Bakan Özlü Açıklaması 'Milli Enerji Ve Maden Politikamız Kapsamında, 'Enerji Endüstrisi' Oluşturmamız Gerekiyor'
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Faruk Özlü, "Milli enerji ve maden politikamız kapsamında, ‘enerji endüstrisi’ oluşturmamız gerekiyor. Enerji endüstrisi; hem bölgesel hem küresel güç olma hedefimiz için son derece önemlidir. Bakanlık olarak, enerji endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ürünlerin, teknolojilerin ve makinelerin üretiminde; bütün imkanlarını seferber edecektir. Milli, yerli, temiz, sürdürülebilir enerji için; sadece devletin gayretleri yeterli olmayacaktır. Özel sektöre, üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına da, önemli görevler düşmektedir" dedi.
Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Özlü, 10. Uluslararası Enerji Kongresi ve Fuarı’nın (EIF) açılışında yaptığı konuşmada, Enerji Kongresinin onur konuğu, Nobel Barış Ödülü sahibi, Yemenli Gazeteci Tevekkül Karman’ın 15 Temmuz hain darbe girişimindeki dik duruşunu ve Türk milletine verdiği desteği unutmayacaklarını ifade etti.
Kongrede üretimin, sanayinin, teknolojinin temeli olan enerjinin konuşulduğunu belirten Özlü, "Birçok farklı uzmanla birlikte enerji konusunu masaya yatıracağız. Her şeyden önce şunu belirtmek isterim ki; enerji bir uygarlık aracıdır. Yeterince enerjiniz yoksa, yeterince enerji üretemiyorsanız, ürettiğiniz enerjiyi yeterince kullanamıyorsanız; uygarlık yarışında ön saflarda olmanıza imkan yoktur. Bu nedenle, enerji yarışını, bir uygarlık yarışı olarak görüyoruz. Biz, güçlü ve büyük Türkiye yolunda, bu yarışta geri kalmayacağız. Sürdürülebilir üretim, rekabet ve ekonomik kalkınma için; enerji yarışının içinde olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Son 15 yılda, her alanda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığını kaydeden Özlü, "Türk ekonomisi her yıl ortalama yüzde 5 oranında büyüyerek, önemli bir başarıya imza attı. ‘Atılım ve yatırım yılı’ ilan ettiğimiz 2017’nin ilk ve ikinci çeyreklerinde yakaladığımız, yüzde 5 ve 5,1 oranındaki büyüme rakamları ile Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak için çıktığımız yola, hız kesmeden devam ediyoruz. Bu yolda, büyümemize dinamo etkisi yapacak en önemli unsur, hiç şüphesiz enerji yatırımlarıdır. Türkiye bugün, enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Bu ihtiyacın karşılanması için enerji sektörüne son 15 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Toplam kurulu gücümüzü, iki kattan daha fazla artışla 32 bin megavattan, 80 bin megavattan çıkardık. Gelecek 10 yıl içerisinde, ilave 50 bin megavatlık kurulu güce daha ihtiyacımız var. Bunun için güneş enerjisinden hidroelektrik enerjisine, rüzgar enerjisinden jeotermal enerjiye, termik santrallerden nükleer enerjiye kadar, her alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz. Yatırımlarımızı planlarken; artan ihtiyaca dengeli bir şekilde cevap vereceğiz" ifadelerini kullandı.
