Koruma Refleksi İle Silahını Sivillere Doğrultmuş

FETÖ'nün darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'ndaki eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yargılandığı davada, Genelkurmay Karargahı'nda sivillere ateş açma anı güvenlik kameralarına yansıyan sanık eski Tuğamiral Sürer savunma yapıyor Sürer: 'Tabancamı da yanıma alarak odama doğru gittim. Personelin konsantrasyonu tamamen sivillere yönelikti. Girişleri ve odaları kontrol altına almaya çalışıyorlardı. Genel sekreterlik koridoruna geldiğimde iki ÖKK personelinin koridoru, ikisinin de merdiveni tutuğuna şahit oldum' 'Koridorda sivil hareketlilik ve panik vardı. Ne olduğuna baktım, orayı terk etmişlerdi, vurulanı görmedim. Kesinlikle ateş etmedim. Tamamen korunma refleksi ile silahımı tuttum. Bu hengamede 'Gidin buradan' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Tekme atmam da söz konusu değildir, refleks gereği caydırma maksadıyla vurmuş olabilirim. O gecenin hiçbir anında silah kullanmadım, elimde silahın olması, ateş ettiğim manasına gelmez'

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında Genelkurmay Karargahı'nda yaşanan eylemlere ilişkin, aralarında sözde Yurtta Sulh Konseyi üyelerinin de yer aldığı 221 sanığın yargılandığı davada, Genelkurmay’da darbecileri protesto eden sivillere ateş açma anı güvenlik kameralarına yansıyan sanık eski Genelkurmay 1. İstihbarat Analiz Değerlendirme Daire Başkanı Tuğamiral Sinan Sürer savunma yapıyor.

Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesince, Sincan Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nde görülen duruşmada hakim karşısına çıkan darbeci general Sürer, sivilleri vurmadığını iddia ederek, koruma refleksi gereği silahını doğrulttuğunu öne sürdü.

Basında hakkında gerçekleri yansıtmayan haberler verildiğini ileri süren Sürer, doğrudan hedef haline getirildiğini savundu.

Atatürkçü ve çağdaş yaşam tarzına sahip olduğunu, FETÖ ile ilgisi bulunmadığını iddia eden sanık Sürer, yıllık izinde olmasına rağmen neden Genelkurmay Karargahı'na gittiğine ilişkin açıklama yapmak istediğini belirtti.

Darbe girişimi olduğu gün, İstanbul'daki üniversiteye kayıt yaptırmak için yola çıktığını, Bolu'ya geldiğinde evrakını unuttuğunu fark ederek dönmek zorunda kaldığını öne süren Sürer, yoldayken emir astsubayının kendisini arayarak Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'nda karışık bir durumun söz konusu olduğunu söylediğini anlattı.

Bunun üzerine karargaha gittiğini dile getiren Sürer, bu sırada kendisini arayan Albay Alper Esat'ın 'Bir kalkışma ve terör saldırısı' olduğunu söylediğini, ne yapmaları gerektiği konusunda kendisinden yardım istediğini savundu.

Sürer, 'Sorumluluk bilinci çerçevesinde ben de 'Herkes kendi emniyetini alsın, karargaha kimse gelmesin, herkes zincir yapıp birbirini arasın.' dedim. Kalkışma deyince PKK'nın Türkiye'nin bir yerinde ayaklanma yaptığını düşündüm çünkü o dönemlerde öz yönetim konuşuluyordu.' ifadelerini kullandı.

Genelkurmay Karargahı'nda Sürer'in vurduğu iddia edilen sivillerden birinin annesi, savunma sırasında duruşma salonunda fenalık geçirdi. Şehit yakını, sağlık ekiplerinin müdahalesi için duruşma salonundan çıkarıldığı sırada, 'Oğlumun katili, oğlumun katili, oğlumun katili burada, karşımda.' diyerek tepki gösterdi.

- 'Ben de televizyondan izledim'

Bu aşamadan sonra Genelkurmay Karargahı'nda vurulan sivillere ilişkin savunma yapacağını söyleyen Sürer, ateş açtığı anın görüntülerini ulusal kanaldaki haber programında izlediğini, bunların gerçekleri yansıtmadığını iddia etti.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Oğuz Dik, sanığa sivillere ateş açtığı sırada güvenlik kameralarına yansıyan görüntülerden elde edilen fotoğrafları gösterdi.

Komuta katına geldiğinde Özel Kuvvetler Komutanlığı (ÖKK) personelinin çeşitli tedbirler aldığını gördüğünü anlatan Sürer, dışarıdan çatışma seslerinin geldiğini ifade etti. Kurşunlara hedef olmamak için komuta katındaki odasına gitmek amacıyla koridora çıktığında 7 ya da 8 kişilik sivil grupla karşılaştığını belirten Sürer, şöyle devam etti:

'Çatışmaların durduğuna kanaat getirince çantamda bulundurduğum ve o zamana kadar çıkarmadığım tabancamı da yanıma alarak odama doğru gittim. Personelin konsantrasyonu tamamen sivillere yönelikti, girişleri ve odaları kontrol altına almaya çalışıyorlardı. Genel sekreterlik koridoruna geldiğimde iki ÖKK personelinin koridoru, ikisinin de merdiveni tuttuğuna şahit oldum. Koridorda sivil hareketlilik ve panik vardı. Ne olduğuna baktım, orayı terk etmişlerdi, vurulanı görmedim.

Kesinlikle ateş etmedim. Tamamen korunma refleksi ile silahımı tuttum. Bu hengamede 'Gidin buradan' diye bağırdığımı hatırlıyorum. Tekme atmam da söz konusu değildir. Refleks gereği caydırma maksadıyla vurmuş olabilirim. Yaralı birine, kaldı ki böyle biri de yoktu, böyle bir muamelede bulunmam karakterime sığmaz. O gecenin hiçbir anında silah kullanmadım, elimde silahın olması, ateş ettim manasına gelmez. Her türlü incelemenin yapılması durumunda vurulan şahıslara isabet eden mermilerin benim silahıma ait olmadığı gerçeği ortaya çıkacaktır. Eğer ateş ettiğime dair görüntüleri getirirseniz hem üzerime atılı bütün suçları kabul ederim hem de kafama sıkarım. Bu kadar da eminim kendimden.'

Sivillerin karargahtan hızlı bir şekilde ayrılmaya çalıştıklarını anlatan Sürer, 'Sivil şahısların arkası bize dönüktü. Ateş edilmiş olsalar bile sırtlarından vurulmaları söz konusu olacaktır. Şehit Resul Kaptancı ve şehit Mesut Acun'un göğüslerinden vuruldukları tespit edilmiştir. Yani kendilerine ateş edildiğinde yüzleri silahlara dönüktür.' diye konuştu.

Duruşma, sanık Sürer'in çapraz sorgusuyla devam ediyor.
Kaynak: AA