'Rolünün Etkisinden Çıkamadığını Söyleyen Oyuncu Psikoloğa Gitsin'
'Ted Bundy' oyununda bir seri katili canlandıran oyuncu Kılıç: 'Ne oynarsan oyna, Ted Bundy'den daha sapık bir adamı oyna istersen, hep kontrol altında olacaksın. Kendini sahnede kaybetmek diye bir şey olamaz, bu amatörlük olur' Sanat yönetmeni, oyuncu Başar: 'Oyunda Orhan Kılıç, inanılmaz, korkunç, adice, tanrı olmak isteyen tam bir sapkını canlandırırken ben onun karşısında tamamen düzene uymuş, gerçek bir dindar olan, onu yola getireceğini sanan bir adamı canlandırıyorum'
SALİHA ÖZDEMİR - Oyuncu Orhan Kılıç, 'Bazı oyuncular kötü rolleri canlandırdığında rolün etkisinden çıkamadıklarını söylüyorlar. Rolünün etkisinden çıkamadığını söyleyen insan psikoloğa gitsin, kendini tedavi ettirsin.' dedi.
Tiyatro Keyfi’nin sahnelediği 'Ted Bundy' oyunu hakkında AA muhabirine açıklamada bulunan oyuncu Orhan Kılıç, Kosta Kortidis'in gerçek bir seri katilin hikayesinden yola çıkarak yazdığı ve dünyada ilk kez tiyatro sahnesine Türkiye'de taşınan oyunun dünya prömiyerinin 12 Nisan'da gerçekleştiğini anlattı.
Kılıç, şöyle konuştu:
'Oyunumuzun yazarı Kosta Kortidis bence gelecekte Türkiye'nin mihenk taşlarından olacak birisi. Kendisi sıra dışı işler yazmak istiyor ve ülkemizde de yaşanan kadın cinayetlerine takılmış, sonra insanlar karşı cinse nasıl bu kadar kötü davranabiliyor diye araştırırken seri katil Ted Bundy ile karşılaşıyor.'
'Ted Bundy'nin daha önce üçüncü sınıf oyuncularla filminin çekildiği ve ilgi görmediği bilgisini aktaran Kılıç, oyunun dünyada ilk kez Türk yazar Kortidis tarafından yazılmasından gurur duyduğunu belirtti.
Kılıç, oyunda seri katil 'Ted Bundy' karakterini canlandırdığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
'Canlandırdığım rol çok kötü bir karakter. Bazı oyuncular kötü rolleri canlandırdığında rolün etkisinden çıkamadıklarını söylüyorlar. Rolünün etkisinden çıkamadığını söyleyen insan psikoloğa gitsin, kendini tedavi ettirsin. Bu bizim işimiz, hatta sahneye çıkmadan önce gırgır, şamata yapıyoruz. Sahnede bir oyun oynadığımızı biliyoruz. Rolün etkisinden çıkamadığını söyleyen oyunculara inanmıyorum, bu magazinsel bir söz, ben profesyonel bir oyuncuyum. Rolümü yapar, ceketimi giyer evime giderim.'
Oyuncunun çok katmanlı bir şahsiyet olduğu yorumunu yapan Kılıç, bir karakteri canlandırırken rolüne gerektiği gibi bürünmenin yanı sıra, bir oyun oynadığının son derece bilincinde olduğunu söyledi.
- 'Oyunculuk kontrol demek'
Kılıç, 'Oyunculuk demek kontrol demek.' düşüncesini paylaşarak, 'Ne oynarsan oyna, Ted Bundy'den daha sapık bir adamı oyna istersen, hep kontrol altında olacaksın. Kendini sahnede kaybetmek diye bir şey olamaz, bu amatörlük olur.' açıklamasında bulundu.
Sahnedeyken hem karakteri canlandırdığını, hem ışığı takip ettiğini, hem rol arkadaşıyla paslaştığını, hem de seyirciyi takip ettiğini vurgulayan Kılıç, bir oyuncunun rolünü canlandırırken beyninin 'dehşet verici' bir şekilde çalıştığını dile getirdi.
- 'Benim işim kendim etkilenmek değil seyirciyi etkilemek'
Kılıç, oyunu dört kez sahneledikleri bilgisini vererek, şunları anlattı:
'Her oyunda salon tıka basa izleyici doluydu. Canlandırdığım rol kadınları öldürüp, tecavüz eden bir karakter. Seyircilerden 'Ne kadar iğrençsiniz' diye bir şey duymadım. Çünkü hepsi beni dizilerden tanıyor, profesyonel bir oyuncu olduğumu biliyor. Ne kadar etkileyici olsak da bunun bir oyun olduğunu biliyorlar. Oyun sonrası gelip 'Yanınıza yaklaşabilir miyiz?', 'Hala rolünüzün etkisinde misiniz?', 'Şalteri ben indirmek istedim' diye şakalaşanlar oluyor tabii.'
