Ahlat'ta Şehitler İçin Mevlit Okutuldu
Bitlis’in Ahlat ilçesinde milli iradeye sahip çıkma adına demokrasi nöbeti devam ederken, ülkenin ve ilçenin selameti ile şehitlerin ruhları için Mevlid-i Şerif okutuldu.
İlçenin Selçuklu Meydanı’nda devam eden demokrasi nöbetinin 24’üncü gününde Ahlat Belediyesi’nin organizasyonuyla ülkenin ve ilçenin selameti ile şehitlerin ruhları için Mevlid-i Şerif okutularak, dualar edildi. Mevlid-i Şerifin ardından vatandaşlara yemek ikramında bulunuldu.
Daha sonra bir konuşma yapan Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, Kubbet-ül İslam Ahlatlıların ilk günden bu yana meydanı boş bırakmadıklarını ve şecaatli bir duruş sergilediklerini belirterek, "Ey İslam’ın evlatları, takriben 100 yıldır İslam’ın meclisi bozulmuş, İslam aleminin istişare heyetleri dağılmış ve arkasından da paramparça olan İslam dünyası, İslam dünyasının evlatları küçücük devletçikler ve kendi içinde istişare edemeyen meclisler, kendi kendine ihtiyat gösteren meclisler hatta ihtiyatı bir tarafa bırak ihtiyattan medet uman, İslam’a muhalefet eden meclisler oluşturmak zorunda kalmışlar. Batı da bunu çok iyi yakalamış. Bununla da kalmamış 100 yıldır yönetir hale gelmiş. O ahlaksız yapısını da toplum hayatına sirayet ettirecek derecede de rezil göstermiş. Ortadoğu’da nereye bakarsanız bakın Arap kardeşlerimizi, 22 devleti böldüler, paramparça ettiler. Bir avuç İsrail’in karşısında bile mahkum ettiler. Ortadoğu’dan sonra Kafkasların da hali böyle oldu. Orta Asya paramparça oldu, Türkistan darmadağın oldu. İslam’ın o güzide merkezleri olan yani Buhara’sı, Semerkand’ı o mübarek beldelerde bir anda baktık ki küffarın eli yetmiş. Kimi orada hakim oldu, kimi Anadolu’da hakim oldu. Osmanlı’yı İslam’ın başı olarak görüyorlardı. 24 milyon kilometrekare toprağı olan yani Kafkasya, Ortadoğu ve Balkanlarıyla Anadolu’yu fiilen 24 milyon kilometrekare topraktan 780 bin metrekareye düşürdüler. Yani 1 milyon kilometre karesini bile muhafaza şansı vermediler. Ta ki ona da el attıran, onun meclisine de el attırmak istediler. Onun içinde her 10 yılda bir bu batı kaynaklı veya Siyonist düşüncenin evlatları elbirliğiyle İslam milletlerine müdahaleye kalktılar. Nitekim biz bunun üyelerini gördük ki her 10 yılda bir ihtilal emellerini taşıyanlar Anadolu’da birlik, beraberlik olmasın, İslam’ın evlatları Kur’an hakikatlarından ders almasınlar diye onlara çeşitli reçeteler sundular. Bilin ki tüm terör örgütlerinin temelinde dinsizlik vardı. Fakat İslam’ın terbiyesinin sirayet ettiği bir toplumda dinsizlikle başaramayınca döndüler İslam’ın içerisinden meczup yarı alim bile sayılmayacak birini buldular ve onunla İslam’a vurmaya çalıştılar. İslam’a IŞİD gibi farklı terörist kollarla da vuruyorlardı. Allah biliyor onların içinde İslam’da yoktu. İslam’ı da, Kur’an-ı da bilen yoktu. Ama yolları ve metotları buydu. İslam’ın evlatlarının ittifaklarına imkan tanımayacaklardı. Şimdi Anadolu’dan bir ses çıktı. Anadolu’nun başındaki adam, Cumhurbaşkanımız şunu da ittifak ettiler. Bütün ihtilafları bırakalım. Allah Resulü (sav) öyle buyuruyor, ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var.’ Bizde ona biat edelim. O vesileyle de bakın Türkiye’de bu manzara yok muydu? 5 milyon insan ittifak etti. Bu 5 milyon insanın hepsi bir partiden değildi. Bir ırktan, bir görüşten değildi. Sağcısı, solcusu, Türk’ü, Kürdü, Çerkesi, Lazı İstanbul’da ittifak etti. Alem-i İslam’ın evlatları bir araya geldiler. O mecliste beraber konuştular. MHP, CHP ve AK Parti genel başkanları konuştu.
