Akıncı Üssü Davası Sanığından 'Kefen Parası' Savunması
Eski Jandarma İstihbarat Okul Komutanı olan ve Akıncı Üssü'nde gözaltına alınan eski Kurmay Albay Koçyiğit, yakalandığında üzerinde bulunan bin 100 doların 'kefen parası' olduğunu öne sürdü.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında komuta merkezi olarak kullandığı Akıncı Üssü'ndeki eylemlere ilişkin davada suç tarihinde Jandarma İstihbarat Okul Komutanı olan ve darbecilerin 'Yurtta Sulh Konseyi' üyeleri arasında yer alan eski Kurmay Albay Murat Koçyiğit, yakalandığı sırada üzerinde bulunan bin 100 doların 'kefen parası' olduğunu öne sürdü.
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi'nde görülen duruşmada, hakim karşısına çıkan Koçyiğit, savunmasında, FETÖ üyesi olmadığını, darbenin sivil yöneticileri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'i tanımadığını, bu kişilerle hiçbir eylem ve iş birliğinin bulunmadığını iddia etti.
Hakkındaki iddia ve suçlamaları kabul etmediğini belirten Koçyiğit, 'Ben ne FETÖ ne de Yurtta Sulh Konseyi üyesiyim. Konsey üyesi olduğu öne sürülen sanıklarla herhangi bir irtibatım olmadı. Yurtta Sulh Konseyi üyesi olarak yargılanan sanıkların bir çoğunu ilk kez burada gördüm. Darbeye teşebbüs suçuna katılmadım, hiçbir emir vermedim, almadım, silah kullanmadım. Yanlış zamanda yanlış yerde olmak dışında hiçbir kabahatim yok.' dedi.
Hayatı boyunca milli güvenliğe tehdit oluşturacak hiçbir yapının içinde bulunmadığını öne süren Koçyiğit, FETÖ'nün terör örgütü listesine alınmasını sağladığını, bu nedenle örgütün hedefinde bulunduğunu iddia etti.
'Jandarma teşkilatında 25 yıl boyunca büyük bir sevgiyle görev yaptığını' savunan Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:
'31 Temmuz'da yayınlanan KHK ile Jandarma Genel Komutanlığından çıkarıldığım avukatım tarafından bana bildirildi. 2 Ağustos 2016 tarihli terhis belgesiyle jandarma er rütbesiyle terhis edildiğim bana cezaevinde tebliğ edildi. Jandarma Okullar Komutanlığında hakkımda resen emeklilik evrakları tanzim edilmiş, OYAK ve SGK Genel Müdürlüğüne belgeler gönderilmiş. Yasada açıkça belirtilmesine rağmen SGK'da bir ay içerisinde emeklilik işlemlerim yapılmamış. OYAK ise bir hafta içinde yapması gereken emekli ve ikramiye ödemelerini halen yapmamıştır.'
Ankara'da darbe planlamasının yapıldığı 6-9 Temmuz tarihleri arasındaki toplantılara katılmadığını savunan Koçyiğit, örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u da kullanmadığını iddia etti. Koçyiğit, darbe toplantılarının yapıldığı tarihlerde ailesiyle birlikte bayram ziyaretleri gerçekleştirdiğini belirterek, ziyaret ettiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini istedi.
Murat Koçyiğit, hakkındaki suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirtip, suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliye ve beraat istedi.
- Çapraz sorgu
Savunmanın ardından soruları yanıtlayan Koçyiğit, 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'ne, yeni bir göreve atanan eski Kurmay Albay Ahmet Özçetin'e nezaket ziyaretine gittiği yönündeki beyanını tekrarladı.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın Özçetin'i nereden tanıdığını sorduğu Koçyiğit, kendisi Jandarma Genel Sekreterliği görevini yürütürken Özçetin'in Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği görevinde bulunduğunu, tanışıklığın buna dayandığını söyledi.
Ziyaretten önce Özçetin'i telefonla arayıp aramadığı sorulan Koçyiğit, 'Telefonla görüşmedim. Sürpriz bir ziyaret yapacaktım.' dedi.
