Boğaçayı Projesi İçin Türkiye'de Bir İlk Gerçekleşiyor
Turizmcilerle bir araya gelen Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Boğaçayı Projesi’nde hazineye ait araziler için Türkiye’de ilk defa Maliye Bakanlığı ile bir belediyenin proje esaslı mülkiyet satışını birlikte yapacağını söyledi. Türel, “Proje Bakanlar Kurulu’nda imzalandı, Sayın Cumhurbaşkanımız da bu hafta zannediyorum kararnameyi imzalayacak böylelikle Boğaçayı projesinin mülkiyet satışlı proje esaslı ihalesini yapacağız” dedi.
Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği’nin (AKTOB) Ağustos ayı toplantısına konuk oldu. Toplantıya Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, TÜROFED Başkanı Osman Ayık, AKTOB Başkanı Erkan Yağcı ve turizm sektörü temsilcileri katıldı.
Toplantıda Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçay, Lara Kruvaziyer ve Yat Limanı, Konyaaltı Sahil, Tünektepe Teleferik, Kaleiçi ve Yat Limanı ile Kemer Kongre ve Kültür Merkezi projeleriyle ilgili turizmcilere sunum yapıldı. Ardından Başkan Türel, şehrin kalitesini artıracak, turisti kent merkezine çekecek projeleri ve Antalya ile ilgili vizyonunu anlattı. Antalya’nın birçok zenginliğe sahip olduğuna dikkat çeken Türel, “Biz maalesef bu zenginlikleri değerlendiremiyoruz. Antalya’nın destinasyon kalitesini artırmamız için mutlaka şehrin kalitesini arttırmamız lazım. Biz bunu yapamadığımız takdirde bana göre sizin turizm sektörünün gizli kahramanları olarak kat edebileceğiniz mesafe bir yerde bitiyor. O yüzden bütün gayretimiz Antalya’nın şehir kalitesini yükseltmek. Biz o yolda iyi bir sürecin içerisindeyiz” dedi.
Yat limanı projeleri
Kaleiçi’nin dünyada eşi benzeri bulunmadığını belirten Başkan Türel, şunları söyledi: “Dünyada tarihi surların içerisinde liman olan iki şehir var biri Portofino diğeri Antalya. Surların içinde bir yat limanımız var ve maalesef biz burayı tur tekneleri ve balıkçı barınağı olarak kullanıyoruz. Kaleiçi Yat Limanı ile ilgili projemiz hazır. Şimdi balıkçı teknelerini, oradaki arkadaşların da gönlünü alarak balıkçı barınağına taşımak zorunda kalacağız. Kaleiçi Yat Limanı’nı butik bir yat limanı haline getireceğiz. Projeyi belediye finansmanı ile yapacağız ki işletmesini de biz yapalım. Çünkü derdimiz para kazanmak değil. Buradaki derdimiz turizmdeki kaliteyi arttıracak bir işletme modeli geliştirmek.”
Büyük limanın mendireğin arkasında 500 yat kapasiteli bir yat limanı projeleri daha olduğunu kaydeden Türel, “Ulaştırma Bakanlığının aracılığı ile buranın ihalesinin çıkılması hususunda Sayın Bakanımızla bir mutabakata bağladık. Biz şimdi burada ÇED’i tamamlıyoruz. ÇED tamamlandıktan sonra projelerle birlikte Bakanlığa teslim edip ihalesini gerçekleştireceğiz” dedi.
Kruz turistleri denizin içinden geçecek
Kruvaziyer Liman Projesi’nin Club Otel Sera’nın hemen bitişiğinde olacağını anlatan Türel şu bilgileri verdi: “Kruvaziyer Liman’a 300 metrelik 4 gemi yanaşabilecek. Ayrıca içinde de 500 yat kapasiteli yat limanı olacak aynı anda. Projeye prestij kazandırmak için, gemilerden turistleri denizin altına indirip, denizin içinden bir akvaryumdan geçireceğiz. Denizin içinden gelen kruz yolcularını raylı sistemle kente taşıyacağız. Aynı zamanda bizim kruz limanımızı da görmek için turistler Antalya’mıza gelsin böyle de bir iddiamız var, inşallah başarırız. Artık yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.”
Kaleiçi’ne gezi amaçlı yat limanı
Başkan Menderes Türel şöyle devam etti: “İki tarafta; şehrin en doğusunda ve en batısında 500’er kapasiteli iki yat limanı ve kent merkezinde Kaleiçi Yat limanı Kaleiçi’nde işletme modelimizi şöyle çalıştıracağız; bir hafta boyunca yat bağlama ücreti alınmayacak ücretsiz olacak. Bir haftadan sonrada ortalama bir bağlama ücreti örneğin 10 liraysa en az 3-5 mislini alacağız. Neden? Çünkü biz orayı bir konaklama amaçlı değil bir gezi amaçlı yat limanı olarak düşünüyoruz. Kruzun içindeki yat sahibi turist veya Konyaaltı’ndaki yat limanındaki yat sahibi Kaleiçi’ne gelsin 2-3-4 gün kalsın, Kaleiçi’nin sosyal kalitesini yükseltsin istiyoruz. Çünkü yat turizmi en yüksek gelire sahip turist segmentine hitap eder. Böylelikle şehir kalitesini arttırabilecek projelerle birbirine entegre edebilecek bir işletme modelini de yat limanında biz uygulayalım derdimiz bu.”
