Başkanlık Sistemi Referandumu Araştırma Sonuçları Açıklandı

Metropol Araştırma Şirketi kurucusu Özer Sancar, bu pazar başkanlık sistemi ile ilgili referandum yapılsa ve kararsızlar oransal olarak dağıtılsa evet diyenlerin oranının yüzde 45,5, hayır diyenlerin oranının ise yüzde 55,5 olduğunu söyledi.

Başkanlık Sistemi Referandumu Araştırma Sonuçları Açıklandı
CHP İzmir İl Başkanlığı tarafından düzenlenen "Cumhuriyet, Barış ve Demokrasi İçin Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem" konulu panele Metropol Araştırma Şirketi kurucusu Özer Sancar, eski İnsan Hakları Mahkemesi Yargıcı ve eski CHP Milletvekili Rıza Türmen ile Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar konuşmacı olarak katıldı.

Panelin moderatörlüğünü CHP AB Temsilcisi Kader Sevinç üstlendi. Panelde Nisan 2016 döneminde başkanlık sistemi ile ilgili yaptıkları araştırmaları paylaşan Metropol Araştırma Şirketi kurucusu Özer Sancar, “Bu pazar başkanlık sistemi ile ilgili referandum yapılsa ve kararsızlar oransal olarak dağıtılırsa evet diyenlerin oranı yüzde 45,5, hayır diyenlerin oranı ise yüzde 55,5” dedi.

YÜZDE 74 BAŞKANLIK SİSTEMİNDEN HABERDAR

2012 yılından bu yana başkanlık sistemi ile ilgili 14 araştırma yaptıklarını kaydeden Sancar, nisan ayında yaptıkları araştırmalarda halkın yüzde 74’ünün başkanlık sisteminden haberdar, yüzde 21’inin ise haberdar olmadığının görüldüğünü belirtti.

Sancar’ın verdiği araştırma sonuçlarına göre başkanlık sistemi ile ilgili en fazla bilgi sahibi olan kitle yüzde 82 ile CHP’li seçmenlerden oluşuyor. Bunu yüzde 81 ile HDP’li seçmen takip ederken yüzde 77 ile AK Partili seçmeni en son sırada MHP’li seçmen takip ediyor. Sancar, AK Partili seçmenin 5’te 1’inin başkanlık sisteminden halen haberdar olmadığını kaydederek, “Başkanlık sisteminden en az haberdar olan kitle MHP. AKP’den ve MHP’den başkanlık sisteminden haberdar olmayan kitlenin bilgilendirilmesi, başkanlık sisteminin kabul veya reddedilmesi ilgili hayati öneme sahiptir” açıklamasında bulundu.

Başkanlık sistemiyle ilgili olarak evet ve hayır diyenler arasındaki farkın düşük ve kritik olduğu kanaatinde olduğunu ifade eden Sancar, “2012 yılında başkanlık sistemi için evet yüzde 43, hayır yüzde 38. Bundan sonra başkanlık sistemine karşı duruş 56’ya çıkmış. Ocak 2016’dan itibaren yüzde düzenli ve azar azar azalma gösteriyor. Başkanlığa taraftar olanlar son 4 araştırmada ciddi değişiklik göstermemesine rağmen hayır diyenlerde anlamlı sayılabilecek bir düşüş var” diye konuştu.

DOKUNULMAZLIĞIN KALDIRILMASI ARAŞTIRMASI

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına ilişkin yapılan araştırmalara da değinen Sancar şöyle konuştu:

“Dokunulmazlığın kaldırılmasıyla bir alan açılmak isteniyor. HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılmasıyla AKP 15-20 milletvekili fazla alabilir. Güneydoğu’da yaşanan olaylar, Kilis’teki olaylar ve dokunulmazlık olayına bakıldığında iktidarın yakın gelecekte 2016’da baskın seçime gideceği şeklindedir. Kişisel kanaatim dokunulmazlığın sahneye getirilmesi olayını iktidarın referandumu sağlayacağı mekanizmanın sonucu olarak görüyorum. Halkımızın yüzde 45’i dokunulmazlıkların kaldırılması için evet derken, yüzde 41’i kaldırılmasına karşı çıkıyor. CHP seçmeninin yüzde 26’sı bu sahnede yer alıyor. Muhalefet partilerine mesajım var; suç işleyenin dokunulmazlığı kaldırılmalı ama suç işlediğinde yapılmalı.”

