Dergi Fuarına Yurtdışından Katılanlar Oldukça Memnun
Başka dergisi Genel Yayın Yönetmeni Güler: 'İlgi çok yoğun. Biz memnunuz. Fuara katılacağımızı duyan okuyucularımızdan ilk gün sabah 9.00'da gelenler oldu' Karadağ Lemda Dergisi Başeditörü Dr. Osmanovic: 'Bu fuar için İstanbul'da bulunmak bizim için gerçekten çok önemli. Çünkü bu bir uluslararası fuar ve biz de bu yıl ilk kez katıldık' Hayat gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Aktürk: 'İnşallah devam ettiği sürece gelişir. Çünkü bu tür şeyler ticari değil, daha çok idealisttir'
HİLAL UŞTUK - Türkiye Dergiler Birliği (TÜRDEB) tarafından bu yıl 7'ncisi düzenlenen Uluslararası Dergi Fuarı'na, 20 ülkeden 305 dergi katıldı.
Sirkeci Garı'nda gerçekleştirilen ve Türk okuyucuların yanı sıra turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği fuara, yurtdışından katılan dergilerin temsilcileri fuara katılmaktan dolayı oldukça memnun.
Fuar için İran'dan gelen Dastan dergisinin kıdemli editörü Ehsan Lotfi, geçen yıl da fuara katıldıklarını belirterek, 'İran'daki ulusal fuarlarla kıyaslayınca, açıkçası benzer bir fuar. Biraz daha basit ve daha samimi. Buradaki atmosferi de çok sevdim. Ancak çok daha fazla sayıda derginin fuara katılmasını isterdim.' diye konuştu.
Dastan dergisinin Farsça olduğuna işaret eden Lotfi, 'Fuarı ziyaret eden okuyucuların çoğu tabii ki Farsça bilmiyor. Ancak Osmanlı alfabesiyle benzerliği olduğu için yazılanları anlayabilen ziyaretçiler de fuara geldi ve dergimize ilgi gösterdi. Ayrıca İstanbul'da eğitim gören İranlı üniversite öğrencileri de fuarı ziyaret ederek, Dastan'ı inceledi.' ifadelerini kullandı.
Ehsan Lotfi, Dastan'ın (destan) edebi eser anlamına geldiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
'Dastan bir edebiyat dergisi ve şu anda İran'daki en yaygın edebi dergi. Hamshahri Dergi Grubu tarafından yayımlanan Dastan, Tahran Belediyesi tarafından da destekleniyor. Hamshahri Dergi Grubu, farklı bölgelerde 18 farklı yayın çıkarıyor. Bu dergiler içinde edebiyat içerikli olan tek dergi Dastan. 6 yıldır okuyucuyla buluşan dergimiz, aylık 15 bin adet basılıyor ve her sayı, 5 farklı bölümden oluşuyor. Dastan'da sabit yazarlarımız yok. Her sayıda, tanınmış yazarların yazılarıyla okuyucularımızın bize gönderdiği kısa öyküler içinden seçtiklerimizi yayımlıyoruz. Ayrıca, genç yazarları desteklemek amacıyla, her sayıda bir genç yazara ait kısa hikayeye de yer veriyoruz.'
- Güler: 'Kendimizi tanıtma fırsatı bulduk burada'
Bosna Hersek'ten fuara katılan Başka dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Enes Güler, Saraybosna merkezli derginin edebiyat ve kültür sanat dergisi olduğunu dile getirdi.
Güler, genel olarak fuarda gördükleri ilginin iyi olduğuna vurgu yaparak, 'Dergimize sürekli yazan bir ekibimiz var. Balkanları çalışan, Balkanların edebiyatını, sosyolojisini, tarihini bilen. Bunun yanı sıra dosya konumuza göre yeni yazarlar arıyoruz ve onlardan da yazılar istiyoruz. Sürekli yazan isimler arasında Halil İbrahim İzgi, İbrahim Tenekeci, Hakan Arslanbenzer var. Onun dışında da Başka ekipten kendi yazar kadromuz var.' ifadelerini kullandı.