5 yıldızlı kent merkezi
Atatürk Stadyumu’nun olduğu yeri Kent Müzesi’ne dönüştüreceklerini söyleyen Türel, “Türkiye’nin en büyük açık hava müzesi olacak. İçinde 4 ayrı müzeyi barındıracak. Eski açık tribünün altına bir yeraltı otoparkı yapıyoruz. Kaleiçi’nde en çok sıkıntı çektiğimiz araç depolama sorununa ciddi cevap verebilecek. Gelen turistlerimizi bir galerinin içinden geçerek Kent Müzesi ile Kaleiçi’ne ulaştıracağız” dedi.
Doğu Garajı’ndaki nekropol alanında inşaatın sürdüğünü hatırlatan Türel, şunları anlattı: “Buradaki kazılar Antalya tarihini bin sene geri götürmüştü. 2000 senelik tarihimiz 3000 senelere orada bulunan iskeletler sayesinde ulaşmıştı. Şimdi oradaki bir tarihi mezarlık alanını cazibe alanı olarak turizme kazandırıyoruz. Hemen yanı başında geleneksel çarşı kültürünü yaşatacak bir kültür merkezi yapıyoruz. Arkasından Balbey projesi geliyor. Balbey, Antalya’nın ikinci Kaleiçi’sidir. Orada bir kentsel yenileme yapıyoruz. Bakanlar Kurulu kararımızı aldık. Etap etap yapacağız. İlk etabın çalışmalarını da 2018’in başı gibi inşallah adım atmak suretiyle hayata geçireceğiz.”
Düzenleme çalışmaları süren Cumhuriyet Meydanı’nın meydan kısmını 30 Ağustos’ta açacaklarını söyleyen Türel, “Alttaki vakıflara ait çarşı dükkanlarını da meydanın altına alarak cadde tarafını, ordu evi tarafını tamamen açık ve çok daha düzenli bir hale getirmiş olacağız. Şöyle bir kent merkezinde iki üç kilometrelik bir çap daire çizdiğimizde kent müzesinden itibaren Doğu Garajı ile birlikte Balbey’i ile, Kaleiçi’yle çok farklı bir kent merkezi kalitesi oluşacak” diye konuştu.
Raylı sistem üçüncü etabı
Toplu ulaşım konusunun da turistler ve turizm için önemli olduğunu kaydeden Başkan Menderes Türel, şunları aktardı: “İkinci etap raylı sistemi biliyorsunuz bir Expo projesi olarak Meydan’dan Expo’ya kadar, havaalanı bağlantısı dahil tamamladık, şuan gayet güzel bir şekilde çalışıyor. Çünkü şehir kalitesi diyorsak artık turistler havaalanından indiği gibi raylı sistemle şehrin istediği noktasına ulaşabilmeli. Aslında ekonomik verimliliği olmayan hatlardır havaalanı bağlantıları, dünyanın her yerinde böyledir ama prestij açısından önemli olduğu için mutlaka olmazsa olmazdır. Biz bunu gerçekleştirdik. Şimdi üçüncü etabı bu sene inşallah Ekim- Kasım ayında ihalesini gerçekleştirerek inşaatına başlamayı hedefliyoruz. Üçüncü etap raylı sistemimiz de Varsak’tan başlayacak ve Sakarya Bulvarı’ndan otogarın bulunduğu kavşağın altından geçerek Üniversite istikametinden Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gelecek. Orada üçüncü etap tamamlanıyor ama şuanda Kaleiçi’nin de hemen yanı başından geçen nostalji tramvayı dediğimiz tramvayı da sisteme uzatarak bağlıyoruz. Meteoroloji’nin yanından müzenin yanından Araştırma Hastanesi’nin olduğu noktaya kadar üçüncü etapla bir gidiş geliş hat olarak ilk etapta tek hattı bitireceğiz. Araçları yenileyerek sisteme entegre edeceğiz. Böylelikle havaalanından inen Kaleiçi’ne ve çok rahatlıkla kent merkezine ulaşabilecek.”