Giray'ın, 'Sizin görev yaptığınız yerle Akıncı uzak yerler. Siz mesaiden çıkmışsınız. Oradaki şahsın da çıkma ihtimali var. Önceden arayıp geleceğinizi bildirmeniz gerekmez mi? Onun da mesaiden çıkmış olma ihtimalini değerlendirmediniz mi?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'O da bir ihtimal ama Ahmet Özçetin orada lojmanda kalıyor. İş yerinde olmasa en fazla lojmanındadır diye düşündüm.' dedi.
Koçyiğit, soru üzerine, birliğinden sivil olarak çıktığını, resmi araçla Şaşmaz kavşağına kadar geldiğini, özel ziyaret olduğu için resmi araçla devam etmek istemediğini, yola taksiyle devam ettiğini söyledi.
Üsse geldiğinde neler yaptığının sorulması üzerine Koçyiğit, 'Saat 20.00 civarında Akıncı'ya geldim. Nizamiyede Albay Özçetin'i ziyaret etmek istediğini söyledim. 'Tamam' dediler. Taksiden indim. Beni Ahmet albayın olduğunu düşündüğüm filonun önüne getirdiler. Özçetin'in yanında havacılar vardı, konuşuyorlardı, merhabalaştık. Şuradayım diye bir işaret yaptım, bekledim.' diye konuştu.
Koçyiğit, saat 22.00'de üsten çıkışlar yasaklanınca buradan ayrılamadığını, bu arada okul komutanını arayarak gördükleriyle ilgili bilgi verdiğini söyledi.
Koçyiğit, soru üzerine, Akıncı'da, Osman Kılıç ile Hüseyin Yılmaz'ı gördüğünü, kamelya bölgesinde, daha sonradan adının Mustafa Barış Avıalan olduğunu öğrendiği kişiyle karşılaştığını, ailesi ve komutanı dışında kimseyle telefonla görüşmediğini, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile dönemin Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi'nin Akıncı'ya getirildiklerini duyduğunu, ancak bu kişileri görmediğini öne sürdü.
Koçyiğit, aleyhinde ifadesi bulunan Arif Kalkan'ı tanıdığını, ancak bu kişinin, 'Antalya'da görev yaptığım dönemde Burdurlu olduğunu bildiğim biriyle görüşüyordum. Bu kişi beni Murat Koçyiğit ve karacı olduğun bildiğim Süleyman adında biriyle tanıştırdı. Abiyle görüşmelerimiz bazen benim evimde, bazen ise Murat Koçyiğit ve Süleyman'ın evinde oluyordu' şeklindeki beyanını kabul etmediğini söyledi.
Arif Kalkan'ı sadece mesaiden tanıdığını öne süren Koçyiğit, 'Bu şahıs benim evime gelmedi. Ben bu şahısla Süleyman denilen şahsın evine gitmedim. Kesinlikle iftira atmış.' dedi.
Telefonuna 2014'te ByLock yükleyerek Hakan Taştan ve Mehmet Çelen ile görüştüğü yönündeki tespit sorulan Koçyiğit, ByLock kullanmadığını, bu kişileri de tanımadığını iddia etti.
Darbecilerin sözde atama listesinde Jandarma Okul Komutanlığı görevine getirildiği belirtilen Koçyiğit, 'Konsey üyesi olsam atanmayı isteyeceğim yer asla ve asla jandarma okullar komutanı değildir. Asker olan şahıslar bilir. Okullar komutanlığı tali görevdir. Karargahta bir başkanlık varken hiç kimse okul komutanı olmak istemez. Konsey üyesi olsam ya personel ya da istihbarat başkanı olmak isterim.' dedi.
143. Filo'da çekilen ve iddianamede kendisine ait olduğu belirtilen fotoğraf gösterilen Koçyiğit, fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığını öne sürdü.
- 'Sevilmeyen biri olabilirim'
Müşteki avukatlarından Fatih Atalay, Koçyiğit'e, 'Telefonunuz bayram günlerinde çok çalmamış' dedi.Koçyiğit, 'Bayram süresince sevdiklerimi aradım. Sevilmeyen birisi olabilirim. Sevmeyen aramamıştır.' ifadesini kullandı.
