CHP'den Bakan Arslan Hakkında Gensoru
CHP, ihalelerde yasal sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara uğratılmasına göz yumduğu gerekçesiyle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Arslan hakkında gensoru önergesi verdi.
CHP, ihalelerde yasal sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara uğratılmasına göz yumduğu gerekçesiyle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında gensoru önergesi verdi.
CHP Grup başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel'in imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergenin gerekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerde uygulayacağı usullerin Kamu İhale Kanunu ile belirlendiği hatırlatıldı.
İdarece mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinde açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü ve pazarlık usulünün uygulanabildiğine yer verilen gerekçede, aynı kanunda açık ihale ve belli istekliler arasında ihale usullerinin temel usuller olduğu, diğer usullerin kanunda belirtilen özel hallerde uygulanabileceği aktarıldı.
Özel hallerde uygulanması gereken pazarlık usulünün istismar edildiği, bu şekilde gerçekleştirilen ihalelerin tutarında son dönemde olağanüstü artış olduğu ileri sürülen gerekçede, bu şekilde yapılan ihalelerin tutarının 2016 yılında yüzde 86,1 artarak 21,7 milyar TL'ye ulaştığı ifade edildi.
Gerekçede, 2017 yılının ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin tutarının ise önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 175 artarak 16,8 milyar liraya sıçradığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"2017'nin ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin yüzde 81'i 4734 sayılı Kanunun 21. maddesinin (b) fıkrasındaki özel koşula dayanarak yapılmıştır. Bu fıkraya göre 'doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması' durumunda pazarlık usulüyle ihale yapılabileceği belirtilmektedir."
Türkiye'de son bir yılda büyük deprem, afet, salgın hastalıklar gibi olağanüstü bir durumla karşılaşılmadığına işaret edilen gerekçede, kamu ihalelerinin bu istisnaya dayanarak temel usullerin dışına çıkarılmasının, idarenin görevini kötüye kullanması olduğu savunuldu.
Gerekçede, bu yöntemle yapılan ihalelerde idarenin ilana çıkma zorunluluğunun bulunmadığına dikkat çekilerek, sadece belirli firmaların davet edilmesinin rekabet koşullarının sağlanmaması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli olarak kullanılmaması anlamına geldiği kaydedildi.
Gensorunun gerekçesinde şu görüşlere yer verildi:
"Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görev ve sorumluluk alanına giren kurumlarda da önemli altyapı yatırımları ve yapım işlerinde, gerekli rekabet koşulları sağlanmadan ihalelerin pazarlık usulüyle belirli firmalara verildiği görülmektedir. Sadece 2017 yılının ilk altı ayında bakanın sorumluluğundaki kuruluşların, bir firmanın içinde olduğu bazı ortaklara pazarlık usulüyle 2,8 milyar TL'lik iş verdiği görülmektedir. 2013 ortasından bugüne bu firmanın da içinde olduğu iş ortaklıklarına pazarlık usulüyle verilen ihalelerin toplam tutarının 3,8 milyar TL olduğu düşünüldüğünde son dönemde bu ihale yönteminin belirli firmalar lehine açıkça istismar edildiği dikkati çekmektedir."
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı kurumların açtığı ihalelere katılan bazı firmaların iş bitirme belgelerinde birtakım usulsüzlükler yaptığına yönelik haberlerin basında yer aldığı belirtilen gerekçede, buna rağmen söz konusu firmaların kamu ihalelerine girebildiği ve hatta bu ihaleleri kazandığı bilgisinin de kamuoyuna yansıdığı vurgulandı.
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na göre bakanların kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması ile hukuki ve mali konularda başbakana ve TBMM'ye karşı sorumlu olduğu anlatılan gerekçede, "Bakanın kanuni sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara uğratılmasına göz yumduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında Anayasanın 98 ve 99, TBMM İçtüzüğü'nün 106. maddesi uyarınca gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz." ifadesi yer aldı.
Kaynak: AA
CHP Grup başkanvekilleri Engin Altay, Levent Gök ve Özgür Özel'in imzasıyla TBMM Başkanlığına sunulan önergenin gerekçesinde, kamu kurum ve kuruluşlarının ihalelerde uygulayacağı usullerin Kamu İhale Kanunu ile belirlendiği hatırlatıldı.