Dördüncü etap metro olacak
Türel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeterli mi? Tabi ki değil. İnşallah şimdi dördüncü etap çalışmalarımızla ilgili Ulaştırma Bakanlığımızla Ulaşım Master Planımız kapsamında mutabakatı sağladık. Dördüncü etabı Antalya’nın artık metro olacaktır. Metro hattı, Büyük Liman’dan başlayacak, Kundu’ya kadar uzanacaktır. Yine havaalanı bağlantısıyla beraber. İşte o zaman, bunu belki bir uzatma hattı ile Belek’e ulaştırılmasıyla beraber çok rahatlıkla Antalya’nın her noktasına, hastanesine, otogarına, havaalanına, kent merkezine, Kaleiçi’ne, Balbey’e, Cumhuriyet Meydanı’na turist alışık olduğu, çağdaş ulaşım sistemi ile gelebilecek. Tabi bu metro meselesi tartışmalı bir meseledir. Ben ilk dönemde de metro yapılması hususundaki önerileri çok önemsemiş ama bu konuda bakanlığı ikna edememiştim. Çünkü teknoloji geliştikçe tercihler değişebiliyor.
Geçmişte cadde tramvayının 1 kilometrelik maliyeti 10 milyon Euro civarındaydı. Metronun ise aşağı yukarı 40 milyon Euro idi. Yani metro 4 misli daha maliyetli idi.
Tabi yolcu sayıları verimliliğine baktığında Ulaştırma Bakanlığı hiçbir şekilde yeterli yolcu sayısı olmayacağı için uygun görmüyordu, izin de alamadık. Ama şimdi teknolojinin gelmiş olduğu nokta artık metro yapımıyla cadde tramvayı yatırımını neredeyse başa baş maliyete getirdi. 1’e 1 buçuk. Ve köstebek sistemiyle yerin 60 metre altından yani apartmanların altından geçecek bir metro hattını bugünkü teknoloji ile 1’e 1 buçuk maliyetle yapabilir hale geliyoruz. Bize eskiden metro yapamazsın diyen Bakanlık, şimdi metro yapacaksın diyor. Çünkü maliyetler birbirini yakaladı. Dördüncü etapta Büyük Liman’dan, üniversiteden, şehir merkezinden bir yay çizerek Kundu’ya giden, Kırcami’nin de içinden veya teğet geçen bir metro hattı Lara-Kundu bölgesine ulaşacak. Dediğim gibi şuanda bunun adımlarını attık ama takdir edersiniz ki benim ikinci görev dönemim olan bu periyotta metro inşaatına başlamamız mümkün değil ama üçüncü etabı 2019 martına kadar tamamlama hedefimiz var. İnşallah başaracağız. 2019’dan sonra Antalya’da artık kesinlikle toplu ulaşımda yapılması gereken metrodur ve inşallah bunu da başaracağız.”
Marifetli kadrolar gerek
Bunları başarmak için marifetli kadroların iş başında olması gerektiğini vurgulayan Başkan Türel, “Çünkü bunu başarmadığımızda maalesef Antalya bu hizmetler için çok ciddi bir şekilde zaman kaybediyor. Herkes aya gidiyorken biz yaya kalıyoruz. O yüzden bunların izinlerinin alınması bile çok önemli bir süreci gerektiriyor. Zaten kolay olsaydı önceden de belki yapılabilirdi. Gayret, uyumlu bir beraberlikte uyumlu bir çalışma performansı en önemlisi. Ulaşımı ile kent merkezi ile yat limanları ile kruvaziyer limanı ile simgesel Tünektepe’deki oteli ile artık Antalya’nın turizm perspektifi kaliteli bir şehre doğru çok güçlü emin adımlarla gidiyor” dedi.
Müzeler kenti antalya
Kültür şehri Antalya hedefiyle 4’ü Kent Müzesi içinde olmak üzere 10 ayrı müze projesi ile meşgul olduklarını kaydeden Türel, “Bunun içinde, İslam Medeniyetleri Müzemizle Doğal Yaşam Parkı ve Müzesine kadar, Kent Müzesi Projesi ile tarihi nekropol alanına kadar birçok farklı proje var. Şehirler, kentler, meydanları ile anılır denilir, müzeleri ile bilinir denilir. Biz 4 bin metrekarelik Cumhuriyet Meydanımızı benim ilk dönemimde eski valilik binasını yıkarak 24 bin metre kareye çıkartıp, doğru düzgün bir kent meydanına 2006’lı senelerde ulaşabildik. Ama bir bakın diğer rakibimiz olan şehirlere, hepsinin kent meydanları adeta 100 yıllık tarihleri ile orada korkunç bir cazibe merkezi olarak dimdik ayakta durmaktadır. Ve şimdi Cumhuriyet Meydanımızı da yüzde 20 daha da büyüterek adında yakışır hale getiriyoruz. İnşallah meydanın açılışını 30 Ağustos’ta Zafer Bayramımızla birlikte gerçekleştirmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Boğaçayı projesi
