Kurtulmuş, Televizyonların Temsilcileriyle İftarda Bir Araya Geldi
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş: 'Terörün yapmak istediği önemli işlerden birisi de milleti olumsuz bir havanın içerisine sokarak, hem büyük bir umutsuzluk pompalamak, hem de büyük bir çaresizlik içerisinde toplumun farklı kesimlerini bu umutsuzluğun içerisine sokmak ve aynı zamanda oluşan olumsuz hava içerisinde de yapabilirlerse de toplumda, insanların arasına düşmanlığı kalıcı bir şekilde koyabilecek aksiyonları ortaya koymak' 'Ana akım, çok şükür teröre karşı verilen mücadele de son derece hassas, milli menfaatlerimizi koruyan, milletin, ülkenin çıkarlarını koruyan bir hassasiyet görevi görüyor'.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, 'Terörün yapmak istediği önemli işlerden birisi de milleti olumsuz bir havanın içerisine sokarak, hem büyük bir umutsuzluk pompalamak, hem de büyük bir çaresizlik içerisinde toplumun farklı kesimlerini bu umutsuzluğun içerisine sokmak ve aynı zamanda oluşan olumsuz hava içerisinde de yapabilirlerse de toplumda, insanların arasına düşmanlığı kalıcı bir şekilde koyabilecek aksiyonları ortaya koymak.' dedi.
Kurtulmuş, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisinde televizyonların yöneticileri ve temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. İftara, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı İlhan Yerlikaya, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Göktürk İnan, Kamu Diplomasisi Genel Koordinatörü Ali Osman Öztürk'ün yanı sıra televizyonların ve ajansların genel yayın yönetmenleriyle temsilcileri de katıldı.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, iftarın ardından yaptığı konuşmada, uzun dönemdir güvenlik birimlerinin hepsinin çok üstün bir koordinasyon içerisinde terörle mücadeleyi sürdürdüğünü söyledi.
Bu kadar üstün bir koordinasyona rağmen terörün her yerde yüzünü gösterdiğini belirten Kurtulmuş, 'İşte geçen hafta İstanbul'da olduğu gibi. İstanbul'un göbeğinde üniversitede, bizim de yıllardır önünden binlerce kez geçtiğimiz o yerde bombayı patlattılar.' dedi.
Bu hassas konuyla mücadelenin önemine vurgu yapan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
'Terörün yapmak istediği önemli işlerden birisi de milleti olumsuz bir havanın içerisine sokarak, hem büyük bir umutsuzluk pompalamak, hem de büyük bir çaresizlik içerisinde toplumun farklı kesimlerini bu umutsuzluğun içerisine sokmak ve aynı zamanda oluşan olumsuz hava içerisinde de yapabilirlerse de toplumda, insanların arasına düşmanlığı kalıcı bir şekilde koyabilecek aksiyonları ortaya koymak. Dolayısıyla burada çok duyarlı bir şekilde hareket etmemiz lazım.'
Görsel medya ile bir araya geldiklerini, yazılı medyayla da daha sonra görüşeceğini ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Ana akım, çok şükür teröre karşı verilen mücadele de son derece hassas, milli menfaatlerimizi koruyan, milletin, ülkenin çıkarlarını koruyan bir hassasiyet görevi görüyor. Bundan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Genel olarak bu anlamda terörle mücadelede, medya arasında da büyük bir dayanışmanın olduğunu söyleyebiliriz ama bundan sonrası için çok dikkat etmemiz gerekecek. Özellikle bunu sizlerden istirham ediyoruz. Özellikle olay yerine ilişkin görüntüler... Bu görüntülerin, halkın tansiyonunu, öfkesini, paniğini artıracak şekilde verilmesi gibi hususlardan kaçınıyorsunuz ama daha fazla kaçınmamız gerekiyor. Ben bütün bu olaylardan sonra bir daha yayınlara bakıyorum maalesef bazen sizlerin de filtrenizden kaçan şeyler oluyor. Tabi ki olayların haberi yapılacak, bunda bir problem yok ama oradaki olay yeri hassasiyetine dikkat etmemiz gerekiyor.
