Bebekler Jat Lag'e Daha Dayanıklı
Dr. Ali Özön, küçük bebeklerin uzun mesafeli uçuşlar sonucu ortaya çıkan jet lag durumunu atlatmasının çok daha kolay olduğunu söyledi.
Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların vücut fonksiyonlarını gerçekleştirdikleri biyolojik saatleri olduğunu belirten Dr. Ali Özön, insanın sürekli aynı meridyen çevresinde yaşadığı için vücudun sağlıklı uyku periyodunun 24 saatlik döngüde ortalama 5-7 saat olduğunu bildirdi. Uyku aralığının genellikle gece 23.00 ile sabah 05.00-07.00 saatleri arasını kapsadığını ifade eden Dr. Özön, "Güzellik hormonu da dediğimiz melatonin hormonunun en yoğun salgılanmaya başladığı saat olan gece 23’de kişi uyku ihtiyacını en yoğun hissetmektedir. İnsanların vücut ısıları ve diğer birçok özelliği biyolojik saate göre değişkenlik göstermektedir. Okyanus aşırı ve saat farkının 2 saatten fazla olduğu bölgelere uçakla seyahat edildiği zaman bu biyolojik saat bozulur. İşte biyolojik saatin bozulması sonucu vücudumuzda meydana gelen olumsuz durumlara ’jet lag’ denir” diye konuştu.
Jet lag’ın en sık ve en ağır şekilde sıklıkla yaşlılarda görüldüğünü belirten Dr. Özön, belli bir uyku düzeni henüz olmayan ve emen küçük bebeklerin jet lag durumunu atlatmasının çok daha kolay olduğunu vurguladı. Esas olarak uzun mesafeli uçuşlar yapabilen ticari uçakların 1960’lardan sonra yaygınlaşması ile bu modern çağın hastalığı olarak jet-lag sendromunun ortaya çıktığını bildiren Özön, "Milyonlarca insan her yıl zaman dilimleri arasında uçuşlar yapmakta ve bu kişilerin çoğunda az veya çok bazı sorunlar yaşanmaktadır” dedi.
Jet lag sendromunda vücudun zaman karşısında geri kaldığını vurgulayan Dr. Özön, ’lag’ kelimesinin İngilizce’de geri kalma, geç kalma anlamları taşıdığını ifade etti.
Dr. Özön, “Dünya dönüşünü 24 saatte tamamladığından Dünya yüzeyi kuzeyden güneye her biri 1 saatlik 24 zaman bölgesine bölünmüştür. Örneğin İstanbul ile New York arasında 7 zaman bölgesi vardır ve aynı anda İstanbul’da saat 14.00 iken, New York’ta 07.00 ’dır. Eğer İstanbul’dan New York’a uçarsanız sizin vücut saatiniz hala İstanbul’a ayarlıdır. İstanbul’dan saat 12.00’de havalanır, 8 saatlik bir uçuştan sonra New York’a varırsanız vücut saatiniz 20.00’dadır ama New York saat 13’ü yaşamaktadır. Vücudunuzun saati ortama göre 7 saat ileridedir. Karnınız acıkacak, biraz sonra uykunuz gelecektir ama akşam olmasına bile daha saatler vardır. İşte jet-lag olarak tanımlanan bu süreçte aşırı yorgunluk, konsantrasyon güçlükleri, gündüz uyuklama, hazımsızlık, bağırsak hareketlerinde değişiklik, baş ağrısı, vücut ağrıları, bulantı, susuzluk, huzursuzluk, sersemlik, zihin karışıklığı, yargı ve bellek kusurları gibi belirtiler görülebilir. Başlıca belirtisi yorgunluktur ve ileri derecede olabilir” dedi.
Uyku düzeninin tamamen bozulup, kişinin geceleyin tamamen uyanık ve gündüzleri de uykulu hissedebileceğini söyleyen Dr. Özön, yapılan araştırmaların batıdan doğuya doğru, örneğin ülkemizden Endonezya ya da Japonya’ya doğru olan uçuşlardan insanların daha çok etkilendiğini ortaya koyduğunu açıkladı.