“Bizim Antalya hedeflerimiz çok farklı” diyen Türel, Boğacayı Projesi’ni anlattı. Boğaçayı Projesi’nin içinde 4 ayrı etabı olan bir proje olduğunu belirten Başkan Türel, şunları aktardı: “Yat Limanı ile dere ağzı ve dere ağzındaki yeşil halka açık rekreasyon alanları ile ve hemen dağın arkasındaki sinema platolarıyla müthiş bir proje. Bugün sinema platosu dediğimizde hemen herkesin aklına Hollywood ve Los Angeles geliyor. Ben 3, 4 kez gittim bu projemizle ilgili oradaki en önemli prodüktörlerle görüştüm. Anlattım projemizi. Los Angeles, Hollywood’ta 300 dönümlük bir arazide Universal Stüdyosu kurulmuş, tükenmiş alan kalmamış. Maliyetleri fevkalade yüksek. ‘Antalya’da sinema platolarının içine sinema akademisini de koyacağız. Çok daha düşük maliyetle ve tabi. Los Angeles’ın sunduğu imkanlardan daha fazlasını bulabileceğiniz bir şehirden bahsediyoruz’ dedim. Güneş ışığının film çekimi için açısın en uygun olduğu iki şehir varmış. Birisi Los Angeles birisi Antalya. Bilimsel olarak teyit edildi. Böyle farklılıkları, böyle zenginliği olan bir Antalya’dan bahsediyoruz. Onlardan daha çok varımız mevcut. Ve sinema stüdyolarının tabi yanında entertainment merkezi ile birlikte getirdiğimizde bir sistemi Büyük Limanın oradan, Yat Limanı’ndan, Boğaçayı’nın dere kenarından sinema stüdyolarına dağın arkasına kadar kendi içinde bir shuttle raylı sistemle de bağlayacağız. Hatta Tünektepe’den bir teleferik hattını da dağın üstünden sinema stüdyolarının olduğu yere indireceğiz. Böylelikle çok farklı bir cazibe merkezi oluşturacağız. Burası şehrin merkezinden çok daha yüksek bir ziyaretçi sayısına sahip olacaktır. Fizibilitemizi gelir gider tablomuzu 1 milyona göre kötümser tahminlerle ortaya koyuyoruz.”
Bakanlık ve belediye bir ilki gerçekleştirecek
Türel şöyle devam etti: “Burada başka bir şey yapıyoruz sinema stüdyoları olduğu 787 dönüm ki 5 bin dönüme genişleyebilecek bir rezerv alanımız var. Maliye Bakanlığımızla yine 30 dönümde dere kenarında 7 dönümü Büyükşehir’in 23 dönümü Milli Emlak’ın olmak üzere bir alanı mülkiyet satışıyla proje finansmanında kullanacak proje esaslı bir noktaya taşıyoruz. Değirmenin suyu nereden gelecek diyorsanız işte finansmanı kendi içinde. Maliye Bakanımıza dedim ki oradaki maliye mülkiyetlerini ben satın almak istiyorum belediye olarak, satarsanız sevinirim. Bunu da neden talep ettim, çünkü finansman kolaylığı sağlıyor. Burada işte mülkiyet satışına gidiyoruz. Sayın Bakana satar mısınız dediğimde, birlikte satalım birlikte paylaşalım dedi.
Formülü bende dedi.
Ve Türkiye’de bir ilki yaptık şimdi. Bir belediye ile Maliye ilk defa gelir paylaşımını mülkiyet satışı ile gerçekleştiriyor. Nasıl oluyor? Bakanlar Kurulu kararıyla. Şu anda imzalandı. Başbakanımız dahil bütün bakanlarımız dahil. Proje esaslı mülkiyet satışı. Bizim projelerimizi yapmak kaydıyla mülkiyet satışı. Bunu özellikle altını çiziyorum. Oraları alıp herkes istediği gibi kullanamayacak. Antalya’ya katma değer sağlayacak projeleri buralara yaptırmak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu hafta zannediyorum kararnameyi imzalayacak böylelikle Boğaçayı projesinin mülkiyet satışlı proje esaslı ihalesini yapacağız.”
Tünektepe’ye muhteşem tesis
Tünektepe’nin üstüne Antalya’nın belki simgesel özelliği olacak kartpostalları süsleyecek bir yatırım gerçekleştireceklerini belirten Türel, “7 yıldız değil belki 17 yıldızla pazarlanabilecek kalitede turistik tesis. Kısıtlı oda sayısı var ama çok yüksek kalitede. 60 odanın 10 odası VİP olarak düzenlenecek şekilde bir turistik tesis. Teleferik işletmesini de tesise devrederek, Sarısu sahilinden bir bölümü otelin kendi plajı olarak tahsis etmek suretiyle Antalya’da dağın tepesinden teleferikle denize girilebilen bir plajı turizm sektörünün emrine sunuyoruz. Duyduk duymadık demeyin. Bu projelerin Antalya’ya çok büyük katma değer sağlayacağının altını bir kez daha çiziyorum” dedi.
