Emekli Albaya 'Özel Hayata Saygı' Tazminatı
Anayasa Mahkemesi, askeri ataşelik görevi yürüttüğü sırada eşine ait olduğu ileri sürülen cinsel içerikli ses kayıtlarının internette yayımlanmasının ardından yurda çağrılan ve daha sonraki süreçlerde emekliliğe ayrılan kurmay albayın özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti Yüksek mahkeme, başvurucuya 25 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Anayasa Mahkemesi, askeri ataşelik görevi yürüttüğü sırada eşine ait olduğu ileri sürülen cinsel içerikli ses kayıtlarının internette yayımlanmasının ardından yurda çağrılan ve daha sonraki süreçlerde emekliliğe ayrılan kurmay albayın özel hayata saygı hakkının ihlal edildiğine hükmetti. Yüksek mahkeme, başvurucuya 25 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı.
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) kurmay albay olan, 2011'in Ağustos ayında Tiflis Büyükelçiliğinde askeri ataşe olarak göreve başlayan başvurucunun, TSK'da sivil memur olarak çalışan eşine ait olduğu iddia edilen dört adet cinsel içerikli ses kaydı, 2011 Eylül ve Aralık aylarında internette yayımlandı.
Başvurucu, aynı yılın Aralık ayında belirtilmeyen bir mesaj emri ile yurda çağrıldı ve Genelkurmay Başkanlığı emrinde görevlendirildi. Oluşturulan idari tahkikat heyeti tarafından başvurucunun ifadesi alındı, üç gün sonra ise ücretsiz izne ayrılan ve yurt dışından gelen başvurucunun eşi heyetle yaptığı görüşmede iddiaları reddetti.
İdari tahkikat heyetinin talebi üzerine hazırlanan Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığının raporunda ise internette yayımlanan ses kayıtlarındaki kadın sesinin kuvvetle muhtemel aynı kişiye ait olduğu, ses kayıtlarında herhangi bir manipülasyon olmadığı tespitine yer verildi.
İnternette yayımlanan bu ses kayıtları sebebiyle 30 Aralık 2011'de Genelkurmay Başkanlığının onayıyla başvurucu hakkında yurt dışı sürekli görev ataması iptal edildi ve başvurucu daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3. Kolordu Komutanlığında görevlendirildi.
Bunun üzerine başvurucu, 'yurt dışı sürekli görev atamasının iptal edilmesi' işleminin iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) Birinci Dairesine yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı dava reddedildi.
Başvurucu bu sırada, eşine ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarının TSK'da görevli diğer personele dinletilmesi nedeniyle ilgili subaylar hakkında suç duyurusunda bulundu ancak söz konusu kişiler hakkında soruşturma izni verilmedi.
Söz konusu ses kayıtları sebebiyle başvurucunun eşi, hakkında açılan idari soruşturma kapsamında Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından meslekten ihraç edildi.
Daha sonra başvurucuya, eşinin meslekten ihracına ilişkin karar ve Askeri Ceza Kanunu'nun 153. maddesi kapsamında bir ikaz yazısı tebliğ edildi. Bunun üzerine 13 Ağustos 2012'de yasal haklarını saklı tutmak kaydıyla emekliliğini talep eden başvurucu, Milli Savunma Bakanının onayıyla emekliye ayrıldı.
Başvurucunun eşinin meslekten çıkarma cezasına karşı açmış olduğu dava ve karar düzeltme isteği de AYİM tarafından reddedildi.
Bunların üzerine başvurucu emekli kurmay albay, 47 yaşında emekli olmak zorunda kaldığını, internette yayımlanan ses kayıtlarının delil olarak kabul edilemeyeceğini, davaya konu idari işlemin tek dayanağının özel hayat içinde kalması gereken hususlar olduğunu, özel hayata ve aile hayatına yönelik hukuka aykırı müdahalelerde bulunulduğunu ileri sürdü.
