CHP Muğla Milletvekili Demir Açıklaması
'Yetersiz sağlık hizmeti insanların daha çok hastalanmasına neden oluyor. AKP'nin sağlık sistemi toplumu iyileştirmek yerine hasta ettiğini ortaya koyuyor'
CHP Muğla Milletvekili Nurettin Demir, yetersiz sağlık hizmetinin insanları hastalandırdığını belirterek, 'AKP'nin sağlık sistemi toplumumuz iyileştirmek yerine hasta ettiğini ortaya koyuyor.' dedi.
Demir, Dünya Sağlık Haftası dolayısıyla Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin sağlık politikası ve uygulamalarını eleştirdi.
AK Parti iktidarında uygulanan sağlık politikaları neticesinde insanların sağlıklarını kaybettiğini öne süren Demir, bu yıllar arasında hastaneye başvuru sayısının 3, acil servise başvuran hasta sayısının 10 ve ameliyat sayısının 5 kat arttığını, kişi başına ilaç tüketiminin de 25-26 kutuya çıktığını savundu.
Demir, 'Yetersiz sağlık hizmeti insanların daha çok hastalanmasına neden oluyor. AKP'nin sağlık sistemi toplumumuz iyileştirmek yerine hasta ettiğini ortaya koyuyor.' diye konuştu.
Sağlıktaki özelleştirme ve devlet kurumlarındaki yetersiz sağlık hizmeti nedeniyle özel hastanelere başvuru sayısının da son 12 yılda 13 kat arttığını öne süren Demir, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnun olmadığını söyledi.
Demir, 'Randevu sisteminde devletin elinin tamamen hastanın cebinde olduğunu görüyoruz. 182 randevu hattını çevirdiğin zaman 5 kağıt vatandaşın cebinden gidiyor, randevu alsa da almasa da böyle bir soygun düzeni devam ediyor. Vatandaş 5 lirayı vermektense hasta sabahın köründe hastanelere gidiyor, kuyruklara girmek zorunda kalıyor.' ifadelerini kullandı.
Sağlık personeline uygulanan şiddete de değinen Demir, bir yıl içinde 2 hekimin şiddet olayı sonucu hayatını kaybettiğini, şiddetin hastane, ameliyathane, yoğun bakım ya da acil servislerin dışında eczanelerde dahi görülmeye başlandığını belirtti.
CHP'li Demir, 'Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kronikleşmiş durumda. Sağlık Bakanlığı, eczaneleri sağlık hizmeti veren kurum olarak değil, Maliye Bakanlığının vergi toplama büroları haline dönüştürdüğü için sağlıkta şiddet artırıyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Demir, iktidarın sorunların çözümü için 'torba kanun' ile rötuş yaptığını, ancak bunda da başarılı olamayacağını savundu.
Kaynak: AA
Demir, Dünya Sağlık Haftası dolayısıyla Meclis'te düzenlediği basın toplantısında, AK Parti'nin sağlık politikası ve uygulamalarını eleştirdi.
AK Parti iktidarında uygulanan sağlık politikaları neticesinde insanların sağlıklarını kaybettiğini öne süren Demir, bu yıllar arasında hastaneye başvuru sayısının 3, acil servise başvuran hasta sayısının 10 ve ameliyat sayısının 5 kat arttığını, kişi başına ilaç tüketiminin de 25-26 kutuya çıktığını savundu.
Demir, 'Yetersiz sağlık hizmeti insanların daha çok hastalanmasına neden oluyor. AKP'nin sağlık sistemi toplumumuz iyileştirmek yerine hasta ettiğini ortaya koyuyor.' diye konuştu.
Sağlıktaki özelleştirme ve devlet kurumlarındaki yetersiz sağlık hizmeti nedeniyle özel hastanelere başvuru sayısının da son 12 yılda 13 kat arttığını öne süren Demir, vatandaşların sağlık hizmetlerinden memnun olmadığını söyledi.
Demir, 'Randevu sisteminde devletin elinin tamamen hastanın cebinde olduğunu görüyoruz. 182 randevu hattını çevirdiğin zaman 5 kağıt vatandaşın cebinden gidiyor, randevu alsa da almasa da böyle bir soygun düzeni devam ediyor. Vatandaş 5 lirayı vermektense hasta sabahın köründe hastanelere gidiyor, kuyruklara girmek zorunda kalıyor.' ifadelerini kullandı.
Sağlık personeline uygulanan şiddete de değinen Demir, bir yıl içinde 2 hekimin şiddet olayı sonucu hayatını kaybettiğini, şiddetin hastane, ameliyathane, yoğun bakım ya da acil servislerin dışında eczanelerde dahi görülmeye başlandığını belirtti.
CHP'li Demir, 'Sağlık çalışanlarına yönelik şiddet kronikleşmiş durumda. Sağlık Bakanlığı, eczaneleri sağlık hizmeti veren kurum olarak değil, Maliye Bakanlığının vergi toplama büroları haline dönüştürdüğü için sağlıkta şiddet artırıyor.' değerlendirmesinde bulundu.
Demir, iktidarın sorunların çözümü için 'torba kanun' ile rötuş yaptığını, ancak bunda da başarılı olamayacağını savundu.