Konyaaltı’nı 2018’e yetiştireceğiz
Konyaaltı Sahil Projesi’ni turizm sezonunun bitmesiyle inşaatına başlayıp, belediye finansmanı ile 2018 turizm sezonuna yetiştireceklerini söyleyen Başkan Türel, “Bu da ayrı bir park alanı oluşturacak Antalya’da. Artık Tırların kamyonların geçtiği bir sahil yolu değil, spor yapılan, spor alanlarının olduğu, gezi alanlarının, yeşil alanların rekreasyon alanlarının olduğu bir Konyaaltı olacak” diye konuştu.
Kaynak: İHA
Toplantıda Büyükşehir Belediyesi’nin Boğaçay, Lara Kruvaziyer ve Yat Limanı, Konyaaltı Sahil, Tünektepe Teleferik, Kaleiçi ve Yat Limanı ile Kemer Kongre ve Kültür Merkezi projeleriyle ilgili turizmcilere sunum yapıldı. Ardından Başkan Türel, şehrin kalitesini artıracak, turisti kent merkezine çekecek projeleri ve Antalya ile ilgili vizyonunu anlattı. Antalya’nın birçok zenginliğe sahip olduğuna dikkat çeken Türel, “Biz maalesef bu zenginlikleri değerlendiremiyoruz. Antalya’nın destinasyon kalitesini artırmamız için mutlaka şehrin kalitesini arttırmamız lazım. Biz bunu yapamadığımız takdirde bana göre sizin turizm sektörünün gizli kahramanları olarak kat edebileceğiniz mesafe bir yerde bitiyor. O yüzden bütün gayretimiz Antalya’nın şehir kalitesini yükseltmek. Biz o yolda iyi bir sürecin içerisindeyiz” dedi.
Yat limanı projeleri
Kaleiçi’nin dünyada eşi benzeri bulunmadığını belirten Başkan Türel, şunları söyledi: “Dünyada tarihi surların içerisinde liman olan iki şehir var biri Portofino diğeri Antalya. Surların içinde bir yat limanımız var ve maalesef biz burayı tur tekneleri ve balıkçı barınağı olarak kullanıyoruz. Kaleiçi Yat Limanı ile ilgili projemiz hazır. Şimdi balıkçı teknelerini, oradaki arkadaşların da gönlünü alarak balıkçı barınağına taşımak zorunda kalacağız. Kaleiçi Yat Limanı’nı butik bir yat limanı haline getireceğiz. Projeyi belediye finansmanı ile yapacağız ki işletmesini de biz yapalım. Çünkü derdimiz para kazanmak değil. Buradaki derdimiz turizmdeki kaliteyi arttıracak bir işletme modeli geliştirmek.”
Büyük limanın mendireğin arkasında 500 yat kapasiteli bir yat limanı projeleri daha olduğunu kaydeden Türel, “Ulaştırma Bakanlığının aracılığı ile buranın ihalesinin çıkılması hususunda Sayın Bakanımızla bir mutabakata bağladık. Biz şimdi burada ÇED’i tamamlıyoruz. ÇED tamamlandıktan sonra projelerle birlikte Bakanlığa teslim edip ihalesini gerçekleştireceğiz” dedi.
Kruz turistleri denizin içinden geçecek
Kruvaziyer Liman Projesi’nin Club Otel Sera’nın hemen bitişiğinde olacağını anlatan Türel şu bilgileri verdi: “Kruvaziyer Liman’a 300 metrelik 4 gemi yanaşabilecek. Ayrıca içinde de 500 yat kapasiteli yat limanı olacak aynı anda. Projeye prestij kazandırmak için, gemilerden turistleri denizin altına indirip, denizin içinden bir akvaryumdan geçireceğiz. Denizin içinden gelen kruz yolcularını raylı sistemle kente taşıyacağız. Aynı zamanda bizim kruz limanımızı da görmek için turistler Antalya’mıza gelsin böyle de bir iddiamız var, inşallah başarırız. Artık yüzdük yüzdük kuyruğuna geldik.”
Kaleiçi’ne gezi amaçlı yat limanı
Başkan Menderes Türel şöyle devam etti: “İki tarafta; şehrin en doğusunda ve en batısında 500’er kapasiteli iki yat limanı ve kent merkezinde Kaleiçi Yat limanı Kaleiçi’nde işletme modelimizi şöyle çalıştıracağız; bir hafta boyunca yat bağlama ücreti alınmayacak ücretsiz olacak. Bir haftadan sonrada ortalama bir bağlama ücreti örneğin 10 liraysa en az 3-5 mislini alacağız. Neden? Çünkü biz orayı bir konaklama amaçlı değil bir gezi amaçlı yat limanı olarak düşünüyoruz. Kruzun içindeki yat sahibi turist veya Konyaaltı’ndaki yat limanındaki yat sahibi Kaleiçi’ne gelsin 2-3-4 gün kalsın, Kaleiçi’nin sosyal kalitesini yükseltsin istiyoruz. Çünkü yat turizmi en yüksek gelire sahip turist segmentine hitap eder. Böylelikle şehir kalitesini arttırabilecek projelerle birbirine entegre edebilecek bir işletme modelini de yat limanında biz uygulayalım derdimiz bu.”