Başvurucu, eşinin çalıştığı iş yerindeki mesai arkadaşlarına da söz konusu kayıtların dinletildiğini, uygulanan bu yöntemin yanlış olduğunu, yargılamanın eksik incelemeye dayandığını, Adli Tıp Kurumundan rapor istenmesi taleplerinin kabul görmediğini, aşağılayıcı muamelelere maruz bırakıldığını, işkence ve kötü muamele yasağının, özel ve aile hayatına saygı hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia ederek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi, özel hayata saygı ilkesinin ihlal edildiğine hükmederek başvurucuya 25 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Yüksek Mahkeme, başvurucunun ceza tehdidi ile emekliye ayrılmak zorunda kaldığı iddiasını ise başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez buldu.
- Karardan
Başvurucunun kendisinin değil eşi ile başka kişilerin konuşmaları gerekçe gösterilerek çeşitli kararlar alındığının belirtildiği kararda, askeri ataşe olarak atananların, bu göreve atanırken temsil yeteneğine sahip olup olmadığına bakıldığı, temsil yeteneğine sahip olduğuna kanaat getirilirken aile durumlarının da dikkate alındığı ifade edildi.
Başvurucunun kendisi ile ilgili olmasa bile eşi ile ilgili olduğu iddia edilen ses kayıtlarının tahkikat konusu olmasının idarenin takdir yetkisinde olduğuna vurgu yapılan kararda, ses kayıtlarının internete sızdırılmasında başvurucu ve eşinin herhangi bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının da tespit edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Kararda, şunlar kaydedildi:
'Başvurucu, meslek hayatına yönelik olarak yapılan müdahalenin hukuki gerekçesini ilk başta öğrenemediğini ve söz konusu gerekçeyi ancak açılan dava sırasında savunma dilekçesi verildikten sonra öğrenebildiğini belirtmiştir. Yapılan idari tahkikat sürecinde uygulanan usul de dikkate alındığında özel hayatın en mahrem alanlarının daha fazla ifşa edilmesine idare eliyle yol açıldığı, umulan kamu yararına kıyasla çok daha büyük bir kişisel yararın zedelenmesine neden olunduğu tespit edilmiştir.'
- 'Kişilik haklarına zarar verildi'
'Mahkemelerin bir idari işlemin hukuka uygun olup olmadığını inceleme yetkisi idari işlemlerin maddi olgulara dayanıp dayanmadığı ile sınırlı değildir' denilen kararda, 'Söz konusu kayıtların internetten edinildiği, jandarma kriminal raporlarının içeriğinin kesinlik arz etmediği, ses kayıtlarının aynı zamanda mesai arkadaşlarına dinletilmesinin başvurucunun kişilik haklarına zarar verdiği, yayımlanan ses kayıtlarından başka herhangi bir delilin bulunmadığı yönündeki itirazların Mahkemece değerlendirilmediği görülmüştür.' ifadeleri kullanıldı.
Mahkemenin gerekçeleri dikkate alındığında açılan davanın reddedilmesi ile başvurucunun sadece mesleki yaşantısının etkilenmediği, Jandarma Kriminal Dairesi raporları gerekçe gösterilmek suretiyle dolaylı olarak bu ses kayıtlarının gerçek olduğu izleniminin verildiğinin altının çizildiği kararda, başvurucu ve ailesinin çevresinde de zor duruma düşürüldüğü kaydedildi.
Askeri Ceza Kanunu'nun 153. maddesinde şu hükümler yer alıyor:
'İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi
yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar eden askerkişiler hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasına, erbaşlar hakkında rütbenin geri alınmasına hükmolunur.
Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunan yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptıran asker kişiler hakkında, fiilleri başka bir suç oluştursa bile, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası, erbaşlar için rütbenin geri alınması cezası verilir.'
