'Tahşiyecilere Kumpas' Davası Sürüyor
Tahşiyeciler Grubuna yönelik kumpas kurulduğu iddiasıyla aralarında Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca’nın da bulunduğu 33 sanık hakkında açılan davanın görülmesine devam ediliyor.
’Tahşiyeciler’ olarak bilinen gruba kumpas kurdukları iddiasıyla, hakkında yokluğunda tutuklama kararı verilen firari sanık Fetullah Gülen ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca, emniyet müdürleri Ömer Köse, Yurt Atayün, Ali Fuat Yılmazer’in de bulunduğu 9’u tutuklu 33 sanıklı davanın görülmesine devam ediliyor. İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün görülmeye başlanan duruşmada, Hidayet Karaca, Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün ve Ömer Köse’nin de bulunduğu 9 tutuklu sanık ile bazı tutuksuz sanıklar ve avukatları hazır bulundu. Tahşiye Yayınevi’nin sahibi Mustafa Kaplan ve Mehmet Nuri Duran’ın da aralarında bulunduğu bazı müştekiler de duruşmaya katıldı.
Yoklamanın ardından başlayan duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Mustafa Kılıçaslan, 32 kişi hakkında iftirada bulunduğu gerekçesiyle yargılandığını iddia etti. Görevi gereği yapması gerekenleri yaptığını öne süren Kılıçaslan, hakkındaki suçlamaları reddetti. Mahkeme heyeti, ifadesini tamamlayan Kılıçaslan’a, "Dinlemelerdeki cinsel içerikli görüşmeler neden silinmedi? O dönem ifadeleri alınan, şu anda bu davanın müştekisi olan kişilere ifade verdikleri esnada cinsel içerikli görüşmeler neden soruldu?" dedi.
Kılıçaslan, gerekli ayıklamaları yaptıklarını belirterek, "Soruşturma savcısının önüne gitmiştir. O da ayırıp değerlendirmiştir" dedi.
Mahkeme heyeti sanığa, "Bu operasyonun adı ne? Bu isim Samanyolu televizyonunda ‘tahşiye’ olarak geçiyor. Bu sızıntı nereden geliyor diye düşünmediniz mi? İfadenize göre Tahşiye adını ilk kez bu soruşturmayla duymuşsunuz. Hiç merak etmediniz mi?" diye sordu. Kılıçaslan ise, "Devrimci Karargahta o zamana kadar hiç duyulmamıştı" dedi.
OPERASYON OLACAĞINI SAMANYOLU TV’DEN ANLIYORLAR
Sanık Kılıçaslan, mahkeme başkanının, "Bu insanlar dinleniyor. Fetullah Gülen Amerika’da konuşuyor. Hatta bu insanlar televizyondaki konuşmalardan, kendilerine operasyon yapılacağını duyuyor. Öyle ki cemaate yakın birilerini bulalım bize operasyon yapılmasın diye paniğe giriyorlar. Bu bilgiler nasıl sızdı?" sorusuna, "Benim sızmayla alakalı bir bilgim yok. Bana yansıyan bir şey olmadı" şeklinde yanıt verdi.
ALİ FUAT YILMAZER’DEN ‘DARP EDİLDİM’ İDDİASI
Duruşma devam ederken sigara içmek için salonun bitişiğindeki görüşme odasına götürülen tutuklu sanık eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönüşte, jandarmalar tarafından darp edildiğini iddia etti. Mahkeme başkanı Canel Rüzgar, ara verildiğinde jandarma görevlileri ile konuşacağını söyledi.
"DİNLEMEYİ SONLANDIRMA YA DA RAPOR HAZIRLAMA YETKİM YOK"
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklardan polis memuru Mustafa Uyanık’ın ifadesine geçildi. Sanık Uyanık, dinleme yapılırken şüpheli gördükleri bölümleri not aldığını belirterek, bunları bölüm amirine ilettiğini oradan da soruşturma savcısına gönderildiğini kaydetti.
Uyanık, "Dinlemeyi sonlandırma ya da rapor hazırlama yetkim yok. Bunları kısım amirinin talimatı doğrultusunda yaptım" dedi.
"1417 NEDİR?"
Mahkeme başkanı Uyanık’a, Tahşiyecilere yönelik soruşturma kapsamında yapılan dinlemede geçen ’1417’ tarihinin neden şüpheli olarak görüldüğünü sordu. Uyanık bu soruya, "Sadece şüpheli görüşmeleri not alırım. Ailesi ile ya da normal günlük hayata ilişkin yaptığı görüşmeleri not almam. Polis memuru olarak şüpheli gördüm. 1417 neye tekabül ediyor? Şüpheli gördüm, kısım amirine ilettim. O da savcılığa iletiyor. Savcılık da şüphe göremeseydi mahkemeye sevk etmezdi herhalde" şeklinde yanıt verdi.
"1417’İN TERÖRLE NE ALAKASI VAR?"
Duruşmada söz alan, müşteki Mustafa Kaplan ise "1417’in terörle ne alakası var? Bununla ilgilenen bir grup var. Ebced ile meşgul olan bazı Nur mensupları bu tarihte Türkiye’ye şeriatın geleceğine düşünüyor. Eğer bu arkadaşın herhangi bir grupla alakası yok ise bunu, 1417’yi nasıl ayırt etmiş?" diye sordu. Uyanık, "Normal rutin bir görüşme ya da ailesi ile yaptığı bir görüşme değil" yanıtını verdi.