Zaten biliyorsunuz hem Avrupa Birliği hem BBC gibi büyük kuruluşların da bu anlamda teröre karşı mücadelede çok önemli birtakım ilkeleri var. Bunlara da dikkat ederek biz bu terör meselesini inşallah olumsuz bir hava, karamsar bir tablo, bir nefret ortamı, nefret dili oluşmasına mani olacak şekilde yayınlarımızı bir kere daha filtreyle daha gözden geçirmemiz gerektiğini ifade etmek istiyorum.'
- 'Her türlü fikir konuşulsun ama ayrımcılık ve nefret dili üzerinden konuşulmasına müsaade etmemek gerekir'
Medyanın sıkıntılarından bir tanesinin reyting meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, reytingin her şey olmadığını söyledi.
Bazı programların Türkiye toplumuna pek faydasının olmadığını dile getiren Kurtulmuş, ayrıca siyasetin çok gerildiği günlerde, bu tür terör üzerinde ortaya çıkan ayrışmalarda, kutuplaşmalarda zaman zaman nefret dilinin kullanıldığını gördüklerini anlattı.
'İstemesek bile bunlar ortaya çıkıyor. Her şeyi kontrol etmemiz, her şeyi filtreden geçirmeniz mümkün değil ama buna da özellikle dikkat etmemiz lazım' diyen Kurtulmuş, 'Her türlü fikir konuşulsun ama ayrımcılık ve nefret dili üzerinden konuşulmasına da müsaade etmemek gerekir diye düşünüyorum.' ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, televizyonlardaki kaliteli yapımların önemine değinerek, TRT'de yapılan 'Diriliş' dizisinin bu anlamda önemli bir yapım olduğunu aktardı.
Türkiye'nin ilk yayına başlayan iki özel televizyon kanalında çok güzel programların yapıldığını, bunlardan birisinin '32. Gün', diğerinin ise 'Siyaset Meydanı' olduğunu ifade eden Kurtulmuş, 'Tartışma programlarından yerli yapımlarımıza kadar, biz artık sizin mesleğiniz, size bir şey söyleyecek değilim ama çok başarılı bir noktaya geldi Türkiye'nin televizyonculuğu. Daha ilerisinde daha güzel işler ortaya koyabilecek bu masanın etrafındaki yayın kuruluşlarının potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Biraz zorlamamız lazım.' şeklinde konuştu.
Türkiye olarak zayıf oldukları alanlardan birisinin kültürel diplomasi ve kamu diplomasisi olduğunu belirten Kurtulmuş, televizyonların da böyle bir toplumsal sorumluluk duygusuyla hareket etmesinin faydalı olacağı kanaatinde olduğunu söyledi.
Başta TRT, resmi yayıncılık yapan yayın kuruluşları olmak üzere bütün yayın kuruluşlarının bir işleminin de hem kamu diplomasisinin yumuşak yüzünü, hem de Türkiye'nin kültürel diplomasinin önemli bir ayağını oluşturduğunu düşündüğünü kaydetti.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
'Terörizmle mücadele konusundaki duyarlılığın önemle altını çizerek ifade etmek istiyorum. Uzun sürecek bir iş bu. İnşallah terör en kısa zamanda fiili olarak yarın öbür gün biter ama sonuçta bundan sonrası da önemli, bunun yeniden ihya ve inşa süreçlerinin devam etmesi, burada gerçekten son derece büyük mağduriyetler yaşayan halkımızın maddi ve manevi mağduriyetlerinin süratle giderilmesi. Sadece şehirlerin inşasından bahsetmiyorum. Nihayetinde bu yapılabilir ama insanların, zihinlerinin ve gönüllerinin yeniden inşa edilerek, emniyet duygusuyla birlik ve kardeşlik duygusuyla ileriye doğru bakabilmesini sağlamamız gerekiyor. Bunun bir kısmı tabi ki hükümetin, kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğundadır. Bir kısmını bizler yerine getireceğiz ama bu anlamda medyanın özellikle bundan sonra terör sonrasındaki olayların toplumdaki kötü etkilerinin azaltılması mümkünse oluşmamasını sağlamak ama en azından bunun kadar önemli olan bir kısmı da terörün tesirlerinin azaltılması, yaraların sarılması sürecinde de çok ciddi bir medya desteğine ihtiyaç olduğunu ifade etmek isterim.'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, iftara katılan televizyonların temsilcileri ile sohbet etti, sorunlarını dinledi.