Oyun sonrası izleyicilerin tepkilerinin kendisine rolünü iyi oynadığı hissini yaşattığını söyleyen Kılıç, tepkileri iltifat olarak kabul ettiğini kaydetti.
Kılıç, 'Benim işim kendim etkilenmek değil, seyirciyi etkilemek.' ifadesini kullanarak, 'Oyuncu ağlamayacak, ağlatacak. Oyuncu şakaya gülmeyecek, seyirciyi güldürecek.' şeklindeki düşüncesini aktardı.
Oyunda ele alınan 'kadın katilleri' konusunun Batı'da detaylı bir şekilde incelendiğine değinen Kılıç, 'Ted Bundy'nin 'derin yaraları' olan, heba olmuş bir çocukluk yaşayan bir karakter olduğuna vurgu yaparak, şu şekilde konuştu:
'Milyarlarca çocuk belki kötü bir çocukluk geçiriyor ama hepsi kötü oluyor diye bir şey yok. Maalesef bir tanesi Ted Bundy olabiliyor, hırsını, nefretini bir şekilde açığa vurmak istiyor ve maalesef bu adamlar da dünya tarihinde var. Elbette oyunumuzda olduğu gibi kötüler cezalarını buluyorlar bir şekilde.'
- 'Sanat yapan insan sahnede örnek olmak zorunda değildir'
Oyunda 'Cellat' karakterini canlandıran sanat yönetmeni, oyuncu Kemal Başar da, bir yönetmenin amacının sahnede yaşam kurmak olduğu görüşünü savunarak, 'Şimdi de bir yönetmenin kurduğu yaşamın bir parçası oldum. Oyunda Ted Bundy'nin celladını canlandırıyorum. Sisteme karşı çıkmayan, devletin verdiği görevini yerine getiren bir karakter.' dedi.
Başar, insanın içinde her duygunun bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
'İnsanın içinde hem iyilik, hem kötülük vardır. Ben eğitmenlik yaparken de öğrencilerime bunu söylüyorum. Kendi karakterimizi bilmemiz lazım. Hem çok namusluyuz, hem de içimizde sakladığımız ne gizlerimiz var. Oyunculuk içimizdeki parçaları bulup çıkarmaktır. Oyunda Orhan Kılıç, inanılmaz, korkunç, adice, tanrı olmak isteyen tam bir sapkını canlandırırken ben onun karşısında tamamen düzene uymuş, gerçek bir dindar olan, onu yola getireceğini sanan bir adamı canlandırıyorum.'
Orhan Kılıç'ın büyük bir oyuncu olduğu düşüncesini dile getiren Başar, Türkiye'de ilk kez tiyatro yapıyor olmasının izleyiciyi yanıltmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Başar, Türkiye'de aynı oyunların tekrar tekrar sahneye koyulduğu eleştirisini dile getirerek, şu görüşlerini paylaştı:
'Yeni oyunlar pek çıkmıyor maalesef. Biz bir özel tiyatro olarak işimizde gelişmeye, iyi olmaya çalışıyoruz. Her görüşten insan oyunlarımızı izliyor, mutlu oluyor. Tiyatro elbette politik bir şeydir, yapan politik görüşünü söyler ancak 'Tek yol devrim', 'Yaşasın şeriat' söylemiyle yapılan işler bir sanat değil. Bunlar slogandır. Herkesin bir politik görüşü var, herkes bu ülkenin iyiliğini, başka türlü istiyor. Bir araya gelip, oturduğumuzda birbirimizi anlıyoruz.'
'Tiyatro bir eğitim değildir, sanattır.' şeklinde konuşan Başar, 'Ben bir oyuncuyum, izleyici oyuncunun canlandırdığı şeyi örnek almamalı. Oyunu izlersin, eve gidip anne babanı örnek alırsın. Sanat yapan insan sahnede örnek olmak zorunda değildir, sanatçıya o sorumluluk yüklenemez. Sanatçı bir iş yapar, izleyici mesajını alırsa alır. Kötü etkiliyor, iyi etkiliyor diye bir şey söz konusu olamaz. Sanatçı, toplumun hiçbir kesimine hakaret etmeden işini özgürce yapmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.
Oyun, 19 Mayıs'ta Borusan Oto Dolmabahçe Sahne'de, 20 Mayıs'ta Ankara Cepa AVM içinde yer alan Campus Kültür Merkezi'nde izleyiciyle buluşacak.