Referanduma katılım konusundaki araştırmaları açıklarken CHP’li seçmene seslenen Sancar, “CHP’li seçmenler temmuz-ağustos aylarında güneşi terk edip sandığa gelmezler” derken, HDP’lilerin yüzde 15’inin bu pazar referandum olsa sandığa gitmeyeceğinin görüldüğünü kaydetti.

Sancar, başkanlık sistemini destekleyenlerin en önemli üç faktörünün başkanlık sisteminin mevcut sisteme göre daha iyi olduğunun düşünülmesi, ülkenin daha iyi yönetileceğine inanılması ve Recep Tayyip Erdoğan’ın desteklenmesi nedeniyle olduğunu, bu üç faktörün toplamının yüzde 60’ı bulduğunu ifade etti.

Araştırmalara göre başkanlık sistemine karşı olanlarda ise yüzde 25’lik bir kesim diktatörlüğe yol açacağını düşünüyor, yüzde 9,7 demokrasiye zarar vereceğine inanıyor ve yüzde 9,2’lik kesim ise parlamenter sistemi yeterli buluyor. Araştırmalara göre AK Parti seçmeninin yüzde 80,4’ü başkanlık sistemine evet derken, yüzde 8,3’ü hayır; CHP seçmeninin yüzde 3,6’sı evet ve yüzde 93,9’u hayır; MHP seçmeninin yüzde 7,6’sı evet ve yüzde 78,2’si hayır; HDP seçmeninin yüzde 4’ü evet ve yüzde 87’si hayır diyor.

“GAFLET VE DALALET İÇİNDE SÖYLEDİ”

Panelin açılış konuşmasını gerçekleştiren CHP İzmir İl Başkanı Alaattin Yüksel ise, “Yeni anayasa lafını çok duyar olduk. Fiili başkanlık sistemini başlatan Cumhurbaşkanı yasal alt yapısını gerçekleştirmek için yeni bir anayasa istiyor. Biz de önümüzdeki süreçte belki referandumlarda tüm yurt sathında bununla yüzleşeceğiz. Bu yüzden hazır olmamız gerekiyor. Hemen her gün yeni bir şeyle karşılaşıyoruz. Meclis Başkanı, yasama organının başkanı çıkıyor yeni bir anayasanın nasıl olması gerektiğinin işaretlerini veriyor. ‘Sınıflarda kız-erkek öğrencileri ayıracaklar’ derken, Meclis eski Başkanı Sadık Yakut çıktı ‘kız-erkek öğrencileri sınıflarda ayırmak gerekiyor’ dedi.

Şimdi Meclis Başkanıdindar anayasa yapmalı’ dedi.

Kindar-dindar gençliği duyduk ama dindar anayasayı ilk kez duyduk. Laiklik din ve vicdan özgürlüğünün teminatıdır. Herkesin inancını özgürce yaşamasını sağlayacak sistemdir. Gaflet, dalalet, hatta hıyanet içinde kalktı böyle bir şey söyledi.

Bizim çok donanımlı, bilinçli olmamız, bunları iyi anlatabilmemiz gerekiyor. Onun için buradayız” dedi.

