'5. Göl Saatleri Şiir Akşamı'
Etkinlik, 'onur konuğu' şair Ali Akbaş'ın konuşulduğu 'Turna Göçü: Ali Akbaş ve Şiiri' paneliyle başladı Yazarmüzisyen Tokel: 'Onun için şiirsiz hayat, insan, dünya hiç olmayacak bir şeydir'.
Küçükçekmece Belediyesince düzenlenen '5. Göl Saatleri Şiir Akşamı', onur konuğu şair Ali Akbaş adına düzenlenen panelle başladı.
Türk Edebiyatı Vakfı'nın Sultanahmet'teki merkezinde, Prof. Dr. Yakup Çelik'in moderatörlüğünde gerçekleşen 'Turna Göçü: Ali Akbaş ve Şiiri' panelinde konuşan yazar, müzisyen Bayram Bilge Tokel, şair Akbaş'ın rahat şiir yazan biri olmadığı halde, şiirinin çok rahat bir söyleyişi olduğunu anlattı.
Tokel, Akbaş'ın şiir yazarken titiz davrandığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
'Yazması aylarca, yıllarca süren bir şiiri bittikten sonra okuyucular 'Bu şiir ne kadar kolay yazılmış' dese de Ali Akbaş o şiiri çok zor yazmıştır. Dile olan hakimiyetiyle, duygularını, vicdanını mısralarda o kadar hızla eritir ki, şiiri çok kolay yazılmış sanılır. Yunus Emre'nin, Karacaoğlan'ın şiirlerini okuduğumuzda da böyle bir duyguya kapılırız, Akbaş'ın şiiri de öyledir.'
Şiirin kısa yazmanın, yoğunlaşarak bütün pazarlıkları atarak şiiri arındırmanın ustalık isteyen bir iş olduğunu dile getiren Tokel, Akbaş'ın şiirinde bunun başarılı bir şekilde görüldüğünü söyledi.
- 'Eleştirmenliği de acımasızdır'
Bayram Bilge Tokel, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Onun için şiirsiz hayat, insan, dünya hiç olmayacak bir şeydir. Ali Akbaş, kusursuz, sağlam şiirlerin mimarı, mükemmelin müptelasıdır. Hem kendi şiiri hem de başkalarının şiiri için de bu böyledir. Her büyük şairde olduğu gibi, eleştirmenliği de acımasızdır, hatayı, kusuru affetmez. Kendi şiirinde de bunu en uç noktalara vardıracak kadar titizdir.'
Akbaş'ın eleştirilerinin önemli bir birikim neticesinde olduğu düşüncesini paylaşan Tokel, 'Birincisi, Doğu'nun ve Batı'nın şiir geleneğini, usta şairlerini çok titiz ve dikkatli okuyan birisi. İkincisi, Türk şiirinin ustalarını çok iyi bilir, tanır ve okur. Fikir olarak kendisine yakın şairlere karşı peşin bir takdir hükmü yoktur, aksine kendisine ideolojik olarak uzak olan şairleri de şiirlerine göre değerlendirir ve takdir eder.' diye konuştu.
- 'Şiiri ızdıraptan oluşur'
Yakup Ömeroğlu, Akbaş'ın şiirlerinde samimi olmayan hiçbir mısra bulunmadığı fikrini savunarak, 'Midyenin inci yapması misalidir Akbaş'ın şiiri. Midyenin içine kaçan kum, yumuşak etine batarmış, o kumun verdiği rahatsızlıktan bir salgı salgılar, inciyi o salgıyla büyütürmüş. Onun şiiri de ızdırapla, duyguyla, bir sevgiyle demlene demlene oluşur.' dedi.
İnsanın bir ömür aynı duyguda olamayacağına işaret eden Ömeroğlu, şunları kaydetti:
'Yazdığı mısralar, şiirler içerisinde bugün o günkü duygularım diye düşündüğü şiirleri vardır mutlaka ama o gün mutlaka büyük bir samimiyetle yazılmıştır. Bir taraftan şiirde, resimde, dünyada güzellik hayranı bir insandır. Bu güzelliği kendi hayatında da, şiirinde de mümkün olan en estetik şekilde yansıtmaya çalışıyor.'
Ömeroğlu, 'Bozkır nefesli şairin' hece dışında, aruzla yazdığı şiirleri de olduğunu vurgulayarak, aruzla yazmanın büyük ustaların adeti olduğunu ifade etti.
