Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Yasa Tasarısı
CHP İzmir Milletvekili Balbay: '(Ergenekon davası) Ben kendi adıma özür beklemiyorum. Gelin, bu davanın yanlış olduğunu siz de söyleyin'
TBMM Genel Kurulu'nda, Cezai Konularda Uluslararası Adli İşbirliği Kanunu Tasarısı'nın görüşmeleri sürüyor.
'Temel Kanun' olarak ele alınan tasarının görüşmelerine 16. madde üzerinden devam edildi. Önerge üzerine söz alan MHP Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul, mali suçlarda ya beyaz ya da siyah tarafta olunacağını dile getirerek, 'Bunun aksi durumlarda AKP Hükümeti gibi gri alanda kalmak isterseniz ülkemizi uluslararası yaptırımlardan kurtulmak isteyen yasa dışı ticaret ilişkilerinin ortasında bırakırsınız. Nitekim, iki arsızın ülkemizde dağıttığı rüşvetler ve yürüttükleri kirli ilişkilerin neticesini yabancı mahkemelerden öğrenmek için bekleyen bir ülkeye dönüşmüş durumdayız maalesef.' dedi.
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, 'Bir ülkede gazeteciler gazetecilik yaptığı için yargılanıyorsa, siyasetçiler siyaset yaptıkları için tutuklanıyorsa, merkezi makamlar yargı üzerinde bir baskı aracı olarak tutuluyorsa demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.' diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise Ergenekon davası sırasındaki hukuksuzlukları dile getirerek, 'Ben kendi adıma özür beklemiyorum. Gelin, bu davanın yanlış olduğunu siz de söyleyin bundan sonrakiler için.' ifadesini kullandı.
İstanbul'da Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı dava ile akademisyenlerin davasının görüldüğünü hatırlatan Balbay, 'Hepiniz canhıraş 'dava doğru' diyorsunuz. İnanın, biraz ayrıntılarına baktığınızda belki önümüzdeki yıl 'çok farklıymış' diye düşüneceksiniz.' değerlendirmesinde bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, 'Sayın Başkan, değerli vekiller; sizlere bir haberim var: Ergenekon diye bir örgüt yokmuş.' diye başladığı konuşmasında, şunları kaydetti:
'Oysa ne faydalı bir çuvaldı, sevmediklerinizi, fikrine katılmadıklarınızı, karşıt görüşte bulduklarınızın tamamını o çuvala bir bir atıveriyordunuz. Hatırlar mısınız, bir zamanlar katliamlar üzerinden siyaset yaparken 'Literatürde varsa özür dileriz.' diyen bir Başbakan vardı. Ben yine haber veriyorum arkadaşlar, evet, literatürde var, buyursunlar özür dilesinler, bugün özür günüdür. Yetmez ama evet, devamının da olması gereklidir. Çünkü özür yetmez çünkü hayatlarını çaldığınız insanların, intihar etmek zorunda bıraktığınız, tecritlerde işkence ettiğiniz gazetecilerin, salt babasını ziyarete gitti diye terörist muamelesi yaparak elbisesini delik deşik ettiğiniz küçücük çocukların, ailelerin vebali üzerinizde, onlardan da özür dilemek zorundasınız.'
- Akademisyenlerin tahliyesi...
Genel Kurul'da, tutuklu 4 akademisyenin tahliyesine ilişkin karar üzerine grup başkanvekilleri görüşlerini ifade etti.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 'AKP iktidarında 'düşüncelerine katılmıyorum ama senin düşüncelerini savunma hakkını sonuna kadar destekleyeceğim.' diyen Voltaire'in 250 yıl önce söylediğinin gerisine düştük. Bizi evrensel düşünce özgürlüğü değerlerinde çağın 250 yıl geresinde götüren AKP iktidarına karşı Türkiye'de hakimler var.' dedi.
HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, akademisyenlerin tahliyesine ilişkin kararın Türkiye tarihi açısından önemli olduğunu belirterek, 'bu suça ortak olmayacağız' diyen ve barış talepleri için düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklanmaların AB ile uyum sürecinde olması ayıptı. Bu karar, umut verici sürecin başladığını gösteriyor.' görüşünü savundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da aynı konuda, '4 akademisyen önce tutuklandı bir süre sonra bırakıldı. Tutuklandığında siyasi spekülasyon yapıldı; 'AKP iktidarı tutuklattırdı' diye... İktidar yerinde duruyor, Saray dediğiniz adam da yerinde duruyor, mahkemeler de duruyor. Ne değişti; dün tutuklandı, bugün bırakıldılar. İktidarın bu konulara ilişkin iddia edildiği gibi tavrı olsaydı o insanlar hala içeride olurdu. Tamamen yargıya ait bir iştir. AK Parti'ye yönelik siyasi yaklaşımın ne kadar tutarsız olduğunu gösteriyor.' diye konuştu.
Tasarının görüşmeleri sürüyor.