Avukat Atalay'ın, 'Hafta sonuna girilmiş, mesai bitmiş, bir senedir gitmediğiniz bir yere tam darbe girişimi gecesi gidiyorsunuz ve bunu akıl içi buluyorsunuz. Aramadan, haber vermeden gidiyorsunuz. Resmi ilişkilerde sürpriz yapılmaz. Fakat Side Alanya arasında iki FETÖ'cü subayı bir araya getirmeyi akıl dışı buluyorsunuz' sözleri üzerine Koçyiğit, şunları söyledi:
'Ben oraya resmi ziyaret için gitmedim. Resmi ziyarete gitsem arar, randevulaşırdım, hatta Ahmet Özçetin kapıda beni karşılardı. Özel ziyaret olduğu için 'Sürpriz ziyaret olsun' dedim. Bu çok normal bir şey. Bu şahıs (Arif Kalkan) '1998'de göreve başladım' diyor. Bu adam abisiyle bir yıl görüşmüş, hangi hikmete dayanmış ki bir yıl sonra beni tanıştırmışlar. 'Örgütün teknik, taktiklerine bakın, 1999'da benimle tanıştırılması akla uygun değildi', diyorum.'
'Örgütün çalışma prensiplerinden bahsedersek, general sivile selam verebiliyor.' diyen Atalay, duruşma salonunda gösterilen fotoğrafı anımsatarak, 'Kayıttaki kişi olduğunuzu inkar ediyorsunuz. Size çok benziyor. Peki kim olabilir?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'Benim bacanağım ve beni yan yana görseniz, 'Siz kardeş misiniz?' dersiniz.' dedi.
Koçyiğit, MASAK raporuna göre Mehmet Aktaş ve Alaaddin Karsavuran adlı iki FETÖ/PDY şüphelisiyle arasındaki para havalesinin sorulması üzerine, Aktaş'ın Gaziantep'te baklavacı olduğunu, birer kilodan iki kilo sipariş ettiği baklavanın 55'er liralık bedelini gönderdiğini, Karsavuran ile de devre arkadaşı olduğunu, ondan 10 bin lira borç aldığını, 9 ayda borcunu ödediğini anlattı.
Fatih Atalay, 'Kredi çekebilirdiniz. İki tane FETÖ/PDY şüphelisi arasında para alışverişi, her ay düzenli, taksitli, himmet olabilir.' dedi. Bunun üzerine Koçyiğit, himmet vermediğini savundu.
Başbakanlığın avukatı İskender Minar'ın sorusu üzerine Koçyiğit, Jandarma Okullar Komutanının kendisine kışlaya geri dönmesini emrettiğini, 'Sen orada ne arıyorsun? Bir an önce kışlana dön' dediğini, kendisinin de arkadaş ziyareti için geldiğini belirterek, 'Maalesef burada kaldım' diye konuştuğunu ifade etti.
Minar'ın, 'Oradaki kalkışmayı engellemeye dönük faaliyet içine girmeyi neden düşünmediniz?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'Orada tek başımayım ve ertesi gün gördüğüm Osman Kılıç ve Hüseyin Yılmaz'ı görene kadar tanıdığım hiç kimse yoktu. Bir işi planlamak için birden fazla kişinin bir araya gelmesi ve o planın uygulanabilir olup olmadığını değerlendirmesi ve uygulanabilir olduğunu değerlendirince uygulamaya geçmesi gerekir. Tek başıma olduğumdan öyle bir planlama içine giremedim.' diye konuştu.
Müşteki TBMM'nin avukatı Burhan Özkaya'nın, sanıklardan Mehmet Dişli'nin bir ifadesinde, 'Jandarma albay vardı. Kamuflajlıydı' dediğini anımsatması üzerine Koçyiğit, bu kişinin kendisi olmadığını, Genelkurmay 'çatı davası'nda da Dişli ve diğer sanıklara 'Bu kişi ben miyim?' diye sorduğunu, onların da 'Sen değildin' diye yanıt verdiklerini söyledi.
