Suriyeli Aile Halep Tatlısını Halepçelilere Tanıtıyor
Halepçe'de tatlı dükkanı açan Reşid: 'Halep tatlısının yapılmadığı bir yer bulmak istiyordum ve Halepçe'yi keşfettim' 'Şu anda tezgahımda 22 çeşit tatlı var. Halep tatlısı satarak geçimimizi sağlıyoruz. Her işin kendisine özgü bazı zorlukları var ancak hayatta kalmak için bunu yapmam lazım'
İDRİS OKUDUCU - Suriye'deki savaştan kaçıp, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) Halepçe kentine sığınan Suriyeli bir aile, yaklaşık 5 yıldır Halep'in farklı tatlılarını yaparak hayata tutunmaya çalışıyor.
Halepçe'nin Kürt Bölgesi'nin en yoksul kentleri arasında yer almasına rağmen, Suriye'den yaklaşık 5 yıl önce kaçan Kawe Mela Reşid ve ailesi, kendi tatlı imalathanelerini açarak ayakta kalmayı başaran nadir sığınmacıların arasında yer alıyor.
Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in Mart 1988 yılında kimyasal silahla saldırdığı Halepçe, kendileriyle aynı kaderi yaşayan Reşid ve ailesinin hayata tutunmasına vesile oluyor. Irak-İran sınırında bulunan ve küçük bir kent olan Halepçe, IKBY'nin diğer şehirlerine kıyasla çok az sayıda Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Bunun nedeni ise kentin iş gücü ve ekonomik altyapısının pek güçlü olmamasından kaynaklanıyor.
Kentin en işlek çarşısında tatlı dükkanı açarak Halepçelilere Halep tatlısını sevdiren Reşid, Suriye'den kaçışı ve verdiği hayat mücadelesi hakkında şunları aktardı:
'Suriye'de patlak veren iç savaştan 2012 yılında kaçıp, Duhok kentine geldik. Evimiz Haseke'nin Kamışlo (Kamışlı) ilçesindeydi. Ülkedeki durumun daha da kötüleşmesi ve bekar 2 kardeşimin öldürülme tehlikesine karşı evimizi terk ettik. Biraz zordu ancak yapmamız gerekiyordu.'
Reşid, 'Bir müddet çadır kampta kaldık. Suriye'deki tatlı dükkanımı satıp parasını yanıma almıştım. Halep tatlısının yapılmadığı bir yer bulmak istiyordum ve Halepçe'yi keşfettim.' dedi.
Kürtçe'nin Soranice lehçesinin konuşulduğu Halepçe'de ilk önce iletişim konusunda bazı zorluklar çektiklerini hatırlatan Reşid, aradan geçen süre zarfında bu farkı kapatıp rahat bir şekilde kent sakinleriyle sohbet etmeye başladığını söyledi.
Kentin en işlek caddesinde hem tatlı imalathanesi hem de satışını yapabildiği bir yer açtığını aktaran Reşid, kent sakinlerinin Halep tatlısını pek bilmediklerini ve kısa bir süre içerisinde ekonomik olarak zor durumda olan Halepçelilerin ilgisini çekmeyi başardığını kaydetti.
Özellikle ramazan ayının gelmesiyle işlerinin yoğunlaştığına dikkati çeken Reşid, 'Şu anda tezgahımda 22 çeşit tatlı var. Halep tatlısı satarak geçimimizi sağlıyoruz. Her işin kendisine özgü bazı zorlukları var ancak hayatta kalmak için bunu yapmam lazım.' diye konuştu.
Reşid, Suriye'deki durumun iyileşmesi, barış ve istikrarın sağlanması halinde hiç tereddüt etmeden evlerine geri dönmeyi planladıklarını belirtti.
IKBY'ye sığınmamaları halinde hayatta kalma ihtimallerinin zor olduğunu dile getiren Reşid, 'Buraya gelirken Rodi adındaki kardeşimi geride bırakmak zorunda kalmıştım. Ailemden sadece o gelmedi. Henüz nedenini bilmediğim bir şekilde maalesef ölüm haberini aldım. Üzülüyorum ama yapacak bir şey yok.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA
Halepçe'nin Kürt Bölgesi'nin en yoksul kentleri arasında yer almasına rağmen, Suriye'den yaklaşık 5 yıl önce kaçan Kawe Mela Reşid ve ailesi, kendi tatlı imalathanelerini açarak ayakta kalmayı başaran nadir sığınmacıların arasında yer alıyor.
Irak devrik lideri Saddam Hüseyin'in Mart 1988 yılında kimyasal silahla saldırdığı Halepçe, kendileriyle aynı kaderi yaşayan Reşid ve ailesinin hayata tutunmasına vesile oluyor. Irak-İran sınırında bulunan ve küçük bir kent olan Halepçe, IKBY'nin diğer şehirlerine kıyasla çok az sayıda Suriyeli sığınmacıya ev sahipliği yapıyor. Bunun nedeni ise kentin iş gücü ve ekonomik altyapısının pek güçlü olmamasından kaynaklanıyor.
Kentin en işlek çarşısında tatlı dükkanı açarak Halepçelilere Halep tatlısını sevdiren Reşid, Suriye'den kaçışı ve verdiği hayat mücadelesi hakkında şunları aktardı:
'Suriye'de patlak veren iç savaştan 2012 yılında kaçıp, Duhok kentine geldik. Evimiz Haseke'nin Kamışlo (Kamışlı) ilçesindeydi. Ülkedeki durumun daha da kötüleşmesi ve bekar 2 kardeşimin öldürülme tehlikesine karşı evimizi terk ettik. Biraz zordu ancak yapmamız gerekiyordu.'
Reşid, 'Bir müddet çadır kampta kaldık. Suriye'deki tatlı dükkanımı satıp parasını yanıma almıştım. Halep tatlısının yapılmadığı bir yer bulmak istiyordum ve Halepçe'yi keşfettim.' dedi.
Kürtçe'nin Soranice lehçesinin konuşulduğu Halepçe'de ilk önce iletişim konusunda bazı zorluklar çektiklerini hatırlatan Reşid, aradan geçen süre zarfında bu farkı kapatıp rahat bir şekilde kent sakinleriyle sohbet etmeye başladığını söyledi.
Kentin en işlek caddesinde hem tatlı imalathanesi hem de satışını yapabildiği bir yer açtığını aktaran Reşid, kent sakinlerinin Halep tatlısını pek bilmediklerini ve kısa bir süre içerisinde ekonomik olarak zor durumda olan Halepçelilerin ilgisini çekmeyi başardığını kaydetti.
Özellikle ramazan ayının gelmesiyle işlerinin yoğunlaştığına dikkati çeken Reşid, 'Şu anda tezgahımda 22 çeşit tatlı var. Halep tatlısı satarak geçimimizi sağlıyoruz. Her işin kendisine özgü bazı zorlukları var ancak hayatta kalmak için bunu yapmam lazım.' diye konuştu.
Reşid, Suriye'deki durumun iyileşmesi, barış ve istikrarın sağlanması halinde hiç tereddüt etmeden evlerine geri dönmeyi planladıklarını belirtti.
IKBY'ye sığınmamaları halinde hayatta kalma ihtimallerinin zor olduğunu dile getiren Reşid, 'Buraya gelirken Rodi adındaki kardeşimi geride bırakmak zorunda kalmıştım. Ailemden sadece o gelmedi. Henüz nedenini bilmediğim bir şekilde maalesef ölüm haberini aldım. Üzülüyorum ama yapacak bir şey yok.' ifadelerini kullandı.