'Böbrek Hastaların Çoğu Hastalığından Habersiz'
Prof. Dr. Ok: 'Ülkemizde yaklaşık 7 milyon kişi hafiften ağıra değişen derecelerde böbrek hastalığına sahip olabilir. Bu hastaların büyük oranı hastalığından habersiz' 'Maalesef ülkemizde bilinçsiz ve reçetesiz ilaç kullanma alışkanlığı var. Doktora danışılmadan alınan ilaçlar, ilerleyen dönemde farklı yakınmalara ve hastalıklara neden olabiliyor. Özellikle böbrekleri fazla yoran ilaçlar var. Bu sebeple gereksiz ve reçetesiz ilaç kullanmaktan kaçınmak gerekiyor'
Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Nefroloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ercan Ok, Türkiye'de yaklaşık 7 milyon kişide hafiften ağıra değişen derecelerde böbrek hastalığı görülebileceğini belirterek, hastaların büyük oranının bu durumdan habersiz olduğunu bildirdi.
Ok, Dünya Böbrek Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bacaklarda şişlik, idrardan kan gelmesi, gece sık idrara çıkma ve tansiyon yüksekliğinin böbrek hastalığının göstergesi olabileceğine işaret ederek, bu durumlarda hekime başvurulmasını önerdi.
Türk Nefroloji Derneğince geçmiş yıllarda yapılan araştırmaların Türkiye'de böbrek hastalığı sıklığının oldukça yüksek olduğu sonucunu ortaya çıkardığını aktaran Ok, 'Ülkemizde yaklaşık 7 milyon kişi hafiften ağıra değişen derecelerde böbrek hastalığına sahip olabilir. Bu hastaların büyük oranı hastalığından habersiz' ifadelerini kullandı.
Yüksek tansiyon ve şeker hastalarıyla tekrarlayan böbrek taşı problemi olanları, böbrek sağlığı konusunda dikkatli olmaları konusunda uyaran Ok, şu tavsiyelerde bulundu:
'İlaç kullanımının doktor kontrolü altında olması gerekiyor. Maalesef ülkemizde bilinçsiz ve reçetesiz ilaç kullanma alışkanlığı var. Doktora danışılmadan alınan ilaçlar, ilerleyen dönemde farklı yakınmalara ve hastalıklara neden olabiliyor. Özellikle böbrekleri fazla yoran ilaçlar var. Bu sebeple gereksiz ve reçetesiz ilaç kullanmaktan kaçınmak gerekiyor. Böbrek hastalıklarına yol açan en büyük nedenlerden biri de sağlıksız beslenme alışkanlıkları. Böbrek sağlığımızı korumak için hazır gıdalardan olabildiğince uzak durmamız gerekiyor. Yemeklerde kullanılan tuz oranı da mümkün olduğunca azaltılmalı.'
- 'Ev hemodiyalizi böbrek hastalarına umut oluyor'
Prof. Dr. Ercan Ok, yeteri kadar su tüketerek vücudun susuz kalmasının önüne geçilmesi gerektiğini anlatarak, 'Ancak az su tüketme zararlı olabileceği gibi, aşırı tüketim de özellikle böbrek, kalp, karaciğer hastalığı olanlarda bazı sorunlara yol açabilir. Tekrarlayan böbrek taşı olan hastalarda çok su içmek uygunken, bunlar dışında bol su içmeyi önermek için sağlam kanıtımız yok. O yüzden, ihtiyaç duyduğumuz, susadığımız kadar su içmeliyiz. Bu noktada kişinin vücut ihtiyacı ön plana çıkıyor' değerlendirmesinde bulundu.
Böbrek hastalıklarını önlemenin sağlık için atılacak birincil adım olduğuna işaret eden Ok, Türkiye'de şu an 60 binden fazla kronik böbrek hastası olduğunu bildirdi.
Ercan Ok, bu kapsamda klinik diyalizin alternatifi olarak ev hemodiyalizini önererek, bu tedavinin kadavradan böbrek nakline eşit, oldukça etkili bir yöntem olarak hastalara umut olduğunu kaydetti.