“PARLAMENTER SİSTEMİN DEMOKRASİYE YOL AÇMA OLASILIĞI ÜÇ KAT DAHA YÜKSEK”

Panelde konuşan eski İnsan Hakları Mahkemesi Yargıcı ve eski CHP Milletvekili Rıza Türmen ise, başkanlık sistemi ile ilgili bilgilendirmelerde bulundu. Türmen, “Başkanlık sistemi ile ilgili Türkiye’de bilgi kirliliği var. Başkanlık sistemi, yürütme gücünün halkın seçtiği başkana ait olan sistemdir. Araştırmalar gösterir ki parlamenter sistemin demokrasiye yol açma olasılığı başkanlık sistemine göre 3 kat daha yüksektir. 53 ülkede yapılan bir araştırmaya göre 53 ülkede başkanlık sistemini uygulayan 25 ülkeden sadece yüzde 5’si demokratik kalmış. Buna karşılık parlamenter sistemi uygulayan 28 ülkeden 17’si demokratik olarak kalmış. Bu araştırma daha sonra daha ayrıntılı şekilde tekrarlanmış. O zaman da aynı sonuç çıkmış. Ekonomist dergisinin 2013 yılında yaptığı Demokrasi Endeksi araştırmasında tam demokrasi olan 25 ülkeden 3’ü başkanlık sistemi ile yönetiliyor. Otoriter rejim diye nitelendirilen kategoride 52 ülkenin 22’si başkanlık veya yarı başkanlık sistemi ile yönetiliyor” ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE’DE PAYLAŞMACI DEMOKRASİYE İHTİYAÇ VAR”

“Başkanlık sisteminde kazanan her şeyi alıyor, kaybeden her şeyi kaybediyor” diyen Türmen, başkanlık sisteminin kutuplaştırmayı artıran, uzlaşıcı bir rejimi zorlaştıran bir faktör olduğunu savundu. Türmen, şöyle devam etti:

“Başkanlık sisteminin katılığı var. Başkan belirli süre için seçiliyor. Başarısız olsa dahi, halk desteğini kaybetse dahi o süre içinde devam ediyor. Ta ki süresi bitene kadar. Bu katılık iyi de kötü de olabilir. Halk desteğini kaybetmiş bir başkan görevine devam edebiliyor ya da başarılı bir başkan görevi bittiğinde devam edemiyor. Başkanlık, paylaşmacı demokrasiyi teşvik etmez, tam tersi çoğulcu demokrasiyi teşvik ediyor. Türkiye gibi kutuplaşmış ülkelerde paylaşmacı demokrasiye ihtiyaç vardır.”

“TÜRKİYE’DE DEMOKRATİKLEŞMESİNİN YAPISAL SORUNLARI VAR”

Başkanlık sisteminin Amerika’da başarılı olmasının sebeplerini de sıralayan Türmen, Amerika’da iki parti olduğunu ve bu iki partinin arasında ideolojik farlılıkların fazla olmadığını kaydetti.

Amerika’nın kendi geliştirdiği bir demokrasi kültürü olduğunu kaydeden Türmen, şunları söyledi:

“Türkiye’de demokratikleşmesinin yapısal sorunları var. Çok merkezi bir devlet yapısı var. Türkiye siyasetinde otoriter eğilimleri çok görüyorsunuz. Kutuplaştırma eğilimi var. AKP olunca bunlar kat be kat böyle oluyor. Bugün bütün kurumlar yürütmeye bağlı. Yargı da buna dahil. Buna karşılık istihbarat güçlendirildi. Güçler ayrılığı yok. Güçler birliğinden söz edebiliriz. Hukuk devleti Türkiye’de bugün çok zayıfladı. Türk siyasetin içinde taşıdığı yapısal sorunlar Başkanlığa elverişli değil.”

“BÜYÜK, MEŞAKKATLİ VE ZOR BİR İŞ”

Türk siyasetinin 1876’dan bu yana her zaman parlamenter sistemle geliştiğini, Türkiye’deki başkanlık sisteminde sadece etkilenecek olanın başkanlık olmayacağını ifade eden Türmen, “Bütün kurumları yeniden dizayn etmeniz gerekecek. Büyük, meşakkatli ve zor bir iştir. Bütün demokratik geleneklerinizi olduğu gibi değiştirmek zor bir iştir. Neden bu kadar büyük bir zorluğa gireceğiz ayrı bir soru” diye konuştu.