İki ayda bir okuyucuyla buluşan derginin, bu yıl 2. yılına girdiğini belirten Güler, şunları aktardı:
'Her sayı bin adet basılıyor. Yaklaşık 700 adeti buraya (Türkiye'ye) geliyor, 300'ü ise Balkanlar'da dağıtılıyor. Türkçe ağırlıklı ama Boşnakça ve İngilizce de var. Bir de yayımladığımız dosya konusuna göre bazı diller de eklenebiliyor. Son sayımız Prizren, Kosova sayısıydı. Bu sayıda Arnavutça'yı ekledik. Mesela gelecek sayının konusu Zagreb olacak ve Hırvatça eklenecek. Belgrad sayımızda Sırpça vardı. Tabii bu diller birbirine çok benzediği için hepsini bir dil şeklinde sunuyoruz. Boşnakça, Hırvatça, Sırpça şeklinde.'
Enes Güler, fuara geçen yıl ilk sayıları ile katıldıklarını ifade ederek, 'Bu bağlamda bize çok yarar sağladı. Kendimizi tanıtma fırsatı bulduk burada. Bu sene daha çok yabancı dergi var. Yabancı dergilerle de tanıştık. Makedonya, Yunanistan, Hollanda ve diğer ülkelerden katılan dergilerin temsilcileriyle de tanıştık. Bu da bizim açımızdan çok iyi oldu. Çünkü biz yurtdışında dergicilik yapan insanlarız. Hep bir arada olmamız bizim için bir avantaj tabii.' dedi.
Fuarda gördükleri ilgiye de değinen Güler, 'Türkiye'de sevildiğimizi düşünüyorum. Zaten geniş bir okuyucu kitlesi var Türkiye'de. Ankara, Antalya, İzmir, Bursa ve İstanbul gibi büyük şehirlerin de yanı sıra yaklaşık 30 şehre dağıtılıyor dergimiz. İlgi çok yoğun. Biz memnunuz. Fuara katılacağımızı duyan okuyucularımızdan ilk gün sabah 9.00'da gelenler oldu. Eksik sayısı olanlar da o sayıları temin etmek için geldi.' diye konuştu.
- Osmanovic: 'Lemda, Karadağ'daki en eski dergi'
Karadağ'dan fuara katılan Lemda Dergisi Başeditörü Dr. Sabina Osmanovic, Lemda'nın sanat, edebiyat ve bilim dergisi olduğunu aktararak, 'Karadağ'da az sayıda Arnavutluk vatandaşı var. Bu nedenle sadece edebiyat dergisi yayınlamıyor, farklı bölümlere de yer veriyoruz. Dergimiz 1998'de ilk kez yayımlanmış ve bu yıl 18. yıl dönümü. Yılda tek sayı yayınlıyoruz. Karadağ, Arnavutluk ve Kosova'da dağıtılıyor. Dergimiz Karadağ'da yaşayan Arnavutlar'la ilgili. Dilimizi ve kültürümüzü korumaya çalışıyoruz bu dergiyle. Lemda, Karadağ'daki en eski dergi.' değerlendirmesinde bulundu.
Osmanovic, dergi fuarına katılmanın önemine de değinerek, şu bilgileri verdi:
'Bu fuar için İstanbul'da bulunmak bizim için gerçekten çok önemli. Çünkü bu bir uluslararası fuar ve biz de bu yıl ilk kez katıldık. Umuyorum bu iş birliğimiz gelecek yıllarda da devam eder. Bu tür bir fuarın yapılması çok önemli. İstanbul'da yapılıyor olması da oldukça iyi. Birçok farklı ülkeyi bir merkezde toplayıp, bir araya getirmek çok güzel olmuş. Böylece diğer ülkelerin dergilerinin de nerede olduğunu ve neler yaptığını görme imkanı bulduk. Belki böylece diğer ülke dergileriyle de iş birliği yapabiliriz ve gelecek için bir nevi aramızda köprüler kurabiliriz. Her birimiz farklı ülkelerden gelmiş ve farklı diller konuşuyor da olsak, bu dergiler bizi birleştiriyor. Bu da bence önemli.'
- Özer: 'Fuar, diğer dergiler gibi bizim için de çok büyük bir fırsat'
Kosova'da aylık yayımlanan Türkçem Çocuk dergisinin Genel Sekreteri Canan Özer, Zeynel Beksaç'ın sahibi olduğu derginin ilk kez 1999'da Yugoslavya savaşı patlak vermeden 2 ay önce yayımlanmaya başladığını aktararak, mayıs ayında ise 186. sayısının okuyucuya ulaştığını söyledi.