Başkomutan da konuşma yaptı. İstişare şuydu; ‘Yetmez mi artık uyanın İslam’ın evlatları.’ Sen Asya’nın baharında uyuduğun 500 seneye bedel, artık uyan. O sahralara yağmur taneleri gibi tek düşme, yürekleriniz toplu hareket etsin ki aramıza nifak tohumları ekmesinler. Bunlar türlü türlü metotlar izlediler ama başarılı olamadılar. Çünkü Kur’an bu milletin kalbidir. Onu söküp alamayacaklar. Hiçbir oyun, hiçbir tezgah Kur’an-ın hakikatlerini bozmaya ve başka mana çıkarmaya yetmeyecektir. İslam’ın bize bin 400 yıldır, Allah Resulünden bu tarafa bıraktığı mirasa sahip çıkacağız. Ashab’ın kültürüne de sahip çıkacağız. Bir daha bu İslam milletlerine zarar ve ziyan verilmesin. Kubbet-ül İslam Ahlatlılar. Bu şecaatli duruşunuzla demokrasi nöbetimizin 24’üncü gününde de buradasınız. Bayındırlık ve İskan eski Bakanımız Zeki Ergezen Beyde yanımızda. Muhtarlarımız, halkımız herkes burada. Söz konusu vatan, bayrak, devlet ve İslam olduğunda bizim tüm ihtilaflarımız biter. Bu nedenle burada bulunan herkesi dava arkadaşı kabul etmişiz. Bundan sonrada inşallah böyle olacak. Tekrar hepiniz hoş geldiniz" dedi.
Kaynak: İHA
Daha sonra bir konuşma yapan Ahlat Belediye Başkanı A. Mümtaz Çoban, Kubbet-ül İslam Ahlatlıların ilk günden bu yana meydanı boş bırakmadıklarını ve şecaatli bir duruş sergilediklerini belirterek, "Ey İslam’ın evlatları, takriben 100 yıldır İslam’ın meclisi bozulmuş, İslam aleminin istişare heyetleri dağılmış ve arkasından da paramparça olan İslam dünyası, İslam dünyasının evlatları küçücük devletçikler ve kendi içinde istişare edemeyen meclisler, kendi kendine ihtiyat gösteren meclisler hatta ihtiyatı bir tarafa bırak ihtiyattan medet uman, İslam’a muhalefet eden meclisler oluşturmak zorunda kalmışlar. Batı da bunu çok iyi yakalamış. Bununla da kalmamış 100 yıldır yönetir hale gelmiş. O ahlaksız yapısını da toplum hayatına sirayet ettirecek derecede de rezil göstermiş. Ortadoğu’da nereye bakarsanız bakın Arap kardeşlerimizi, 22 devleti böldüler, paramparça ettiler. Bir avuç İsrail’in karşısında bile mahkum ettiler. Ortadoğu’dan sonra Kafkasların da hali böyle oldu. Orta Asya paramparça oldu, Türkistan darmadağın oldu. İslam’ın o güzide merkezleri olan yani Buhara’sı, Semerkand’ı o mübarek beldelerde bir anda baktık ki küffarın eli yetmiş. Kimi orada hakim oldu, kimi Anadolu’da hakim oldu. Osmanlı’yı İslam’ın başı olarak görüyorlardı. 