"Depolama kapasiteleri, 2019 ve 2023’te tamamlanacak ilave yatırımlarla, 10 milyar metreküpe çıkarılacak"
Özlü, "Türkiye’nin mevcut iletim altyapısının yenilenmesi ve kapasite artışı için, 2016-2020 yılları arasını kapsayan dönemde, özel sektör aracılığıyla 18 milyar, TEİAŞ aracılığıyla 12 milyar, toplamda 30 milyar liralık bir yatırımı hayata geçirmeyi öngörüyoruz. Böylece, elektrik iletim altyapısındaki rehabilitasyon, iyileştirme ve yenilemeler; önümüzdeki 5 yıl içerisinde, yüzde 70-80’lere çıkacak. Elektriğin, yerinde üretilmesi ile yatırım ve taşıma maliyetlerinin azaltılması için gerekli adımları hızla atmaya devam ediyoruz. Özellikle, elektrik tüketiminin, sanayinin ve ticaret merkezlerinin yoğun olduğu Marmara ve Ege Bölgesi’nde enerji kaynakları çoğunlukla bu bölgenin dışından bulunmaktadır. Gerek bölgenin elektrik arz güvenliğinin teminat altına alınması, gerekse iletim ve taşımadan kaynaklı maliyetlerin azaltılması için, bölgede yoğun bir çalışma yürütülüyor. Diğer yandan; uygun maliyetli ve kesintisiz doğal gaz temininde, son dönemde önemli mesafeler aldık. Doğal gaz arz güvenliğimizin, mevsimsel ve jeopolitik risklerden arındırılması için gereken adımları süratle hayata geçireceğiz. Silivri ve Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesislerinin, mevcut 4 milyar metreküp olan depolama kapasiteleri, 2019 ve 2023’te tamamlanacak ilave yatırımlarla, 10 milyar metreküpe çıkarılacak. Amacımız, yıllık doğal gaz tüketiminin en az yüzde 20’sini depolayabilecek kapasiteye sahip, gelişmiş bir doğal gaz depolama altyapısına sahip olmaktır" dedi.
"Enerji teknolojilerinin ilerlemesi için yürütülen Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, bakanlık olarak her türlü desteği veriyoruz"
Sanayi ve enerji sektörlerinin aynı takımın parçaları olduğunu söyleyen Özlü, takım olmanın bilinciyle; sanayicinin enerjiyle büyümesi ve rekabet gücünün artması için, Organize Sanayi Bölgeleri’ne büyük önem verdiklerini ifade etti.
Özlü, "TEİAŞ ve Elektrik Dağıtım Şirketleri, sanayicilerimizin taleplerinin daha iyi karşılanması için, sürekli sahaya inerek görüşmeler yapıyorlar. Sanayicilerimizin öncelikli ihtiyacı olan ulaşılabilir, güvenli ve sürekli enerji arzı için, OSB’lere yapılan yatırımları her geçen gün daha da artırıyoruz. OSB’lere doğal gaz götürülmesi için, BOTAŞ’ın ciddi çalışmaları sonucunda, önemli mesafeler aldık. Belirlenen kriterleri sağlayan OSB’lerin, bu anlamdaki ihtiyaçları, hızlı bir şekilde yatırım bütçesine alınmaktadır. Sanayicimizin rekabet gücünün artması adına, elektriğin en uygun maliyetle teminine büyük özen gösteriyoruz. 2016 yılı sonunda Türkiye, AB üyeleri arasında sanayiye Finlandiya ve İsveç’in ardından, en uygun maliyetle elektrik temin eden üçüncü ülke olmuştur. Avrupa Birliği ortalamasından ise yaklaşık yüzde 56 daha ucuz biçimde sanayimize elektrik temin ediyoruz. Enerjide sadece üretimi esas alan değil, aynı zamanda ’enerji teknolojilerini’ de geliştiren bir yaklaşım içindeyiz. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapmak isteyen yatırımcılara; yerli üretim yapma ve yerli mühendis çalıştırma zorunluluğu getirerek, Ar-Ge ve teknolojinin yerelleşmesini sağlıyoruz. Enerji teknolojilerinin ilerlemesi için yürütülen Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, bakanlık olarak her türlü desteği veriyoruz. Özellikle ’enerjide kaynak çeşitliliğini artıran’ ARGE faaliyetlerini destekliyoruz. Enerji yatırımlarının sağladığı ileri teknoloji sayesinde, ülkemizin pek çok alanda sağladığı mevcut birikim; Ar-Ge ve inovasyon odaklı yeni bir yapıya kavuşuyor. Örneğin, madencilik alanında uygulanacak yeni stratejiler ile Türkiye hammadde üretip satan bir ülke olmaktan çıkacak. Ülkemiz; ileri teknoloji sayesinde, dünya pazarlarında katma değeri yüksek ürünlerde söz sahibi bir ülke konumuna gelecektir. Ayrıca, enerji sektörümüzü büyütürken, çevreye karşı duyarlı olmaya da devam edeceğiz. Çevreyi korurken, teknolojiden faydalanacağız. Çevreyi, teknolojiyle koruyacağız" açıklamasında bulundu.