“İYİ BİR BAŞKANLIK DAHİ TÜRKİYE’NİN YAPISINA UYGUN DEĞİL”

İyi bir başkanlık sisteminin dahi Türkiye’nin demokratik gelişmesine, geçmişine ve Türk siyasetinin yapısına uygun olmadığını savunan Türmen, “Amerika’daki başarılı başkanlık sistemi modeli getirsek bile Türk siyasetinin yapısı başkanlık sisteminden tek adam yönetimi doğuracaktır. Bir de AKP’nin getirdiği başkanlık sistemi ise bir hükümet değişikliği değildir. Biz rejim değişikliğidir. Başkanlık sistemi çok katı bir güçler ayrılığı öngörmekteyken, AKP’nin önerdiği sistem, kuvvetler birliği sistemi getirmektedir. Burada ideolojik bir şey var. Tek tipçi bir Sünni İslamcı bir otoriteyi kabul ettirmek gibi bir amaç güdülmektedir. AKP’nin getirdiği öneri çoğulculuğa izin vermeyen, tek tipçi Türkiye, Sünni İslamcı rejim giydiren bir öneridir. Altında yatan temel ideolojiyi görebilmek lazım. Bu sistemde başkan aslında bir monarktır. Hem hükümetin, hem partinin, hem de bütün halkı kucaklayacak bir devlet başkanıdır” dedi.

“ABESLE İŞTİGAL TARTIŞMA”

Başkanlık sistemi tartışmalarını 2016 Türkiyesi’nde yapmanın abesle iştigal olduğunu ancak yapmaktan kaçılamayacağını belirten Bilgi Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eski CHP Genel Başkan Yardımcısı Burhan Şenatalar da, şunları söyledi:

“Bu tartışmayı mecburen yapacağız. Çok donanımlı olarak yarın sahaya inmemiz gerekecek. Bir siyasi sistemde güç ne kadar merkezileşiyorsa demokrasiden o kadar uzaklaşırsınız. Güç yozlaştırır. Getirilen sistem Türkiye’de siyasi iktidarın paylaşılmasını getiriyorsa o zaman ciddiye alınır ama iktidarın yoğunlaşmasını getiriyorsa karşı çıkmak zorunludur. Yalan yanlış iddialarla karşılaşıyoruz. Eğitim, sağlık göstergeleri yukarıda olan ülkelere baktığınızda istisnai olarak başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeler var. Bizim AKP’liler en başarılı olan Amerika’daki sistemi beğenmiyorlar.”

“AKLINA ŞAŞARIM”

Brezilya, Arjantin, Meksika ve Şili gibi başkanlık sistemi ile yönetilen ülkeleri sıralayan Şenatalar, “Bu ülkelerde ‘Başkanlık sistemi oldu diye demokrasi geldi’ diyen varsa aklına şaşarım. Başkanlık sistemi aslında kendi varlığını daha güçlendirmek için bir takım liderler için uygun bir sistemdir” dedi.

Şenatalar, laiklik tartışmalarına ilişkin de şu ifadeleri kullandı:

“Meclis’in başına gelmiş bizler için talihsizlik olan şahıs ‘Anayasa laiklik olmamalı’ dedi.

Dine dayalı bir madde olmasının gerekli olduğunu söyledi.

Yalan yanlış gerekçe ile dünyada üç tane anayasada laiklik varmış, öbürlerinde yokmuş; Türkiye, Fransa ve İrlanda. Yunanistan ve Danimarka anayasasında din yazar. Bu arkadaş laikliğin yazdığı anayasalar Türkiye, İrlanda ve Fransa demiş. Halbuki İrlanda anayasasında da din var. Dışındakilerde din yazmamış ama din ve vicdan özgürü yazmış ve ‘devlet dinler arası ayrım yapmaz’ demiş. Adına laiklik demiş olması gerekmiyor. İrlanda anayasası ‘dini eğitim verilen okullara giden çocuklar zorunlu din dersi almak zorunda değildir’ demiştir. AKP’nin projesi otoriterlik artı dinileştirilen bir toplum projesidir.”
Kaynak: İHA