Dr. Özön, “Çünkü yolda geçirilen 10 saatin sonunda neredeyse 16 saat ileride olduğunuzu anlıyorsunuz ve yaşamadığınız 6 saatlik bir kayıp oluyor. Biyolojik saati hızlandırmak yavaşlatmaktan daha zor olduğu için uyku düzenini yeniden sağlamak oldukça zor oluyor. NASA’ya göre insan vücudunun biyolojik saatinin her bir zaman bölgesine, yani bir saatlik zaman değişimine alışması bir gün almaktadır. 7 saatlik bir zaman farkı olan bölgeye uçuş yaptığınızda vücut kendini ancak 1 haftada tam olarak adapte edebilmektedir. Yani jet lag olayı uçma mesafesine değil, kaç zaman bölgesinden geçtiğinize bağlıdır. Aynı mesafe, aynı zaman bölgesinde kuzey-güney mesafesinde gidildiğinde jet lag olayı görülmemektedir” şeklinde konuştu.
Jet lag’ın kendi kendine birkaç günde düzeldiğinin altını çizen Dr. Özön, bazı ilaçların kişinin kendini daha iyi hissetme sürecinin hızlanmasına yardımcı olabileceğini söyledi.
Dr. Özön, şu önerilerde bulundu:
“Özellikle batıdan doğuya doğru olan uçuşlarda mümkünse uyumamaya çalışmak, uçakta 1-2 saat uykuyla yetinmek ve indiğinizde de akşam 21.00’e kadar uyumadan direnmek ertesi güne normal zamanda başlamanızı sağlayabilir. Tam tersi yönde doğudan batıya giderken de yol boyunca ne kadar uyursanız o kadar iyi olmaktadır. Genellikle de Türkiye’ye gelirken doğu yakasından uçaklar akşamüstü saatlerinde kalktıklarından gece uçuşu sırasında bol bol uyumuş olup uçaktan indiğinizde yeni bir güne başlamış oluyorsunuz. Sabahları uyanık kalmak ve öğleden sonraları da olabildiğince ışıklı ortamda bulunmak önerilir. Alkollü içeceklerden uzak durun. Bu içecekler vücudunuza su kaybettirir ve kendinizi daha kötü hissettirebilirler. Çay ve kafein içeren diğer içeceklerden uzak durun. Kafein, vücudunuzun yeni uyku ve uyanma zamanlarına adapte olmasını engelleyebilir. Vardığınız yer için uygun olan öğünlerde az yemek tüketin. Proteinden zengin kahvaltı yaparken yüksek karbonhidratlı akşam yemekleri tercih edin. Gündüz vakti içerisinde yürüme gibi hafif egzersizler yapmak gibi öneriler uyku hijyenini sağlamada yardımcı olabilmektedir. Melatonin kullanımı da etkindir. Dozu konusunda tam bir fikir birliği olmasa da gidilecek yerin uyku saatlerine göre yolculuktan 3 gün önce melatonin uygulamaya başlamak ve bu uygulamayı yolculuk sonrasında 5 gün süreyle sürdürmek şeklinde öneriler de vardır.”
Kaynak: İHA
Jet lag’ın en sık ve en ağır şekilde sıklıkla yaşlılarda görüldüğünü belirten Dr. Özön, belli bir uyku düzeni henüz olmayan ve emen küçük bebeklerin jet lag durumunu atlatmasının çok daha kolay olduğunu vurguladı. Esas olarak uzun mesafeli uçuşlar yapabilen ticari uçakların 1960’lardan sonra yaygınlaşması ile bu modern çağın hastalığı olarak jet-lag sendromunun ortaya çıktığını bildiren Özön, "Milyonlarca insan her yıl zaman dilimleri arasında uçuşlar yapmakta ve bu kişilerin çoğunda az veya çok bazı sorunlar yaşanmaktadır” dedi.
Jet lag sendromunda vücudun zaman karşısında geri kaldığını vurgulayan Dr. Özön, ’lag’ kelimesinin İngilizce’de geri kalma, geç kalma anlamları taşıdığını ifade etti.