Diyaliz hastalarına daha kaliteli bir yaşam imkanı sunan ev hemodiyalizinin kurulumunun Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ücretsiz yapıldığını aktaran Ok, şöyle devam etti:
'Klinikte 3 gün 4 saat diyaliz olma imkanına sahip hastalar, bu yöntemi tercih etmeleri halinde, 2 aylık eğitimin ardından tedavilerini evlerinde kendileri uygulama ve süreyi daha uzun tutma olanağına sahip oluyor. Gece uyurken yapılabilen ev hemodiyalizi sayesinde hastalar zamanlarını diledikleri gibi değerlendirebilmenin yanında, klinik diyalizi sonrası yaşadıkları tüm yan etkilerden kurtuluyor. İlaç kullanımını ve perhiz uygulamasını asgari düzeye indiren ev hemodiyalizi, hastaların yaşamlarına daha kaliteli bir şekilde devam etmesini sağlıyor.'
Kaynak: AA
Ok, Dünya Böbrek Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, bacaklarda şişlik, idrardan kan gelmesi, gece sık idrara çıkma ve tansiyon yüksekliğinin böbrek hastalığının göstergesi olabileceğine işaret ederek, bu durumlarda hekime başvurulmasını önerdi.
Türk Nefroloji Derneğince geçmiş yıllarda yapılan araştırmaların Türkiye'de böbrek hastalığı sıklığının oldukça yüksek olduğu sonucunu ortaya çıkardığını aktaran Ok, 'Ülkemizde yaklaşık 7 milyon kişi hafiften ağıra değişen derecelerde böbrek hastalığına sahip olabilir. Bu hastaların büyük oranı hastalığından habersiz' ifadelerini kullandı.
Yüksek tansiyon ve şeker hastalarıyla tekrarlayan böbrek taşı problemi olanları, böbrek sağlığı konusunda dikkatli olmaları konusunda uyaran Ok, şu tavsiyelerde bulundu:
'İlaç kullanımının doktor kontrolü altında olması gerekiyor. Maalesef ülkemizde bilinçsiz ve reçetesiz ilaç kullanma alışkanlığı var. Doktora danışılmadan alınan ilaçlar, ilerleyen dönemde farklı yakınmalara ve hastalıklara neden olabiliyor. Özellikle böbrekleri fazla yoran ilaçlar var. Bu sebeple gereksiz ve reçetesiz ilaç kullanmaktan kaçınmak gerekiyor. Böbrek hastalıklarına yol açan en büyük nedenlerden biri de sağlıksız beslenme alışkanlıkları. Böbrek sağlığımızı korumak için hazır gıdalardan olabildiğince uzak durmamız gerekiyor. Yemeklerde kullanılan tuz oranı da mümkün olduğunca azaltılmalı.'
- 'Ev hemodiyalizi böbrek hastalarına umut oluyor'
Prof. Dr. Ercan Ok, yeteri kadar su tüketerek vücudun susuz kalmasının önüne geçilmesi gerektiğini anlatarak, 'Ancak az su tüketme zararlı olabileceği gibi, aşırı tüketim de özellikle böbrek, kalp, karaciğer hastalığı olanlarda bazı sorunlara yol açabilir. Tekrarlayan böbrek taşı olan hastalarda çok su içmek uygunken, bunlar dışında bol su içmeyi önermek için sağlam kanıtımız yok. O yüzden, ihtiyaç duyduğumuz, susadığımız kadar su içmeliyiz. Bu noktada kişinin vücut ihtiyacı ön plana çıkıyor' değerlendirmesinde bulundu.
Böbrek hastalıklarını önlemenin sağlık için atılacak birincil adım olduğuna işaret eden Ok, Türkiye'de şu an 60 binden fazla kronik böbrek hastası olduğunu bildirdi.
Ercan Ok, bu kapsamda klinik diyalizin alternatifi olarak ev hemodiyalizini önererek, bu tedavinin kadavradan böbrek nakline eşit, oldukça etkili bir yöntem olarak hastalara umut olduğunu kaydetti.
Diyaliz hastalarına daha kaliteli bir yaşam imkanı sunan ev hemodiyalizinin kurulumunun Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından ücretsiz yapıldığını aktaran Ok, şöyle devam etti:
'Klinikte 3 gün 4 saat diyaliz olma imkanına sahip hastalar, bu yöntemi tercih etmeleri halinde, 2 aylık eğitimin ardından tedavilerini evlerinde kendileri uygulama ve süreyi daha uzun tutma olanağına sahip oluyor. Gece uyurken yapılabilen ev hemodiyalizi sayesinde hastalar zamanlarını diledikleri gibi değerlendirebilmenin yanında, klinik diyalizi sonrası yaşadıkları tüm yan etkilerden kurtuluyor. İlaç kullanımını ve perhiz uygulamasını asgari düzeye indiren ev hemodiyalizi, hastaların yaşamlarına daha kaliteli bir şekilde devam etmesini sağlıyor.'