"Milli enerji ve maden politikamız kapsamında enerji endüstrisi oluşturmamız gerekiyor"
"Enerji üretimi, çağımızda ulusal güvenliğin de çok önemli, vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur" diyen Özlü, şöyle konuştu:
"Bu anlamda, bütün çabalarımızın esas amacı; küresel pazara entegre-milli ve yerli enerji ve sanayi politikalarını hayata geçirmektir. Bunun yolu enerjinin ihtiyaç duyduğu makine ve ekipmanları ülkemizde üretmekten geçiyor. Milli enerji ve maden politikamız kapsamında, ‘enerji endüstrisi’ oluşturmamız gerekiyor. Enerji endüstrisi, hem bölgesel hem küresel güç olma hedefimiz için son derece önemlidir. Bakanlık olarak, enerji endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ürünlerin, teknolojilerin ve makinelerin üretiminde; bütün imkanlarını seferber edecektir. Milli, yerli, temiz, sürdürülebilir enerji için; sadece devletin gayretleri yeterli olmayacaktır. Özel sektöre, üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına da, önemli görevler düşmektedir. Bu bir takım çalışmasıdır. Nasıl ki yerli marka otomobilimiz için milli bir irade ortaya koyduysak, aynı iradeyi milli ve yerli enerji için de ortaya koyuyoruz. Sanayide ve enerjide başlayacak bir yerlileşme politikası, ekonominin diğer bütün dallarına da sinerji getirecektir."
Kaynak: İHA
Kongrede üretimin, sanayinin, teknolojinin temeli olan enerjinin konuşulduğunu belirten Özlü, "Birçok farklı uzmanla birlikte enerji konusunu masaya yatıracağız. Her şeyden önce şunu belirtmek isterim ki; enerji bir uygarlık aracıdır. Yeterince enerjiniz yoksa, yeterince enerji üretemiyorsanız, ürettiğiniz enerjiyi yeterince kullanamıyorsanız; uygarlık yarışında ön saflarda olmanıza imkan yoktur. Bu nedenle, enerji yarışını, bir uygarlık yarışı olarak görüyoruz. Biz, güçlü ve büyük Türkiye yolunda, bu yarışta geri kalmayacağız. Sürdürülebilir üretim, rekabet ve ekonomik kalkınma için; enerji yarışının içinde olmaya devam edeceğiz" diye konuştu.
