'Bu Toprakların Müziklerini Yapıyoruz'
Beyoğlu'daki İstiklal Caddesi'nde sokak müziği yapan müzisyenler bu toprakların bütün dillerinde şarkılar söyleyerek, kardeşlik mesajı veriyor İsmail Koyuncu: “Türkçe, Kürtçe, Karadeniz havaları, Zazaca, Azerice okuyoruz. Yani bu toprakların müziklerini yapıyoruz” Ferman Ergin: “Her tondan, her ezgiden şarkıları, türküleri halkımıza ileterek hepimizin birbirine bağlı, tek bir toplum olduğumuzu göstermek istiyoruz” Özgür Çabaş: “Gece müziği bambaşka bir şey. Çünkü yıldızlara bakarak annemi hatırlıyorum”
KAAN BURAK ŞEN – Beyoğlu İstiklal Caddesi’nde Türkçe, Kürtçe ve Arapça müzik yapan sokak müzisyenleri şarkılarıyla kardeşlik mesajı veriyorlar.
Bir yıldır İstiklal Caddesi’nde sokak müziği yaptığını belirten İsmail Koyuncu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Türkçe, Kürtçe, Karadeniz havaları, Zazaca, Azerice okuyorum. Yani bu toprakların müziklerini yapıyoruz.” dedi. Sokak müziği yapma fikrinin tesadüfen oluştuğunu dile getiren Koyuncu, sokak müziğine başlama hikayesini ise şu cümlelerle anlattı:
“Ben buraya ilk geldiğim zaman bağlamayla geldim. Geldiğimde burada yaşlı bir kavalcı amca vardı. Onun yanına oturdum ve ‘Amca nasıl başlayacağım?’’ dedim. Yanıma gel otur, bağlamanı aç dedi. Açtım bağlamamı. Biraz heyecan vardı tabii ki. Biraz tıngırdattım. ‘Sen yaparsın’ dedi.”
Koyuncu, insanların şarkıların dillerini anlamasalar da gelip müziklerini dinlemelerinden mutluluk duyduğunu aktararak, “Mesela biz Kürtçe söylediğimiz zaman, Kürtçe bilmeyen insanlar da bizi dinliyor. Türkçe söylediğimiz zaman yine aynı şekilde. Bu bizim hoşumuza gidiyor. Bu bizim işimize daha sımsıkı sarılmamıza neden oluyor. Burdayız, devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
- “Birbirine bağlı, tek bir toplum olduğumuzu göstermek istiyoruz”
Üniversite eğitimi devam ederken ek olarak sokak müzisyenliği de yaptığını aktaran Ferman Ergin de, “Günümüzdeki olaylar, toplumda ortaya çıkan bu ayrışmada bize düşen görev, evrensel müzik yapıp ayrışmadan ziyade bütünleşme çabası. Her şekilde, her tondan, her ezgiden şarkıları, türküleri halkımıza ileterek hepimizin birbirine bağlı, tek bir toplum olduğunu göstermek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ergin, sokak müziğinin en güzel taraflarından birinin de ayrı ayrı sokak müzisyenlerinin bir araya gelip şarkı söylemesi olduğunu sözlerine ekledi.
Sokakta müzik yapmanın farklı bir duygusunun olduğunu belirten Talat Akar ise sözlerine şöyle devam etti:
“Müzik her zaman evrenseldir. Farklı etnik kökenler var. Herkesin algısı farklı. Biz müzik yaptığımızda Türkçe, Kürtçe, Arapça da yapıyoruz. Buraya insanlar geliyor, bizi izliyorlar, yalnız bırakmıyorlar. Dinlerken mutlu oluyorlar. Bunu bize hal ve tavırlarıyla gösteriyorlar.”
- “Gece müziği bambaşka bir şey”
Yedi aydır sahneleri bırakıp sokak müziği yapmaya başladığını dile getiren Özgür Çabaş da, “En son sahnedeyken adamın biri bana bardak fırlattı. Sokak gerçekten güzel bir şey. Sokakta özgür hissediyorum.” dedi.