Kaynak: AA
Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre, Türk Silahlı Kuvvetlerinde (TSK) kurmay albay olan, 2011'in Ağustos ayında Tiflis Büyükelçiliğinde askeri ataşe olarak göreve başlayan başvurucunun, TSK'da sivil memur olarak çalışan eşine ait olduğu iddia edilen dört adet cinsel içerikli ses kaydı, 2011 Eylül ve Aralık aylarında internette yayımlandı.
Başvurucu, aynı yılın Aralık ayında belirtilmeyen bir mesaj emri ile yurda çağrıldı ve Genelkurmay Başkanlığı emrinde görevlendirildi. Oluşturulan idari tahkikat heyeti tarafından başvurucunun ifadesi alındı, üç gün sonra ise ücretsiz izne ayrılan ve yurt dışından gelen başvurucunun eşi heyetle yaptığı görüşmede iddiaları reddetti.
İdari tahkikat heyetinin talebi üzerine hazırlanan Jandarma Genel Komutanlığı Kriminal Daire Başkanlığının raporunda ise internette yayımlanan ses kayıtlarındaki kadın sesinin kuvvetle muhtemel aynı kişiye ait olduğu, ses kayıtlarında herhangi bir manipülasyon olmadığı tespitine yer verildi.
İnternette yayımlanan bu ses kayıtları sebebiyle 30 Aralık 2011'de Genelkurmay Başkanlığının onayıyla başvurucu hakkında yurt dışı sürekli görev ataması iptal edildi ve başvurucu daha sonra Kara Kuvvetleri Komutanlığı 3. Kolordu Komutanlığında görevlendirildi.
Bunun üzerine başvurucu, 'yurt dışı sürekli görev atamasının iptal edilmesi' işleminin iptali için Askeri Yüksek İdare Mahkemesi (AYİM) Birinci Dairesine yürütmenin durdurulması istemiyle açtığı dava reddedildi.
Başvurucu bu sırada, eşine ait olduğu ileri sürülen ses kayıtlarının TSK'da görevli diğer personele dinletilmesi nedeniyle ilgili subaylar hakkında suç duyurusunda bulundu ancak söz konusu kişiler hakkında soruşturma izni verilmedi.
Söz konusu ses kayıtları sebebiyle başvurucunun eşi, hakkında açılan idari soruşturma kapsamında Milli Savunma Bakanlığı Yüksek Disiplin Kurulu tarafından meslekten ihraç edildi.
Daha sonra başvurucuya, eşinin meslekten ihracına ilişkin karar ve Askeri Ceza Kanunu'nun 153. maddesi kapsamında bir ikaz yazısı tebliğ edildi. Bunun üzerine 13 Ağustos 2012'de yasal haklarını saklı tutmak kaydıyla emekliliğini talep eden başvurucu, Milli Savunma Bakanının onayıyla emekliye ayrıldı.
Başvurucunun eşinin meslekten çıkarma cezasına karşı açmış olduğu dava ve karar düzeltme isteği de AYİM tarafından reddedildi.
Bunların üzerine başvurucu emekli kurmay albay, 47 yaşında emekli olmak zorunda kaldığını, internette yayımlanan ses kayıtlarının delil olarak kabul edilemeyeceğini, davaya konu idari işlemin tek dayanağının özel hayat içinde kalması gereken hususlar olduğunu, özel hayata ve aile hayatına yönelik hukuka aykırı müdahalelerde bulunulduğunu ileri sürdü.
Başvurucu, eşinin çalıştığı iş yerindeki mesai arkadaşlarına da söz konusu kayıtların dinletildiğini, uygulanan bu yöntemin yanlış olduğunu, yargılamanın eksik incelemeye dayandığını, Adli Tıp Kurumundan rapor istenmesi taleplerinin kabul görmediğini, aşağılayıcı muamelelere maruz bırakıldığını, işkence ve kötü muamele yasağının, özel ve aile hayatına saygı hakkı ile adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini iddia ederek Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda bulundu.