5 yıldızlı kent merkezi
Atatürk Stadyumu’nun olduğu yeri Kent Müzesi’ne dönüştüreceklerini söyleyen Türel, “Türkiye’nin en büyük açık hava müzesi olacak. İçinde 4 ayrı müzeyi barındıracak. Eski açık tribünün altına bir yeraltı otoparkı yapıyoruz. Kaleiçi’nde en çok sıkıntı çektiğimiz araç depolama sorununa ciddi cevap verebilecek. Gelen turistlerimizi bir galerinin içinden geçerek Kent Müzesi ile Kaleiçi’ne ulaştıracağız” dedi.
Doğu Garajı’ndaki nekropol alanında inşaatın sürdüğünü hatırlatan Türel, şunları anlattı: “Buradaki kazılar Antalya tarihini bin sene geri götürmüştü. 2000 senelik tarihimiz 3000 senelere orada bulunan iskeletler sayesinde ulaşmıştı. Şimdi oradaki bir tarihi mezarlık alanını cazibe alanı olarak turizme kazandırıyoruz. Hemen yanı başında geleneksel çarşı kültürünü yaşatacak bir kültür merkezi yapıyoruz. Arkasından Balbey projesi geliyor. Balbey, Antalya’nın ikinci Kaleiçi’sidir. Orada bir kentsel yenileme yapıyoruz. Bakanlar Kurulu kararımızı aldık. Etap etap yapacağız. İlk etabın çalışmalarını da 2018’in başı gibi inşallah adım atmak suretiyle hayata geçireceğiz.”
Düzenleme çalışmaları süren Cumhuriyet Meydanı’nın meydan kısmını 30 Ağustos’ta açacaklarını söyleyen Türel, “Alttaki vakıflara ait çarşı dükkanlarını da meydanın altına alarak cadde tarafını, ordu evi tarafını tamamen açık ve çok daha düzenli bir hale getirmiş olacağız. Şöyle bir kent merkezinde iki üç kilometrelik bir çap daire çizdiğimizde kent müzesinden itibaren Doğu Garajı ile birlikte Balbey’i ile, Kaleiçi’yle çok farklı bir kent merkezi kalitesi oluşacak” diye konuştu.
Raylı sistem üçüncü etabı
Toplu ulaşım konusunun da turistler ve turizm için önemli olduğunu kaydeden Başkan Menderes Türel, şunları aktardı: “İkinci etap raylı sistemi biliyorsunuz bir Expo projesi olarak Meydan’dan Expo’ya kadar, havaalanı bağlantısı dahil tamamladık, şuan gayet güzel bir şekilde çalışıyor. Çünkü şehir kalitesi diyorsak artık turistler havaalanından indiği gibi raylı sistemle şehrin istediği noktasına ulaşabilmeli. Aslında ekonomik verimliliği olmayan hatlardır havaalanı bağlantıları, dünyanın her yerinde böyledir ama prestij açısından önemli olduğu için mutlaka olmazsa olmazdır. Biz bunu gerçekleştirdik. Şimdi üçüncü etabı bu sene inşallah Ekim- Kasım ayında ihalesini gerçekleştirerek inşaatına başlamayı hedefliyoruz. Üçüncü etap raylı sistemimiz de Varsak’tan başlayacak ve Sakarya Bulvarı’ndan otogarın bulunduğu kavşağın altından geçerek Üniversite istikametinden Eğitim Araştırma Hastanesi’ne gelecek. Orada üçüncü etap tamamlanıyor ama şuanda Kaleiçi’nin de hemen yanı başından geçen nostalji tramvayı dediğimiz tramvayı da sisteme uzatarak bağlıyoruz. Meteoroloji’nin yanından müzenin yanından Araştırma Hastanesi’nin olduğu noktaya kadar üçüncü etapla bir gidiş geliş hat olarak ilk etapta tek hattı bitireceğiz. Araçları yenileyerek sisteme entegre edeceğiz. Böylelikle havaalanından inen Kaleiçi’ne ve çok rahatlıkla kent merkezine ulaşabilecek.”
Dördüncü etap metro olacak
Türel, sözlerini şöyle sürdürdü: “Yeterli mi? Tabi ki değil. İnşallah şimdi dördüncü etap çalışmalarımızla ilgili Ulaştırma Bakanlığımızla Ulaşım Master Planımız kapsamında mutabakatı sağladık. Dördüncü etabı Antalya’nın artık metro olacaktır. Metro hattı, Büyük Liman’dan başlayacak, Kundu’ya kadar uzanacaktır. Yine havaalanı bağlantısıyla beraber. İşte o zaman, bunu belki bir uzatma hattı ile Belek’e ulaştırılmasıyla beraber çok rahatlıkla Antalya’nın her noktasına, hastanesine, otogarına, havaalanına, kent merkezine, Kaleiçi’ne, Balbey’e, Cumhuriyet Meydanı’na turist alışık olduğu, çağdaş ulaşım sistemi ile gelebilecek. Tabi bu metro meselesi tartışmalı bir meseledir. Ben ilk dönemde de metro yapılması hususundaki önerileri çok önemsemiş ama bu konuda bakanlığı ikna edememiştim. Çünkü teknoloji geliştikçe tercihler değişebiliyor.
