Venezuela'daki Hükümet Karşıtı Gösteriler
Gösterilerde 1 kişi daha yaşamını yitirdi Devlet Başkanı Maduro, Venezuelalılı yetkililerin yabancı ülkelerde kötü muamele gördüğünü savundu.
Venezuela'da nisan başından beri devam eden hükümet karşıtı gösterilerde 15 yaşında bir gencin hayatını kaybettiği bildirildi.
Ülkenin Kolombiya sınırındaki Tachira eyaletinin başkenti San Cristobal'de 15 yaşındaki Jose Guerrero evinden çıktıktan sonra sokaktaki bir protesto yakınlarında bir merminin isabet etmesi sonucu vuruldu. Guerrero, kaldırıldığı hastanede ameliyat sırasında yaşamını yitirdi.
Eyalette bu hafta artan şiddet olaylarında onlarca işyeri yağmalarınken, çok sayıda karakol ateşe verildi. Toplu taşımanın dün durdurulduğu eyalette, çok sayıda iş yeri de kepenk kapattı.
Kentte pazartesi gününden beri 3 kişinin ölmesinin ardından San Cristobal'e 2 bin ulusal muhafız gücü ve 600 asker gönderildi. Tachira'daki operasyonları yürüten yerel savunma güçleri komutanı Jose Morantes Torres, 'Şu andan itibaren hiçbir şiddet ve terör eylemine izin vermeyeceğiz.' dedi.
Guerrero'nun ölümüyle Venezuela'da nisan başından beri devam eden protestolarda ölenlerin sayısı 43'e çıkmış oldu.
- Maduro'dan '21. yüzyılın Yahudileriyiz' benzetmesi
Diğer yandan Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Venezuelalı yetkililerin gittikleri yabancı ülkelerde, çok kötü muamele gördüklerini ileri sürdü.
'21. yüzyılın Yahudileriyiz.' ifadesini kullanan Maduro, ülkede 6 haftadır devam eden protestoları da Nazi lideri Adolf Hitler'in 1930'larda düzenlediği gösterilere benzetti.
Muhalefet, ölümlerden orantısız güç kullanan güvenlik kuvvetlerini ve hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutuyor. Maduro ise 'protestolara katılan aşırı sağcı radikallerin suç çeteleriyle iş birliği içinde şiddeti körüklediğini' savunuyor.
Ülkede gıda kıtlığı, yüksek enflasyon ve artan suç oranlarından kaynaklanan toplumsal hoşnutsuzluk, Maduro liderliğindeki hükümetin kontrol ettiği Anayasa Mahkemesinin, 31 Mart'ta Kongrenin yetkilerini elinden aldığını açıklamasıyla sokak protestolarına dönüşmüştü.
Mahkeme kararını ülkeyi diktatörlüğe götürme yönünde yeni bir adım olarak niteleyen protestocular, hükümetin istifası ve seçime gidilmesi talebiyle sokağa dökülmüştü. Maduro, mahkemenin kararını geri çekmesine rağmen devam eden protestolar karşısında 1 Mayıs'ta Anayasa'yı yeniden yazacak özel bir meclis toplanması için girişim başlatmış, bu adım protestoların daha da artmasına yol açmıştı.
Dünyanın en fazla petrol rezervine sahip Venezuela'da Maduro, eski Devlet Başkanı Hugo Chavez'in ölümünün ardından 15 Nisan 2013'te seçimle iktidara gelmişti. İzlediği politikalar, yüksek enflasyon ve artan şiddet olayları nedeniyle eleştirilen Maduro yönetimine karşı 12 Şubat 2014'te patlak veren ve bir aydan uzun süren gösterilerde de 43 kişi yaşamını yitirdi.
Kaynak: AA
Ülkenin Kolombiya sınırındaki Tachira eyaletinin başkenti San Cristobal'de 15 yaşındaki Jose Guerrero evinden çıktıktan sonra sokaktaki bir protesto yakınlarında bir merminin isabet etmesi sonucu vuruldu. Guerrero, kaldırıldığı hastanede ameliyat sırasında yaşamını yitirdi.
Eyalette bu hafta artan şiddet olaylarında onlarca işyeri yağmalarınken, çok sayıda karakol ateşe verildi. Toplu taşımanın dün durdurulduğu eyalette, çok sayıda iş yeri de kepenk kapattı.
Kentte pazartesi gününden beri 3 kişinin ölmesinin ardından San Cristobal'e 2 bin ulusal muhafız gücü ve 600 asker gönderildi. Tachira'daki operasyonları yürüten yerel savunma güçleri komutanı Jose Morantes Torres, 'Şu andan itibaren hiçbir şiddet ve terör eylemine izin vermeyeceğiz.' dedi.
Guerrero'nun ölümüyle Venezuela'da nisan başından beri devam eden protestolarda ölenlerin sayısı 43'e çıkmış oldu.
- Maduro'dan '21. yüzyılın Yahudileriyiz' benzetmesi
Diğer yandan Devlet Başkanı Nicolas Maduro, Venezuelalı yetkililerin gittikleri yabancı ülkelerde, çok kötü muamele gördüklerini ileri sürdü.
'21. yüzyılın Yahudileriyiz.' ifadesini kullanan Maduro, ülkede 6 haftadır devam eden protestoları da Nazi lideri Adolf Hitler'in 1930'larda düzenlediği gösterilere benzetti.
Muhalefet, ölümlerden orantısız güç kullanan güvenlik kuvvetlerini ve hükümet yanlısı milisleri sorumlu tutuyor. Maduro ise 'protestolara katılan aşırı sağcı radikallerin suç çeteleriyle iş birliği içinde şiddeti körüklediğini' savunuyor.
Ülkede gıda kıtlığı, yüksek enflasyon ve artan suç oranlarından kaynaklanan toplumsal hoşnutsuzluk, Maduro liderliğindeki hükümetin kontrol ettiği Anayasa Mahkemesinin, 31 Mart'ta Kongrenin yetkilerini elinden aldığını açıklamasıyla sokak protestolarına dönüşmüştü.
Mahkeme kararını ülkeyi diktatörlüğe götürme yönünde yeni bir adım olarak niteleyen protestocular, hükümetin istifası ve seçime gidilmesi talebiyle sokağa dökülmüştü. Maduro, mahkemenin kararını geri çekmesine rağmen devam eden protestolar karşısında 1 Mayıs'ta Anayasa'yı yeniden yazacak özel bir meclis toplanması için girişim başlatmış, bu adım protestoların daha da artmasına yol açmıştı.
Dünyanın en fazla petrol rezervine sahip Venezuela'da Maduro, eski Devlet Başkanı Hugo Chavez'in ölümünün ardından 15 Nisan 2013'te seçimle iktidara gelmişti. İzlediği politikalar, yüksek enflasyon ve artan şiddet olayları nedeniyle eleştirilen Maduro yönetimine karşı 12 Şubat 2014'te patlak veren ve bir aydan uzun süren gösterilerde de 43 kişi yaşamını yitirdi.