Özer, derginin Balkanlar'da ve Türk dünyasında itibarlı bir yere sahip olduğunun altını çizerek, 'Zeynel Beksaç'ın imkanları dahilinde yayımlanıyor dergimiz. Oradaki Türk çocukları ile diğer çocuklara ücretsiz olarak dağıtılıyor. Tirajı 650-700 arasında değişiyor.' dedi.
Dergide önemli yazarların çocuklara dair yazılarına da yer verildiğini kaydeden Özer, 'Şu an Kosova'da çocuklar hakkında Türkçe olarak yayımlanan tek dergi. Dolayısıyla sesimizi burada da duyurmak istedik ve bu tabii ki diğer dergiler gibi bizim için de çok büyük bir fırsat. Sonuçta bambaşka ülkelerden hem dindaşlarımızla, hem kardeşlerimizle bir araya gelme, hem de farklı kültürleri tanıyabilme ve onlara kendimizi tanıtma açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda biz de buraya katıldık.'
- Aktürk: 'Bu çalışmaların devam etmesi lazım'
Almanya'da yayımlanan Hayat isimli tabloid gazetenin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sinan Aktürk, fuara çok sayıda ülkeden derginin katıldığına dikkati çekerek, 'Ben çok güzel ve olumlu olduğunu düşünüyorum. İnşallah devam ettiği sürece gelişir. Çünkü bu tür şeyler ticari değil, daha çok idealisttir.' değerlendirmesini yaptı.
Aktürk, ziyaret edenlerin ilgisinden memnuniyetini de dile getirerek, şunları kaydetti:
'Fuardaki ziyaretçilere, gazetenin Almanya'da ve Türkçe çıktığını söyleyince insanlarımız çok şaşırıyor. Maalesef burada da insanımızın okumaya, basılı yayınlara karşı ilgisi az. Almanya'da bu daha da kötü. Okuma-yazmanın dışında konuşmada da bu sıkıntı var. Oradaki çocuklarımızın Almancası değil Türkçesi en büyük sıkıntı. Bizim gibi yayınların yaptığı çalışmayı kelaynak kuşlarının sonu gibi görmek lazım. Orada bizim gibi insanların sayısı çok az. Bu çalışmaların devam etmesi de lazım. Yoksa 15-20 sene sonra 'Almanya'da Türk nüfus vardı, geldi, gitti' gibi geçmiş zaman ekleriyle konuşuruz. Onun için yaptığımız çalışmalar oldukça anlamlı. Yabancıların ve diğer okuyucuların çalışmalarımızı burada görmesinin de iyi olduğunu düşünüyorum.'
Fuardaki diğer dergileri inceleyerek, dergiciliğin hangi aşamada bulunduğunu görmenin önemine işaret eden Aktürk, 'Biz yaptığımız işin teknik ve maddi boyutuyla alakalı, kendi başımıza bir mücadele verdiğimiz için, yapılan diğer çalışmaları kıyaslamadığımız zaman 'bizden daha iyi pehlivan yoktur' diye düşünürüz ama salı gününden beri buradayım. Fuardaki arkadaşlarla tanışıp yaptıkları çalışmaları inceliyorum. O zaman diyorum ki bizim daha öğreneceğimiz çok şey var. Kendimizi geliştirmemiz gereken çok şey var.' ifadelerini kullandı.
Sinan Aktürk, Hayat'ın ilk baskısının 2004'te okuyucuyla buluştuğunu sözlerine ekleyerek, aylık yayınlanan gazetenin, son 6 senedir her ay 10 bin adet basıldığını kaydetti.
Almanya'nın 15 değişik yerinde okuyucuya ulaştıklarını söyleyen Aktürk, 'Türklerin Almanya'ya göçünde 60. seneye yaklaşıyoruz. 50 seneye yakın Türk devleti kendi insanını boş bırakmış. İlgilenmemiş. İlgilenir gibi görünmüş ama maalesef ilgilenmemiş. Son 7-8 senedir özellikle, resmi kurumlar, konsolosluklar gerçekten bire bir insanımızla ilgileniyor. İdealde daha da iyi olmasını istiyoruz çünkü kayıp zaman çok ve o zamanın kapatılması lazım.' dedi.