Geçmişte cadde tramvayının 1 kilometrelik maliyeti 10 milyon Euro civarındaydı. Metronun ise aşağı yukarı 40 milyon Euro idi. Yani metro 4 misli daha maliyetli idi.
Tabi yolcu sayıları verimliliğine baktığında Ulaştırma Bakanlığı hiçbir şekilde yeterli yolcu sayısı olmayacağı için uygun görmüyordu, izin de alamadık. Ama şimdi teknolojinin gelmiş olduğu nokta artık metro yapımıyla cadde tramvayı yatırımını neredeyse başa baş maliyete getirdi. 1’e 1 buçuk. Ve köstebek sistemiyle yerin 60 metre altından yani apartmanların altından geçecek bir metro hattını bugünkü teknoloji ile 1’e 1 buçuk maliyetle yapabilir hale geliyoruz. Bize eskiden metro yapamazsın diyen Bakanlık, şimdi metro yapacaksın diyor. Çünkü maliyetler birbirini yakaladı. Dördüncü etapta Büyük Liman’dan, üniversiteden, şehir merkezinden bir yay çizerek Kundu’ya giden, Kırcami’nin de içinden veya teğet geçen bir metro hattı Lara-Kundu bölgesine ulaşacak. Dediğim gibi şuanda bunun adımlarını attık ama takdir edersiniz ki benim ikinci görev dönemim olan bu periyotta metro inşaatına başlamamız mümkün değil ama üçüncü etabı 2019 martına kadar tamamlama hedefimiz var. İnşallah başaracağız. 2019’dan sonra Antalya’da artık kesinlikle toplu ulaşımda yapılması gereken metrodur ve inşallah bunu da başaracağız.”
Marifetli kadrolar gerek
Bunları başarmak için marifetli kadroların iş başında olması gerektiğini vurgulayan Başkan Türel, “Çünkü bunu başarmadığımızda maalesef Antalya bu hizmetler için çok ciddi bir şekilde zaman kaybediyor. Herkes aya gidiyorken biz yaya kalıyoruz. O yüzden bunların izinlerinin alınması bile çok önemli bir süreci gerektiriyor. Zaten kolay olsaydı önceden de belki yapılabilirdi. Gayret, uyumlu bir beraberlikte uyumlu bir çalışma performansı en önemlisi. Ulaşımı ile kent merkezi ile yat limanları ile kruvaziyer limanı ile simgesel Tünektepe’deki oteli ile artık Antalya’nın turizm perspektifi kaliteli bir şehre doğru çok güçlü emin adımlarla gidiyor” dedi.
Müzeler kenti antalya
Kültür şehri Antalya hedefiyle 4’ü Kent Müzesi içinde olmak üzere 10 ayrı müze projesi ile meşgul olduklarını kaydeden Türel, “Bunun içinde, İslam Medeniyetleri Müzemizle Doğal Yaşam Parkı ve Müzesine kadar, Kent Müzesi Projesi ile tarihi nekropol alanına kadar birçok farklı proje var. Şehirler, kentler, meydanları ile anılır denilir, müzeleri ile bilinir denilir. Biz 4 bin metrekarelik Cumhuriyet Meydanımızı benim ilk dönemimde eski valilik binasını yıkarak 24 bin metre kareye çıkartıp, doğru düzgün bir kent meydanına 2006’lı senelerde ulaşabildik. Ama bir bakın diğer rakibimiz olan şehirlere, hepsinin kent meydanları adeta 100 yıllık tarihleri ile orada korkunç bir cazibe merkezi olarak dimdik ayakta durmaktadır. Ve şimdi Cumhuriyet Meydanımızı da yüzde 20 daha da büyüterek adında yakışır hale getiriyoruz. İnşallah meydanın açılışını 30 Ağustos’ta Zafer Bayramımızla birlikte gerçekleştirmiş olacağız” şeklinde konuştu.