Bir soruyu yanıtlarken kardeşi Hakan Koçyiğit'in İstanbul'da bir turizm organizasyon şirketi sahibi olduğunu söyleyen Koçyiğit, onun, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in doktoru olarak bilinen Tuncay Delibaşı ile 23 kez görüşmesine ilişkin, 'Bu kişiyi ziyaretime geldiğinde kardeşime sordum. 'Bizim kongrelerimize konuşmacı olarak katılan şahıslardan birisi' dedi.' ifadesini kullandı.
Koçyiğit, Delibaşı'nın 2013'te bir sempozyumda konuşmacı olduğunu, şirketin de kongreye katılanlarla iş için konuştuğunu söyledi.
- 'Kefen parası'
Avukat Burhan Özkaya'nın, 'Sanıklardan Hakan Çiçek de sizin taksiye bindiğiniz noktaya yakın yerden taksiyle Akıncı Üssü'ne gittiğini, 120 lira ödediğini söylemişti. Taksiye ne kadar ödediniz?' diye sordu.Koçyiğit, 'Şaşmaz'dan binince 60-65 liradan fazla değildi.' yanıtını verdi.
Avukat Özkaya'nın, 'Siz doğru söylüyorsunuz, yaklaşık 60 lira tutuyor. Hakan Çiçek yalan söylüyor' demesi üzerine Koçyiğit, 'Onun yorumunu bana yapmayın' ifadesini kullandı.
Koçyiğit, bir müşteki avukatının, yakalandığı sırada üzerinden çıkan bin 100 doları sorması üzerine bunun 'kefen parası' olduğunu iddia etti.
'O gün terör saldırısı olacağına dair istihbarat alıp almadıkları' yönündeki soruya Koçyiğit, 'Ne darbe girişimi günü ne de öncesinde hiçbir istihbarat alınmadığı gibi ne darbe günü ve öncesi jandarma birimlerinden, Jandarma Okullar Komutanlığına ve İstihbarat Başkanlığına, FETÖ veya diğer terör örgütleri tarafından kalkışma yapılacağına ilişkin duyum, ihbar bize gelmedi.' yanıtını verdi.
Çapraz sorgu sürerken heyet, duruşmaya öğle arası verdi.
Kaynak: AA
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi'nde görülen duruşmada, hakim karşısına çıkan Koçyiğit, savunmasında, FETÖ üyesi olmadığını, darbenin sivil yöneticileri Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Nurettin Oruç ve Hakan Çiçek'i tanımadığını, bu kişilerle hiçbir eylem ve iş birliğinin bulunmadığını iddia etti.
Hakkındaki iddia ve suçlamaları kabul etmediğini belirten Koçyiğit, 'Ben ne FETÖ ne de Yurtta Sulh Konseyi üyesiyim. Konsey üyesi olduğu öne sürülen sanıklarla herhangi bir irtibatım olmadı. Yurtta Sulh Konseyi üyesi olarak yargılanan sanıkların bir çoğunu ilk kez burada gördüm. Darbeye teşebbüs suçuna katılmadım, hiçbir emir vermedim, almadım, silah kullanmadım. Yanlış zamanda yanlış yerde olmak dışında hiçbir kabahatim yok.' dedi.
Hayatı boyunca milli güvenliğe tehdit oluşturacak hiçbir yapının içinde bulunmadığını öne süren Koçyiğit, FETÖ'nün terör örgütü listesine alınmasını sağladığını, bu nedenle örgütün hedefinde bulunduğunu iddia etti.
'Jandarma teşkilatında 25 yıl boyunca büyük bir sevgiyle görev yaptığını' savunan Koçyiğit, şu ifadeleri kullandı:
'31 Temmuz'da yayınlanan KHK ile Jandarma Genel Komutanlığından çıkarıldığım avukatım tarafından bana bildirildi. 2 Ağustos 2016 tarihli terhis belgesiyle jandarma er rütbesiyle terhis edildiğim bana cezaevinde tebliğ edildi. Jandarma Okullar Komutanlığında hakkımda resen emeklilik evrakları tanzim edilmiş, OYAK ve SGK Genel Müdürlüğüne belgeler gönderilmiş. Yasada açıkça belirtilmesine rağmen SGK'da bir ay içerisinde emeklilik işlemlerim yapılmamış. OYAK ise bir hafta içinde yapması gereken emekli ve ikramiye ödemelerini halen yapmamıştır.'