Okuyucuların yoğun ilgi gösterdiği fuar, bugün gerçekleştirilecek 'Uluslararası Dergiciliğin Ödülleri' töreniyle sona erecek.
Kaynak: AA
Sirkeci Garı'nda gerçekleştirilen ve Türk okuyucuların yanı sıra turistlerin de yoğun ilgi gösterdiği fuara, yurtdışından katılan dergilerin temsilcileri fuara katılmaktan dolayı oldukça memnun.
Fuar için İran'dan gelen Dastan dergisinin kıdemli editörü Ehsan Lotfi, geçen yıl da fuara katıldıklarını belirterek, 'İran'daki ulusal fuarlarla kıyaslayınca, açıkçası benzer bir fuar. Biraz daha basit ve daha samimi. Buradaki atmosferi de çok sevdim. Ancak çok daha fazla sayıda derginin fuara katılmasını isterdim.' diye konuştu.
Dastan dergisinin Farsça olduğuna işaret eden Lotfi, 'Fuarı ziyaret eden okuyucuların çoğu tabii ki Farsça bilmiyor. Ancak Osmanlı alfabesiyle benzerliği olduğu için yazılanları anlayabilen ziyaretçiler de fuara geldi ve dergimize ilgi gösterdi. Ayrıca İstanbul'da eğitim gören İranlı üniversite öğrencileri de fuarı ziyaret ederek, Dastan'ı inceledi.' ifadelerini kullandı.
Ehsan Lotfi, Dastan'ın (destan) edebi eser anlamına geldiğinin altını çizerek, şöyle devam etti:
'Dastan bir edebiyat dergisi ve şu anda İran'daki en yaygın edebi dergi. Hamshahri Dergi Grubu tarafından yayımlanan Dastan, Tahran Belediyesi tarafından da destekleniyor. Hamshahri Dergi Grubu, farklı bölgelerde 18 farklı yayın çıkarıyor. Bu dergiler içinde edebiyat içerikli olan tek dergi Dastan. 6 yıldır okuyucuyla buluşan dergimiz, aylık 15 bin adet basılıyor ve her sayı, 5 farklı bölümden oluşuyor. Dastan'da sabit yazarlarımız yok. Her sayıda, tanınmış yazarların yazılarıyla okuyucularımızın bize gönderdiği kısa öyküler içinden seçtiklerimizi yayımlıyoruz. Ayrıca, genç yazarları desteklemek amacıyla, her sayıda bir genç yazara ait kısa hikayeye de yer veriyoruz.'
- Güler: 'Kendimizi tanıtma fırsatı bulduk burada'
Bosna Hersek'ten fuara katılan Başka dergisinin Genel Yayın Yönetmeni Enes Güler, Saraybosna merkezli derginin edebiyat ve kültür sanat dergisi olduğunu dile getirdi.
Güler, genel olarak fuarda gördükleri ilginin iyi olduğuna vurgu yaparak, 'Dergimize sürekli yazan bir ekibimiz var. Balkanları çalışan, Balkanların edebiyatını, sosyolojisini, tarihini bilen. Bunun yanı sıra dosya konumuza göre yeni yazarlar arıyoruz ve onlardan da yazılar istiyoruz. Sürekli yazan isimler arasında Halil İbrahim İzgi, İbrahim Tenekeci, Hakan Arslanbenzer var. Onun dışında da Başka ekipten kendi yazar kadromuz var.' ifadelerini kullandı.
İki ayda bir okuyucuyla buluşan derginin, bu yıl 2. yılına girdiğini belirten Güler, şunları aktardı:
'Her sayı bin adet basılıyor. Yaklaşık 700 adeti buraya (Türkiye'ye) geliyor, 300'ü ise Balkanlar'da dağıtılıyor. Türkçe ağırlıklı ama Boşnakça ve İngilizce de var. Bir de yayımladığımız dosya konusuna göre bazı diller de eklenebiliyor. Son sayımız Prizren, Kosova sayısıydı. Bu sayıda Arnavutça'yı ekledik. Mesela gelecek sayının konusu Zagreb olacak ve Hırvatça eklenecek. Belgrad sayımızda Sırpça vardı. Tabii bu diller birbirine çok benzediği için hepsini bir dil şeklinde sunuyoruz. Boşnakça, Hırvatça, Sırpça şeklinde.'