Çabaş, geceleri müzik yaptığını aktararak, şunları söyledi:
“Bir aralar gündüz çalıyordum. Gündüzü sevmedim. Gece müziği bambaşka bir şey. Çünkü yıldızlara bakarak annemi hatırlıyorum. Annem memlekette olduğu için yıldızlar hep annemi bana hatırlatıyor.”
Kaynak: AA
Bir yıldır İstiklal Caddesi’nde sokak müziği yaptığını belirten İsmail Koyuncu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, “Türkçe, Kürtçe, Karadeniz havaları, Zazaca, Azerice okuyorum. Yani bu toprakların müziklerini yapıyoruz.” dedi. Sokak müziği yapma fikrinin tesadüfen oluştuğunu dile getiren Koyuncu, sokak müziğine başlama hikayesini ise şu cümlelerle anlattı:
“Ben buraya ilk geldiğim zaman bağlamayla geldim. Geldiğimde burada yaşlı bir kavalcı amca vardı. Onun yanına oturdum ve ‘Amca nasıl başlayacağım?’’ dedim. Yanıma gel otur, bağlamanı aç dedi. Açtım bağlamamı. Biraz heyecan vardı tabii ki. Biraz tıngırdattım. ‘Sen yaparsın’ dedi.”
Koyuncu, insanların şarkıların dillerini anlamasalar da gelip müziklerini dinlemelerinden mutluluk duyduğunu aktararak, “Mesela biz Kürtçe söylediğimiz zaman, Kürtçe bilmeyen insanlar da bizi dinliyor. Türkçe söylediğimiz zaman yine aynı şekilde. Bu bizim hoşumuza gidiyor. Bu bizim işimize daha sımsıkı sarılmamıza neden oluyor. Burdayız, devam ediyoruz.” şeklinde konuştu.
- “Birbirine bağlı, tek bir toplum olduğumuzu göstermek istiyoruz”
Üniversite eğitimi devam ederken ek olarak sokak müzisyenliği de yaptığını aktaran Ferman Ergin de, “Günümüzdeki olaylar, toplumda ortaya çıkan bu ayrışmada bize düşen görev, evrensel müzik yapıp ayrışmadan ziyade bütünleşme çabası. Her şekilde, her tondan, her ezgiden şarkıları, türküleri halkımıza ileterek hepimizin birbirine bağlı, tek bir toplum olduğunu göstermek istiyoruz.” ifadelerini kullandı.
Ergin, sokak müziğinin en güzel taraflarından birinin de ayrı ayrı sokak müzisyenlerinin bir araya gelip şarkı söylemesi olduğunu sözlerine ekledi.
Sokakta müzik yapmanın farklı bir duygusunun olduğunu belirten Talat Akar ise sözlerine şöyle devam etti:
“Müzik her zaman evrenseldir. Farklı etnik kökenler var. Herkesin algısı farklı. Biz müzik yaptığımızda Türkçe, Kürtçe, Arapça da yapıyoruz. Buraya insanlar geliyor, bizi izliyorlar, yalnız bırakmıyorlar. Dinlerken mutlu oluyorlar. Bunu bize hal ve tavırlarıyla gösteriyorlar.”
- “Gece müziği bambaşka bir şey”
Yedi aydır sahneleri bırakıp sokak müziği yapmaya başladığını dile getiren Özgür Çabaş da, “En son sahnedeyken adamın biri bana bardak fırlattı. Sokak gerçekten güzel bir şey. Sokakta özgür hissediyorum.” dedi.
Çabaş, geceleri müzik yaptığını aktararak, şunları söyledi:
“Bir aralar gündüz çalıyordum. Gündüzü sevmedim. Gece müziği bambaşka bir şey. Çünkü yıldızlara bakarak annemi hatırlıyorum. Annem memlekette olduğu için yıldızlar hep annemi bana hatırlatıyor.”