Ankara'da darbe planlamasının yapıldığı 6-9 Temmuz tarihleri arasındaki toplantılara katılmadığını savunan Koçyiğit, örgütün gizli haberleşme programı ByLock'u da kullanmadığını iddia etti. Koçyiğit, darbe toplantılarının yapıldığı tarihlerde ailesiyle birlikte bayram ziyaretleri gerçekleştirdiğini belirterek, ziyaret ettiği kişilerin tanık olarak dinlenmesini istedi.
Murat Koçyiğit, hakkındaki suçlamaların hiçbirini kabul etmediğini belirtip, suçsuz olduğunu öne sürerek, tahliye ve beraat istedi.
- Çapraz sorgu
Savunmanın ardından soruları yanıtlayan Koçyiğit, 15 Temmuz'da Akıncı Üssü'ne, yeni bir göreve atanan eski Kurmay Albay Ahmet Özçetin'e nezaket ziyaretine gittiği yönündeki beyanını tekrarladı.
Mahkeme Başkanı Selfet Giray'ın Özçetin'i nereden tanıdığını sorduğu Koçyiğit, kendisi Jandarma Genel Sekreterliği görevini yürütürken Özçetin'in Hava Kuvvetleri Komutanlığı Genel Sekreterliği görevinde bulunduğunu, tanışıklığın buna dayandığını söyledi.
Ziyaretten önce Özçetin'i telefonla arayıp aramadığı sorulan Koçyiğit, 'Telefonla görüşmedim. Sürpriz bir ziyaret yapacaktım.' dedi.
Giray'ın, 'Sizin görev yaptığınız yerle Akıncı uzak yerler. Siz mesaiden çıkmışsınız. Oradaki şahsın da çıkma ihtimali var. Önceden arayıp geleceğinizi bildirmeniz gerekmez mi? Onun da mesaiden çıkmış olma ihtimalini değerlendirmediniz mi?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'O da bir ihtimal ama Ahmet Özçetin orada lojmanda kalıyor. İş yerinde olmasa en fazla lojmanındadır diye düşündüm.' dedi.
Koçyiğit, soru üzerine, birliğinden sivil olarak çıktığını, resmi araçla Şaşmaz kavşağına kadar geldiğini, özel ziyaret olduğu için resmi araçla devam etmek istemediğini, yola taksiyle devam ettiğini söyledi.
Üsse geldiğinde neler yaptığının sorulması üzerine Koçyiğit, 'Saat 20.00 civarında Akıncı'ya geldim. Nizamiyede Albay Özçetin'i ziyaret etmek istediğini söyledim. 'Tamam' dediler. Taksiden indim. Beni Ahmet albayın olduğunu düşündüğüm filonun önüne getirdiler. Özçetin'in yanında havacılar vardı, konuşuyorlardı, merhabalaştık. Şuradayım diye bir işaret yaptım, bekledim.' diye konuştu.
Koçyiğit, saat 22.00'de üsten çıkışlar yasaklanınca buradan ayrılamadığını, bu arada okul komutanını arayarak gördükleriyle ilgili bilgi verdiğini söyledi.
Koçyiğit, soru üzerine, Akıncı'da, Osman Kılıç ile Hüseyin Yılmaz'ı gördüğünü, kamelya bölgesinde, daha sonradan adının Mustafa Barış Avıalan olduğunu öğrendiği kişiyle karşılaştığını, ailesi ve komutanı dışında kimseyle telefonla görüşmediğini, Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar ile dönemin Jandarma Genel Komutanı Galip Mendi'nin Akıncı'ya getirildiklerini duyduğunu, ancak bu kişileri görmediğini öne sürdü.
