Tarihe Gömülen Mesleklere Bir Yenisi Daha Ekleniyor
Eskişehir’de 40 yıldır ince saraç mesleğine emek veren İsmail Filiz, yaşamaya çalıştığı sanatının çırak bulamadıkları için artık yok alma tehlikesi ile karşı karşı olduğunu anlatarak, "Şimdi gelen çıraklar işi öğrenmeden önce ’Kaç para vereceksin’ diye dert yandı.
Eski ismi ile ’ince saraç’ olarak bilinen sanat, çırak sorunu yüzünden yok olmaya yüz tutmuş meslekler arasına girdi. İnce saraç ustası İsmail Filiz, kendisinin küçük yaşlarda bu işe başladığını belirterek, mesleğe rağbetin az olmasından dolayı çok üzüldüğünü söyledi.
Bu sanata nasıl başladığını ve nasıl yetiştiğini anlatan Filiz, “Yaklaşık 40 yıl önce 11 yaşlarında Mustafa ağabeyim beni bu çanta atölyesine getirdi. Onunla birlikte başladık. O da benle aynı şekilde çalıştı, hatta meslekte kalfamdı. Yaklaşık 40 yıldır bu işin içerisindeyiz. Zamanında babamız bizi çırak olarak götürdüğü zaman, ustamıza bizim haftalığımızı kendisi verirdi. Biz ustamızdan haftalık alıyoruz zannediyorduk. Bu şekilde yetiştik” dedi.
“Gelen çırak kaç para vereceksin diyor”
Mesleği öğrenmek için yanına gelen çırak adaylarının hemen para meselesini konuştuklarını vurgulayan ince saraç ustası Filiz, kendi zamanında babasının ustasına, “Eti senin, kemiği benim” diyerek, mesleğe teşvik ettiğini söyledi.
Filiz, konuşmasına şöyle devam etti;
“Yok olmaya yüz tutmuş meslekler içerisinde bizim mesleğimiz de var. Çünkü çırak yetişmiyor. Yaklaşık 18-19 yaşında liseyi bitiren bir öğrenci, sana çırak olarak geldiği zaman zaten yetişmez. Daha kapıdan girerken ’bana kaç para para vereceksin’ diye söylüyor. Bizim zamanımızda babamız getirirdi bizi. 11-12 yaşında verdiği zaman ’eti senin, kemiği benim’ derdi. Parayı sormazdı bile. Şimdi gelen çıraklar böyle değil. Önce sen bana bir şeyler vermen lazım ki ben sana para vereyim. Maalesef bu şekilde de bizim meslekler yok oluyor. Okumayacak çocuk zaten zamanında belli olur. İlkokuldan çıkan bir çocuğun okuyup okuyamayacağı, belli bir seviyeye gelip gelemeyeceğini aileleri de, öğretmenleri de bilir. Bunların mesleğe yönlendirmeleri lazım. En azından bir meslek sahibi olması lazım. Bu şekilde ölmeye yüz tutan meslekleri yaşatabiliriz. Bizim yanımıza bir çırak gelse, bir çırak yetiştirsek bizden sonrası yok zaten.
Tabii ki üzülüyorsun. Bizden sonrası yok. Biz artık nostalji ile yaşayacağız. Yetişen eleman yok. Yani eleman olsa en azından meslekler ölmez. Bizden sonrası yok, yetişen eleman yok maalesef” şeklinde konuştu.
Kaynak: İHA
Bu sanata nasıl başladığını ve nasıl yetiştiğini anlatan Filiz, “Yaklaşık 40 yıl önce 11 yaşlarında Mustafa ağabeyim beni bu çanta atölyesine getirdi. Onunla birlikte başladık. O da benle aynı şekilde çalıştı, hatta meslekte kalfamdı. Yaklaşık 40 yıldır bu işin içerisindeyiz. Zamanında babamız bizi çırak olarak götürdüğü zaman, ustamıza bizim haftalığımızı kendisi verirdi. Biz ustamızdan haftalık alıyoruz zannediyorduk. Bu şekilde yetiştik” dedi.
“Gelen çırak kaç para vereceksin diyor”
Mesleği öğrenmek için yanına gelen çırak adaylarının hemen para meselesini konuştuklarını vurgulayan ince saraç ustası Filiz, kendi zamanında babasının ustasına, “Eti senin, kemiği benim” diyerek, mesleğe teşvik ettiğini söyledi.
Filiz, konuşmasına şöyle devam etti;
“Yok olmaya yüz tutmuş meslekler içerisinde bizim mesleğimiz de var. Çünkü çırak yetişmiyor. Yaklaşık 18-19 yaşında liseyi bitiren bir öğrenci, sana çırak olarak geldiği zaman zaten yetişmez. Daha kapıdan girerken ’bana kaç para para vereceksin’ diye söylüyor. Bizim zamanımızda babamız getirirdi bizi. 11-12 yaşında verdiği zaman ’eti senin, kemiği benim’ derdi. Parayı sormazdı bile. Şimdi gelen çıraklar böyle değil. Önce sen bana bir şeyler vermen lazım ki ben sana para vereyim. Maalesef bu şekilde de bizim meslekler yok oluyor. Okumayacak çocuk zaten zamanında belli olur. İlkokuldan çıkan bir çocuğun okuyup okuyamayacağı, belli bir seviyeye gelip gelemeyeceğini aileleri de, öğretmenleri de bilir. Bunların mesleğe yönlendirmeleri lazım. En azından bir meslek sahibi olması lazım. Bu şekilde ölmeye yüz tutan meslekleri yaşatabiliriz. Bizim yanımıza bir çırak gelse, bir çırak yetiştirsek bizden sonrası yok zaten.
Tabii ki üzülüyorsun. Bizden sonrası yok. Biz artık nostalji ile yaşayacağız. Yetişen eleman yok. Yani eleman olsa en azından meslekler ölmez. Bizden sonrası yok, yetişen eleman yok maalesef” şeklinde konuştu.