FETÖ'nün Kreşini Kapatmaya Çalışınca Başına Gelmeyen Kalmadı
Batman’da il müdürlüğü döneminde Fethullahçı Terör Örgütü’ne (FETÖ) ait bir kreşle ilgili kapatma kararı verdiğini anlatan eski Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürü Ali Tarhan, bu yüzden basit sebeplerle hakkında soruşturma açıldığını, 5 ay hapiste yattığını ve psikolojik baskılara maruz kaldığını anlattı.
Batman’da 17 yıl görev yaptığı Aile ve Sosyal Politikalar İl Müdürlüğü görevinden 2011 yılında emekli olan Ali Tarhan, FETÖ’nün kendisine de kumpas kurduğunu anlattı. 2007’de il müdürlüğüne bağlı bir kreşin izinsiz yer değiştirmesi gerekçesiyle kurum personelinden oluşan bir heyeti kreşin yeni yerinde inceleme yapması için görevlendirdiğini anlatan Tarhan, kurum elemanlarının kreşte inceleme yapmalarına izin vermemesi ve tehdit edilmeleri üzerine rapor tutuğunu aktardı. Yönetmeliği yerine getirmeyen kreşle ilgili kapatma kararı onayını hazırladığını vurgulayan Tarhan, “Kreşin kapatma kararını onaylatmak için dönemin Vali Yardımcısı Erol Karaömeroğlu’na gittim. Vali Yardımcımız Erol Karaömeroğlu konu ile ilgili kararın ağır olabileceğini tekrar onlarla görüşme yapmam gerektiğini ifade etti.
Buna istinaden beni Bilal A. adlı cemaatin Batman sorumlusunun yanına gönderdi. Bilal A. ile görüşmeye gittim. Yaptığım görüşme neticesinde kanun ile ilgili, yönetmelik ile ilgili eksikliklerinin olduğunu söyledim. Bunun üzerine Bilal A. isimli şahıs ‘Bizim için bir sefer yasayı delseniz ne olacak’ gibi ifadeler kullandı. Ben de devlet memuru olduğumu, burada bu kurumun yöneticisi olmakla birlikte böyle yasalar üstü bir yetkimin olmadığını belirttim. Bilal A. daha sonra bana ‘Biz yapmasını biliriz’ dedi.
Ben de kesinlikle bu şekilde kanunsuz herhangi bir işlem yapamayacağımı, bu çerçevede de ancak mevzuata uygun, yönetmeliğe uygun olması halinde bunu gerçekleştirebileceğimi söyledim” dedi.
Bu olaydan sonra şahsı ve kurumuyla ilgili baskı oluşmaya başladığını vurgulayan Tarhan, şunları kaydetti:
“Basit sebeplerle hakkımda soruşturmalar açıldı. Kurumumuzun bağlı olduğu o dönemin Vali Yardımcısı ve şuan da 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan Sinop Valisi Yasemin Çetinkaya, Valilikte karşılaştığımız da ‘Daha istifa etmediniz mi?’ gibi telkinlerle beni baskı altında tutmaya çalışıyordu. Onun bu söylemleri, 30 yıllık memuriyet hayatımda hiç ceza almayan birisi olarak beni derinden üzüyordu. Yaptığımız hizmetler ortadaydı, il müdürü olarak görev yaptığım 17 yıllık zaman diliminde, 17 sosyal hizmet kuruluşu açtık. 30 yıllık memuriyet hayatımda hiç ceza almama rağmen yapılan soruşturmalar neticesinde üst üste idari cezalar almaya başladım. 2010 yılının başında hakkımda açılan soruşturmalardan istedikleri neticeleri alamayacaklarını anladıklarında, şahsım ve kurumum ile ilgili, emniyet ve savcılık ortaklaşa derin bir soruşturma açıldı ve beni burada kurumu zarara uğratan, evrakta sahtecilik, örgüt kurmak ve yönetmek suçlamalarıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu soruşturmalar Batman Cumhuriyet Başsavcılığı ile İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekeler ile yürütülmekteydi. 15 Temmuz’da yapmaya çalıştıkları darbe girişimi kurumların içine sızan bu yapının gerçek yüzünü tam olarak ortaya çıkardı. O dönemde bunların yaptıklarıyla ilgili olarak da bizim hem kurumsal olarak hem de kişisel olarak aile düzenimizi ve psikolojimizi oldukça olumsuz etkilediler. Bu soruşturmalar kapsamında 5 ay boyunca ceza evinde yattım. Vicdani olarak rahatım.”
Kaynak: İHA
Buna istinaden beni Bilal A. adlı cemaatin Batman sorumlusunun yanına gönderdi. Bilal A. ile görüşmeye gittim. Yaptığım görüşme neticesinde kanun ile ilgili, yönetmelik ile ilgili eksikliklerinin olduğunu söyledim. Bunun üzerine Bilal A. isimli şahıs ‘Bizim için bir sefer yasayı delseniz ne olacak’ gibi ifadeler kullandı. Ben de devlet memuru olduğumu, burada bu kurumun yöneticisi olmakla birlikte böyle yasalar üstü bir yetkimin olmadığını belirttim. Bilal A. daha sonra bana ‘Biz yapmasını biliriz’ dedi.
Ben de kesinlikle bu şekilde kanunsuz herhangi bir işlem yapamayacağımı, bu çerçevede de ancak mevzuata uygun, yönetmeliğe uygun olması halinde bunu gerçekleştirebileceğimi söyledim” dedi.
Bu olaydan sonra şahsı ve kurumuyla ilgili baskı oluşmaya başladığını vurgulayan Tarhan, şunları kaydetti:
“Basit sebeplerle hakkımda soruşturmalar açıldı. Kurumumuzun bağlı olduğu o dönemin Vali Yardımcısı ve şuan da 15 Temmuz darbe girişimi soruşturması kapsamında tutuklanan Sinop Valisi Yasemin Çetinkaya, Valilikte karşılaştığımız da ‘Daha istifa etmediniz mi?’ gibi telkinlerle beni baskı altında tutmaya çalışıyordu. Onun bu söylemleri, 30 yıllık memuriyet hayatımda hiç ceza almayan birisi olarak beni derinden üzüyordu. Yaptığımız hizmetler ortadaydı, il müdürü olarak görev yaptığım 17 yıllık zaman diliminde, 17 sosyal hizmet kuruluşu açtık. 30 yıllık memuriyet hayatımda hiç ceza almama rağmen yapılan soruşturmalar neticesinde üst üste idari cezalar almaya başladım. 2010 yılının başında hakkımda açılan soruşturmalardan istedikleri neticeleri alamayacaklarını anladıklarında, şahsım ve kurumum ile ilgili, emniyet ve savcılık ortaklaşa derin bir soruşturma açıldı ve beni burada kurumu zarara uğratan, evrakta sahtecilik, örgüt kurmak ve yönetmek suçlamalarıyla Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Bu soruşturmalar Batman Cumhuriyet Başsavcılığı ile İl Emniyet Müdürlüğü tarafından hazırlanan fezlekeler ile yürütülmekteydi. 15 Temmuz’da yapmaya çalıştıkları darbe girişimi kurumların içine sızan bu yapının gerçek yüzünü tam olarak ortaya çıkardı. O dönemde bunların yaptıklarıyla ilgili olarak da bizim hem kurumsal olarak hem de kişisel olarak aile düzenimizi ve psikolojimizi oldukça olumsuz etkilediler. Bu soruşturmalar kapsamında 5 ay boyunca ceza evinde yattım. Vicdani olarak rahatım.”