Kadınlar Asırlık Dokumacılığı Yeniden Canlandırdı
Giresun'da geçmişte koyunların yününden elde edilen iplerin kök boyasıyla renklendirilip işlenmesiyle yapılan 'Karabulduk kilimi', Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfının teşvikiyle yeniden dokunmaya başlandı Mehmet Akif Ersoy Halk Eğitim Merkezi Müdürü Aksoy: 'Karabulduk kilimi dokumacılığıyla hem bir gelenek devam ettiriliyor hem ekonomiye katkı sağlanıyor hem de dokuma kültürü nesilden nesle devam ediyor'.
GÜLTEKİN YETGİN - Giresun'un Keşap ilçesinde, geçmişte koyunların yününden elde edilen iplerin kök boyasıyla renklendirilip iç içe işlenmesiyle yapılan 'Karabulduk kilimi', kadınların elinde yeniden hayat buluyor.
Keşap Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca alınan 32 kilim tezgahı, Mehmet Akif Ersoy Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne tahsis edildi.
Bu kapsamda açılan kilim dokumacılığı kursuna katılan kadınlar, geçmişi 100 yıl öncesine dayandığı belirtilen 'Karabulduk kilimi'ne yeniden hayat veriyor. Metrekaresi 300 liraya satılan kilim, bir tezgahta yaklaşık 6 ayda dokunuyor.
Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Aksoy, AA muhabirine, vakıf tarafından 32 tezgahla kurulan kilim atölyesinde, 12 kursiyerin dokumacılık yaptığını söyledi.
Bu kültürün yaşatılmasını ve kadınların ev ekonomilerine katkıda bulunmasını sağlamayı amaçladıklarını anlatan Aksoy, şöyle devam etti:
'Karabulduk kiliminde kök boya kullanılıyor. Kursiyerlerimiz kendi kilimlerini dokuyor. İp ücretini verirlerse kilimler kendilerine kalıyor, isterlerse de kilimleri satabiliyorlar. Bu kilimlerin tarihi en az 100 yıla dayanıyor. Karabulduk kilimi dokumacılığıyla hem bir gelenek devam ettiriliyor hem ekonomiye katkı sağlanıyor hem de kültür nesilden nesle bu şekilde devam ediyor.'
Kurs öğreticisi Gülçin Çakır ise bu kültürü yaşatmaya çalıştıklarını ifade ederek, 'Geçmişte atalarımız ipleri kendileri boyamışlar, dokumuşlar, üstelik kendi koyunlarının yünlerinden yapmışlar. Biz de bunu araştırdık, kültürümüzü yaşatmak istedik.' dedi.
Karabulduk kiliminin özelliğinin iplerin iç içe geçmesi olduğunu bildiren Çakır, 'Kilimlerin ömrü çok uzun. Kullandıkça antikalaşıyor, kullandıkça da iplerimiz parlıyor. Kesinlikle renkler birbirine karışmaz.' diye konuştu.
Kilim dokumanın gönül işi olduğunu vurgulayan Çakır, 'Zorla kilim dokutamazsınız, bu ayrı bir sevgi, ayrı bir kültür. Kilimi herkes kullanamaz, dokumak da istemez. Buradaki kadınlar isteyerek, gönülden geliyorlar.' ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerden Havva Aydın da ev kadını olduğunu, dokumacılık sayesinde aile bütçesine katkıda bulunduğunu söyledi. Aydın, atölyede meslek öğrendiklerini, boş zamanlarını da değerlendirdiklerini kaydetti.
Kaynak: AA
Keşap Kaymakamlığı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfınca alınan 32 kilim tezgahı, Mehmet Akif Ersoy Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne tahsis edildi.
Bu kapsamda açılan kilim dokumacılığı kursuna katılan kadınlar, geçmişi 100 yıl öncesine dayandığı belirtilen 'Karabulduk kilimi'ne yeniden hayat veriyor. Metrekaresi 300 liraya satılan kilim, bir tezgahta yaklaşık 6 ayda dokunuyor.
Halk Eğitim Merkezi Müdürü Hüseyin Aksoy, AA muhabirine, vakıf tarafından 32 tezgahla kurulan kilim atölyesinde, 12 kursiyerin dokumacılık yaptığını söyledi.
Bu kültürün yaşatılmasını ve kadınların ev ekonomilerine katkıda bulunmasını sağlamayı amaçladıklarını anlatan Aksoy, şöyle devam etti:
'Karabulduk kiliminde kök boya kullanılıyor. Kursiyerlerimiz kendi kilimlerini dokuyor. İp ücretini verirlerse kilimler kendilerine kalıyor, isterlerse de kilimleri satabiliyorlar. Bu kilimlerin tarihi en az 100 yıla dayanıyor. Karabulduk kilimi dokumacılığıyla hem bir gelenek devam ettiriliyor hem ekonomiye katkı sağlanıyor hem de kültür nesilden nesle bu şekilde devam ediyor.'
Kurs öğreticisi Gülçin Çakır ise bu kültürü yaşatmaya çalıştıklarını ifade ederek, 'Geçmişte atalarımız ipleri kendileri boyamışlar, dokumuşlar, üstelik kendi koyunlarının yünlerinden yapmışlar. Biz de bunu araştırdık, kültürümüzü yaşatmak istedik.' dedi.
Karabulduk kiliminin özelliğinin iplerin iç içe geçmesi olduğunu bildiren Çakır, 'Kilimlerin ömrü çok uzun. Kullandıkça antikalaşıyor, kullandıkça da iplerimiz parlıyor. Kesinlikle renkler birbirine karışmaz.' diye konuştu.
Kilim dokumanın gönül işi olduğunu vurgulayan Çakır, 'Zorla kilim dokutamazsınız, bu ayrı bir sevgi, ayrı bir kültür. Kilimi herkes kullanamaz, dokumak da istemez. Buradaki kadınlar isteyerek, gönülden geliyorlar.' ifadelerini kullandı.
Kursiyerlerden Havva Aydın da ev kadını olduğunu, dokumacılık sayesinde aile bütçesine katkıda bulunduğunu söyledi. Aydın, atölyede meslek öğrendiklerini, boş zamanlarını da değerlendirdiklerini kaydetti.