'Dede'nin 2 Bin 700 Yıllık Tarihi Gün Yüzüne Çıkıyor
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü, Şardağı’nda bulunan ve ‘Dede’ ismiyle adlandırılan Tümülüs tarzı mezarın sit alanı ilan edilerek arkeolojik kültür varlığı olarak tescillenmesi için çalışma başlattı.
Dede Tümülüsünde inceleme yapan Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, anıt mezar olduğu değerlendirilen alanın milattan önce 6. yüzyıldan sonra bölgede hüküm süren Pontus Kralı Mitridate-Bedriata’nın ismi ile çağrışım yaptığını kaydetti.
Tümülüslerin, ana kayaya oyulmuş bir kral ya da bey mezarının üstünün çakıl taşları ile kapatılması mantığına dayandığını kaydeden arkeolog Ahmet Beyazlar, Dede Tümülüsünün Nemrut Dağı’ndaki Arkeokos’un mezarı ile benzerlik gösterdiğine vurgu yaptı.
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü, Şardağı’nda Elbistan’ı kuşbakışı olarak gören en hakim noktalardan biri olan alanda bulunan ve halk arasında ‘Dede’ olarak bilinen bölgenin tarihi ve kültürel değerini tespit etmek için harekete geçti. Bilinen bir tarihi olmayan ve ne için yapıldığına dair birçok rivayet bulunan Dede’nin hangi yıllarda ve ne amaçla Şardağı’nın tepesinde inşa edildiğinin tespit edilmesini öngören projenin ilk çalışması Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü uzmanı arkeolog Ahmet Beyazlar ve ekibi tarafından yapıldı.
Define arayıcılarının büyük bir kısmını talan ettiği Dede Tümülüsünün jeofizik incelemeler sonucunda kral ya da bey mezarı olduğunun belirlenmesinin ardından bölge sit alanı ilan edilecek ve arkeolojik kültür varlığı olarak tescil edilecek.
Elbistan’da yaşayan Mehmet Arkalı isimli vatandaşın BİMER’e yaptığı başvuru sonrasında başlayan çalışma hakkında bilgi veren Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, Tümülüslerin milattan önce 6. yüzyıldan Roma dönemine kadar Anadolu’da ve Orta Asya’da yaşam bulan bir anıt mezar türü olduğunu belirtti.
Tümülüslerin ana kayaya kazılan mezar odası ve üzerine çakıl taşı yığılması ile oluştuğunun bilgisini veren Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, “Bakanlığımıza BİMER kanalı ile Elbistan merkezdeki ‘Dede Tümülüsü’ ile ilgili tespit ve tescil çalışması talebinde bulunulması üzerine buradayız. Konuyla ilgili olarak çalışmaya geldik. Şardağı’nda bulunan alanda incelemeler yaptık. Alanın tesciline yönelik gerekli tespit çalışmasını yaptık. Yaptığımız tespite göre burası bir Tümülüs mezar. Tümülüs mezar, klasik dönem dediğimiz M.Ö. 6. yüzyıldan başlayarak Roma dönemine kadar geçen süreçte Anadolu’da ve Orta Asya’da yaşam bulmuş bir anıt mezar türü. Bunun altında ana kayaya oyulmuş mezar odası bulunur. Onun içinde de dönemin beyinin, kralının mezarı olur. Bunun da üzeri açılmasını engellemek için çakıl yığınları ile kapatılır. Taş yığınları hem mezarı korur hem de abidevi şekilde görülmesini ve ileri dönemlere aktarılması sağlanır” dedi.
Bölgeye verilen isim olan ‘Dede’nin tarihsel süreçte ata anlamına gelen ‘Date’ kelimesi ile çağrışım yaptığı görüşünü aktaran Beyazlar, bölgedeki anıt mezarın da Anadolu’da Romalılara karşı mücadele eden Pontus Kralı Mitridate’ye ait olabileceği izlenimini taşıdığını anlattı.