Son 15 yılda, her alanda büyük bir değişim ve dönüşüm yaşandığını kaydeden Özlü, "Türk ekonomisi her yıl ortalama yüzde 5 oranında büyüyerek, önemli bir başarıya imza attı. ‘Atılım ve yatırım yılı’ ilan ettiğimiz 2017’nin ilk ve ikinci çeyreklerinde yakaladığımız, yüzde 5 ve 5,1 oranındaki büyüme rakamları ile Türkiye, dünyada en hızlı büyüyen ülkeler arasında yer aldı. Dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olmak için çıktığımız yola, hız kesmeden devam ediyoruz. Bu yolda, büyümemize dinamo etkisi yapacak en önemli unsur, hiç şüphesiz enerji yatırımlarıdır. Türkiye bugün, enerji talep artışında OECD ülkeleri arasında ilk sırada, dünyada ise Çin’in ardından ikinci sırada yer alıyor. Bu ihtiyacın karşılanması için enerji sektörüne son 15 yılda 100 milyar dolardan fazla yatırım yaptık. Toplam kurulu gücümüzü, iki kattan daha fazla artışla 32 bin megavattan, 80 bin megavattan çıkardık. Gelecek 10 yıl içerisinde, ilave 50 bin megavatlık kurulu güce daha ihtiyacımız var. Bunun için güneş enerjisinden hidroelektrik enerjisine, rüzgar enerjisinden jeotermal enerjiye, termik santrallerden nükleer enerjiye kadar, her alanda yatırımlarımıza devam edeceğiz. Yatırımlarımızı planlarken; artan ihtiyaca dengeli bir şekilde cevap vereceğiz" ifadelerini kullandı.
"Depolama kapasiteleri, 2019 ve 2023’te tamamlanacak ilave yatırımlarla, 10 milyar metreküpe çıkarılacak"
Özlü, "Türkiye’nin mevcut iletim altyapısının yenilenmesi ve kapasite artışı için, 2016-2020 yılları arasını kapsayan dönemde, özel sektör aracılığıyla 18 milyar, TEİAŞ aracılığıyla 12 milyar, toplamda 30 milyar liralık bir yatırımı hayata geçirmeyi öngörüyoruz. Böylece, elektrik iletim altyapısındaki rehabilitasyon, iyileştirme ve yenilemeler; önümüzdeki 5 yıl içerisinde, yüzde 70-80’lere çıkacak. Elektriğin, yerinde üretilmesi ile yatırım ve taşıma maliyetlerinin azaltılması için gerekli adımları hızla atmaya devam ediyoruz. Özellikle, elektrik tüketiminin, sanayinin ve ticaret merkezlerinin yoğun olduğu Marmara ve Ege Bölgesi’nde enerji kaynakları çoğunlukla bu bölgenin dışından bulunmaktadır. Gerek bölgenin elektrik arz güvenliğinin teminat altına alınması, gerekse iletim ve taşımadan kaynaklı maliyetlerin azaltılması için, bölgede yoğun bir çalışma yürütülüyor. Diğer yandan; uygun maliyetli ve kesintisiz doğal gaz temininde, son dönemde önemli mesafeler aldık. Doğal gaz arz güvenliğimizin, mevsimsel ve jeopolitik risklerden arındırılması için gereken adımları süratle hayata geçireceğiz. Silivri ve Tuz Gölü Doğal Gaz Depolama Tesislerinin, mevcut 4 milyar metreküp olan depolama kapasiteleri, 2019 ve 2023’te tamamlanacak ilave yatırımlarla, 10 milyar metreküpe çıkarılacak. Amacımız, yıllık doğal gaz tüketiminin en az yüzde 20’sini depolayabilecek kapasiteye sahip, gelişmiş bir doğal gaz depolama altyapısına sahip olmaktır" dedi.
"Enerji teknolojilerinin ilerlemesi için yürütülen Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, bakanlık olarak her türlü desteği veriyoruz"
Sanayi ve enerji sektörlerinin aynı takımın parçaları olduğunu söyleyen Özlü, takım olmanın bilinciyle; sanayicinin enerjiyle büyümesi ve rekabet gücünün artması için, Organize Sanayi Bölgeleri’ne büyük önem verdiklerini ifade etti.