Akbaş'ın modern şiirlerine de değinen Ömeroğlu, şunları kaydetti:
'Bana kalırsa kendisinin tercihi moderndir. Şiirimizdeki modern ses, yeni estetiktir. Hangilerini tercih edersiniz diye sormak elbette abes ama yeni modern estetiği şiirlerine aksettirdiği mısralar belki biraz daha öncelikli diye düşünüyorum. Çünkü o bir taraftan da büyük bir medeniyet mücadelesi veren, şiirinin büyük bir medeniyetin unsuru olduğunun farkında bir şair. Yeni medeniyetimize de şiirine kattığı modern estetikle katkı sağladığını düşünüyorum.'
- 'Onunla tanışınca hayatım değişti'
Hüseyin Özbay, Ali Akbaş'ı tanıdığında hayatında önemli değişiklikler olduğunu paylaşarak, 'Hayatımda iki şey değişti, biri ideoloji anlayışım, diğeri de sanat anlayışım. Bir dost tanıdım, dünyada duruşum, anlayışım değişti gerçekten.' şeklinde konuştu.
Akbaş'ın şiirlerinde sıfat olmadığı tespitini paylaşan Özbay, şu düşüncesini aktardı:
'Onun şiirlerini okuduğumda ilk olarak sıfatsız tasvir ve tasnif yaptığını gördüm. Bana gramer kitaplarında öğretilen sıfatları kullanmıyordu. Bu doğru mu diye düşünürsek, şunu söyleyebilirim ki, ben Türk dili ile uğraşırken şuna emin oldum, bizde fiil çok sıfat az. Bu milletimizin de karakterini gösteriyor. Fazla sıfatın hakikatin örttüğüne ben inanmaya başladım doğrusu.'
Etkinliğe katılan Ali Akbaş da duygularını, 'Onur konuğu olmak bana 75. yaş armağanı gibi geldi. Benim en büyük zenginliğim arkadaşlarımdır, onlara bakarak kendimi yönlendiriyorum, onlar benim aynamdır. Bu onur, aynı zamanda yarımlarımı tamamlamayı hatırlattı bana, yarım dosyalarımı tamamlamak istiyorum.' şeklinde ifade etti.
Etkinlik, bu akşam Küçükçekmece Mavran Adası'nda yurt içinden ve dışından 21 şairin şiirlerini okuyacağı şiir dinletisi ile sona erecek.
Kaynak: AA
Türk Edebiyatı Vakfı'nın Sultanahmet'teki merkezinde, Prof. Dr. Yakup Çelik'in moderatörlüğünde gerçekleşen 'Turna Göçü: Ali Akbaş ve Şiiri' panelinde konuşan yazar, müzisyen Bayram Bilge Tokel, şair Akbaş'ın rahat şiir yazan biri olmadığı halde, şiirinin çok rahat bir söyleyişi olduğunu anlattı.
Tokel, Akbaş'ın şiir yazarken titiz davrandığına dikkati çekerek, şunları söyledi:
'Yazması aylarca, yıllarca süren bir şiiri bittikten sonra okuyucular 'Bu şiir ne kadar kolay yazılmış' dese de Ali Akbaş o şiiri çok zor yazmıştır. Dile olan hakimiyetiyle, duygularını, vicdanını mısralarda o kadar hızla eritir ki, şiiri çok kolay yazılmış sanılır. Yunus Emre'nin, Karacaoğlan'ın şiirlerini okuduğumuzda da böyle bir duyguya kapılırız, Akbaş'ın şiiri de öyledir.'
Şiirin kısa yazmanın, yoğunlaşarak bütün pazarlıkları atarak şiiri arındırmanın ustalık isteyen bir iş olduğunu dile getiren Tokel, Akbaş'ın şiirinde bunun başarılı bir şekilde görüldüğünü söyledi.
- 'Eleştirmenliği de acımasızdır'
Bayram Bilge Tokel, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Onun için şiirsiz hayat, insan, dünya hiç olmayacak bir şeydir. Ali Akbaş, kusursuz, sağlam şiirlerin mimarı, mükemmelin müptelasıdır. Hem kendi şiiri hem de başkalarının şiiri için de bu böyledir. Her büyük şairde olduğu gibi, eleştirmenliği de acımasızdır, hatayı, kusuru affetmez. Kendi şiirinde de bunu en uç noktalara vardıracak kadar titizdir.'