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, bu konuda da, “Dede; ata, date gibi bir isim. Anadolu’da Roma egemenliği oluşmadan önce 48 yıl sürmüş bir savaş var. Dede Tümülüs’ü de Anadolu’da Romalılara karşı mücadele eden dönemin Pontus Kralı Mitridate-Bedriata’nın ismi ile ilgili çağrışım yapıyor. Nitekim İskit Devleti’nin yıkılması sonucunda oradaki askerlerin Anadolu’da paralı asker olarak Büyük İskender’e gelmeleri, Büyük İskender’den sonra da yerel beylikler olarak alan hakimiyetinde kalmaları bu süreçte bunların kültürlerini buraya taşımalarına ve burada yaşadıkları dönem içerisinde kendi kültür ve inançları çerçevesinde bu mezarları yaptıkları yönünde bir düşünce oluştu. Nemrut Dağı’nda Arkeokos’un mezarı var. O da böyle çakıl mezardır” ifadelerini kullandı.
Dede Tümülüs’ünün define arayıcıları tarafından tahrip edildiğinin de bilgisini veren Beyazlar, çakıl yığını altında olduğu değerlendirilen mezara ulaşılamadığını ifade etti.
Bölgenin korunması gerektiğine işaret eden Beyazlar, “Tümülüs’ün belli bir yerlerinde define arayıcıları tarafından tahribatlar yapıldığını gördük. Bunun nedeni, tepenin altındaki kaya oygu mezarına, yani kralın ya da beyin mezarına ulaşmaktır. İçindeki varsa değerli hazineleri almak amacı taşıyor. Şuana kadar buna ulaşılmış değil ancak, bu tür kişilere de fırsat verilmemeli. Yerel imkanlarla bunlar korunmalı” çağrısında bulundu.
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, tescil çalışmasının sürecini de, “Bir yandan da burasının jeofizik çalışmaları yapılarak çakıl yığınının altındaki oda mezarın olup olmadığı durumu tespit edilmeli. Daha sonraki süreçte de buna inilerek mezarın bilimsel metotlarla çalışılması gerekiyor. Tespit edilmesi halinde olduğu yerin görsel olarak turizme açılacak mekan olarak tanzim edilmesi gerekiyor. Dede Tümülüsünün olduğu yer, Elbistan’ı en güzel noktadan görülebildiği bir alan. Tepeye hakim bir nokta. Biz, alanın koordinatlarını belirledik. Koruma alanı ne kadar olacak ona yönelik çevresel araştırmalar yaptık. Tescil yönetmeliğine göre rapor hazırlanacak. Bundan sonraki süreçte de bizim hazırladığımız rapor kurula sunulacak. Kurulun kararının ardından bölge arkeolojik kültür varlığı olarak tescil edilecek” cümleleri ile özetledi.
Kaynak: İHA
Tümülüslerin, ana kayaya oyulmuş bir kral ya da bey mezarının üstünün çakıl taşları ile kapatılması mantığına dayandığını kaydeden arkeolog Ahmet Beyazlar, Dede Tümülüsünün Nemrut Dağı’ndaki Arkeokos’un mezarı ile benzerlik gösterdiğine vurgu yaptı.
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü, Şardağı’nda Elbistan’ı kuşbakışı olarak gören en hakim noktalardan biri olan alanda bulunan ve halk arasında ‘Dede’ olarak bilinen bölgenin tarihi ve kültürel değerini tespit etmek için harekete geçti. Bilinen bir tarihi olmayan ve ne için yapıldığına dair birçok rivayet bulunan Dede’nin hangi yıllarda ve ne amaçla Şardağı’nın tepesinde inşa edildiğinin tespit edilmesini öngören projenin ilk çalışması Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü uzmanı arkeolog Ahmet Beyazlar ve ekibi tarafından yapıldı.
Define arayıcılarının büyük bir kısmını talan ettiği Dede Tümülüsünün jeofizik incelemeler sonucunda kral ya da bey mezarı olduğunun belirlenmesinin ardından bölge sit alanı ilan edilecek ve arkeolojik kültür varlığı olarak tescil edilecek.
Elbistan’da yaşayan Mehmet Arkalı isimli vatandaşın BİMER’e yaptığı başvuru sonrasında başlayan çalışma hakkında bilgi veren Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, Tümülüslerin milattan önce 6. yüzyıldan Roma dönemine kadar Anadolu’da ve Orta Asya’da yaşam bulan bir anıt mezar türü olduğunu belirtti.
