Zirve Yayınevi Davasının 111. Duruşması

Zirve Yayınevi’nde biri Alman uyruklu 3 kişinin boğazları kesilerek öldürülmesine ilişkin davanın 111’inci duruşması Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.

Zirve Yayınevi Davasının 111. Duruşması
Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya tutuksuz yargılanan Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım polis araçlarıyla getirildi.

Duruşmaya tutuksuz sanıklar emekli Albay Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Ruhi Abat, Levent Ercan Gelegen, Murat Göktürk, Abdullah Atılgan, Hüseyin Yelki katıldı.

Tutuksuz sanıklar Cuma Özdemir Darende Adliyesi’nden, Hamit Çeker ise Elbistan Adliyesi’nden SEGBİS sistemiyle duruşmaya dahil edildi. Zirve Yayınevi’nde öldürülen Uğur Yüksel’in annesi Hatice Yüksel de 111. duruşmaya katıldı.

Mahkeme Başkanı Vedat Koç, dosyaya gelen belgeleri okudu. Daha sonra söz alan Savcı Burhanettin Olğun, geçtiğimiz günlerde hazırladığı mütalaasını okudu. Mahkeme Başkanı Vedat Koç, “9 yıldır süren bir dava ve savunmalarda herkese yeterli süre verdik. Bundan sonra esas hakkındaki savunmaları hemen alıp dosyayı kapatmayı düşünüyoruz” diye konuştu.

Mahkeme Başkanı Vedat Koç, ardından sanıklara ve avukatlara söz verdi. Müdafi avukatlarından Ali Koç, “10 yıllık süre zarfında birden fazla iddianameyle ortaya çıkan tezler, ardından paralel yapı denilen durumla bazı şeylerin değişmesi acı bir şey. Burada adalet, çıkmaz. Hiç bu kadar uzun bir sürece gerek yoktu. Dosyada herhangi bir değişiklik yok, dosya olduğu gibi duruyor. 2 mütalaa verildi, şimdi bir mütalaa daha var. Son verilen mütalaa ile diğer mütalaalar taban tabana zıttır. Bu nedenle iddianameyi ve mütalaaları gerçek bulmuyoruz. Hukuk açısından tezlerimizi sunmak için ek süre talep ediyoruz” şeklinde konuştu.

Emekli Albay Mehmet Ülger, esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere ek süre talep etti. Ülger, “Savcının belgeleri tam olarak okuyup bir mütalaa verdiğini düşünmüyorum. Bu davanın uzamasının tek sorumlusu müdafi avukatlarıdır, sanıkların değil. Bir dönem AK Parti’nin yanında olan paralel yapı daha sonra CHP’nin saffına geçmiştir” ifadelerini kullandı.

Haydar Yeşil de esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere ek süre talep etti.

Daha sonra söz alan tutuksuz sanık Ruhi Abat, Zirve Yayınevi Davası’nın olgu değil bir algı davası olduğunu iddia etti. Abat, “Olmayan bir dava Adem Yavuz Aslan’ın kitabıyla başladı.

Bununla bir algı oluşturuldu ve biz tutuklandık. Bu dava üzerinden bazıları yazar oldu, bizler de 4 sene cezaevinde yattık. Savcı Zafer Hazar’ın hazırladığı mütalaa ile şimdiki mütalaa arasında farklar var. Bu iddianame hukukun değil psikolojinin konudur. Adalet, geçte olsa tecelli etmiştir, bundan sonra da edecektir. Esas hakkındaki savunmamı yapmak üzere ek süre talep ediyorum” sözlerini kaydetti.

Tutuksuz sanık Abdullah Atılgan, esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere ek süre talep etti.

Duruşmada esas hakkındaki savunmasını yapan Murat Göktürk, “Ümidim ek soruşturma ile hukuk suikastçılarının yargılanmasıdır. Yaşadığım acılara rağmen adaletin tecelli edeceğine hep inandım. 3 buçuk yıl tutuklu kaldım, ailemden, sevdiklerimden ve mesleğinden uzak kaldım. Buna rağmen hukuka her zaman güvendim ama bizi tutuklayan savcı şimdi hukuka güvenmedi, kaçtı. Görevimi hiçbir zaman kötüye kullanmadım, şahsi çıkarlar gözetmedim. Türk Silahlı Kuvvetleri’nde 1992 yılından beri sadakat ile askerlik görevimi yaptım. Hiçbir terör örgütüne üye olmadım. Alnım anamın ak sütü gibi beyazdır. Son mütalaa ile mahkemenin adaletli bir karar vereceğine inancım tamdır. Esas hakkındaki savunmamı 3 sayfa şeklinde mahkemeye sunuyorum” diye konuştu.

Levent Ercan Gelegen, “Olmayan bir Ergenekon ve TUSHAD varken hakkımdaki suçlamaları kabul etmem mümkün değil. Bir delil yokken algılarla bizi tutukladılar. Ben delil yetersizliğinden beraat istemimi kabul etmiyorum” şeklinde konuşarak esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere ek süre talep etti.

Tutuksuz sanıklar Emre Günaydın, Salih Gürler, Abuzer Yıldırım, Cuma Özdemir esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere ek süre talep etti. Hamit Çeker ise daha önceki savunmasını yaptığını belirtti.

Tutuksuz sanık Hüseyin Yelki, esas hakkındaki savunmasını daha önce yaptığını, savunmasını tekrar ettiğini belirterek, beraatını talep etti.

Duruşmada son olarak konuşan emekli Orgeneral Ahmet Hurşit Tolon’un avukatı İlkay Sezer, “Eğer yargılanma başından sonuna kadar takip edilseydi sadece değişenin mütalaa olmadığı görülürdü. Burada yargılanma değil infaz yapılmak istendi. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin burada boğdurulmasını izlemek istediler. İlker Çınar’ın bütün yalanlarını delillerle ortaya koydum. Aslında bugün olması gereken yerdeyiz. Bu insanlar masum, bu insanlar sırf üniforma giydiği için mahkum edilmek istendi. Eğer bir kişi suç işlemişse ceza bellidir. Müvekkilimle ilgili olarak dosyaya sunmuş olduğum savunmaları ve belgeleri tekrar ediyoruz. İlker Çınar hakkında ise iftira, suç uydurma, yalancı tanıklık hususunda suç duyurusunda bulunuyoruz. Dosyadan artık el çekiyoruz” diye konuştu.

Mahkeme heyeti daha sonra ara kararlarını açıkladı.

Heyet, esas hakkındaki savunmasını yapmak üzere ek süre talep eden sanıklara ve avukatlara ek süre verilmesine, tutuklu sanık Varol Bülent Aral’ın tutukluluk halinin devamına ve duruşmanın 31 Mayıs tarihinde görülmesine karar verdi.
Kaynak: İHA