Koçyiğit, aleyhinde ifadesi bulunan Arif Kalkan'ı tanıdığını, ancak bu kişinin, 'Antalya'da görev yaptığım dönemde Burdurlu olduğunu bildiğim biriyle görüşüyordum. Bu kişi beni Murat Koçyiğit ve karacı olduğun bildiğim Süleyman adında biriyle tanıştırdı. Abiyle görüşmelerimiz bazen benim evimde, bazen ise Murat Koçyiğit ve Süleyman'ın evinde oluyordu' şeklindeki beyanını kabul etmediğini söyledi.
Arif Kalkan'ı sadece mesaiden tanıdığını öne süren Koçyiğit, 'Bu şahıs benim evime gelmedi. Ben bu şahısla Süleyman denilen şahsın evine gitmedim. Kesinlikle iftira atmış.' dedi.
Telefonuna 2014'te ByLock yükleyerek Hakan Taştan ve Mehmet Çelen ile görüştüğü yönündeki tespit sorulan Koçyiğit, ByLock kullanmadığını, bu kişileri de tanımadığını iddia etti.
Darbecilerin sözde atama listesinde Jandarma Okul Komutanlığı görevine getirildiği belirtilen Koçyiğit, 'Konsey üyesi olsam atanmayı isteyeceğim yer asla ve asla jandarma okullar komutanı değildir. Asker olan şahıslar bilir. Okullar komutanlığı tali görevdir. Karargahta bir başkanlık varken hiç kimse okul komutanı olmak istemez. Konsey üyesi olsam ya personel ya da istihbarat başkanı olmak isterim.' dedi.
143. Filo'da çekilen ve iddianamede kendisine ait olduğu belirtilen fotoğraf gösterilen Koçyiğit, fotoğraftaki kişinin kendisi olmadığını öne sürdü.
- 'Sevilmeyen biri olabilirim'
Müşteki avukatlarından Fatih Atalay, Koçyiğit'e, 'Telefonunuz bayram günlerinde çok çalmamış' dedi.Koçyiğit, 'Bayram süresince sevdiklerimi aradım. Sevilmeyen birisi olabilirim. Sevmeyen aramamıştır.' ifadesini kullandı.
Avukat Atalay'ın, 'Hafta sonuna girilmiş, mesai bitmiş, bir senedir gitmediğiniz bir yere tam darbe girişimi gecesi gidiyorsunuz ve bunu akıl içi buluyorsunuz. Aramadan, haber vermeden gidiyorsunuz. Resmi ilişkilerde sürpriz yapılmaz. Fakat Side Alanya arasında iki FETÖ'cü subayı bir araya getirmeyi akıl dışı buluyorsunuz' sözleri üzerine Koçyiğit, şunları söyledi:
'Ben oraya resmi ziyaret için gitmedim. Resmi ziyarete gitsem arar, randevulaşırdım, hatta Ahmet Özçetin kapıda beni karşılardı. Özel ziyaret olduğu için 'Sürpriz ziyaret olsun' dedim. Bu çok normal bir şey. Bu şahıs (Arif Kalkan) '1998'de göreve başladım' diyor. Bu adam abisiyle bir yıl görüşmüş, hangi hikmete dayanmış ki bir yıl sonra beni tanıştırmışlar. 'Örgütün teknik, taktiklerine bakın, 1999'da benimle tanıştırılması akla uygun değildi', diyorum.'
'Örgütün çalışma prensiplerinden bahsedersek, general sivile selam verebiliyor.' diyen Atalay, duruşma salonunda gösterilen fotoğrafı anımsatarak, 'Kayıttaki kişi olduğunuzu inkar ediyorsunuz. Size çok benziyor. Peki kim olabilir?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'Benim bacanağım ve beni yan yana görseniz, 'Siz kardeş misiniz?' dersiniz.' dedi.
Koçyiğit, MASAK raporuna göre Mehmet Aktaş ve Alaaddin Karsavuran adlı iki FETÖ/PDY şüphelisiyle arasındaki para havalesinin sorulması üzerine, Aktaş'ın Gaziantep'te baklavacı olduğunu, birer kilodan iki kilo sipariş ettiği baklavanın 55'er liralık bedelini gönderdiğini, Karsavuran ile de devre arkadaşı olduğunu, ondan 10 bin lira borç aldığını, 9 ayda borcunu ödediğini anlattı.
