Doğramacı, Doğumunun 101. Yılında Anıldı
İlk YÖK Başkanı ve Bilkent Üniversitesinin kurucusu Doğramacı, doğumunun 101. yılında Hacettepe Üniversitesinde düzenlenen törenle anıldı
İlk YÖK Başkanı ve Bilkent Üniversitesinin kurucusu Prof. Dr. İhsan Doğramacı, doğumunun 101. yılında Hacettepe Üniversitesinde düzenlenen törenle anıldı.
Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi'ndeki törene, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Doğramacı, yazar Prof. Dr. Bozkurt Güvenç ve davetliler katıldı.
Ali Doğramacı, törendeki konuşmasında babasının vefat etmeden birkaç yıl önce Bilkent yerleşkesinde bir cami yaptırdığını hatırlattı. Avlunun bir bölümünde diğer din mensuplarının ibadet etmeleri için boş alanlar oluşturulduğunu ifade eden Doğramacı, babasının 'Din, insanları ayırmak için değil, bir araya getirmek içindir' sözünü aktardı.
Bağdat'tan 2009'da gelen bir grup genç Iraklı diplomatın Bilkent'teki camiyi gördüğünde 'Bağdat'a da böyle bir şey yapar mısın?' diye sorduklarını dile getiren Doğramacı, 'Farklılıkları bir araya getirip o zenginlik içinde daha güzel bir hayat, daha yukarılara çıkma konusunda İhsan Doğramacı bir örnek' dedi.
- 'Odasına girdiğimde sorumluluğumun büyüklüğünü anladım'
Rektör Prof. Dr. Haluk Özen ise 2,5 ay önce göreve gelip merhum Doğramacı'nın makamına girdiği anda üstlendiği sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu anladığını belirtti.
Doğramacı'nın 101. doğum günü vesilesiyle bir araya geldiklerine işaret eden Özen, üniversite olarak hocalarının unutulmasının ve unutturulmasının mümkün olmadığını düşündüklerini söyledi.
Hayatının son 3 yılında 'Hoca' olarak hitap ettiği Doğramacı'yı tanıma fırsatı yakaladığını anlatan Özen, bir anısını şöyle aktardı:
'Yıl 1991 idi. Herkes tarafından Sovyetler Birliği'nin dağıldığı ve kapitalizm ve sosyalizm arasındaki yarışın nasıl bittiği tartışılırken Hoca, 'Bu hafta içinde bana acilen Moskova ve Bakü'ye bilet al. Oradan Bilkent'e çok yetenekli müzisyenleri getireceğim' demişti. Herkes o gün Sovyetlerin dağıldığını ve bunun dış politika anlamında neyi ifade ettiğini düşünürken hoca aslında Bilkent Senfoni Orkestrası'nı kurmuştu. Hayal etmek bile zor.'
'Simgesel olarak söylüyorum, eğer Ankara'nın altın anahtarı birine hediye edilecek olsaydı, herhalde hocamızdan daha iyi bir aday çıkamazdı' diye konuşan Özen, Doğramacı'nın Ankara'yı Türkiye'nin akademik merkezi haline getirdiğini bildirdi.
Yazar Güvenç ise konuşmasında, yollarının 1964'de kesiştiği Doğramacı ile anılarını paylaştı.
Ankara Devlet Opera ve Balesi solistlerinden İhsan Ekber, törende verdiği konserde Doğramacı'nın sevdiği Kerkük türkülerini seslendirdi.
3 Nisan 1915'te Erbil'de doğan İhsan Doğramacı, hayatını kaybettiği 25 Şubat 2010'a kadar çocukların sağlığı ve gençlerin eğitimiyle ilgili pek çok projeye imza attı.
Kaynak: AA
Hacettepe Üniversitesi Kültür Merkezi'ndeki törene, Hacettepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Haluk Özen, Bilkent Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Ali Doğramacı, yazar Prof. Dr. Bozkurt Güvenç ve davetliler katıldı.
Ali Doğramacı, törendeki konuşmasında babasının vefat etmeden birkaç yıl önce Bilkent yerleşkesinde bir cami yaptırdığını hatırlattı. Avlunun bir bölümünde diğer din mensuplarının ibadet etmeleri için boş alanlar oluşturulduğunu ifade eden Doğramacı, babasının 'Din, insanları ayırmak için değil, bir araya getirmek içindir' sözünü aktardı.
Bağdat'tan 2009'da gelen bir grup genç Iraklı diplomatın Bilkent'teki camiyi gördüğünde 'Bağdat'a da böyle bir şey yapar mısın?' diye sorduklarını dile getiren Doğramacı, 'Farklılıkları bir araya getirip o zenginlik içinde daha güzel bir hayat, daha yukarılara çıkma konusunda İhsan Doğramacı bir örnek' dedi.
- 'Odasına girdiğimde sorumluluğumun büyüklüğünü anladım'
Rektör Prof. Dr. Haluk Özen ise 2,5 ay önce göreve gelip merhum Doğramacı'nın makamına girdiği anda üstlendiği sorumluluğun ne kadar büyük olduğunu anladığını belirtti.
Doğramacı'nın 101. doğum günü vesilesiyle bir araya geldiklerine işaret eden Özen, üniversite olarak hocalarının unutulmasının ve unutturulmasının mümkün olmadığını düşündüklerini söyledi.
Hayatının son 3 yılında 'Hoca' olarak hitap ettiği Doğramacı'yı tanıma fırsatı yakaladığını anlatan Özen, bir anısını şöyle aktardı:
'Yıl 1991 idi. Herkes tarafından Sovyetler Birliği'nin dağıldığı ve kapitalizm ve sosyalizm arasındaki yarışın nasıl bittiği tartışılırken Hoca, 'Bu hafta içinde bana acilen Moskova ve Bakü'ye bilet al. Oradan Bilkent'e çok yetenekli müzisyenleri getireceğim' demişti. Herkes o gün Sovyetlerin dağıldığını ve bunun dış politika anlamında neyi ifade ettiğini düşünürken hoca aslında Bilkent Senfoni Orkestrası'nı kurmuştu. Hayal etmek bile zor.'
'Simgesel olarak söylüyorum, eğer Ankara'nın altın anahtarı birine hediye edilecek olsaydı, herhalde hocamızdan daha iyi bir aday çıkamazdı' diye konuşan Özen, Doğramacı'nın Ankara'yı Türkiye'nin akademik merkezi haline getirdiğini bildirdi.
Yazar Güvenç ise konuşmasında, yollarının 1964'de kesiştiği Doğramacı ile anılarını paylaştı.
Ankara Devlet Opera ve Balesi solistlerinden İhsan Ekber, törende verdiği konserde Doğramacı'nın sevdiği Kerkük türkülerini seslendirdi.
3 Nisan 1915'te Erbil'de doğan İhsan Doğramacı, hayatını kaybettiği 25 Şubat 2010'a kadar çocukların sağlığı ve gençlerin eğitimiyle ilgili pek çok projeye imza attı.