'Hayvan istismarı yapan kişi kendi çocuklarına da istismarda bulunabilir'

Çankaya Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Nakşidil Yazıhan, son günlerde medyaya sıkça yansıyan hayvanlara yönelik şiddetle ilgili, "Hayvan istismarı yapan kişinin kendi çocuklarına da istismarda bulunma olasılığının yüksek olduğu unutulmamalı" dedi.

'Hayvan istismarı yapan kişi kendi çocuklarına da istismarda bulunabilir'
'Hayvan istismarı yapan kişi kendi çocuklarına da istismarda bulunabilir'
Çankaya Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Nakşidil Yazıhan, hayvanlara şiddette bulunan kişilerin, diğer canlılara acı çektirmekten sadist şekilde zevk alarak kendilerini güçlü hissettiğini söyledi. Yazıhan, 'Hayvan istismarı yapan kişinin kendi çocuklarına da istismarda bulunma olasılığının yüksek olduğu unutulmamalı' dedi.

Son günlerde medyada hayvanlara yönelik şiddet görüntülerine sıkça rastlar olduk. Özellikle genç yaştaki insanların hayvan şiddetine yönelimi konusunda artış olduğu ileri sürülüyor. Peki bir insanın böyle bir davranışta bulunması nasıl bir ruh halinde olduğunu gösteriyor? Hayvanlara yönelik kötü davranışta bulunan kişiler insanlara da zarar verir mi?

Çankaya Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Dr. Nakşidil Yazıhan, hayvanlara yönelik şiddet davranışlarının yetişkinlikte kazanılmış olan davranışlar olmadığını belirterek, 'Bunlar çocukluk veya ergenlik yaşlarında başlar ve hayvanlara işkence ve acı çektirme şeklinde gözlenir' dedi.

HAYVANLARA ŞİDDET GÖSTEREN KİŞİLER NASIL BİR RUH HALİNE SAHİP?

Yazıhan, hayvanlara şiddette bulunan kişilerin, diğer canlılara acı çektirmekten sadist şekilde zevk alarak kendilerini güçlü hissettiğini ifade ederek,  'Aslında hayvanları şeçme nedenleri hayvanların daha korunmasız olmalarıdır. Çoğunlukla bu insanlar hayvan istismarıyla kalmazlar. Fırsat bulduklarında aynı şeyi insanlara yapma eğilimleri ve potansiyelleri her zaman vardır' diye konuştu. 

'Herhangi bir sebeple hayvanlara bile isteyerek zarar vermek çok ciddi bir psikolojik sorundur' diyen Yazıhan, 'Kesinlikle profesyonel yardım alınması gerekir' uyarısında bulundu.

'BU KİŞİLER SADİST ŞEKİLDE HAYVANLARA ZARAR VERMEKTEN ZEVK ALIYOR'

Nakşidil Yazıhan şöyle devam etti:

'Çocukluk ve ergenlikte davranım bozukluğu; genç yetişkinlikte ise anti-sosyal kişilik bozukluğu olarak karşımıza çıkan bu durum başka klinik belirtileri de içinde barındırır. Bunlardan bazıları insanlara ya da hayvanlara yönelik saldırgan davranışlar, hırsızlık, mala zarar verme, kural ihlalleri, yalan söyleme gibi davranışlardır. Amerika'da yapılan araştırmalarda seri katil ve tecavüzcülerin çoğunun çocukluk çağında hayvanlara kasıtlı olarak acı çektirdikleri ve işkence ettikleri bildirilmiştir. Bu kişilerin hayvanlara işkence yapmaktan sadistik şekilde zevk aldıkları bilinmektedir ( zoosadism).'

'HAYVAN İSTİSMARI YAPAN KİŞİLER KENDİ ÇOCUKLARINA DA İSTİSMARDA BULUNABİLİR'

'Araştırmalar kedi ve köpeklere işkence yapanların insanlara da büyük oranda öfke ve düşmanlık beslediklerini göstermiştir' ifadesini kullanan Yazıhan, 'Okullarda toplu cinayet işleyen zanlıların büyük çoğunluğunun öyküsünde hayvan istismarı vardır. Hayvan istismarı yapan kişinin kendi çocuklarına da istismarda bulunma olasılığının yüksek olduğu unutulmamalıdır' şeklinde konuştu.

ÖNLEM İÇİN NELER YAPILMALI?


Herhangi bir canlıya şiddet ve istismarın kabul edilebilir bir durum olmadığını vurgulayan Yazıhan, 'Bu sebeple caydırıcı ağır para cezaları, suçun tekrarlanması halinde hapis cezası gündemde olmalıdır. Ayrıca bu kişilerin diğer canlılara, eşlerine, çocuklarına da zarar verme potansiyelinin yüksek olduğu göz önünde bulundurularak psikiyatrik yardım almaları sağlanmalıdır' diye konuştu. Yazıhan şöyle devam etti:

'Küçük yaşlardan itibaren hiçbir canlıya acı çektirilmemesi gerektiği ve bunun suç olduğu konusunda eğitimler verilmelidir. Rol-model olabilecek “tanınmış” kişilerden bu konuda yardım istenebilir. Okullar hayvanlara zarar veren, yaşıtlarına karşı saldırganlık gösteren, sosyal olarak izole gençleri dışlamak yerine yardım almaları konusunda ikna edici olmalıdır. Ayrıca bunların kendi ebeveynleri tarafından istismar edilme olasılıkları da göz önünde bulundurulmalıdır.

Ayrıca çocuklarımızı çevrelerinde hayvanlara işkence eden bir şahıs gördüklerinde ne yapmaları gerektiği konusunda da eğitmeliyiz. Bu şahıslara tek başlarına müdahale etmenin onlar için tehlikeli olabileceğini, durumu hemen ebeveynlerine veya öğretmelerine haber vermelerinin daha doğru olacağını anlatmalıyız. Diğer bir korunmasız grup ne yazık ki çocuklar olduğundan bu şahıslardan çocukların kendilerini nasıl koruyacaklarının anlatılması önemlidir.'

Özel Röportaj Burcu Kandemir