İdarece mal ve hizmet alımları ile yapım işlerinin ihalelerinde açık ihale usulü, belli istekliler arasında ihale usulü ve pazarlık usulünün uygulanabildiğine yer verilen gerekçede, aynı kanunda açık ihale ve belli istekliler arasında ihale usullerinin temel usuller olduğu, diğer usullerin kanunda belirtilen özel hallerde uygulanabileceği aktarıldı.
Özel hallerde uygulanması gereken pazarlık usulünün istismar edildiği, bu şekilde gerçekleştirilen ihalelerin tutarında son dönemde olağanüstü artış olduğu ileri sürülen gerekçede, bu şekilde yapılan ihalelerin tutarının 2016 yılında yüzde 86,1 artarak 21,7 milyar TL'ye ulaştığı ifade edildi.
Gerekçede, 2017 yılının ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin tutarının ise önceki yılın aynı dönemine oranla yüzde 175 artarak 16,8 milyar liraya sıçradığı belirtilerek, şunlar kaydedildi:
"2017'nin ilk altı ayında pazarlık usulüyle yapılan ihalelerin yüzde 81'i 4734 sayılı Kanunun 21. maddesinin (b) fıkrasındaki özel koşula dayanarak yapılmıştır. Bu fıkraya göre 'doğal afetler, salgın hastalıklar, can ve mal kaybı tehlikesi gibi ani ve beklenmeyen veya idare tarafından önceden öngörülemeyen olayların ortaya çıkması üzerine ihalenin ivedi olarak yapılmasının zorunlu olması' durumunda pazarlık usulüyle ihale yapılabileceği belirtilmektedir."
Türkiye'de son bir yılda büyük deprem, afet, salgın hastalıklar gibi olağanüstü bir durumla karşılaşılmadığına işaret edilen gerekçede, kamu ihalelerinin bu istisnaya dayanarak temel usullerin dışına çıkarılmasının, idarenin görevini kötüye kullanması olduğu savunuldu.
Gerekçede, bu yöntemle yapılan ihalelerde idarenin ilana çıkma zorunluluğunun bulunmadığına dikkat çekilerek, sadece belirli firmaların davet edilmesinin rekabet koşullarının sağlanmaması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli olarak kullanılmaması anlamına geldiği kaydedildi.
Gensorunun gerekçesinde şu görüşlere yer verildi:
"Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığının görev ve sorumluluk alanına giren kurumlarda da önemli altyapı yatırımları ve yapım işlerinde, gerekli rekabet koşulları sağlanmadan ihalelerin pazarlık usulüyle belirli firmalara verildiği görülmektedir. Sadece 2017 yılının ilk altı ayında bakanın sorumluluğundaki kuruluşların, bir firmanın içinde olduğu bazı ortaklara pazarlık usulüyle 2,8 milyar TL'lik iş verdiği görülmektedir. 2013 ortasından bugüne bu firmanın da içinde olduğu iş ortaklıklarına pazarlık usulüyle verilen ihalelerin toplam tutarının 3,8 milyar TL olduğu düşünüldüğünde son dönemde bu ihale yönteminin belirli firmalar lehine açıkça istismar edildiği dikkati çekmektedir."
Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığına bağlı kurumların açtığı ihalelere katılan bazı firmaların iş bitirme belgelerinde birtakım usulsüzlükler yaptığına yönelik haberlerin basında yer aldığı belirtilen gerekçede, buna rağmen söz konusu firmaların kamu ihalelerine girebildiği ve hatta bu ihaleleri kazandığı bilgisinin de kamuoyuna yansıdığı vurgulandı.
Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu'na göre bakanların kamu kaynaklarının etkili, ekonomik ve verimli kullanılması ile hukuki ve mali konularda başbakana ve TBMM'ye karşı sorumlu olduğu anlatılan gerekçede, "Bakanın kanuni sorumluluğunu yerine getirmediği ve kamunun zarara uğratılmasına göz yumduğu anlaşılmaktadır. Bu nedenle Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Ahmet Arslan hakkında Anayasanın 98 ve 99, TBMM İçtüzüğü'nün 106. maddesi uyarınca gensoru açılmasını arz ve teklif ederiz." ifadesi yer aldı.