Anayasa Mahkemesi, özel hayata saygı ilkesinin ihlal edildiğine hükmederek başvurucuya 25 bin lira manevi tazminat ödenmesini kararlaştırdı. Yüksek Mahkeme, başvurucunun ceza tehdidi ile emekliye ayrılmak zorunda kaldığı iddiasını ise başvuru yollarının tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez buldu.
- Karardan
Başvurucunun kendisinin değil eşi ile başka kişilerin konuşmaları gerekçe gösterilerek çeşitli kararlar alındığının belirtildiği kararda, askeri ataşe olarak atananların, bu göreve atanırken temsil yeteneğine sahip olup olmadığına bakıldığı, temsil yeteneğine sahip olduğuna kanaat getirilirken aile durumlarının da dikkate alındığı ifade edildi.
Başvurucunun kendisi ile ilgili olmasa bile eşi ile ilgili olduğu iddia edilen ses kayıtlarının tahkikat konusu olmasının idarenin takdir yetkisinde olduğuna vurgu yapılan kararda, ses kayıtlarının internete sızdırılmasında başvurucu ve eşinin herhangi bir sorumluluğunun bulunup bulunmadığının da tespit edilmesi gerektiğine vurgu yapıldı.
Kararda, şunlar kaydedildi:
'Başvurucu, meslek hayatına yönelik olarak yapılan müdahalenin hukuki gerekçesini ilk başta öğrenemediğini ve söz konusu gerekçeyi ancak açılan dava sırasında savunma dilekçesi verildikten sonra öğrenebildiğini belirtmiştir. Yapılan idari tahkikat sürecinde uygulanan usul de dikkate alındığında özel hayatın en mahrem alanlarının daha fazla ifşa edilmesine idare eliyle yol açıldığı, umulan kamu yararına kıyasla çok daha büyük bir kişisel yararın zedelenmesine neden olunduğu tespit edilmiştir.'
- 'Kişilik haklarına zarar verildi'
'Mahkemelerin bir idari işlemin hukuka uygun olup olmadığını inceleme yetkisi idari işlemlerin maddi olgulara dayanıp dayanmadığı ile sınırlı değildir' denilen kararda, 'Söz konusu kayıtların internetten edinildiği, jandarma kriminal raporlarının içeriğinin kesinlik arz etmediği, ses kayıtlarının aynı zamanda mesai arkadaşlarına dinletilmesinin başvurucunun kişilik haklarına zarar verdiği, yayımlanan ses kayıtlarından başka herhangi bir delilin bulunmadığı yönündeki itirazların Mahkemece değerlendirilmediği görülmüştür.' ifadeleri kullanıldı.
Mahkemenin gerekçeleri dikkate alındığında açılan davanın reddedilmesi ile başvurucunun sadece mesleki yaşantısının etkilenmediği, Jandarma Kriminal Dairesi raporları gerekçe gösterilmek suretiyle dolaylı olarak bu ses kayıtlarının gerçek olduğu izleniminin verildiğinin altının çizildiği kararda, başvurucu ve ailesinin çevresinde de zor duruma düşürüldüğü kaydedildi.
Askeri Ceza Kanunu'nun 153. maddesinde şu hükümler yer alıyor:
'İffetsizliği anlaşılmış olan bir kimse ile bilerek evlenen veya evlilik bağını devam ettirmekte veya böyle bir kimseyi
yanında bulundurmakta veya karı koca gibi herhangi bir kimse ile nikahsız olarak devamlı surette yaşamakta ısrar eden askerkişiler hakkında Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezasına, erbaşlar hakkında rütbenin geri alınmasına hükmolunur.
Bir kimseyle gayri tabii mukarenette bulunan yahut bu fiili kendisine rızasıyla yaptıran asker kişiler hakkında, fiilleri başka bir suç oluştursa bile, ayrıca Türk Silahlı Kuvvetlerinden çıkarma cezası, erbaşlar için rütbenin geri alınması cezası verilir.'