Mısır Osmanlı Dönemine Ait Eserlerin Restorasyonuna Hız Verdi

Mısırlı tarihçi ve eski eserler uzmanı Şakir: 'İslam medeniyetinin en ileri ve gelişmiş noktasına Osmanlı döneminde ulaşması nedeniyle bu dönemin mimari ve kültürel mirası Mısır'ın özel ilgi alanına giriyor' Tarihçi Şemma: 'Mısır'da okul eğitim programına çok üstün Osmanlı şahsiyetler konulmalıdır' 'İmparatorluğun Mimarbaşı Sinan, 16'ncı yüz yılda çevreye uyumlu depreme dayanıklı şaheserler inşa etmeyi başarmıştı'.

VIOLA FEHMİ/ YUSUF MAHMUD - Mısır, son dönemde ülkenin birçok bölgesinde bulunan Osmanlı dönemine ait eserlerin restorasyonuna hız veriyor.

Bu eserlerden bazılarının restorasyonunun bittiği duyurulurken, bazıların da ise çalışmalar sürüyor. Mısır Kütüphaneler ve Milli Eserler Yüksek Kurulu tarafından bu ay içinde Türkçe eski belgelerle birlikte "Osmanlı Dönemi Mısır'ındaki Olaylar" adlı eserin yayınlanması ülkede Osmanlı dönemine olan ilginin düzeyini gösteren örneklerden biri.

Kahire'nin merkezinde ve çeşitli vilayetlere yayılmış olan Osmanlı eserleri genel olarak Yavuz Sultan Selim'in Mısır'ı fethinden sonra yapılanlardan oluşuyor. Restorasyon konusunda çalışan uzmanlar, eserlerin çoğunun eski yerleşim bölgeleri içinde kaldığını bu nedenle restore edilmeye daha çok ihtiyaç duyan yok olmaya yüz tutmuş tarihi yapılardan oluştuğunu dile getiriyor.

Söz konusu eserlerin başında mescitler geliyor. Kahire'de 1571'de inşa edilen Sinan Paşa Mescidi, Yusuf Ağa Mescidi (1625), Mirza Mescidi (1698), Ukbe bin Amir Mescidi (1655), İskenderiye kentindeki Abdulbaki Çorapcı Mescidi (1758), İbrahim Terbane Mescidi (1685) ve 1758'de kurulan Çorbacı Mescidi, ülkedeki yüzlerce eserden sadece birkaçı.

Osmanlı dönemi hakkında AA muhabirine açıklamalarda bulunan Mısırlı Tarihçi ve Eski Eserler Uzmanı Mecdi Şakir, "İslam medeniyetinin en ileri ve gelişmiş noktasına Osmanlı döneminde ulaşması nedeniyle bu dönemin mimari ve kültürel mirası Mısır'ın özel ilgi alanına giriyor." dedi.

Osmanlı tarihi ve eserlerine ilginin artması gerektiğini dile getiren Şakir "Osmanlı dönemi eserleri medeniyet, düşünce ve mimari açıdan çok zengin bir üretim dönemidir." ifadesini kullandı.

Eski eserlerle ilgilenmenin kültürel bir lüks olmadığını söyleyen Şakir "Bu bir medeni zorunluluktur ayrıca ülkenin yaşadığı ekonomik darboğazın çıkışı için turizmin gereksinim duyduğu bir durumdur." değerlendirmesinde bulundu.

Şakir iki ülke arasındaki siyasi ilişkilerin tarihe ait eserlere olan ilginin ihmal edilmesine neden olmaması gerektiğini belirterek Ankara ile Kahire arasında bu alanda sıkı ilişkilerin devam etmesi gerektiğini kaydetti.

Tamamen tahrip olmadan Osmanlı eserlerinin restorasyonunun bir an önce tamamlanması gerektiğini de vurgulayan Şakir, bu eserlere ilişkin bilgi içerikli kitapçıkların Arapça, Türkçe ve İngilizce olarak basılması önerisinde bulundu.

- Üzerini toz kaplamış hazineler

Osmanlı döneminin zenginlikleri hakkında konuşan Tarihçi ve Eski Eserler Uzmanı Bessam Şemma da "tarihi hazineler, üzerindeki tozlardan temizlenmelidir" diyerek "Mısır'da okul eğitim programına çok üstün Osmanlı şahsiyetler konulmadır." dedi.

Okul programlarına konulması gereken şahsiyetlere örnek olarak Mimar Sinan'ı gösteren Şemma, "İmparatorluğun Mimarbaşı Sinan, 16'ncı yüz yılda çevreye uyumlu depreme dayanıklı şaheserler inşa etmeyi başarmıştı." diye konuştu.

Tarihçi Şemma, ders kitaplarına girmesi gereken Osmanlı şahsiyetleri arasında günümüzdeki ilk füze fikrini ortaya atan Lagari Hasan Çelebi ile Mısır'a "Dünyanın annesi" lakabını verdiği söylenen Evliya Çelebi'nin olması gerektiğini sözlerine ekledi.

Kaynak: AA