Kaynak: AA
Kurtulmuş, Başbakanlık Dolmabahçe Ofisinde televizyonların yöneticileri ve temsilcileriyle iftarda bir araya geldi. İftara, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Şenol Kazancı, TRT Genel Müdür Yardımcısı İbrahim Eren, Radyo Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı İlhan Yerlikaya, Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürü Göktürk İnan, Kamu Diplomasisi Genel Koordinatörü Ali Osman Öztürk'ün yanı sıra televizyonların ve ajansların genel yayın yönetmenleriyle temsilcileri de katıldı.
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, iftarın ardından yaptığı konuşmada, uzun dönemdir güvenlik birimlerinin hepsinin çok üstün bir koordinasyon içerisinde terörle mücadeleyi sürdürdüğünü söyledi.
Bu kadar üstün bir koordinasyona rağmen terörün her yerde yüzünü gösterdiğini belirten Kurtulmuş, 'İşte geçen hafta İstanbul'da olduğu gibi. İstanbul'un göbeğinde üniversitede, bizim de yıllardır önünden binlerce kez geçtiğimiz o yerde bombayı patlattılar.' dedi.
Bu hassas konuyla mücadelenin önemine vurgu yapan Kurtulmuş, şöyle konuştu:
'Terörün yapmak istediği önemli işlerden birisi de milleti olumsuz bir havanın içerisine sokarak, hem büyük bir umutsuzluk pompalamak, hem de büyük bir çaresizlik içerisinde toplumun farklı kesimlerini bu umutsuzluğun içerisine sokmak ve aynı zamanda oluşan olumsuz hava içerisinde de yapabilirlerse de toplumda, insanların arasına düşmanlığı kalıcı bir şekilde koyabilecek aksiyonları ortaya koymak. Dolayısıyla burada çok duyarlı bir şekilde hareket etmemiz lazım.'
Görsel medya ile bir araya geldiklerini, yazılı medyayla da daha sonra görüşeceğini ifade eden Kurtulmuş, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Ana akım, çok şükür teröre karşı verilen mücadele de son derece hassas, milli menfaatlerimizi koruyan, milletin, ülkenin çıkarlarını koruyan bir hassasiyet görevi görüyor. Bundan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum. Genel olarak bu anlamda terörle mücadelede, medya arasında da büyük bir dayanışmanın olduğunu söyleyebiliriz ama bundan sonrası için çok dikkat etmemiz gerekecek. Özellikle bunu sizlerden istirham ediyoruz. Özellikle olay yerine ilişkin görüntüler... Bu görüntülerin, halkın tansiyonunu, öfkesini, paniğini artıracak şekilde verilmesi gibi hususlardan kaçınıyorsunuz ama daha fazla kaçınmamız gerekiyor. Ben bütün bu olaylardan sonra bir daha yayınlara bakıyorum maalesef bazen sizlerin de filtrenizden kaçan şeyler oluyor. Tabi ki olayların haberi yapılacak, bunda bir problem yok ama oradaki olay yeri hassasiyetine dikkat etmemiz gerekiyor.
Zaten biliyorsunuz hem Avrupa Birliği hem BBC gibi büyük kuruluşların da bu anlamda teröre karşı mücadelede çok önemli birtakım ilkeleri var. Bunlara da dikkat ederek biz bu terör meselesini inşallah olumsuz bir hava, karamsar bir tablo, bir nefret ortamı, nefret dili oluşmasına mani olacak şekilde yayınlarımızı bir kere daha filtreyle daha gözden geçirmemiz gerektiğini ifade etmek istiyorum.'