Enes Güler, fuara geçen yıl ilk sayıları ile katıldıklarını ifade ederek, 'Bu bağlamda bize çok yarar sağladı. Kendimizi tanıtma fırsatı bulduk burada. Bu sene daha çok yabancı dergi var. Yabancı dergilerle de tanıştık. Makedonya, Yunanistan, Hollanda ve diğer ülkelerden katılan dergilerin temsilcileriyle de tanıştık. Bu da bizim açımızdan çok iyi oldu. Çünkü biz yurtdışında dergicilik yapan insanlarız. Hep bir arada olmamız bizim için bir avantaj tabii.' dedi.
Fuarda gördükleri ilgiye de değinen Güler, 'Türkiye'de sevildiğimizi düşünüyorum. Zaten geniş bir okuyucu kitlesi var Türkiye'de. Ankara, Antalya, İzmir, Bursa ve İstanbul gibi büyük şehirlerin de yanı sıra yaklaşık 30 şehre dağıtılıyor dergimiz. İlgi çok yoğun. Biz memnunuz. Fuara katılacağımızı duyan okuyucularımızdan ilk gün sabah 9.00'da gelenler oldu. Eksik sayısı olanlar da o sayıları temin etmek için geldi.' diye konuştu.
- Osmanovic: 'Lemda, Karadağ'daki en eski dergi'
Karadağ'dan fuara katılan Lemda Dergisi Başeditörü Dr. Sabina Osmanovic, Lemda'nın sanat, edebiyat ve bilim dergisi olduğunu aktararak, 'Karadağ'da az sayıda Arnavutluk vatandaşı var. Bu nedenle sadece edebiyat dergisi yayınlamıyor, farklı bölümlere de yer veriyoruz. Dergimiz 1998'de ilk kez yayımlanmış ve bu yıl 18. yıl dönümü. Yılda tek sayı yayınlıyoruz. Karadağ, Arnavutluk ve Kosova'da dağıtılıyor. Dergimiz Karadağ'da yaşayan Arnavutlar'la ilgili. Dilimizi ve kültürümüzü korumaya çalışıyoruz bu dergiyle. Lemda, Karadağ'daki en eski dergi.' değerlendirmesinde bulundu.
Osmanovic, dergi fuarına katılmanın önemine de değinerek, şu bilgileri verdi:
'Bu fuar için İstanbul'da bulunmak bizim için gerçekten çok önemli. Çünkü bu bir uluslararası fuar ve biz de bu yıl ilk kez katıldık. Umuyorum bu iş birliğimiz gelecek yıllarda da devam eder. Bu tür bir fuarın yapılması çok önemli. İstanbul'da yapılıyor olması da oldukça iyi. Birçok farklı ülkeyi bir merkezde toplayıp, bir araya getirmek çok güzel olmuş. Böylece diğer ülkelerin dergilerinin de nerede olduğunu ve neler yaptığını görme imkanı bulduk. Belki böylece diğer ülke dergileriyle de iş birliği yapabiliriz ve gelecek için bir nevi aramızda köprüler kurabiliriz. Her birimiz farklı ülkelerden gelmiş ve farklı diller konuşuyor da olsak, bu dergiler bizi birleştiriyor. Bu da bence önemli.'
- Özer: 'Fuar, diğer dergiler gibi bizim için de çok büyük bir fırsat'
Kosova'da aylık yayımlanan Türkçem Çocuk dergisinin Genel Sekreteri Canan Özer, Zeynel Beksaç'ın sahibi olduğu derginin ilk kez 1999'da Yugoslavya savaşı patlak vermeden 2 ay önce yayımlanmaya başladığını aktararak, mayıs ayında ise 186. sayısının okuyucuya ulaştığını söyledi.
