'Sait Faik Abasıyanık, Öykü Ve İstanbul' Söyleşisi Yapıldı
Türkiye Yazarlar Birliği (TYB) İstanbul Şubesi ve İstanbul Üniversitesi Genç Yazarlar Birliğinin düzenlendiği Yedi Tepe Yedi Mekan Genç Edebiyat Festivali'nde 'Sait Faik Abasıyanık, Öykü ve İstanbul' konulu söyleşi gerçekleştirildi.
Atatürk Kitaplığı'nda düzenlenen etkinliğe katılan Prof. Dr. Yakup Çelik, Abasıyanık'ın İstanbul'un kenar mahallerinden merkezine kadar bütün şehri, farklı tarzda hikayeleştirdiğini dile getirerek, onların ruh haliyle bütünleştiğini söyledi.
Çelik, usta yazar Abasıyanık'a göre gizemli yaşayan insanların bir hikaye konusu olduğuna vurgu yaparak, 'Sait Faik'in 'Kalorifer ve Bahar' diye bir hikayesi vardır. O hikayede, kenar mahallelerde, sur dibinde yaşayan çocuklar bazen İstanbul'a gelir ve bir daha dönmemek üzere İstanbul'da kaybolurlar. Onların hikayesini anlatır.' dedi.
Abasıyanık'ın hikayeleri şiir gibi anlattığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
'İstanbul'un sokaklarında gezerseniz çok farklı insan tiplerine rastlarsınız. Sait Faik bunu bize anlatmak istiyor Bazen hayatı neredeyse hıfz etmiş, bilge insanlar bile bir bakarsınız parkın içerisinde uyuyor ve kendine göre çok farklı bir dünya kurmuş. Bazen bütün dünya nimetlerini elinin tersiyle itmiş bilge insanlarla karşılaşırsınız. Kendilerine göre dünyalar kurmuştur bu insanlar. İstanbul da çok zengin insan kitlesini barındıran bir şehir. İnsanları aynı olsa bir şehir sevilmez. Bir şehir sadece tarihi dokusundan dolayı sevilmez, farklı insanlardan dolayı da sevilir. Sait Faik bize bunu da anlatmak istiyor, diye düşünüyorum.'
Yakup Çelik, usta yazarın edebi diline de dikkati çekerek, 'Bazen çok küçük cümleler kurar. Bazen de çok uzun cümlelerle kısa cümleleri bir arada ve inanılmaz bir lezzetle sunar bize. Bu yüzden Türk hikayeciliğinde Sabahattin Ali, Memduh Şevket var ama en önemli örnek alınan sac ayaklarından biri Sait Faik'tir.' ifadelerini kullandı.
Sait Faik gibi yazarların olmadığını savunan Çelik, 'Eğer Sait Faik'i edebiyatımızdan çekersek, Türkçe çok şey kaybeder. Türkçe'nin kaybetmesi de bizim kaybetmemizdir.' değerlendirmesinde bulundu.
Etkinlik ardından, kısa bir şiir ve müzik dinletisi de gerçekleştirildi.
Kaynak: AA
Çelik, usta yazar Abasıyanık'a göre gizemli yaşayan insanların bir hikaye konusu olduğuna vurgu yaparak, 'Sait Faik'in 'Kalorifer ve Bahar' diye bir hikayesi vardır. O hikayede, kenar mahallelerde, sur dibinde yaşayan çocuklar bazen İstanbul'a gelir ve bir daha dönmemek üzere İstanbul'da kaybolurlar. Onların hikayesini anlatır.' dedi.
Abasıyanık'ın hikayeleri şiir gibi anlattığını dile getiren Çelik, şunları kaydetti:
'İstanbul'un sokaklarında gezerseniz çok farklı insan tiplerine rastlarsınız. Sait Faik bunu bize anlatmak istiyor Bazen hayatı neredeyse hıfz etmiş, bilge insanlar bile bir bakarsınız parkın içerisinde uyuyor ve kendine göre çok farklı bir dünya kurmuş. Bazen bütün dünya nimetlerini elinin tersiyle itmiş bilge insanlarla karşılaşırsınız. Kendilerine göre dünyalar kurmuştur bu insanlar. İstanbul da çok zengin insan kitlesini barındıran bir şehir. İnsanları aynı olsa bir şehir sevilmez. Bir şehir sadece tarihi dokusundan dolayı sevilmez, farklı insanlardan dolayı da sevilir. Sait Faik bize bunu da anlatmak istiyor, diye düşünüyorum.'
Yakup Çelik, usta yazarın edebi diline de dikkati çekerek, 'Bazen çok küçük cümleler kurar. Bazen de çok uzun cümlelerle kısa cümleleri bir arada ve inanılmaz bir lezzetle sunar bize. Bu yüzden Türk hikayeciliğinde Sabahattin Ali, Memduh Şevket var ama en önemli örnek alınan sac ayaklarından biri Sait Faik'tir.' ifadelerini kullandı.
Sait Faik gibi yazarların olmadığını savunan Çelik, 'Eğer Sait Faik'i edebiyatımızdan çekersek, Türkçe çok şey kaybeder. Türkçe'nin kaybetmesi de bizim kaybetmemizdir.' değerlendirmesinde bulundu.
Etkinlik ardından, kısa bir şiir ve müzik dinletisi de gerçekleştirildi.