'Türkiye'de Toplumsal Cinsiyet Ve Kadın Algısı Araştırması'

Araştırmaya göre Türkiye'de kadının en önemli sorunu 'şiddet' olarak öne çıktı Çalışmaya katılanların yüzde 63,3’ü aile içi şiddetin boşanmak için yeterli sebep olduğunda birleşirken, kadınlarda bu oran yüzde 67,4'e kadar çıktı Çocukların evlendirilmesiyle ilgili soruya ankete katılanların dörtte üçü, “18 yaşından küçük çocuklar hiçbir şart altında evlendirilmemelidir” yanıtı verdi.

Kadir Has Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Çalışmaları Araştırma Merkezi tarafından bu yıl ikinci defa düzenlenen 'Türkiye’de Toplumsal Cinsiyet ve Kadın Algısı Araştırması'nın 2016 yılı sonuçlarına göre, Türkiye'de kadının en önemli sorunu 'şiddet' olarak öne çıktı.

Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü’nde gerçekleştirilen basın toplantısıyla kamuoyuna açıklanan araştırmada, Türkiye genelinde 26 ilde bin 200 kişiyle yüz yüze görüşüldü.

Araştırmaya göre, Türkiye genelinde kadınların en büyük sorunu yüzde 77,8 ile 'şiddet' oldu. 'Türkiye’de kadının en büyük sorunu şiddettir' diyen erkeklerin oranı yüzde 79,8 olurken kadınların oranı ise yüzde 75,7’de kaldı. Kadınların erkeklerden daha yüksek oranla “kadının en büyük sorunudur” dediği başka bir başlık ise “eğitimsizlik” oldu (yüzde 34,8). Her iki grubun da kadın sorunu olarak tespit ettiği konular ise yüzde 41,5 ile “kadın-erkek eşitsizliği”, yüzde 37,5 ile sokakta baskı ve taciz, yüzde 30,6 ile işsizlik oldu.

Araştırma sonuçlarına göre çiftlerin yüzde 45,5 oranında aile bireyleri aracılığıyla tanışmalarına rağmen evlenmeye yüzde 36,1 oranında kendi aralarında karar vererek ailelerine bildirdikleri gözlendi. Bu sonucu yüzde 33,6 oranında “görücü usulü evlendik” seçeneği izlerken, görücü usulüyle evlenme oranının 25 yaş ve altı gençler arasında 35 yaş ve üstü bireylerden çok daha az rastlanır olduğu dikkati çekti. Çiftlerin çocuk yapma kararını da yüzde 74,6 oranında birlikte aldığı tespit edildi.

Çalışmaya katılanların yüzde 63,3’ü 'aile içi şiddetin boşanmak için yeterli bir sebep' olduğunda birleşirken, kadınlarda bu oran yüzde 67,4 oldu. Erkeklerde ise aile içi şiddetin boşanma için yeterli bir sebep olduğunu düşünenlerin oranı yüzde 59,2’de kaldı. Aynı soruda sunulan 'erkek ailenin dirlik düzeni için zaman zaman şiddete başvurabilir' seçeneğine olumlu yaklaşan katılımcıların oranı yüzde 14,4’te kalırken, kadın katılımcılarda bu duruma olumlu yaklaşanların oranı yüzde 11,8'de kaldı, erkeklerde ise bu oran yüzde 17 oldu.

- Çocuk gelinler

Araştırmada 18 yaşından küçük çocukların evlendirilmesi ile ilgili soruda ise ankete katılanların yaklaşık dörtte üçü '18 yaşından küçük çocuklar hiçbir şart altında evlendirilmemelidir' yanıtını verirken, çocuk gelinler olarak bilinen 18 yaşından küçük kız çocuklarının evlendirilmesinin yaygın olup olmadığı konusunda ise ankete katılanların yüzde 86,4’ü yaygın olduğunu ifade etti.

- 'Sağlık sistemimiz kürtajı engelliyor'

Araştırmada yakın geçmişte çokça tartışılan kürtaj konusunda çiftlerin kürtaj yapmaya birlikte karar vermesi gerektiğini savunan katılımcıların oranı yüzde 78,9 olarak belirlendi. “Kürtajı zorlaştıran bir sağlık sistemimiz var” ifadesine olumlu cevap verenlerin oranı yüzde 56,9 olarak gerçekleşirken; “kürtaj kadının en temel hakkıdır, yasaklanamaz” diyenlerin oranı ise yüzde 43,6 oldu.

Katılımcılar ayrıca, çocuk sahibi olmak için evli olmanın ya da evlenmenin şart olduğunda yüzde 58,6 oranıyla birleşti.

Anket katılımcılarının yüzde 62,8'i meclisteki kadın vekil oranını yetersiz bulurken, 'Politika erkeklerin işidir' ifadesine destek verenlerin oranı yüzde 27,9'da kaldı. olarak gerçekleşirken, bu oranın 2015 yılında çıkan yüzde 18,3’lük oranın üstünde çıkması dikkat çekti. Araştırmanın bu bölümünde ayrıca “Kadınların siyasete katılımının artması kadına yönelik şiddeti azaltır” ifadesine olumlu yaklaşımların oranı, 2015 yılında gerçekleşen yüzde 66,1’lik oranın gerisinde kalarak yüzde 54,9 olarak saptandı.

Araştırmada 'Gey, lezbiyen ve trans bireyler toplumda eşit haklara sahip olmalıdır' ifadesine olumlu yaklaşan katılımcı oranı yüzde 33,4 olurken, 'Kadınlar ve erkekler hemcinsleriyle birlikte olabilir' ifadesine olumlu bakan katılımcı oranı yüzde 17,5’te kaldı.

- 'AB adaylığı kadın hakları için umut mu?'

Ankette yer alan sonuçlar Avrupa Birliği (AB) üyeliği ve adaylığının Türkiye’de kadın haklarının gelişmesi noktasında umut kaynağı olmaktan uzaklaşmaya başladığını ortaya koydu. Ankete katılanların yüzde 41,6’sının “AB adaylığı olmasa Türkiye’de kadın hakları daha da kötüleşirdi” ifadesine katıldığı gözlenirken, bu sonucun 2015’teki sonuçların üzerine çıkan tek başlık olduğu dikkat çekici bir unsur oldu. Öte yandan “AB üyeliği kadının aile içindeki rolünü tehlikeye sokar” ifadesine katılan katılımcı oranının, 2015 yılı sonuçlarının iki katından fazla çıkması da bir başka çarpıcı veri oldu. Söz konusu ifadeye katılan katılımcıların oranı 2015’te yüzde 12,5 olarak gerçekleşirken, bu yıl bu oran yüzde 26,8 oldu.

Kaynak: AA