- 'Her türlü fikir konuşulsun ama ayrımcılık ve nefret dili üzerinden konuşulmasına müsaade etmemek gerekir'
Medyanın sıkıntılarından bir tanesinin reyting meselesi olduğunu belirten Kurtulmuş, reytingin her şey olmadığını söyledi.
Bazı programların Türkiye toplumuna pek faydasının olmadığını dile getiren Kurtulmuş, ayrıca siyasetin çok gerildiği günlerde, bu tür terör üzerinde ortaya çıkan ayrışmalarda, kutuplaşmalarda zaman zaman nefret dilinin kullanıldığını gördüklerini anlattı.
'İstemesek bile bunlar ortaya çıkıyor. Her şeyi kontrol etmemiz, her şeyi filtreden geçirmeniz mümkün değil ama buna da özellikle dikkat etmemiz lazım' diyen Kurtulmuş, 'Her türlü fikir konuşulsun ama ayrımcılık ve nefret dili üzerinden konuşulmasına da müsaade etmemek gerekir diye düşünüyorum.' ifadesini kullandı.
Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş, televizyonlardaki kaliteli yapımların önemine değinerek, TRT'de yapılan 'Diriliş' dizisinin bu anlamda önemli bir yapım olduğunu aktardı.
Türkiye'nin ilk yayına başlayan iki özel televizyon kanalında çok güzel programların yapıldığını, bunlardan birisinin '32. Gün', diğerinin ise 'Siyaset Meydanı' olduğunu ifade eden Kurtulmuş, 'Tartışma programlarından yerli yapımlarımıza kadar, biz artık sizin mesleğiniz, size bir şey söyleyecek değilim ama çok başarılı bir noktaya geldi Türkiye'nin televizyonculuğu. Daha ilerisinde daha güzel işler ortaya koyabilecek bu masanın etrafındaki yayın kuruluşlarının potansiyeli olduğunu düşünüyorum. Biraz zorlamamız lazım.' şeklinde konuştu.
Türkiye olarak zayıf oldukları alanlardan birisinin kültürel diplomasi ve kamu diplomasisi olduğunu belirten Kurtulmuş, televizyonların da böyle bir toplumsal sorumluluk duygusuyla hareket etmesinin faydalı olacağı kanaatinde olduğunu söyledi.
Başta TRT, resmi yayıncılık yapan yayın kuruluşları olmak üzere bütün yayın kuruluşlarının bir işleminin de hem kamu diplomasisinin yumuşak yüzünü, hem de Türkiye'nin kültürel diplomasinin önemli bir ayağını oluşturduğunu düşündüğünü kaydetti.
Kurtulmuş, şöyle konuştu:
'Terörizmle mücadele konusundaki duyarlılığın önemle altını çizerek ifade etmek istiyorum. Uzun sürecek bir iş bu. İnşallah terör en kısa zamanda fiili olarak yarın öbür gün biter ama sonuçta bundan sonrası da önemli, bunun yeniden ihya ve inşa süreçlerinin devam etmesi, burada gerçekten son derece büyük mağduriyetler yaşayan halkımızın maddi ve manevi mağduriyetlerinin süratle giderilmesi. Sadece şehirlerin inşasından bahsetmiyorum. Nihayetinde bu yapılabilir ama insanların, zihinlerinin ve gönüllerinin yeniden inşa edilerek, emniyet duygusuyla birlik ve kardeşlik duygusuyla ileriye doğru bakabilmesini sağlamamız gerekiyor. Bunun bir kısmı tabi ki hükümetin, kamu kurum ve kuruluşlarının sorumluluğundadır. Bir kısmını bizler yerine getireceğiz ama bu anlamda medyanın özellikle bundan sonra terör sonrasındaki olayların toplumdaki kötü etkilerinin azaltılması mümkünse oluşmamasını sağlamak ama en azından bunun kadar önemli olan bir kısmı da terörün tesirlerinin azaltılması, yaraların sarılması sürecinde de çok ciddi bir medya desteğine ihtiyaç olduğunu ifade etmek isterim.'
Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, iftara katılan televizyonların temsilcileri ile sohbet etti, sorunlarını dinledi.