'Kentsel Atıklar Ekonomiye Kazandırılmalı'

İTÜ Kimya Metalurji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Karaosmanoğlu: 'Atıklar, üretime ve ekonomiye girmelidir. Geri dönüşüm, yeni bir fabrika kurma veya tesiste büyüme, kazanç ve yeni istihdam yaratma demektir' 'Atık asfalt, diğer tüm atıklarımız gibi ulusal servettir. Tamamı geri dönüştürülebilecek nitelikteki atık asfalt, üretim zincirinde mutlaka yer almalıdır' 'Dünya Bankası Katı Atık Yönetimi Küresel Değerlendirme Raporu'nda, kentsel katı atık miktarının 2025 yılında iki katına çıkacağı, kişi başına günde 1.42 kilogram atık üretileceği öngörülüyor'

LALE BİLDİRİCİ - İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Kimya Metalurji Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, atıkların üretime ve ekonomiye kazandırılması gerektiğini belirterek, 'Geri dönüşüm, yeni bir fabrika kurma veya tesiste büyüme, kazanç ve yeni istihdam yaratma demektir. Dünya Bankası Katı Atık Yönetimi Küresel Değerlendirme Raporu'nda, kentsel katı atık miktarının 2025 yılında iki katına çıkacağı, kişi başına günde 1.42 kilogram atık üretileceği öngörülüyor' dedi.

Karaosmanoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, her ürünün bir atık yarattığını söyledi. Mevcut en iyi teknoloji kullanılarak her tip atığın, atık hiyerarşisine uygun olarak değerlendirilebildiğini anlatan Karaosmanoğlu, 'Hedef en az atık üretimi olmalıdır. Sonra sırasıyla yeniden kullanım, geri dönüşüm, geri kazanım, yakarak bertaraf ve güvenli depolama yapmalıyız. Yaşamda geri dönüştürülemeyecek, geri kazanılmayacak tek büyüklük bence zaman. Geçmiş, kullanılmış zaman, heba edilen vakit asla geri gelmez. Ancak kullandığımız ürünlerin atıklarını ekonomik yaşama sokabiliriz. Teknoloji bize atığımızı yönetme, ekonomiye kazandırma ve dünyamızı korumayı sağlar. Yeter ki isteyelim. Yapalım, üretelim' diye konuştu.

Ülke yol ağlarının maddi değerinin yüksek olduğunu belirten Karaosmanoğlu, şunları anlattı:

'Yıprandığında kazınarak alınan asfalt başlı başına bir kıymettir. Yol yapımı yaygın kaplama malzemesi olan asfalt bileşimindeki asfalt bağlayıcı, ham petrolden üretiliyor. Dünya petrol rezervleri sınırlıdır. Türkiye petrol tüketiminin büyük bölümünü ithalatla sağlıyor. Bu nedenle asfaltın geri dönüşümü ile ithalatta azalma, maliyette düşüş olur. Asfalt bileşenlerinden tasarruf etme kaynak verimliliği sağlar. Çünkü atık asfalt, diğer tüm atıklarımız gibi ulusal servettir. Eğer atık asfaltı tekrar işlemezsek, taşımak ve depolamak ayrı bir çevresel sorun olur. Çevremizde döküm alanları oluşur ve çevremiz olumsuz etkilenir. Tamamı geri dönüştürülebilecek nitelikteki atık asfalt, üretim zincirinde mutlaka yer almalıdır. Atık asfaltını kullanan tesisler temiz üretim teknolojisi gereklerinden birini de yerine getirmiş oluyor. Çevre kanunumuzda 'Her türlü atık ve artığı doğrudan ve dolaylı biçimde alıcı ortama vermek, depolamak ve benzeri faaliyetlerde bulunmak yasaktır' demektedir. Bu nedenle yerel yönetimlerin atık yönetimini başarmaları gerekir. Metropol İstanbul yerel yönetiminin her atık yönetim başarısı, hem mükemmel bir örnek hem de ekonomik kazanç olur. İstanbulumuz'a bu yakışır.'

- 'Atık üretime, ekonomiye girmelidir'

Filiz Karaosmanoğlu, atığın bir hammadde olduğuna dikkati çekerek, atıkların üretime, ekonomiye girmesi gerektiğinin altını çizdi.

Geri dönüşümün, yeni bir fabrika kurma veya tesiste büyüme, kazanç ve yeni istihdam yaratma anlamına geldiğini ifade eden Karaosmanoğlu, 'Ülkeler sıfır atıklı üretim için ilerlemekte ve döngüsel ekonomi önem kazanıyor. Bir tesis atık değerlendirirse, ya da bu atık başka bir tesisin hammaddesi olursa döngüsel ekonomi başarılır. Hiçbir atık göz ardı edilebilecek kadar ucuz değildir. Çevresel etkisi kesinlikle ihmal edilemez. Yaşam döngüsü boyunca her ürün için sera gazları salınarak iklim değişikliğine olumsuz etki yapılır. Geri dönüşüm yapıldığında ürünün bu etkisinde azalma sağlanır ve ürünün karbon ayak izi düşer.' bilgisini verdi.

Ülkelerin gelişmişlik düzeyleri ile atık oluşum miktarı ve çeşitlerinin değiştiğini anlatan Karaosmanoğlu, dünyada katı atıkların yüzde 46'sının organik, yüzde 17'sinin kağıt, yüzde 10'unun plastik, yüzde 5'inin cam, yüzde 4'ünün metalden oluştuğunu söyledi. Karaosmanoğlu, şöyle konuştu:

'Ülkeler için kentsel katı atık miktarları önemli göstergelerden biri. Dünya Bankası Katı Atık Yönetimi Küresel Değerlendirme Raporu'nda, kentsel katı atıkları miktarının 2025 yılında iki katına çıkacağı, kişi başına günde 1.42 kilogram atık üretileceği öngörülüyor. OECD üye ülkelerinin dünya atığının yarısını ürettiği, en az atık çıkışının ise Afrika ve Güney Asya'da olduğu belirtiliyor. Yılda 2.2 milyar ton atık boşa giderek çevremizi kirletemez. AB-28 ülkelerinde kentsel atık miktarı yüzde 37 olup, ABD'de kentsel atığın yarısı ekonomiye kazandırılıyor. Türkiye'de katı atık bileşimi, yüzde 34 mutfak atıkları, yüzde 11 kağıt, yüzde 6 cam, yüzde 4 hacimli karton, yüzde 2 plastik, yüzde 1 karton, yüzde 1 metal, yüzde 19 diğer yanabilen ve yüzde 22 diğer yanmayan atıklardan oluşuyor. '

Türkiye’nin bir Ulusal Atık Veri Merkezi olması gerektiğini görüşünü aktaran Karaosmanolu, 'AB 2030 yılından itibaren atıkların geri dönüştürülmesi ve yeniden kullanımının en az yüzde 70'e çıkarılmasını, mevzuatını sadeleştirmeyi, atıktan katma değerli ürünlere geçişi, ikincil hammadde pazarını geliştirmeyi öngörüyor. Ülkemiz ne yapacak? Türkiye’nin geri dönüşüm hedefleri nedir? Bilmeliyiz.' ifadelerini kullandı.
Kaynak: AA