24 milyon kilometrekare toprağı olan yani Kafkasya, Ortadoğu ve Balkanlarıyla Anadolu’yu fiilen 24 milyon kilometrekare topraktan 780 bin metrekareye düşürdüler. Yani 1 milyon kilometre karesini bile muhafaza şansı vermediler. Ta ki ona da el attıran, onun meclisine de el attırmak istediler. Onun içinde her 10 yılda bir bu batı kaynaklı veya Siyonist düşüncenin evlatları elbirliğiyle İslam milletlerine müdahaleye kalktılar. Nitekim biz bunun üyelerini gördük ki her 10 yılda bir ihtilal emellerini taşıyanlar Anadolu’da birlik, beraberlik olmasın, İslam’ın evlatları Kur’an hakikatlarından ders almasınlar diye onlara çeşitli reçeteler sundular. Bilin ki tüm terör örgütlerinin temelinde dinsizlik vardı. Fakat İslam’ın terbiyesinin sirayet ettiği bir toplumda dinsizlikle başaramayınca döndüler İslam’ın içerisinden meczup yarı alim bile sayılmayacak birini buldular ve onunla İslam’a vurmaya çalıştılar. İslam’a IŞİD gibi farklı terörist kollarla da vuruyorlardı. Allah biliyor onların içinde İslam’da yoktu. İslam’ı da, Kur’an-ı da bilen yoktu. Ama yolları ve metotları buydu. İslam’ın evlatlarının ittifaklarına imkan tanımayacaklardı. Şimdi Anadolu’dan bir ses çıktı. Anadolu’nun başındaki adam, Cumhurbaşkanımız şunu da ittifak ettiler. Bütün ihtilafları bırakalım. Allah Resulü (sav) öyle buyuruyor, ‘Birlikte rahmet, ayrılıkta azap var.’ Bizde ona biat edelim. O vesileyle de bakın Türkiye’de bu manzara yok muydu? 5 milyon insan ittifak etti. Bu 5 milyon insanın hepsi bir partiden değildi. Bir ırktan, bir görüşten değildi. Sağcısı, solcusu, Türk’ü, Kürdü, Çerkesi, Lazı İstanbul’da ittifak etti. Alem-i İslam’ın evlatları bir araya geldiler. O mecliste beraber konuştular. MHP, CHP ve AK Parti genel başkanları konuştu.
Başkomutan da konuşma yaptı. İstişare şuydu; ‘Yetmez mi artık uyanın İslam’ın evlatları.’ Sen Asya’nın baharında uyuduğun 500 seneye bedel, artık uyan. O sahralara yağmur taneleri gibi tek düşme, yürekleriniz toplu hareket etsin ki aramıza nifak tohumları ekmesinler. Bunlar türlü türlü metotlar izlediler ama başarılı olamadılar. Çünkü Kur’an bu milletin kalbidir. Onu söküp alamayacaklar. Hiçbir oyun, hiçbir tezgah Kur’an-ın hakikatlerini bozmaya ve başka mana çıkarmaya yetmeyecektir. İslam’ın bize bin 400 yıldır, Allah Resulünden bu tarafa bıraktığı mirasa sahip çıkacağız. Ashab’ın kültürüne de sahip çıkacağız. Bir daha bu İslam milletlerine zarar ve ziyan verilmesin. Kubbet-ül İslam Ahlatlılar. Bu şecaatli duruşunuzla demokrasi nöbetimizin 24’üncü gününde de buradasınız. Bayındırlık ve İskan eski Bakanımız Zeki Ergezen Beyde yanımızda. Muhtarlarımız, halkımız herkes burada. Söz konusu vatan, bayrak, devlet ve İslam olduğunda bizim tüm ihtilaflarımız biter. Bu nedenle burada bulunan herkesi dava arkadaşı kabul etmişiz. Bundan sonrada inşallah böyle olacak. Tekrar hepiniz hoş geldiniz" dedi.