- Ted Bundy hakkında
Oyun, hepsi annesine ve eski sevgilisine benzeyen kurbanlarını öldürdükten sonra tecavüz eden Ted Bundy'nin celladıyla geçirdiği son bir saati gözler önüne seriyor. Metnini Kosta Kortidis yazdığı oyunun dekor ve kostümü Murat Gülmez, ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a ait. Oyunda sahneye yansıtılan filmlerin yönetmeni ise Tayfun Dinçer. Oyunun yönetmenliğini Nesimi Kaygusuz üstleniyor.
Kaynak: AA
Tiyatro Keyfi’nin sahnelediği 'Ted Bundy' oyunu hakkında AA muhabirine açıklamada bulunan oyuncu Orhan Kılıç, Kosta Kortidis'in gerçek bir seri katilin hikayesinden yola çıkarak yazdığı ve dünyada ilk kez tiyatro sahnesine Türkiye'de taşınan oyunun dünya prömiyerinin 12 Nisan'da gerçekleştiğini anlattı.
Kılıç, şöyle konuştu:
'Oyunumuzun yazarı Kosta Kortidis bence gelecekte Türkiye'nin mihenk taşlarından olacak birisi. Kendisi sıra dışı işler yazmak istiyor ve ülkemizde de yaşanan kadın cinayetlerine takılmış, sonra insanlar karşı cinse nasıl bu kadar kötü davranabiliyor diye araştırırken seri katil Ted Bundy ile karşılaşıyor.'
'Ted Bundy'nin daha önce üçüncü sınıf oyuncularla filminin çekildiği ve ilgi görmediği bilgisini aktaran Kılıç, oyunun dünyada ilk kez Türk yazar Kortidis tarafından yazılmasından gurur duyduğunu belirtti.
Kılıç, oyunda seri katil 'Ted Bundy' karakterini canlandırdığına dikkati çekerek, şöyle konuştu:
'Canlandırdığım rol çok kötü bir karakter. Bazı oyuncular kötü rolleri canlandırdığında rolün etkisinden çıkamadıklarını söylüyorlar. Rolünün etkisinden çıkamadığını söyleyen insan psikoloğa gitsin, kendini tedavi ettirsin. Bu bizim işimiz, hatta sahneye çıkmadan önce gırgır, şamata yapıyoruz. Sahnede bir oyun oynadığımızı biliyoruz. Rolün etkisinden çıkamadığını söyleyen oyunculara inanmıyorum, bu magazinsel bir söz, ben profesyonel bir oyuncuyum. Rolümü yapar, ceketimi giyer evime giderim.'
Oyuncunun çok katmanlı bir şahsiyet olduğu yorumunu yapan Kılıç, bir karakteri canlandırırken rolüne gerektiği gibi bürünmenin yanı sıra, bir oyun oynadığının son derece bilincinde olduğunu söyledi.
- 'Oyunculuk kontrol demek'
Kılıç, 'Oyunculuk demek kontrol demek.' düşüncesini paylaşarak, 'Ne oynarsan oyna, Ted Bundy'den daha sapık bir adamı oyna istersen, hep kontrol altında olacaksın. Kendini sahnede kaybetmek diye bir şey olamaz, bu amatörlük olur.' açıklamasında bulundu.
Sahnedeyken hem karakteri canlandırdığını, hem ışığı takip ettiğini, hem rol arkadaşıyla paslaştığını, hem de seyirciyi takip ettiğini vurgulayan Kılıç, bir oyuncunun rolünü canlandırırken beyninin 'dehşet verici' bir şekilde çalıştığını dile getirdi.
- 'Benim işim kendim etkilenmek değil seyirciyi etkilemek'
Kılıç, oyunu dört kez sahneledikleri bilgisini vererek, şunları anlattı:
'Her oyunda salon tıka basa izleyici doluydu. Canlandırdığım rol kadınları öldürüp, tecavüz eden bir karakter. Seyircilerden 'Ne kadar iğrençsiniz' diye bir şey duymadım. Çünkü hepsi beni dizilerden tanıyor, profesyonel bir oyuncu olduğumu biliyor. Ne kadar etkileyici olsak da bunun bir oyun olduğunu biliyorlar. Oyun sonrası gelip 'Yanınıza yaklaşabilir miyiz?', 'Hala rolünüzün etkisinde misiniz?', 'Şalteri ben indirmek istedim' diye şakalaşanlar oluyor tabii.'
Oyun sonrası izleyicilerin tepkilerinin kendisine rolünü iyi oynadığı hissini yaşattığını söyleyen Kılıç, tepkileri iltifat olarak kabul ettiğini kaydetti.
Kılıç, 'Benim işim kendim etkilenmek değil, seyirciyi etkilemek.' ifadesini kullanarak, 'Oyuncu ağlamayacak, ağlatacak. Oyuncu şakaya gülmeyecek, seyirciyi güldürecek.' şeklindeki düşüncesini aktardı.