Yarın sona erecek duruşmaya diğer sanıkların ifadesiyle devam ediliyor.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, bir numaralı sanık Fethullah Gülen ile örgüt yöneticiliği ile suçlanan Hidayet Karaca’nın "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 70 yıldan 235,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 8’i tutuklu diğer 31 sanığın ise, "silahlı örgüte üye olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 63 yıl 4 aydan 228 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.
Kaynak: İHA
Yoklamanın ardından başlayan duruşmada savunma yapan tutuksuz sanık Mustafa Kılıçaslan, 32 kişi hakkında iftirada bulunduğu gerekçesiyle yargılandığını iddia etti. Görevi gereği yapması gerekenleri yaptığını öne süren Kılıçaslan, hakkındaki suçlamaları reddetti. Mahkeme heyeti, ifadesini tamamlayan Kılıçaslan’a, "Dinlemelerdeki cinsel içerikli görüşmeler neden silinmedi? O dönem ifadeleri alınan, şu anda bu davanın müştekisi olan kişilere ifade verdikleri esnada cinsel içerikli görüşmeler neden soruldu?" dedi.
Kılıçaslan, gerekli ayıklamaları yaptıklarını belirterek, "Soruşturma savcısının önüne gitmiştir. O da ayırıp değerlendirmiştir" dedi.
Mahkeme heyeti sanığa, "Bu operasyonun adı ne? Bu isim Samanyolu televizyonunda ‘tahşiye’ olarak geçiyor. Bu sızıntı nereden geliyor diye düşünmediniz mi? İfadenize göre Tahşiye adını ilk kez bu soruşturmayla duymuşsunuz. Hiç merak etmediniz mi?" diye sordu. Kılıçaslan ise, "Devrimci Karargahta o zamana kadar hiç duyulmamıştı" dedi.
OPERASYON OLACAĞINI SAMANYOLU TV’DEN ANLIYORLAR
Sanık Kılıçaslan, mahkeme başkanının, "Bu insanlar dinleniyor. Fetullah Gülen Amerika’da konuşuyor. Hatta bu insanlar televizyondaki konuşmalardan, kendilerine operasyon yapılacağını duyuyor. Öyle ki cemaate yakın birilerini bulalım bize operasyon yapılmasın diye paniğe giriyorlar. Bu bilgiler nasıl sızdı?" sorusuna, "Benim sızmayla alakalı bir bilgim yok. Bana yansıyan bir şey olmadı" şeklinde yanıt verdi.
ALİ FUAT YILMAZER’DEN ‘DARP EDİLDİM’ İDDİASI
Duruşma devam ederken sigara içmek için salonun bitişiğindeki görüşme odasına götürülen tutuklu sanık eski Emniyet Müdürü Ali Fuat Yılmazer, dönüşte, jandarmalar tarafından darp edildiğini iddia etti. Mahkeme başkanı Canel Rüzgar, ara verildiğinde jandarma görevlileri ile konuşacağını söyledi.
"DİNLEMEYİ SONLANDIRMA YA DA RAPOR HAZIRLAMA YETKİM YOK"
Duruşmada daha sonra tutuklu sanıklardan polis memuru Mustafa Uyanık’ın ifadesine geçildi. Sanık Uyanık, dinleme yapılırken şüpheli gördükleri bölümleri not aldığını belirterek, bunları bölüm amirine ilettiğini oradan da soruşturma savcısına gönderildiğini kaydetti.
Uyanık, "Dinlemeyi sonlandırma ya da rapor hazırlama yetkim yok. Bunları kısım amirinin talimatı doğrultusunda yaptım" dedi.
"1417 NEDİR?"
Mahkeme başkanı Uyanık’a, Tahşiyecilere yönelik soruşturma kapsamında yapılan dinlemede geçen ’1417’ tarihinin neden şüpheli olarak görüldüğünü sordu. Uyanık bu soruya, "Sadece şüpheli görüşmeleri not alırım. Ailesi ile ya da normal günlük hayata ilişkin yaptığı görüşmeleri not almam. Polis memuru olarak şüpheli gördüm. 1417 neye tekabül ediyor? Şüpheli gördüm, kısım amirine ilettim. O da savcılığa iletiyor. Savcılık da şüphe göremeseydi mahkemeye sevk etmezdi herhalde" şeklinde yanıt verdi.
"1417’İN TERÖRLE NE ALAKASI VAR?"
Duruşmada söz alan, müşteki Mustafa Kaplan ise "1417’in terörle ne alakası var? Bununla ilgilenen bir grup var. Ebced ile meşgul olan bazı Nur mensupları bu tarihte Türkiye’ye şeriatın geleceğine düşünüyor. Eğer bu arkadaşın herhangi bir grupla alakası yok ise bunu, 1417’yi nasıl ayırt etmiş?" diye sordu. Uyanık, "Normal rutin bir görüşme ya da ailesi ile yaptığı bir görüşme değil" yanıtını verdi.
Yarın sona erecek duruşmaya diğer sanıkların ifadesiyle devam ediliyor.
İDDİANAMEDEN
İddianamede, bir numaralı sanık Fethullah Gülen ile örgüt yöneticiliği ile suçlanan Hidayet Karaca’nın "silahlı örgüt kurmak veya yönetmek", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 70 yıldan 235,5 yıla kadar hapsi isteniyor.
Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer, Yurt Atayün, Ömer Köse’nin de aralarında bulunduğu 8’i tutuklu diğer 31 sanığın ise, "silahlı örgüte üye olmak", "resmi belgede sahtecilik" ve "iftira" suçlarından toplam 63 yıl 4 aydan 228 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmaları isteniyor.