dil ve Türkiye’ye dönük ifadeleri bizi hayal kırıklığına uğratıyor. Eğer siz devletin bir hukuki tasarrufunu rehin almak olarak değerlendiriyorsanız ve HDP’nin PKK’nın diliyle konuşuyorsanız burada bir sorun var demektir” diye konuştu.
Merkel’in ‘Interpol’ açıklamasının sorulması üzerine Ünal, “Kırmızı bültenle aranan şahıs 2017’de İspanya’da gözaltına alıyor. Merkel’in açıklamasıyla Interpol serbest bırakıyor. Türkiye’nin bir adi suçlu ile ilgili interpole talepte bulunması son derece normal. Burada anormal olan Merkel’in açıklamasından sonra ilgili şahsı Interpolün serbest bırakmasıdır. Biz, Almanya ile bir sorun yaşamıyoruz, yani Alman halkıyla bir sorunumuz yok. Bizim 200 yıllık tarihi derinliği olan ilişkilerimiz var” dedi.
"Gerçek darbeciler yargılanıyor, dolayısıyla hiçbir şekilde kimse kimsenin kafasını karıştırmaya çalışmasın"
CHP Sözcülerinin 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili açıklamalarına ilişkin soru üzerine Ünal, “15 Temmuz’dan hemen sonra tiyatro, kontrollü darbe gibi söylemler CHP’nin dilinde evriliyor. CHP’de gelişme var, bunun bir darbe olduğunu kabullendi. O açıdan bakıldığında bir gelişme bu. Buradan Sayın Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP’ye şunu söylemek istiyorum. 17 Aralık’tan sonra devlet FETÖ ile ciddi bir mücadeleye girişmiştir. Devlet bu yapıyla mücadele ederken kimler kalkan oluyordu. Kimler bu yapının siyasi dilini kullanıyordu, paralel devlet yapısının mensubu olanların davalarına müdahil avukat olarak giriyordu? 15 Temmuz’dan sonra bu girişimi bertaraf etmek için ciddi bir mesai harcıyor, bu ülkenin hakimleri savcıları bu süreçte büyük bir özveriyle bu ülkenin evlatları olarak, Türkiye’nin güvenliği söz konusu olduğunda her şey teferruattır diyerek bir davayı adil bir şekilde sürdürmenin mücadelesini verirken anamuhalefet partisi hakim ve savcılarla uğraşıyor. Burada asıl olan Türk yargısının 15 Temmuz’la hesaplaşmasıdır ve FETÖ’cüleri yargılamasıdır. Gerçek darbeciler yargılanıyor, dolayısıyla hiçbir şekilde kimse kimsenin kafasını karıştırmaya çalışmasın. Devlet bu yapıyla mücadele etmeye başladıktan sonra tuhaf bir şekilde Kemal Kılıçdaroğlu’nun CHP’si bu yapıya kalkan olmuştur” diye konuştu.
2019 seçimleri ve Meral Akşener’in bu seçimlerde aday olacağına dönük tartışmalara ilişkin soruya Ünal, “Öncelikli olarak siyasetin gündemi kıymetlidir. O yüzden bir şeyin siyasetin gündemine geldiğinde o şeyin niteliğine ciddi anlamda bakmak gerekir. Bunlar düne kadar en iyi ülkücü biziz diyorlardı, bugün en iyi merkez sağ biziz diyorlar, yarın ne diyeceklerini, kimin yanında duracaklarını bilmiyoruz. Bunlar bir parti olsunlar, parti olduktan sonra muhatap alacak birileri bizim karşımızda olacak. Doğsunlar, emeklemeye başlasınlar, yürüsünler. Siyasette engel aşmak, kriz yönetmek, değişimi yönetmek kıymetlidir. Bizim bu hareketle ilgili değerlendirmeler yapmamız henüz daha çok erken. Sözünü ettiğiniz katılımın öncesinde Koray Aydın’ın açıklamaları vardı, şimdi şunu da açıklaması gerekiyor, madem daha önce FETÖ tarafından himayesine alındığını açıkladığın bir yapıya dahil olduysan, bir şey değişti ki o yapıya dahil oldun. O değişen şey nedir, bu konuda kamuoyunu da bilgilendirmesi gerekir. Şu anda bizim henüz daha gündemimizde olmayan bir konu” karşılığını verdi.
Ünal, Konyaspor Başkanı’nın bylock’tan gözaltına alınmasına ilişkin soru üzerine, “Öncelikli olarak bunu ilgili merciye sormak ve bu konuda da önyargılarla konuşmamak gerektiğini, ilgili mahkemenin bu konudaki kararını bir dinlemek gerektiğini düşünüyorum. Yargılama süreçleri ile ilgili oluşturulan kafa karışıklığı Türkiye’ye zarar verecek süreci başlatır” diye konuştu.