Başbakan Davutoğlu Açıklaması (1)
'Fezlekeler, zaten bu bir rutin işlemdir. Adalet Bakanlığı Başbakanlığa, Başbakanlık da Meclis'e gönderir. Bugünlerde dokunulmazlık gündemde olduğu için bu fezlekelerin gönderilmesi sanki yeni bir durummuş gibi algılanıyor. Bütün bunları bütçe sonrasında hep beraber değerlendireceğiz. Meclis'e ulaşmış fezlekelerle ilgili ne yapacağımız hususunu, Meclis Başkanımızla da gerekirse diğer parti temsilcileriyle de görüşürüz' 'Öncelikle hepimizin dokunulmazlıkların çerçevesi konusunda anlaşmamız, bir mutabakata varmamız lazım. Ben, bana en aykırı fikirlere dahi sahip olsa her milletvekilinin kürsü dokunulmazlığını sonuna kadar savunmamız gerektiğini düşünüyorum ve savunuyorum da' 'Ne söylerse söylesin, hangi fikri beyan ederse etsin millet adına, milletin kürsüsünde konuşan kimseye dokunulmaz ama aynı şekilde bir insan olarak ve milletten meşruiyeti almış bir hükümetin Başbakanı olarak da 29 canımızı almış olan ve bu sadece Ankara olayıyla ilgili değil, diğer terör olaylarında teşmil edilebilecek şekilde, bir caninin taziye ziyaretini de dokunulmazlık çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil'
Davutoğlu, A Haber Gündem Özel'de katıldığı canlı yayında, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
HDP'li 5 milletvekili hakkındaki fezlekeye ilişkin bir soru üzerine Davutoğlu, milletvekili olmanın, milletin vekili olması nedeniyle çok ağır bir sorumluluğu herkesin üzerine yüklediğini belirterek, hangi partiye mensup olunursa olunsun millet adına konuşulması, millet adına siyaset yapılması gerektiğini söyledi.
Bu ağır sorumluluğun gereğini yapmanın herkes için önemli bir vecibe olduğunu, bunun aynı zamanda insani ve hukuki sorumluluğu da beraberinde getirdiğini ifade eden Davutoğlu, insani sorumluluğun insanın canını, malını, namusunu ve onurunu kutsal kabul ederek, insan hak ve özgürlüklerine saygı gösteren bir tutum sergilemek olduğunu kaydetti.
Hukuki sorumluluğun da Türkiye'deki demokratik hukuk kuralları içinde faaliyet icra etmek ve görüş beyanında bulunmak olduğunu vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
'Dokunulmazlığın çerçevesini hepimiz için çizen bu insani ve hukuki boyuttur. Bu çerçevelerde sadık kalındıkça her türlü düşünce ve kürsü özgürlüğü demokrasilerin olmazsa olmaz şartıdır. Meclis kürsüsü bu anlamda hiç kimsenin dokunamadığı bir makamdır. Orada konuşan bütün millet adına konuşur. Orada fikir beyan eden şahsi fikrini beyan etmekle birlikte milletin vekili olarak da fikrini beyan eder. Yani şu veya bu partiden seçilmiş olmamız, milletin tümünü temsil etme keyfiyetini ortadan kaldırmaz. Bu çerçeveden bakıldığında dokunulmazlığı bu çerçevede oturtup, demokratik hukuk kurulları içerisinde suç teşkil eden hususlara teşmilet vermek lazım. Bu sıradan suçlar için de böyle geçerli. Yoksa milletvekilliğini hukukun dışında, hukuk kurallarından azade ve bigane olduğumuz bir mevki, makam şeklinde telakki edersek, bir müddet sonra burası her türlü hukuki ve insani ilkenin üzerinde seçkinci bir elit haline dönüşür milletvekilleri. Hepimiz bu anlamda millete hesap vermekle yükümlüyüz. Bu standardın oturması lazım.'
Başbakan Davutoğlu, bazen milletvekili üzerinde ağır baskılar oluşturulduğunu, milletvekilliğinin en temel haklarının yok edilebildiğini, 12 Eylül ve 27 Mayıs'ta, yine Merve Kavakçı olayında bunun görüldüğünü anlattı.
- HDP'li vekilin taziye ziyareti
Milletin vekilinin yemin bile ettirilmeyen bir baskı altında kaldığını ifade eden Davutoğlu, bazen hiçbir kayıt olmadığını, sokakta suç işlediğinde herhangi bir şekilde müeyyide uygulanmadığını, son olayda da görüldüğü gibi insani ve hukuki açıdan savunulması mümkün olmayacak şekilde 29 canı alan bir teröriste, caniye taziyede bulunmak gibi bir ifrata götürüldüğünü dile getirdi.
Başbakan Davutoğlu, 'Öncelikle hepimizin dokunulmazlıkların çerçevesi konusunda anlaşmamız, bir mutabakata varmamız lazım. Ben, bana en aykırı fikirlere dahi sahip olsa her milletvekilinin kürsü dokunulmazlığını sonuna kadar savunmamız gerektiğini düşünüyorum ve savunuyorum da. Ne söylerse söylesin, hangi fikri beyan ederse etsin millet adına, milletin kürsüsünde konuşan kimseye dokunulmaz ama aynı şekilde bir insan olarak ve milletten meşruiyetini almış bir hükümetin Başbakanı olarak da 29 canımızı almış olan ve bu sadece Ankara olayıyla ilgili değil, diğer terör olaylarında teşmil edilebilecek şekilde, bir caninin taziye ziyaretini de dokunulmazlık çerçevesinde değerlendirmek mümkün değil' şeklinde konuştu.
Bazı milletvekillerinin fiilen teröristlere silah taşınması gibi konuların milletvekilli dokunulmazlığı içine giren hususlar olmadığını vurgulayan Davutoğlu, bu ilkeleri koyarak bu konularda anlaşılması gerektiğini aktardı.
- 'Bunu AK Parti meselesi olarak görmemek lazım'
Başbakan Ahmet Davutoğlu, hangi parti olursa olsun bu konularda anlaşılması durumunda işin kolaylaşacağını belirterek, şu değerlendirmelerde bulundu:
'Fezlekeler konusuna gelince zaten bu bir rutin işlemdir. Adalet Bakanlığı Başbakanlığa, Başbakanlık da Meclis'e gönderir. Bugünlerde dokunulmazlık gündemde olduğu için bu fezlekelerin gönderilmesi sanki yeni bir durummuş gibi algılanıyor. Hayır, rutin bir işlemdir, daha önce başka fezlekeler de aynı usule göre gönderilmiştir. Bütün bunları bütçe sonrasında hep beraber değerlendireceğiz ve Meclis'e ulaşmış fezlekelerle ilgili ne yapacağımız hususunu Meclis Başkanımızla da gerekirse diğer parti temsilcileriyle de görüşürüz. Çünkü bütün Meclis'in onurunu temsil eden bir husus. Yani eminim, CHP de MHP de ve geçen gün de vurguladım HDP'nin makul ve vicdan taşıyan milletvekilleri de bu milletvekilinin bir teröristin taziyesine gitmesini kabul etmemiştir. Bunu bir AK Parti meselesi olarak görmemek lazım. Bunu Meclis'in onuru, itibarı, her bir milletvekilinin milletin vicdanının temsil etmesi hasebiyle değerlendirmek lazım. Biz bunu bir parti meselesi olarak değil, Meclisimizin onuru meselesi olarak görüyoruz.'
(Sürecek)