'Böcek' Davasının Firari Sanıkları Hakkındaki Dava
Başbakanlığı döneminde Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çalışma ofisine dinleme cihazı konulmasına ilişkin davada, yakalanamadıkları için dosyaları ayrılan Özdoğan, Demir ve Çiğci'nin yargılanmasına devam edildi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başbakanlığı döneminde çalışma ofisine 'böcek' denilen dinleme cihazı konulmasına ilişkin davada, yakalanamadıkları için dosyaları ayrılan eski Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürü Ali Özdoğan, eski Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığı Güvenlik Sistemleri Büro Amiri Serhat Demir ve eski İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli Komiser Yardımcısı Enes Çiğci'nin yargılanmasına devam edildi.
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, şikayetçi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu katıldı.
Duruşmada, sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının infaz edilmediği tutanağa geçirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Cemaloğlu, karara çıkartılan 'böcek' ana davasının halen Yargıtayda bulunduğunu bildirdi.
Mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısı Şaban Yavuz'un da talebi doğrultusunda, sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
- Davanın geçmişi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Aralık 2011'de Erdoğan'ın Keçiören'deki evi ile Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki çalışma ofislerinde dinleme cihazları bulunmasına ilişkin 13 sanık hakkında dava açmıştı.
Yargılama sonucunda Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Özdoğan, Demir ve Çiğci hakkındaki dosyanın, yakalanamamaları nedeniyle ayrılmasına karar vermişti.
Mahkeme, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar ile suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İlker Usta'yı 'yaptıkları mesleğin getirdiği kolaylıktan faydalanarak, haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçundan bir yıl 6'şar ay, 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek' suçundan 6'şar yıl olmak üzere 7 yıl 6'şar ay hapse çarptırmıştı.
Diğer sanıkların beraatine karar verilmişti.
Ayrıca başsavcılık, dinleme cihazı konulmasına ilişkin 'örgüt' suçu kapsamında yürütülen soruşturmayı tamamlayarak, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde de dava açmıştı.
Özdoğan, Demir ve Çiğci'nin de arasında bulunduğu 11 kişi hakkında açılan davada, sanıkların Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu kaydedilmişti.
Kaynak: AA
Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya, şikayetçi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Muammer Cemaloğlu katıldı.
Duruşmada, sanıklar hakkındaki yakalama kararlarının infaz edilmediği tutanağa geçirildi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın avukatı Cemaloğlu, karara çıkartılan 'böcek' ana davasının halen Yargıtayda bulunduğunu bildirdi.
Mahkeme heyeti, Cumhuriyet Savcısı Şaban Yavuz'un da talebi doğrultusunda, sanıklar hakkındaki yakalama emirlerinin infazının beklenmesine karar vererek duruşmayı erteledi.
- Davanın geçmişi
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Aralık 2011'de Erdoğan'ın Keçiören'deki evi ile Başbakanlık Resmi Konutu'ndaki çalışma ofislerinde dinleme cihazları bulunmasına ilişkin 13 sanık hakkında dava açmıştı.
Yargılama sonucunda Ankara 7. Ağır Ceza Mahkemesi, Özdoğan, Demir ve Çiğci hakkındaki dosyanın, yakalanamamaları nedeniyle ayrılmasına karar vermişti.
Mahkeme, dönemin Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdür Yardımcısı Sedat Zavar ile suç tarihinde Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı Teknik Şube Müdürlüğünde görevli polis memuru İlker Usta'yı 'yaptıkları mesleğin getirdiği kolaylıktan faydalanarak, haberleşmenin gizliliğini ihlal' suçundan bir yıl 6'şar ay, 'devletin güvenliğine ilişkin bilgileri temin etmek' suçundan 6'şar yıl olmak üzere 7 yıl 6'şar ay hapse çarptırmıştı.
Diğer sanıkların beraatine karar verilmişti.
Ayrıca başsavcılık, dinleme cihazı konulmasına ilişkin 'örgüt' suçu kapsamında yürütülen soruşturmayı tamamlayarak, Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesinde de dava açmıştı.
Özdoğan, Demir ve Çiğci'nin de arasında bulunduğu 11 kişi hakkında açılan davada, sanıkların Fetullahçı Terör Örgütü üyesi olduğu kaydedilmişti.