Özer, derginin Balkanlar'da ve Türk dünyasında itibarlı bir yere sahip olduğunun altını çizerek, 'Zeynel Beksaç'ın imkanları dahilinde yayımlanıyor dergimiz. Oradaki Türk çocukları ile diğer çocuklara ücretsiz olarak dağıtılıyor. Tirajı 650-700 arasında değişiyor.' dedi.
Dergide önemli yazarların çocuklara dair yazılarına da yer verildiğini kaydeden Özer, 'Şu an Kosova'da çocuklar hakkında Türkçe olarak yayımlanan tek dergi. Dolayısıyla sesimizi burada da duyurmak istedik ve bu tabii ki diğer dergiler gibi bizim için de çok büyük bir fırsat. Sonuçta bambaşka ülkelerden hem dindaşlarımızla, hem kardeşlerimizle bir araya gelme, hem de farklı kültürleri tanıyabilme ve onlara kendimizi tanıtma açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bağlamda biz de buraya katıldık.'
- Aktürk: 'Bu çalışmaların devam etmesi lazım'
Almanya'da yayımlanan Hayat isimli tabloid gazetenin sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sinan Aktürk, fuara çok sayıda ülkeden derginin katıldığına dikkati çekerek, 'Ben çok güzel ve olumlu olduğunu düşünüyorum. İnşallah devam ettiği sürece gelişir. Çünkü bu tür şeyler ticari değil, daha çok idealisttir.' değerlendirmesini yaptı.
Aktürk, ziyaret edenlerin ilgisinden memnuniyetini de dile getirerek, şunları kaydetti:
'Fuardaki ziyaretçilere, gazetenin Almanya'da ve Türkçe çıktığını söyleyince insanlarımız çok şaşırıyor. Maalesef burada da insanımızın okumaya, basılı yayınlara karşı ilgisi az. Almanya'da bu daha da kötü. Okuma-yazmanın dışında konuşmada da bu sıkıntı var. Oradaki çocuklarımızın Almancası değil Türkçesi en büyük sıkıntı. Bizim gibi yayınların yaptığı çalışmayı kelaynak kuşlarının sonu gibi görmek lazım. Orada bizim gibi insanların sayısı çok az. Bu çalışmaların devam etmesi de lazım. Yoksa 15-20 sene sonra 'Almanya'da Türk nüfus vardı, geldi, gitti' gibi geçmiş zaman ekleriyle konuşuruz. Onun için yaptığımız çalışmalar oldukça anlamlı. Yabancıların ve diğer okuyucuların çalışmalarımızı burada görmesinin de iyi olduğunu düşünüyorum.'
Fuardaki diğer dergileri inceleyerek, dergiciliğin hangi aşamada bulunduğunu görmenin önemine işaret eden Aktürk, 'Biz yaptığımız işin teknik ve maddi boyutuyla alakalı, kendi başımıza bir mücadele verdiğimiz için, yapılan diğer çalışmaları kıyaslamadığımız zaman 'bizden daha iyi pehlivan yoktur' diye düşünürüz ama salı gününden beri buradayım. Fuardaki arkadaşlarla tanışıp yaptıkları çalışmaları inceliyorum. O zaman diyorum ki bizim daha öğreneceğimiz çok şey var. Kendimizi geliştirmemiz gereken çok şey var.' ifadelerini kullandı.
Sinan Aktürk, Hayat'ın ilk baskısının 2004'te okuyucuyla buluştuğunu sözlerine ekleyerek, aylık yayınlanan gazetenin, son 6 senedir her ay 10 bin adet basıldığını kaydetti.
Almanya'nın 15 değişik yerinde okuyucuya ulaştıklarını söyleyen Aktürk, 'Türklerin Almanya'ya göçünde 60. seneye yaklaşıyoruz. 50 seneye yakın Türk devleti kendi insanını boş bırakmış. İlgilenmemiş. İlgilenir gibi görünmüş ama maalesef ilgilenmemiş. Son 7-8 senedir özellikle, resmi kurumlar, konsolosluklar gerçekten bire bir insanımızla ilgileniyor. İdealde daha da iyi olmasını istiyoruz çünkü kayıp zaman çok ve o zamanın kapatılması lazım.' dedi.
Okuyucuların yoğun ilgi gösterdiği fuar, bugün gerçekleştirilecek 'Uluslararası Dergiciliğin Ödülleri' töreniyle sona erecek.