Tümülüslerin ana kayaya kazılan mezar odası ve üzerine çakıl taşı yığılması ile oluştuğunun bilgisini veren Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, “Bakanlığımıza BİMER kanalı ile Elbistan merkezdeki ‘Dede Tümülüsü’ ile ilgili tespit ve tescil çalışması talebinde bulunulması üzerine buradayız. Konuyla ilgili olarak çalışmaya geldik. Şardağı’nda bulunan alanda incelemeler yaptık. Alanın tesciline yönelik gerekli tespit çalışmasını yaptık. Yaptığımız tespite göre burası bir Tümülüs mezar. Tümülüs mezar, klasik dönem dediğimiz M.Ö. 6. yüzyıldan başlayarak Roma dönemine kadar geçen süreçte Anadolu’da ve Orta Asya’da yaşam bulmuş bir anıt mezar türü. Bunun altında ana kayaya oyulmuş mezar odası bulunur. Onun içinde de dönemin beyinin, kralının mezarı olur. Bunun da üzeri açılmasını engellemek için çakıl yığınları ile kapatılır. Taş yığınları hem mezarı korur hem de abidevi şekilde görülmesini ve ileri dönemlere aktarılması sağlanır” dedi.
Bölgeye verilen isim olan ‘Dede’nin tarihsel süreçte ata anlamına gelen ‘Date’ kelimesi ile çağrışım yaptığı görüşünü aktaran Beyazlar, bölgedeki anıt mezarın da Anadolu’da Romalılara karşı mücadele eden Pontus Kralı Mitridate’ye ait olabileceği izlenimini taşıdığını anlattı.
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, bu konuda da, “Dede; ata, date gibi bir isim. Anadolu’da Roma egemenliği oluşmadan önce 48 yıl sürmüş bir savaş var. Dede Tümülüs’ü de Anadolu’da Romalılara karşı mücadele eden dönemin Pontus Kralı Mitridate-Bedriata’nın ismi ile ilgili çağrışım yapıyor. Nitekim İskit Devleti’nin yıkılması sonucunda oradaki askerlerin Anadolu’da paralı asker olarak Büyük İskender’e gelmeleri, Büyük İskender’den sonra da yerel beylikler olarak alan hakimiyetinde kalmaları bu süreçte bunların kültürlerini buraya taşımalarına ve burada yaşadıkları dönem içerisinde kendi kültür ve inançları çerçevesinde bu mezarları yaptıkları yönünde bir düşünce oluştu. Nemrut Dağı’nda Arkeokos’un mezarı var. O da böyle çakıl mezardır” ifadelerini kullandı.
Dede Tümülüs’ünün define arayıcıları tarafından tahrip edildiğinin de bilgisini veren Beyazlar, çakıl yığını altında olduğu değerlendirilen mezara ulaşılamadığını ifade etti.
Bölgenin korunması gerektiğine işaret eden Beyazlar, “Tümülüs’ün belli bir yerlerinde define arayıcıları tarafından tahribatlar yapıldığını gördük. Bunun nedeni, tepenin altındaki kaya oygu mezarına, yani kralın ya da beyin mezarına ulaşmaktır. İçindeki varsa değerli hazineleri almak amacı taşıyor. Şuana kadar buna ulaşılmış değil ancak, bu tür kişilere de fırsat verilmemeli. Yerel imkanlarla bunlar korunmalı” çağrısında bulundu.
Gaziantep Kültür Varlıklarını Koruma Kurulu Bölge Müdürlüğü Uzmanı Arkeolog Ahmet Beyazlar, tescil çalışmasının sürecini de, “Bir yandan da burasının jeofizik çalışmaları yapılarak çakıl yığınının altındaki oda mezarın olup olmadığı durumu tespit edilmeli. Daha sonraki süreçte de buna inilerek mezarın bilimsel metotlarla çalışılması gerekiyor. Tespit edilmesi halinde olduğu yerin görsel olarak turizme açılacak mekan olarak tanzim edilmesi gerekiyor. Dede Tümülüsünün olduğu yer, Elbistan’ı en güzel noktadan görülebildiği bir alan. Tepeye hakim bir nokta. Biz, alanın koordinatlarını belirledik. Koruma alanı ne kadar olacak ona yönelik çevresel araştırmalar yaptık. Tescil yönetmeliğine göre rapor hazırlanacak. Bundan sonraki süreçte de bizim hazırladığımız rapor kurula sunulacak. Kurulun kararının ardından bölge arkeolojik kültür varlığı olarak tescil edilecek” cümleleri ile özetledi.