Özlü, "TEİAŞ ve Elektrik Dağıtım Şirketleri, sanayicilerimizin taleplerinin daha iyi karşılanması için, sürekli sahaya inerek görüşmeler yapıyorlar. Sanayicilerimizin öncelikli ihtiyacı olan ulaşılabilir, güvenli ve sürekli enerji arzı için, OSB’lere yapılan yatırımları her geçen gün daha da artırıyoruz. OSB’lere doğal gaz götürülmesi için, BOTAŞ’ın ciddi çalışmaları sonucunda, önemli mesafeler aldık. Belirlenen kriterleri sağlayan OSB’lerin, bu anlamdaki ihtiyaçları, hızlı bir şekilde yatırım bütçesine alınmaktadır. Sanayicimizin rekabet gücünün artması adına, elektriğin en uygun maliyetle teminine büyük özen gösteriyoruz. 2016 yılı sonunda Türkiye, AB üyeleri arasında sanayiye Finlandiya ve İsveç’in ardından, en uygun maliyetle elektrik temin eden üçüncü ülke olmuştur. Avrupa Birliği ortalamasından ise yaklaşık yüzde 56 daha ucuz biçimde sanayimize elektrik temin ediyoruz. Enerjide sadece üretimi esas alan değil, aynı zamanda ’enerji teknolojilerini’ de geliştiren bir yaklaşım içindeyiz. Özellikle yenilenebilir enerji kaynaklarından elektrik üretimi yapmak isteyen yatırımcılara; yerli üretim yapma ve yerli mühendis çalıştırma zorunluluğu getirerek, Ar-Ge ve teknolojinin yerelleşmesini sağlıyoruz. Enerji teknolojilerinin ilerlemesi için yürütülen Ar-Ge ve inovasyon çalışmalarına, bakanlık olarak her türlü desteği veriyoruz. Özellikle ’enerjide kaynak çeşitliliğini artıran’ ARGE faaliyetlerini destekliyoruz. Enerji yatırımlarının sağladığı ileri teknoloji sayesinde, ülkemizin pek çok alanda sağladığı mevcut birikim; Ar-Ge ve inovasyon odaklı yeni bir yapıya kavuşuyor. Örneğin, madencilik alanında uygulanacak yeni stratejiler ile Türkiye hammadde üretip satan bir ülke olmaktan çıkacak. Ülkemiz; ileri teknoloji sayesinde, dünya pazarlarında katma değeri yüksek ürünlerde söz sahibi bir ülke konumuna gelecektir. Ayrıca, enerji sektörümüzü büyütürken, çevreye karşı duyarlı olmaya da devam edeceğiz. Çevreyi korurken, teknolojiden faydalanacağız. Çevreyi, teknolojiyle koruyacağız" açıklamasında bulundu.
"Milli enerji ve maden politikamız kapsamında enerji endüstrisi oluşturmamız gerekiyor"
"Enerji üretimi, çağımızda ulusal güvenliğin de çok önemli, vazgeçilmez unsurlarından biri olmuştur" diyen Özlü, şöyle konuştu:
"Bu anlamda, bütün çabalarımızın esas amacı; küresel pazara entegre-milli ve yerli enerji ve sanayi politikalarını hayata geçirmektir. Bunun yolu enerjinin ihtiyaç duyduğu makine ve ekipmanları ülkemizde üretmekten geçiyor. Milli enerji ve maden politikamız kapsamında, ‘enerji endüstrisi’ oluşturmamız gerekiyor. Enerji endüstrisi, hem bölgesel hem küresel güç olma hedefimiz için son derece önemlidir. Bakanlık olarak, enerji endüstrisinin ihtiyaç duyduğu ürünlerin, teknolojilerin ve makinelerin üretiminde; bütün imkanlarını seferber edecektir. Milli, yerli, temiz, sürdürülebilir enerji için; sadece devletin gayretleri yeterli olmayacaktır. Özel sektöre, üniversitelere ve sivil toplum kuruluşlarına da, önemli görevler düşmektedir. Bu bir takım çalışmasıdır. Nasıl ki yerli marka otomobilimiz için milli bir irade ortaya koyduysak, aynı iradeyi milli ve yerli enerji için de ortaya koyuyoruz. Sanayide ve enerjide başlayacak bir yerlileşme politikası, ekonominin diğer bütün dallarına da sinerji getirecektir."