Akbaş'ın eleştirilerinin önemli bir birikim neticesinde olduğu düşüncesini paylaşan Tokel, 'Birincisi, Doğu'nun ve Batı'nın şiir geleneğini, usta şairlerini çok titiz ve dikkatli okuyan birisi. İkincisi, Türk şiirinin ustalarını çok iyi bilir, tanır ve okur. Fikir olarak kendisine yakın şairlere karşı peşin bir takdir hükmü yoktur, aksine kendisine ideolojik olarak uzak olan şairleri de şiirlerine göre değerlendirir ve takdir eder.' diye konuştu.
- 'Şiiri ızdıraptan oluşur'
Yakup Ömeroğlu, Akbaş'ın şiirlerinde samimi olmayan hiçbir mısra bulunmadığı fikrini savunarak, 'Midyenin inci yapması misalidir Akbaş'ın şiiri. Midyenin içine kaçan kum, yumuşak etine batarmış, o kumun verdiği rahatsızlıktan bir salgı salgılar, inciyi o salgıyla büyütürmüş. Onun şiiri de ızdırapla, duyguyla, bir sevgiyle demlene demlene oluşur.' dedi.
İnsanın bir ömür aynı duyguda olamayacağına işaret eden Ömeroğlu, şunları kaydetti:
'Yazdığı mısralar, şiirler içerisinde bugün o günkü duygularım diye düşündüğü şiirleri vardır mutlaka ama o gün mutlaka büyük bir samimiyetle yazılmıştır. Bir taraftan şiirde, resimde, dünyada güzellik hayranı bir insandır. Bu güzelliği kendi hayatında da, şiirinde de mümkün olan en estetik şekilde yansıtmaya çalışıyor.'
Ömeroğlu, 'Bozkır nefesli şairin' hece dışında, aruzla yazdığı şiirleri de olduğunu vurgulayarak, aruzla yazmanın büyük ustaların adeti olduğunu ifade etti.
Akbaş'ın modern şiirlerine de değinen Ömeroğlu, şunları kaydetti:
'Bana kalırsa kendisinin tercihi moderndir. Şiirimizdeki modern ses, yeni estetiktir. Hangilerini tercih edersiniz diye sormak elbette abes ama yeni modern estetiği şiirlerine aksettirdiği mısralar belki biraz daha öncelikli diye düşünüyorum. Çünkü o bir taraftan da büyük bir medeniyet mücadelesi veren, şiirinin büyük bir medeniyetin unsuru olduğunun farkında bir şair. Yeni medeniyetimize de şiirine kattığı modern estetikle katkı sağladığını düşünüyorum.'
- 'Onunla tanışınca hayatım değişti'
Hüseyin Özbay, Ali Akbaş'ı tanıdığında hayatında önemli değişiklikler olduğunu paylaşarak, 'Hayatımda iki şey değişti, biri ideoloji anlayışım, diğeri de sanat anlayışım. Bir dost tanıdım, dünyada duruşum, anlayışım değişti gerçekten.' şeklinde konuştu.
Akbaş'ın şiirlerinde sıfat olmadığı tespitini paylaşan Özbay, şu düşüncesini aktardı:
'Onun şiirlerini okuduğumda ilk olarak sıfatsız tasvir ve tasnif yaptığını gördüm. Bana gramer kitaplarında öğretilen sıfatları kullanmıyordu. Bu doğru mu diye düşünürsek, şunu söyleyebilirim ki, ben Türk dili ile uğraşırken şuna emin oldum, bizde fiil çok sıfat az. Bu milletimizin de karakterini gösteriyor. Fazla sıfatın hakikatin örttüğüne ben inanmaya başladım doğrusu.'
Etkinliğe katılan Ali Akbaş da duygularını, 'Onur konuğu olmak bana 75. yaş armağanı gibi geldi. Benim en büyük zenginliğim arkadaşlarımdır, onlara bakarak kendimi yönlendiriyorum, onlar benim aynamdır. Bu onur, aynı zamanda yarımlarımı tamamlamayı hatırlattı bana, yarım dosyalarımı tamamlamak istiyorum.' şeklinde ifade etti.
Etkinlik, bu akşam Küçükçekmece Mavran Adası'nda yurt içinden ve dışından 21 şairin şiirlerini okuyacağı şiir dinletisi ile sona erecek.