Fatih Atalay, 'Kredi çekebilirdiniz. İki tane FETÖ/PDY şüphelisi arasında para alışverişi, her ay düzenli, taksitli, himmet olabilir.' dedi. Bunun üzerine Koçyiğit, himmet vermediğini savundu.
Başbakanlığın avukatı İskender Minar'ın sorusu üzerine Koçyiğit, Jandarma Okullar Komutanının kendisine kışlaya geri dönmesini emrettiğini, 'Sen orada ne arıyorsun? Bir an önce kışlana dön' dediğini, kendisinin de arkadaş ziyareti için geldiğini belirterek, 'Maalesef burada kaldım' diye konuştuğunu ifade etti.
Minar'ın, 'Oradaki kalkışmayı engellemeye dönük faaliyet içine girmeyi neden düşünmediniz?' sorusu üzerine Koçyiğit, 'Orada tek başımayım ve ertesi gün gördüğüm Osman Kılıç ve Hüseyin Yılmaz'ı görene kadar tanıdığım hiç kimse yoktu. Bir işi planlamak için birden fazla kişinin bir araya gelmesi ve o planın uygulanabilir olup olmadığını değerlendirmesi ve uygulanabilir olduğunu değerlendirince uygulamaya geçmesi gerekir. Tek başıma olduğumdan öyle bir planlama içine giremedim.' diye konuştu.
Müşteki TBMM'nin avukatı Burhan Özkaya'nın, sanıklardan Mehmet Dişli'nin bir ifadesinde, 'Jandarma albay vardı. Kamuflajlıydı' dediğini anımsatması üzerine Koçyiğit, bu kişinin kendisi olmadığını, Genelkurmay 'çatı davası'nda da Dişli ve diğer sanıklara 'Bu kişi ben miyim?' diye sorduğunu, onların da 'Sen değildin' diye yanıt verdiklerini söyledi.
Bir soruyu yanıtlarken kardeşi Hakan Koçyiğit'in İstanbul'da bir turizm organizasyon şirketi sahibi olduğunu söyleyen Koçyiğit, onun, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in doktoru olarak bilinen Tuncay Delibaşı ile 23 kez görüşmesine ilişkin, 'Bu kişiyi ziyaretime geldiğinde kardeşime sordum. 'Bizim kongrelerimize konuşmacı olarak katılan şahıslardan birisi' dedi.' ifadesini kullandı.
Koçyiğit, Delibaşı'nın 2013'te bir sempozyumda konuşmacı olduğunu, şirketin de kongreye katılanlarla iş için konuştuğunu söyledi.
- 'Kefen parası'
Avukat Burhan Özkaya'nın, 'Sanıklardan Hakan Çiçek de sizin taksiye bindiğiniz noktaya yakın yerden taksiyle Akıncı Üssü'ne gittiğini, 120 lira ödediğini söylemişti. Taksiye ne kadar ödediniz?' diye sordu.Koçyiğit, 'Şaşmaz'dan binince 60-65 liradan fazla değildi.' yanıtını verdi.
Avukat Özkaya'nın, 'Siz doğru söylüyorsunuz, yaklaşık 60 lira tutuyor. Hakan Çiçek yalan söylüyor' demesi üzerine Koçyiğit, 'Onun yorumunu bana yapmayın' ifadesini kullandı.
Koçyiğit, bir müşteki avukatının, yakalandığı sırada üzerinden çıkan bin 100 doları sorması üzerine bunun 'kefen parası' olduğunu iddia etti.
'O gün terör saldırısı olacağına dair istihbarat alıp almadıkları' yönündeki soruya Koçyiğit, 'Ne darbe girişimi günü ne de öncesinde hiçbir istihbarat alınmadığı gibi ne darbe günü ve öncesi jandarma birimlerinden, Jandarma Okullar Komutanlığına ve İstihbarat Başkanlığına, FETÖ veya diğer terör örgütleri tarafından kalkışma yapılacağına ilişkin duyum, ihbar bize gelmedi.' yanıtını verdi.
Çapraz sorgu sürerken heyet, duruşmaya öğle arası verdi.