Dr. Özön, “Dünya dönüşünü 24 saatte tamamladığından Dünya yüzeyi kuzeyden güneye her biri 1 saatlik 24 zaman bölgesine bölünmüştür. Örneğin İstanbul ile New York arasında 7 zaman bölgesi vardır ve aynı anda İstanbul’da saat 14.00 iken, New York’ta 07.00 ’dır. Eğer İstanbul’dan New York’a uçarsanız sizin vücut saatiniz hala İstanbul’a ayarlıdır. İstanbul’dan saat 12.00’de havalanır, 8 saatlik bir uçuştan sonra New York’a varırsanız vücut saatiniz 20.00’dadır ama New York saat 13’ü yaşamaktadır. Vücudunuzun saati ortama göre 7 saat ileridedir. Karnınız acıkacak, biraz sonra uykunuz gelecektir ama akşam olmasına bile daha saatler vardır. İşte jet-lag olarak tanımlanan bu süreçte aşırı yorgunluk, konsantrasyon güçlükleri, gündüz uyuklama, hazımsızlık, bağırsak hareketlerinde değişiklik, baş ağrısı, vücut ağrıları, bulantı, susuzluk, huzursuzluk, sersemlik, zihin karışıklığı, yargı ve bellek kusurları gibi belirtiler görülebilir. Başlıca belirtisi yorgunluktur ve ileri derecede olabilir” dedi.
Uyku düzeninin tamamen bozulup, kişinin geceleyin tamamen uyanık ve gündüzleri de uykulu hissedebileceğini söyleyen Dr. Özön, yapılan araştırmaların batıdan doğuya doğru, örneğin ülkemizden Endonezya ya da Japonya’ya doğru olan uçuşlardan insanların daha çok etkilendiğini ortaya koyduğunu açıkladı.
Dr. Özön, “Çünkü yolda geçirilen 10 saatin sonunda neredeyse 16 saat ileride olduğunuzu anlıyorsunuz ve yaşamadığınız 6 saatlik bir kayıp oluyor. Biyolojik saati hızlandırmak yavaşlatmaktan daha zor olduğu için uyku düzenini yeniden sağlamak oldukça zor oluyor. NASA’ya göre insan vücudunun biyolojik saatinin her bir zaman bölgesine, yani bir saatlik zaman değişimine alışması bir gün almaktadır. 7 saatlik bir zaman farkı olan bölgeye uçuş yaptığınızda vücut kendini ancak 1 haftada tam olarak adapte edebilmektedir. Yani jet lag olayı uçma mesafesine değil, kaç zaman bölgesinden geçtiğinize bağlıdır. Aynı mesafe, aynı zaman bölgesinde kuzey-güney mesafesinde gidildiğinde jet lag olayı görülmemektedir” şeklinde konuştu.
Jet lag’ın kendi kendine birkaç günde düzeldiğinin altını çizen Dr. Özön, bazı ilaçların kişinin kendini daha iyi hissetme sürecinin hızlanmasına yardımcı olabileceğini söyledi.
Dr. Özön, şu önerilerde bulundu:
“Özellikle batıdan doğuya doğru olan uçuşlarda mümkünse uyumamaya çalışmak, uçakta 1-2 saat uykuyla yetinmek ve indiğinizde de akşam 21.00’e kadar uyumadan direnmek ertesi güne normal zamanda başlamanızı sağlayabilir. Tam tersi yönde doğudan batıya giderken de yol boyunca ne kadar uyursanız o kadar iyi olmaktadır. Genellikle de Türkiye’ye gelirken doğu yakasından uçaklar akşamüstü saatlerinde kalktıklarından gece uçuşu sırasında bol bol uyumuş olup uçaktan indiğinizde yeni bir güne başlamış oluyorsunuz. Sabahları uyanık kalmak ve öğleden sonraları da olabildiğince ışıklı ortamda bulunmak önerilir. Alkollü içeceklerden uzak durun. Bu içecekler vücudunuza su kaybettirir ve kendinizi daha kötü hissettirebilirler. Çay ve kafein içeren diğer içeceklerden uzak durun. Kafein, vücudunuzun yeni uyku ve uyanma zamanlarına adapte olmasını engelleyebilir. Vardığınız yer için uygun olan öğünlerde az yemek tüketin. Proteinden zengin kahvaltı yaparken yüksek karbonhidratlı akşam yemekleri tercih edin. Gündüz vakti içerisinde yürüme gibi hafif egzersizler yapmak gibi öneriler uyku hijyenini sağlamada yardımcı olabilmektedir. Melatonin kullanımı da etkindir. Dozu konusunda tam bir fikir birliği olmasa da gidilecek yerin uyku saatlerine göre yolculuktan 3 gün önce melatonin uygulamaya başlamak ve bu uygulamayı yolculuk sonrasında 5 gün süreyle sürdürmek şeklinde öneriler de vardır.”