Boğaçayı projesi
“Bizim Antalya hedeflerimiz çok farklı” diyen Türel, Boğacayı Projesi’ni anlattı. Boğaçayı Projesi’nin içinde 4 ayrı etabı olan bir proje olduğunu belirten Başkan Türel, şunları aktardı: “Yat Limanı ile dere ağzı ve dere ağzındaki yeşil halka açık rekreasyon alanları ile ve hemen dağın arkasındaki sinema platolarıyla müthiş bir proje. Bugün sinema platosu dediğimizde hemen herkesin aklına Hollywood ve Los Angeles geliyor. Ben 3, 4 kez gittim bu projemizle ilgili oradaki en önemli prodüktörlerle görüştüm. Anlattım projemizi. Los Angeles, Hollywood’ta 300 dönümlük bir arazide Universal Stüdyosu kurulmuş, tükenmiş alan kalmamış. Maliyetleri fevkalade yüksek. ‘Antalya’da sinema platolarının içine sinema akademisini de koyacağız. Çok daha düşük maliyetle ve tabi. Los Angeles’ın sunduğu imkanlardan daha fazlasını bulabileceğiniz bir şehirden bahsediyoruz’ dedim. Güneş ışığının film çekimi için açısın en uygun olduğu iki şehir varmış. Birisi Los Angeles birisi Antalya. Bilimsel olarak teyit edildi. Böyle farklılıkları, böyle zenginliği olan bir Antalya’dan bahsediyoruz. Onlardan daha çok varımız mevcut. Ve sinema stüdyolarının tabi yanında entertainment merkezi ile birlikte getirdiğimizde bir sistemi Büyük Limanın oradan, Yat Limanı’ndan, Boğaçayı’nın dere kenarından sinema stüdyolarına dağın arkasına kadar kendi içinde bir shuttle raylı sistemle de bağlayacağız. Hatta Tünektepe’den bir teleferik hattını da dağın üstünden sinema stüdyolarının olduğu yere indireceğiz. Böylelikle çok farklı bir cazibe merkezi oluşturacağız. Burası şehrin merkezinden çok daha yüksek bir ziyaretçi sayısına sahip olacaktır. Fizibilitemizi gelir gider tablomuzu 1 milyona göre kötümser tahminlerle ortaya koyuyoruz.”
Bakanlık ve belediye bir ilki gerçekleştirecek
Türel şöyle devam etti: “Burada başka bir şey yapıyoruz sinema stüdyoları olduğu 787 dönüm ki 5 bin dönüme genişleyebilecek bir rezerv alanımız var. Maliye Bakanlığımızla yine 30 dönümde dere kenarında 7 dönümü Büyükşehir’in 23 dönümü Milli Emlak’ın olmak üzere bir alanı mülkiyet satışıyla proje finansmanında kullanacak proje esaslı bir noktaya taşıyoruz. Değirmenin suyu nereden gelecek diyorsanız işte finansmanı kendi içinde. Maliye Bakanımıza dedim ki oradaki maliye mülkiyetlerini ben satın almak istiyorum belediye olarak, satarsanız sevinirim. Bunu da neden talep ettim, çünkü finansman kolaylığı sağlıyor. Burada işte mülkiyet satışına gidiyoruz. Sayın Bakana satar mısınız dediğimde, birlikte satalım birlikte paylaşalım dedi.
Formülü bende dedi.
Ve Türkiye’de bir ilki yaptık şimdi. Bir belediye ile Maliye ilk defa gelir paylaşımını mülkiyet satışı ile gerçekleştiriyor. Nasıl oluyor? Bakanlar Kurulu kararıyla. Şu anda imzalandı. Başbakanımız dahil bütün bakanlarımız dahil. Proje esaslı mülkiyet satışı. Bizim projelerimizi yapmak kaydıyla mülkiyet satışı. Bunu özellikle altını çiziyorum. Oraları alıp herkes istediği gibi kullanamayacak. Antalya’ya katma değer sağlayacak projeleri buralara yaptırmak lazım. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu hafta zannediyorum kararnameyi imzalayacak böylelikle Boğaçayı projesinin mülkiyet satışlı proje esaslı ihalesini yapacağız.”
Tünektepe’ye muhteşem tesis
Tünektepe’nin üstüne Antalya’nın belki simgesel özelliği olacak kartpostalları süsleyecek bir yatırım gerçekleştireceklerini belirten Türel, “7 yıldız değil belki 17 yıldızla pazarlanabilecek kalitede turistik tesis. Kısıtlı oda sayısı var ama çok yüksek kalitede. 60 odanın 10 odası VİP olarak düzenlenecek şekilde bir turistik tesis. Teleferik işletmesini de tesise devrederek, Sarısu sahilinden bir bölümü otelin kendi plajı olarak tahsis etmek suretiyle Antalya’da dağın tepesinden teleferikle denize girilebilen bir plajı turizm sektörünün emrine sunuyoruz. Duyduk duymadık demeyin. Bu projelerin Antalya’ya çok büyük katma değer sağlayacağının altını bir kez daha çiziyorum” dedi.
Konyaaltı’nı 2018’e yetiştireceğiz
Konyaaltı Sahil Projesi’ni turizm sezonunun bitmesiyle inşaatına başlayıp, belediye finansmanı ile 2018 turizm sezonuna yetiştireceklerini söyleyen Başkan Türel, “Bu da ayrı bir park alanı oluşturacak Antalya’da. Artık Tırların kamyonların geçtiği bir sahil yolu değil, spor yapılan, spor alanlarının olduğu, gezi alanlarının, yeşil alanların rekreasyon alanlarının olduğu bir Konyaaltı olacak” diye konuştu.