Kaynak: AA
'Temel Kanun' olarak ele alınan tasarının görüşmelerine 16. madde üzerinden devam edildi. Önerge üzerine söz alan MHP Antalya Milletvekili Ahmet Selim Yurdakul, mali suçlarda ya beyaz ya da siyah tarafta olunacağını dile getirerek, 'Bunun aksi durumlarda AKP Hükümeti gibi gri alanda kalmak isterseniz ülkemizi uluslararası yaptırımlardan kurtulmak isteyen yasa dışı ticaret ilişkilerinin ortasında bırakırsınız. Nitekim, iki arsızın ülkemizde dağıttığı rüşvetler ve yürüttükleri kirli ilişkilerin neticesini yabancı mahkemelerden öğrenmek için bekleyen bir ülkeye dönüşmüş durumdayız maalesef.' dedi.
HDP Bitlis Milletvekili Mahmut Celadet Gaydalı, 'Bir ülkede gazeteciler gazetecilik yaptığı için yargılanıyorsa, siyasetçiler siyaset yaptıkları için tutuklanıyorsa, merkezi makamlar yargı üzerinde bir baskı aracı olarak tutuluyorsa demokrasiden bahsetmek mümkün değildir.' diye konuştu.
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Balbay ise Ergenekon davası sırasındaki hukuksuzlukları dile getirerek, 'Ben kendi adıma özür beklemiyorum. Gelin, bu davanın yanlış olduğunu siz de söyleyin bundan sonrakiler için.' ifadesini kullandı.
İstanbul'da Can Dündar ve Erdem Gül'ün yargılandığı dava ile akademisyenlerin davasının görüldüğünü hatırlatan Balbay, 'Hepiniz canhıraş 'dava doğru' diyorsunuz. İnanın, biraz ayrıntılarına baktığınızda belki önümüzdeki yıl 'çok farklıymış' diye düşüneceksiniz.' değerlendirmesinde bulundu.
CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, 'Sayın Başkan, değerli vekiller; sizlere bir haberim var: Ergenekon diye bir örgüt yokmuş.' diye başladığı konuşmasında, şunları kaydetti:
'Oysa ne faydalı bir çuvaldı, sevmediklerinizi, fikrine katılmadıklarınızı, karşıt görüşte bulduklarınızın tamamını o çuvala bir bir atıveriyordunuz. Hatırlar mısınız, bir zamanlar katliamlar üzerinden siyaset yaparken 'Literatürde varsa özür dileriz.' diyen bir Başbakan vardı. Ben yine haber veriyorum arkadaşlar, evet, literatürde var, buyursunlar özür dilesinler, bugün özür günüdür. Yetmez ama evet, devamının da olması gereklidir. Çünkü özür yetmez çünkü hayatlarını çaldığınız insanların, intihar etmek zorunda bıraktığınız, tecritlerde işkence ettiğiniz gazetecilerin, salt babasını ziyarete gitti diye terörist muamelesi yaparak elbisesini delik deşik ettiğiniz küçücük çocukların, ailelerin vebali üzerinizde, onlardan da özür dilemek zorundasınız.'
- Akademisyenlerin tahliyesi...
Genel Kurul'da, tutuklu 4 akademisyenin tahliyesine ilişkin karar üzerine grup başkanvekilleri görüşlerini ifade etti.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 'AKP iktidarında 'düşüncelerine katılmıyorum ama senin düşüncelerini savunma hakkını sonuna kadar destekleyeceğim.' diyen Voltaire'in 250 yıl önce söylediğinin gerisine düştük. Bizi evrensel düşünce özgürlüğü değerlerinde çağın 250 yıl geresinde götüren AKP iktidarına karşı Türkiye'de hakimler var.' dedi.
HDP Grup Başkanvekili Çağlar Demirel, akademisyenlerin tahliyesine ilişkin kararın Türkiye tarihi açısından önemli olduğunu belirterek, 'bu suça ortak olmayacağız' diyen ve barış talepleri için düşüncelerini ifade ettikleri için tutuklanmaların AB ile uyum sürecinde olması ayıptı. Bu karar, umut verici sürecin başladığını gösteriyor.' görüşünü savundu.
AK Parti Grup Başkanvekili Naci Bostancı da aynı konuda, '4 akademisyen önce tutuklandı bir süre sonra bırakıldı. Tutuklandığında siyasi spekülasyon yapıldı; 'AKP iktidarı tutuklattırdı' diye... İktidar yerinde duruyor, Saray dediğiniz adam da yerinde duruyor, mahkemeler de duruyor. Ne değişti; dün tutuklandı, bugün bırakıldılar. İktidarın bu konulara ilişkin iddia edildiği gibi tavrı olsaydı o insanlar hala içeride olurdu. Tamamen yargıya ait bir iştir. AK Parti'ye yönelik siyasi yaklaşımın ne kadar tutarsız olduğunu gösteriyor.' diye konuştu.
Tasarının görüşmeleri sürüyor.