Oyunda ele alınan 'kadın katilleri' konusunun Batı'da detaylı bir şekilde incelendiğine değinen Kılıç, 'Ted Bundy'nin 'derin yaraları' olan, heba olmuş bir çocukluk yaşayan bir karakter olduğuna vurgu yaparak, şu şekilde konuştu:
'Milyarlarca çocuk belki kötü bir çocukluk geçiriyor ama hepsi kötü oluyor diye bir şey yok. Maalesef bir tanesi Ted Bundy olabiliyor, hırsını, nefretini bir şekilde açığa vurmak istiyor ve maalesef bu adamlar da dünya tarihinde var. Elbette oyunumuzda olduğu gibi kötüler cezalarını buluyorlar bir şekilde.'
- 'Sanat yapan insan sahnede örnek olmak zorunda değildir'
Oyunda 'Cellat' karakterini canlandıran sanat yönetmeni, oyuncu Kemal Başar da, bir yönetmenin amacının sahnede yaşam kurmak olduğu görüşünü savunarak, 'Şimdi de bir yönetmenin kurduğu yaşamın bir parçası oldum. Oyunda Ted Bundy'nin celladını canlandırıyorum. Sisteme karşı çıkmayan, devletin verdiği görevini yerine getiren bir karakter.' dedi.
Başar, insanın içinde her duygunun bulunduğuna işaret ederek, şöyle devam etti:
'İnsanın içinde hem iyilik, hem kötülük vardır. Ben eğitmenlik yaparken de öğrencilerime bunu söylüyorum. Kendi karakterimizi bilmemiz lazım. Hem çok namusluyuz, hem de içimizde sakladığımız ne gizlerimiz var. Oyunculuk içimizdeki parçaları bulup çıkarmaktır. Oyunda Orhan Kılıç, inanılmaz, korkunç, adice, tanrı olmak isteyen tam bir sapkını canlandırırken ben onun karşısında tamamen düzene uymuş, gerçek bir dindar olan, onu yola getireceğini sanan bir adamı canlandırıyorum.'
Orhan Kılıç'ın büyük bir oyuncu olduğu düşüncesini dile getiren Başar, Türkiye'de ilk kez tiyatro yapıyor olmasının izleyiciyi yanıltmaması gerektiğine vurgu yaptı.
Başar, Türkiye'de aynı oyunların tekrar tekrar sahneye koyulduğu eleştirisini dile getirerek, şu görüşlerini paylaştı:
'Yeni oyunlar pek çıkmıyor maalesef. Biz bir özel tiyatro olarak işimizde gelişmeye, iyi olmaya çalışıyoruz. Her görüşten insan oyunlarımızı izliyor, mutlu oluyor. Tiyatro elbette politik bir şeydir, yapan politik görüşünü söyler ancak 'Tek yol devrim', 'Yaşasın şeriat' söylemiyle yapılan işler bir sanat değil. Bunlar slogandır. Herkesin bir politik görüşü var, herkes bu ülkenin iyiliğini, başka türlü istiyor. Bir araya gelip, oturduğumuzda birbirimizi anlıyoruz.'
'Tiyatro bir eğitim değildir, sanattır.' şeklinde konuşan Başar, 'Ben bir oyuncuyum, izleyici oyuncunun canlandırdığı şeyi örnek almamalı. Oyunu izlersin, eve gidip anne babanı örnek alırsın. Sanat yapan insan sahnede örnek olmak zorunda değildir, sanatçıya o sorumluluk yüklenemez. Sanatçı bir iş yapar, izleyici mesajını alırsa alır. Kötü etkiliyor, iyi etkiliyor diye bir şey söz konusu olamaz. Sanatçı, toplumun hiçbir kesimine hakaret etmeden işini özgürce yapmalıdır.' değerlendirmesinde bulundu.
Oyun, 19 Mayıs'ta Borusan Oto Dolmabahçe Sahne'de, 20 Mayıs'ta Ankara Cepa AVM içinde yer alan Campus Kültür Merkezi'nde izleyiciyle buluşacak.
- Ted Bundy hakkında
Oyun, hepsi annesine ve eski sevgilisine benzeyen kurbanlarını öldürdükten sonra tecavüz eden Ted Bundy'nin celladıyla geçirdiği son bir saati gözler önüne seriyor. Metnini Kosta Kortidis yazdığı oyunun dekor ve kostümü Murat Gülmez, ışık tasarımı Yüksel Aymaz’a ait. Oyunda sahneye yansıtılan filmlerin yönetmeni ise Tayfun Dinçer. Oyunun yönetmenliğini Nesimi Kaygusuz üstleniyor.